‘Öğretmen Maaşı Yerlerde Sürünüyor’

Malatya Söz Gazetesi YouTube kanalına konuk olan Kara, öğretmenlerin Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavı’na uzman ya da başöğretmen olmak için girmediklerini ifade etti. “ÖĞRETMEN MAAŞI YERLERDE SÜRÜNÜYOR” Kara, yaptıkları okul ziyaretlerinde ‘sınava dayalı bir kariyer olsun’ diyen öğretmene rastlamadığını kaydederek, “Sınava girdiler çünkü öğretmen maaşı yerlerde sürünüyor. Türk lirasının değer kaybından dolayı alım gücü zaten sıkıntılı. Maaşlarında bir nebze olsun iyileştirme olması için sınava girdiler” dedi. Öğretmenlere en az maaş veren ülkeler arasında Türkiye’nin beşinci sırada olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Yıllara göre öğretmen maaşlarının eridiğini görüyoruz. Değil ev, araba almak kıyafet almak için bile düşünüyorlar. Öğretmenlerimiz hangi kalemden kısıp, harcama yapacaklarını düşünür hale geldiler. Emeklilerin hali zaten içler acısı. Yeni mezun bir öğretmen arkadaşımız şu anda 9 bin 600 lira ücret alıyor. Türkiye’deki kira ortalaması 6 bin lira civarında. Ev sahipleri evlerini kiraya verirken kişinin mesleğini soruyor. Öğretmene daha önce evlerini gönül rahatlığıyla kiraya verirken, şimdi düşünüyorlar hatta evlerini kiraya vermiyorlar, “Ödeyemezsin hocam” diyorlar.” “ÖMK, SİYASİ İKTİDARIN ÖĞRETMENLERE BAKIŞINI GÖSTERİYOR” Kara, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 12 sayfalık kısa bir metin olduğunu belirterek, “Siyasi iktidarın ve bakanlığın öğretmene bakışını gösteriyor. Diğer mesleklerin kanunları baktığımızda 200-300 maddelik bir meslek kanunu varken, öğretmenlerin meslek kanunu 12 sayfalık bir metin, içerisinde de 3600 ek gösterge ve kariyer basamakları var. Siyasi iktidarın ve bakanlığın öğretmenlerle dalga geçmesi ve hiçe sayması anlamına geliyor. Öğretmenlere bakışın bu karşılığı, aynı zamanda ülkenin eğitimine ve geleceğine olan bakışında bir göstergesidir” ifadelerini kullandı. “OKULLAR KENDİ SIKINTILARIYLA BAŞ BAŞA BIRAKILMIŞ DURUMDA” “2002’den buyana her alanda yaşanan erozyonun eğitimde daha çok kendini gösteriyor” diyen Kara, şunları söyledi: “Parasız eğitim neredeyse ortadan kaldırıldı. Kamusal eğitim yok denecek kadar az. Yüzde 19’luk özel okulların artışı söz konusu, bu rakam yüzde 2’den çıktı. Özel okulların teşviki, eğitimi piyasalaştırılması diğer taraftan devlet okullarında da neredeyse her velinin okul aile birlikleri marifetiyle okula bağış yapmak zorunda bırakıldığı, okulun bazı temel gereksinimlerinin veliler aracılığıyla, öğretmenlerin sınıflarından para toplayarak elde edilen gelirle sağlanıyor. Burada da yine ekonomik durumu iyi olan aileler için çok sorun oluşturmayabilir ama biraz daha şehir kenarlarında ekonomik durumu iyi olmayan velilere bir yük oluşturuyor. Zaten öğrencilerin büyük çoğunluğu okula aç geliyorlar. Günlük süt içen ya da yumurta yiyen öğrenci sayısı oldukça az. Veliler zaten ekonomik sıkıntılarla uğraşırken, birde okul ihtiyacı için talep edilen parayı karşılaması onları çok zor durumda bırakıyor. İstenilen parayı götüremediyse öğrenciler zor durumda kalıyor. Öğretmenler eliyle bu paraların toplanması ise öğretmenleri zor durumda bırakıyor. İdarelerde çıkmazda. Okulun ihtiyacı var, İş-Kur marifetiyle çalıştıracak personel alıyorlar. Okullar kendi sıkıntılarıyla baş başa bırakılmış durumda.” “CEMAAT VE TARİKATLAR OKULLARDA AT KOŞTURUYOR” “AKP iktidarı döneminde okullar birde dinselleştirilmeye çalışılıyor” ifadesini kullanan Kara, “Okuyan, yazan ya da öğrenim görmüş bireyseler değil de daha az okuyanların kendilerine oy verdiğini ya da öğrenim süresi arttıkça verilen oyun az olduğunu kendileri söylediler. Biat edecek, seçimlerde kendilerine oy verecek bir nesil yetiştirmeye çalışıyorlar. Yani 20 yıllık çabanın gerekçesi bu. Okumuş, aydın, sorgulayan, eleştiren birey istemiyorlar. Bunun içinde doğal olarak okulları kullanıyorlar. Okullarda özellikle dernek ve vakıf adı altında cemaat ve tarikatlar at koşturuyorlar. Değerler eğitimi adı altında valilik onaylarıyla okullara giriyorlar. Okullarda o gencecik çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar. Bunun bir örneği yaşandı. 15 Temmuz darbe girişiminde siz eğer bir cemaate bu kadar prim verirseniz, devletin yapması gereken eğitim-öğretim faaliyetlerini bunlara bırakırsanız sonucu bu olur. 15 Temmuz’da yaşanan olayların tekrar yaşanamayacağını kimse iddia edemez çünkü cemaat ve tarikatların okullardaki işlevleri misliyle devam ediyor. Bence ülkeyi yönetenlerin bir an önce kendilerine gelmeleri ve bu yapıları okullardan uzaklaştırmaları, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi okullarımızda uygulamaya koymaları gerekiyor” diye konuştu.