‘Öğretmenlerin Kategorize Edilmesi Doğru Değil’

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 09.09.2022 - 13:51, Güncelleme: 09.09.2022 - 13:51 3334+ kez okundu.
 

‘Öğretmenlerin Kategorize Edilmesi Doğru Değil’

Eğitim-İş Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara, Öğretmenlik Meslek Yasası’nın kaldırılması ve kariyer sınavının iptal edilmesini istediklerini belirerek, “Okullara gittiğimizde öğretmenler odasında birden fazla farklı öğretmen grubuyla karşılaşıyoruz. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenler var, bunların yanında uzman ve başöğretmen çeşitliliğini getirmek okuldaki iklimi bozar” dedi.

Sendika binasında açıklama yapan Kara, öğretmenlerin birçok sorununu bulunduğunu ifade ederek, öğretmenler, kamu çalışanları ve bütün vatandaşlar için ekonominin en can alıcı konu olduğunu söyledi. Öğretmenlerin ayağa kaldıran en önemli konunun Öğretmenlik Meslek Yasası’nın meclisten geçmesi olduğunu dile getiren Kara, “Bu yasa, bakanın söylediği gibi “60 yıllık bir hayalin gerçekleşmesi” değil 13 maddelik kısa bir metin söz konusu. Bu metinde de iki önemli konu var; bir tanesi kariyer basamakları yani öğretmenlerin uzman ve başöğretmen olması diğeri de 3600 ek göstergenin verilmesi” dedi. Kara, öğretmenlik kariyer basamaklarının bir sınava dayalı olarak verilmesini kabul etmediklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Biz, öğretmenlerin zaten uzman olduğunu, öğretmenliğin zaten bir uzmanlık olduğunu, yasada da bunun belirtildiğini, onun için ayrıca uzmanlık ya da başöğretmenlik için bir sınavın getirilmesi doğru değil. Öğretmenleri bu şekilde kategorize edilmesini doğru bulmuyoruz. Okullara gittiğimizde öğretmenler odasında birden fazla farklı öğretmen grubuyla karşılaşıyoruz. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenler var, bunların yanında uzman ve başöğretmen çeşitliliğini getirmek okuldaki iklimi bozar.” Eğitim-İş olarak yasanın çıktığı günden buyana yoğun bir tepki gösterdiklerini aktaran Kara, yasa TBMM’de görüşülürken tepkilerini dile getirdiklerini, meclis önünde de yasanın çıkmaması için açıklama yaptıklarını ve polisle arbede yaşadıklarını anlattı. “BU YASA ÖĞRETMENLER İÇİN GARABETTİR” Kara, sendika olarak Öğretmenlik Meslek Yasası’nın kaldırılması ve sınavın iptal edilmesiyle ilgili bölgesel basın açıklaması yaptıklarını kaydederek, “İlk olarak Fakir Bayburt’un memleketi Burdur’da, İzmir’de, İstanbul’da Samsun’da ve Diyarbakır’da bir eylem gerçekleştirdik. Sesimizi gür bir şekilde kamuoyu ile paylaştık. Bu yasanın öğretmenler için bir garabet olduğunu ifade ettik. Öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunu yineledik. Tazminatları artırmak için; bin lira civarında uzman öğretmene, 2 bin lira civarında başöğretmene ücret artışı sağlayacaksınız, bu nedenle öğretmenleri dileneceği yaz döneminde bilgisayar başına kilitlediniz. O eğitimden sonrada bir sınav yapılacağı söyleniyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Şunu da her zaman söylüyoruz, tekrar etmekte de fayda var; bu ülkede bir tek başöğretmen vardır, o da bu ülkenin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu hadsizlikten vazgeçilmesini ısrarla söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “SINAVIN İPTAL EDİLMESİNİ ISRARLA SÖYLÜYORUZ” Sınavın yapılmamasını ısrarla söylediklerini dile getiren Kara, şunları söyledi: “Bu konuda belki yönetim boyutunda boykot olabilir ama öğretmenlerimize “Bu sınavı boykot edin” diyemiyoruz. Çünkü ekonomik durum zaten ortada, bunun karşılığında azda olsa bir ücret artışı olacağı için öğretmenlerimizi bu konuda sınırlandırmak istemiyoruz. Ama biz şuna inanıyoruz; diğer sendikalarda sınava karşı olduklarını söylüyorlar ancak