Gündem

Özgür Özel: Bir çete İBB davası borsası oluşturdu. HSK'ya yarın tarih, gün, saat vereceğiz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, aralarında bazı savcıların ve onlara aracılık yapan avukatların bulunduğu bir grubu çete olarak niteleyerek, bu isimlerin İBB davası borsası oluşturduğunu ileri sürdü. Özel, avukatlardan birinin isminin Mehmet Yıldırım olduğunu açıklayarak, "Milyonlarca dolarlık bir borsayı deşifre etmek hepimizin elinde. Samimi çağrımdır. HSK'ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz. HSK‘ya avukatın 40 dakikalık telefon, WhatsApp görüşmesinin ses kaydının dökümünü vereceğim. O döküme göre işlem başlatır ve kanıta ulaşmak isterse ses kaydı, HSK murakıplarının elindedir, emrindedir" ifadesini kullandı.

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, aralarında bazı savcıların ve onlara aracılık yapan avukatların bulunduğu bir grubu çete olarak niteleyerek, bu isimlerin İBB davası borsası oluşturduğunu ileri sürdü. Özel, avukatlardan birinin isminin Mehmet Yıldırım olduğunu açıklayarak, "Milyonlarca dolarlık bir borsayı deşifre etmek hepimizin elinde. Samimi çağrımdır. HSK'ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz. HSK‘ya avukatın 40 dakikalık telefon, WhatsApp görüşmesinin ses kaydının dökümünü vereceğim. O döküme göre işlem başlatır ve kanıta ulaşmak isterse ses kaydı, HSK murakıplarının elindedir, emrindedir" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 43'üncüsünü Tuzla'da gerçekleştirdiği Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitinginde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Özgür Özel, benim Filistin hassasiyetimi sorgulayamaz" dediğini anımsatarak, "Olmayan şeyi sorgulayamam. Sen de Filistin hassasiyeti yok, sen de Trump hassasiyeti, Trump korkusu var. Bir kere çıkıp da Trump'a laf edebiliyor musunuz. Erdoğan sen bir tek Trump korkusu var. Biz durduğumuz yerdeyiz. 1970'lerde Karaoğlan Ecevit nasıl Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yanındaysa, nasıl Yaser Arafat'ın yanındaysa Filistin'in yanındayız. Nasıl Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin davasındaysa, oradayız. Ömrü bu Filistin davasında geçmiş insanlar şimdi hayretle, dehşetle Erdoğan'ın Amerika hayranlığı, Netanyahu ile kayıkçı kavgasına, Filistin'de açlıktan ölen çocukları izlemesine yanıyorlar. Açıkça söyleyelim, bütün maskeler düşmüştür" ifadesini kullandı.

Özel, şunları kaydetti:

"Müsavat Başkan'a sesleniyorum"

"Müsavat Başkan dün çok güzel açıklamalar yaptı. Bu meydandan Müsavat Başkan'a ve bütün muhalefet liderlerine sesleniyorum. Ayrı ayrı partileriz, ayrı şeyler düşünür, söyleriz. Ama bu rejimin değişmesi için güçlü Meclisin gelmesi için, milletin bu içindeki harap olmuş halden kurtulması için, yeniden demokrasi için, yeniden cumhuriyet fikri için hep beraberiz, omuz omuzayız, hep birlikte olacağız.

19 Mart darbesinin üzerinden 140 gün geçti. Hala iddianame yazılmadı. Emin olun yazılamıyor. Her şeyi birbirine karıştırdılar. Önce yalancı şahitlerle, gizli tanıklarla dünya kadar iftira attılar, birini ispatlayamadılar. Sonra iftira mekanizmasına giriştiler, insanları evlatlarıyla, eşleriyle, aileleriyle ve yıllardır kazandıkları şirketleri, servetleriyle tehdit ettiler. Bunlara teslim olanlar oldu, 'İmzamı atayım, evladıma kavuşayım' diyenler oldu. Namusuyla direnmeye devam edenler oldu. İşin geldiği nokta şudur, kimse yargılanmaktan, sorgulanmaktan, suç işlediyse cezalandırılmaktan muaf değildir. Bir hırsız varsa partisi olmaz. Hırsız CHP'liyse de Allah belasını versin, AK Partiliyse de. Namuslu insanlara hiçbir kanıt yokken iftira attıranlar, kanıt bulamadıkları için iyice telaşa kapılıp bir yandan saçmalarken, bir yandan akıl almaz şeylere cüret etmeye başladılar. Şu anda buradan mesleklerini kötü yapan, kötüye kullanan bazı savcılarla, onların elçisi, aracısı bazı avukatların gidip kişilerle görüşüp, 'Beni savcı bey yolladı, avukatlığını yapacağım, şu ifadeyi vereceksin, şunları söyleyeceksin, şu kadar da para vereceksin' diyerek bir çetenin İBB davası borsası oluşturduğunu, bununla ilgili duyumlar değil, kanıtların elimizde olduğunu Türkiye'ye ilan ediyorum.