bunu eyleme dökemiyorlar. Türk Eğitim-Sen 1 Eylül’de Öğretmenlik Meslek Yasası ile ilgili Türkiye geneli bir basın açıklaması yapacaktı ama erteledi. Yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen’de karşı olduğunu söylüyor ama bu sadece söylemde kalıyor. Bunun eyleme dökülmesi lazım. Yani Eğitim-İş’in yaptığı gibi bölgesel basın açıklamalarıyla bunun kamuoyuna niçin bu yasanın ve sınavın iptal edilmesi gerektiğiyle ilgili bilgi verilmesi gerekiyor. Ancak kamuoyu desteğiyle sınav iptal edilir. Tabii yasal bir düzenleme olduğu için ana muhalefet partisi konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Çına yönetmelikle ilgili Danıştay’a da dava açtık. Türkiye’deki davaların sonuçlanma sürelerine baktığınızda sınava yetişmeyeceği kanaatindeyiz. Onun için meclisin toplandıktan sonra ilk konu olarak Öğretmenlik Meslek Yasası’nı revize etmesi gerekiyor. Bu noktada ya yasayı değiştirmelerini ya da sınavı iptal etmelerini ısrarla söylüyoruz.” “SORUNLU BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA BAŞLIYORUZ” Kara, öğretmenlerin süregelen sıkıntılarının olduğuna da dikkat çekerek, “Kalabalık sınıflar, ilçedeki öğretmenlerin henüz görevlendirme yerlerinin belli olmaması, onun dışında ekonomik şartlar süregelen bir sorun, idarelerin baskısı, keyfi yönetimler öğretmenlerimizi bu senede bekleyen sorunlar. Geçmişten günümüze devam eden bir sorunlar yumağı eğitimin tüm paydaşlarında var. Öğrenci sıkıntı, öğretmen sorun içerisinde, velilerde bu keşmekeş içerisinde zaten sorun yaşıyorlar. Geçen sene kaldığı yerden bu senede sorunlar devam ediyor. Maalesef yine sorunlu bir eğitim-öğretim yılına başlıyoruz. Ben yine de başarılı bir öğretim yılı olmasını diliyorum” diye konuştu. “CUMHURBAŞKANI’NIN AÇIKLAMASINI TALİHSİZ BULUYORUZ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Türkiye için hiçbir projeleri olmayanların boykot çağrısı tamamen art niyetli bir girişimdir. Bırakın artık boykotu nedir bunlar? Siz eğitim-öğretim mimarı mısınız, yoksa çapulcu olarak dolaşanlardan mısınız?" ifadelerine de değinen Kara, “Çok talihsiz bir açıklama. Ülkenin cumhurbaşkanının, özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin haklarını ararken söylendi. Bu öğretmenlerin çoğunun emeği sömürülüyor, asgari ücretin altında çalışan ve atanamayan öğretmenler var ve geçinmek için bir yerlerde çalışmaları lazım, özel eğitim kurumlarında çok fazla ders saati karşılığında çok az ücret alıyorlar. Haklarını aramak için Ankara’da basın açıklaması yapmaya çalıştılar ama orada polisin şiddetini gördük. Onu da kınıyoruz, nedense orantısız bir güç kullanılıyor. Bu ülkede saygıyı hak eden mesleklerin başında gelen, ülkenin geleceğini şekillendirecek meslek grubunun temsilcilerine yapmış oldukları o şiddeti kınıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın o açıklamasını da çok talihsiz buluyoruz. Bir ülkenin cumhurbaşkanının, bir meslek grubuna ‘çapulcu’ demesi ki bu kelime başkasının haklarını gasp eden, yağmalayan anlamına geliyor, biz kimsenin hakkını ve malını gasp etmiyoruz. Biz sadece emeğimizin karşılığının alınması amacıyla bu basın açıklaması ve eylemleri yapıyoruz. Hiç hoş olmadı, cumhurbaşkanına yakışmadı. Ama zaten önceki söylemlere de baktığınızda çok da sürpriz değil” değerlendirmesinde bulundu.  
Eğitim-İş Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara, Öğretmenlik Meslek Yasası’nın kaldırılması ve kariyer sınavının iptal edilmesini istediklerini belirerek, “Okullara gittiğimizde öğretmenler odasında birden fazla farklı öğretmen grubuyla karşılaşıyoruz. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenler var, bunların yanında uzman ve başöğretmen çeşitliliğini getirmek okuldaki iklimi bozar” dedi.