"Yarın HSK'ya veriyorum"

Bir avukatın adı M.Y.. Bir avukatın gezip şirketleri 'Sana da şu gelebilir, bu gelebilir, şöyle yaparsan seni kurtarırım' dediğini, bazı tutukluların aileleriyle temas kurduklarını, hatta bugün içeride olan bir tutuklunun geçmişte bunlarla görüştüğünü, bu avukatın dediği parayı bankadan çektiğini, dekont elde, bu avukatın yolladığı kişilere banka şubesinde teslim ettiğini, tarih belli, saat belli, dekont belli, kamera kayıtları orada. Bu kişilerin bu parayı alıp avukata götürdüklerini, avukatın bir savcının ismini açıkça söyleyerek, bu ifadeleri şu gün bu kişi gelip şu ifadeyi verecek dediğini, bu dediğinin gerçekten de o dediği gün olduğunu, bu ispatla diğerlerine bir şeyler yaptırdığını… Yetmez, bu kişileri telefonda kısa da olsa savcıyla görüştürdüğünü biliyorum. Elimde kanıtı var. Bunu yarın Hakimler Savcılar Kurulu’na veriyorum. Milyonlarca dolar… Hani ‘560 milyar dolar rüşvet var’ dediler de Ekrem Başkan'a bir kör kuruşu ispat edemediler ya milyonlarca dolarlık bir borsayı deşifre etmek hepimizin elinde. Samimi çağrımdır. HSK'ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz. HSK‘ya avukatın 40 dakikalık telefon, WhatsApp görüşmesinin ses kaydının dökümünü vereceğim. O döküme göre işlem başlatır ve kanıta ulaşmak isterse ses kaydı, HSK murakıplarının elindedir, emrindedir.

"AK Toroslar çetesi dağıtıılırsa Türkiye'nin önü açık"

Bu işi ayrıca şu şekle dönüştürmüşler: Bir evde arama yaparken bir zarf, sarı bir zarf. İçinde 15 bin lira mı 15 bin dolar mı bir para, adamın parası. Dört ay sonra birisine, ‘Senden sırf şu ifadeyi istiyorum. O kişiye sarı zarfı ben verdim de. Rüşvet olarak verdim de. Şirketini kurtar.’ Yani eldeki eski ifadelerden yalancı şahitlerle yalandan ispat, delil üretmeye çalışan, FETÖ’cülerin önceden yaptığını şimdi bu aşamada yapmaya çalışan, eline yüzüne bulaştırmış, harama bulaşmışlara teslim olursak namerdiz. Avukatın adını Mustafa demişim, doğrusu Mehmet’miş. Adı Mehmet Yıldırım. Şimdi bu avukatı baroya, Barolar Birliği’ne şikayet edeceğiz. Bu savcıyı, Hakimler Savcılar Kurulu’na şikayet edeceğiz. Eğer gerçekten bir soruşturma açılırsa bu savcılar, bu AK Toroslar çetesi dağıtılırsa, doğru savcı herkesin güvendiği, namuslu savcılar buraya yollanırsa, doğru heyetler oluşursa, alnımız açık, canlı yayınlar açık, millet doğruları görecek. Türkiye’nin de o günden sonra önü açık.

"Yargıdan değil çeteden bıktık"

Buradan siyasi partilere sesleniyorum. Örneğin, AK Parti’de bu pisliğe sessiz kalmayacak namuslu insanlara sesleniyorum. Örneğin, bir önceki Adalet Bakanı Abdulhamit Gül. Yarın talep etsin, bilgileri, belgeleri verelim. Mevcut Adalet Bakanı bu çeteden rahatsız. Cesaret göstersin, hep beraber dağıtalım. Biz yargıdan değil, çeteden bıktık arkadaş, çeteden bıktık. Akla uygun mu? Bu savcıların başındaki başsavcının boğazda oturduğu evin restorasyon, tadilat maliyeti bugünkü parayla 56 milyon. 56 emekli öğretmen ikramiyesi. Nasıl oluyor bu? Öbür savcılar lojman dairesinde otursun, kirada otursun. Bu operasyona gelenler villada otursun. Sert kayaya çarptın oğlum, sert kayaya çarptın. Haydi açıklama yapın. 'Hiçbir savcımız, hiçbir tutuklunun oğluyla, eşiyle, telefon teması kurmamış, hiçbir savcımız bir avukat kanalıyla WhatsApp’ta yazışmamış, Sana pazartesi şunu getiriyorum, salı da bu ifade verecek ve nasıl ifade vereceğini söylüyorum yazışmaları olmamış. Hiçbir avukat ifade karşılığı para talep etmemiş, Bundan savcı beylerin haberi var dememiş. Gösterdiği işler olup da bunu savcıyla ispat etmemiş. Hiçbir savcımız bir avukatın telefonuyla, bir tutuklunun ailesiyle görüşmemiştir.' Yaz bakalım göreyim hadi. Yaz bakalım göreyim.

"CHP'nin Genel Başkanına bir adım geri attıramazsınız"

Buradan Devlet Bey’e sesleniyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin böyle bir duruma sessiz kalmaması gerektiğini, bu pisliğin temizlenmesi gerektiğini, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu düzene itiraz edecek namuslu insanlarına sesleniyorum. Gelin, önce bu çeteyi dağıtın. İstediğiniz liyakatli savcılar gelsin, alnımız açık. Hesap vereceğiz. Hodri meydan. Eğer bu AK Toroslar çetesi yargılanmazsa, bu yaptıklarından hesap sorulmazsa, bu kadar masumun üzerine sırf Ekrem Başkan korkusuyla salınan bu çetenin yaptıkları yanına kar kalırsa, o zaman bu düzene susana da kurana da yazıklar olsun. Buradan açıkça çağırıyorum. Çete merkezli değil, adalet merkezli siyasete gel Erdoğan. Bu kötülüğe susarsak memleketi susturacaklar. Bir adım geri atarsak 100 yıl geri götürecekler. Bir santim eğilirsek bu millete diz çöktürecekler. Ant olsun ki diz çökmeyeceğiz, ant olsun ki teslim olmayacağız. Bu kerameti kendinden menkul, kağıttan kaplan saray siyasetçileri, Erdoğan’ın etrafındaki herkesi tehdit edenler, İstanbul’a gelip burada ülke siyasetinin akışını değiştireceğini sananlar…

Biz idam fermanı boynunda Anadolu’ya geçmiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz. O yüzden ne Ekrem teslim olur, ne Özgür. Ne Ekrem korkar, ne Özgür korkar. Normalde iki emekli öğretmenin oğlu, parasız yatılıda okumuş, parasız yatılı bursuyla büyümüş o çocuk korkar. Ama bu meydanı dolduranların, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Özgür’e bir adım geri attıramazsınız. 86 yıl aldığı maaşı verse alamayacağı yatı alıcı gözle gezenlerin, 56 milyonluk villalarda, yalılarda lojman diye oturanların, zengin sevenlerin, televizyon patronunun kankalarının anlamayacağı şey şudur. 10 yaşından beri tanıdığı yatılı okul arkadaşlarıyla tatil yapan, bayram yapan, gittiği her tatilin faturasını arkadaşlarıyla birlikte kendi ödeyen, bir vapura binse parasını veren Özgür Özel’i de Ekrem İmamoğlu’nu da bu partinin temiz evlatlarını da teslim alamayacaksınız. Şimdi bu çeteleri dağıtmaya, direnişi yükseltmeye, meydanları doldurmaya ve mücadeleye hazır mıyız? Birlikte Ekrem Başkan’ı Cumhurbaşkanı yapacak mıyız? Bu partiyi iktidar yapacak mıyız? Türkiye’de bir kez daha hukuk devletini, demokrasiyi kuracak mıyız?"