Sendika binasında açıklama yapan Kara, öğretmenlerin birçok sorununu bulunduğunu ifade ederek, öğretmenler, kamu çalışanları ve bütün vatandaşlar için ekonominin en can alıcı konu olduğunu söyledi.

Öğretmenlerin ayağa kaldıran en önemli konunun Öğretmenlik Meslek Yasası’nın meclisten geçmesi olduğunu dile getiren Kara, “Bu yasa, bakanın söylediği gibi “60 yıllık bir hayalin gerçekleşmesi” değil 13 maddelik kısa bir metin söz konusu. Bu metinde de iki önemli konu var; bir tanesi kariyer basamakları yani öğretmenlerin uzman ve başöğretmen olması diğeri de 3600 ek göstergenin verilmesi” dedi.

Kara, öğretmenlik kariyer basamaklarının bir sınava dayalı olarak verilmesini kabul etmediklerini ifade ederek, şunları söyledi:

“Biz, öğretmenlerin zaten uzman olduğunu, öğretmenliğin zaten bir uzmanlık olduğunu, yasada da bunun belirtildiğini, onun için ayrıca uzmanlık ya da başöğretmenlik için bir sınavın getirilmesi doğru değil. Öğretmenleri bu şekilde kategorize edilmesini doğru bulmuyoruz. Okullara gittiğimizde öğretmenler odasında birden fazla farklı öğretmen grubuyla karşılaşıyoruz. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenler var, bunların yanında uzman ve başöğretmen çeşitliliğini getirmek okuldaki iklimi bozar.”

Eğitim-İş olarak yasanın çıktığı günden buyana yoğun bir tepki gösterdiklerini aktaran Kara, yasa TBMM’de görüşülürken tepkilerini dile getirdiklerini, meclis önünde de yasanın çıkmaması için açıklama yaptıklarını ve polisle arbede yaşadıklarını anlattı.

“BU YASA ÖĞRETMENLER İÇİN GARABETTİR”

Kara, sendika olarak Öğretmenlik Meslek Yasası’nın kaldırılması ve sınavın iptal edilmesiyle ilgili bölgesel basın açıklaması yaptıklarını kaydederek, “İlk olarak Fakir Bayburt’un memleketi Burdur’da, İzmir’de, İstanbul’da Samsun’da ve Diyarbakır’da bir eylem gerçekleştirdik. Sesimizi gür bir şekilde kamuoyu ile paylaştık. Bu yasanın öğretmenler için bir garabet olduğunu ifade ettik. Öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunu yineledik. Tazminatları artırmak için; bin lira civarında uzman öğretmene, 2 bin lira civarında başöğretmene ücret artışı sağlayacaksınız, bu nedenle öğretmenleri dileneceği yaz döneminde bilgisayar başına kilitlediniz. O eğitimden sonrada bir sınav yapılacağı söyleniyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Şunu da her zaman söylüyoruz, tekrar etmekte de fayda var; bu ülkede bir tek başöğretmen vardır, o da bu ülkenin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu hadsizlikten vazgeçilmesini ısrarla söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“SINAVIN İPTAL EDİLMESİNİ ISRARLA SÖYLÜYORUZ”

Sınavın yapılmamasını ısrarla söylediklerini dile getiren Kara, şunları söyledi:

“Bu konuda belki yönetim boyutunda boykot olabilir ama öğretmenlerimize “Bu sınavı boykot edin” diyemiyoruz. Çünkü ekonomik durum zaten ortada, bunun karşılığında azda olsa bir ücret artışı olacağı için öğretmenlerimizi bu konuda sınırlandırmak istemiyoruz. Ama biz şuna inanıyoruz; diğer sendikalarda sınava karşı olduklarını söylüyorlar ancak bunu eyleme dökemiyorlar. Türk Eğitim-Sen 1 Eylül’de Öğretmenlik Meslek Yasası ile ilgili Türkiye geneli bir basın açıklaması yapacaktı ama erteledi. Yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen’de karşı olduğunu söylüyor ama bu sadece söylemde kalıyor. Bunun eyleme dökülmesi lazım. Yani Eğitim-İş’in yaptığı gibi bölgesel basın açıklamalarıyla bunun kamuoyuna niçin bu yasanın ve sınavın iptal edilmesi gerektiğiyle ilgili bilgi verilmesi gerekiyor. Ancak kamuoyu desteğiyle sınav iptal edilir. Tabii yasal bir düzenleme olduğu için ana muhalefet partisi konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Çına yönetmelikle ilgili Danıştay’a da dava açtık. Türkiye’deki davaların sonuçlanma sürelerine baktığınızda sınava yetişmeyeceği kanaatindeyiz. Onun için meclisin toplandıktan sonra ilk konu olarak Öğretmenlik Meslek Yasası’nı revize etmesi gerekiyor. Bu noktada ya yasayı değiştirmelerini ya da sınavı iptal etmelerini ısrarla söylüyoruz.”

“SORUNLU BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA BAŞLIYORUZ”

Kara, öğretmenlerin süregelen sıkıntılarının olduğuna da dikkat çekerek, “Kalabalık sınıflar, ilçedeki öğretmenlerin henüz görevlendirme yerlerinin belli olmaması, onun dışında ekonomik şartlar süregelen bir sorun, idarelerin baskısı, keyfi yönetimler öğretmenlerimizi bu senede bekleyen sorunlar. Geçmişten günümüze devam eden bir sorunlar yumağı eğitimin tüm paydaşlarında var. Öğrenci sıkıntı, öğretmen sorun içerisinde, velilerde bu keşmekeş içerisinde zaten sorun yaşıyorlar. Geçen sene kaldığı yerden bu senede sorunlar devam ediyor. Maalesef yine sorunlu bir eğitim-öğretim yılına başlıyoruz. Ben yine de başarılı bir öğretim yılı olmasını diliyorum” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI’NIN AÇIKLAMASINI TALİHSİZ BULUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Türkiye için hiçbir projeleri olmayanların boykot çağrısı tamamen art niyetli bir girişimdir. Bırakın artık boykotu nedir bunlar? Siz eğitim-öğretim mimarı mısınız, yoksa çapulcu olarak dolaşanlardan mısınız?" ifadelerine de değinen Kara, “Çok talihsiz bir açıklama. Ülkenin cumhurbaşkanının, özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin haklarını ararken söylendi. Bu öğretmenlerin çoğunun emeği sömürülüyor, asgari ücretin altında çalışan ve atanamayan öğretmenler var ve geçinmek için bir yerlerde çalışmaları lazım, özel eğitim kurumlarında çok fazla ders saati karşılığında çok az ücret alıyorlar. Haklarını aramak için Ankara’da basın açıklaması yapmaya çalıştılar ama orada polisin şiddetini gördük. Onu da kınıyoruz, nedense orantısız bir güç kullanılıyor. Bu ülkede saygıyı hak eden mesleklerin başında gelen, ülkenin geleceğini şekillendirecek meslek grubunun temsilcilerine yapmış oldukları o şiddeti kınıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın o açıklamasını da çok talihsiz buluyoruz. Bir ülkenin cumhurbaşkanının, bir meslek grubuna ‘çapulcu’ demesi ki bu kelime başkasının haklarını gasp eden, yağmalayan anlamına geliyor, biz kimsenin hakkını ve malını gasp etmiyoruz. Biz sadece emeğimizin karşılığının alınması amacıyla bu basın açıklaması ve eylemleri yapıyoruz. Hiç hoş olmadı, cumhurbaşkanına yakışmadı. Ama zaten önceki söylemlere de baktığınızda çok da sürpriz değil” değerlendirmesinde bulundu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri