Nazmi Bilgin: Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başlandı.

Gündem 04.04.2023 - 18:55, Güncelleme: 04.04.2023 - 18:59 3422+ kez okundu.
 

Nazmi Bilgin: Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başlandı.

Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında hazırladığı şubat ayı raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü” açıklamasını yaptı.

Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında hazırladığı şubat ayı raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü” açıklamasını yaptı. Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında ifade ve basın özgürlüğü ihlallerine yönelik Şubat 2023 raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, rapora ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bilgin’in açıklaması şu şekilde: “İlçeleriyle, köyleriyle deprem bölgesine dönüşen 10 kentteki tabloda, 6 Şubat sabahı, sonrasındaki 48 saat ve hatta 72 saat boyunca enkaz altında kalanlara yardım edilememesi, yeterli arama-kurtarma ekipleri gönderilememesi ülkede en önemli gündem maddesi ve tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yol açtığı hiyerarşik sorunlar nedeniyle talimatı olmaksızın farklı kamu kurum ve kuruluşlarca depremzedelere yardım götürülemediği görüşü öne sürüldü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeterli sayıda personeliyle enkaz kaldırma çalışmalarına katılmadığı da iddia edildi. Emekli askerlerce 1999 Marmara Depremi’ndeki veriler itibariyle bu sefer TSK’nın sahada gerektiği şekilde etkin görev almadığı ifade edildi. “DEPREM BÖLGESİNDE YAŞANANLARA İLİŞKİN HABERLERE ‘DEZENFORMASYON’ GEREKÇESİYLE SULH CEZA HAKİMLİKLERİ TARAFINDAN ERİŞİME ENGELLENMESİ GETİRİLDİĞİ DE GÖRÜLDÜ” Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Geçtiğimiz Ekim ayında Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenmiş bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü. “YENİ YÖNETMELİK, BASIN KURULUŞLARINA GETİRDİĞİ AĞIR YÜKÜMLÜLÜKLER VE YASADA YER ALMAYAN KİMİ ENGELLEMELER İÇERMESİ NEDENİYLE BASIN CAMİASINDA ENDİŞE YARATIYOR” Bu yeni yönetmelik, basın kuruluşlarına getirdiği ağır yükümlülükler ve yasada yer almayan kimi engellemeler içermesi nedeniyle basın camiasında endişe yaratıyor. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde yayınlanan yerel gazetelerce bu yönetmelikle getirilen ağır şartları kaldırılamayacağı belirtiliyor. Eğer bu kuruluşlarında çalışan gazeteciler, haklarında herhangi bir suç isnadı ile dava açılmış olması halinde kesin hüküm beklenmeden görevden alınacak. Bu durum hukukçular tarafından ‘masumiyet karinesine aykırı’ olarak yorumlanıyor ve yönetmeliğin ilgili yasada yer almayan maddelerin de ilerisinde kısıtlamalara yer verdiği savunuluyor. Gazeteciler Cemiyeti olarak biz bu yeni yönetmeliğe karşı davacıyız. Ayrıca CHP de yönetmeliğe dayanak olan dezenformasyon gerekçeli yasaya karşı Anayasa Mahkemesi’nde açtığı dava da sürüyor. “ÇOK ÜZGÜNÜZ” Deprem nedeniyle Hatay’da 10, Adıyaman’da 9, Kahramanmaraş’ta 3 ve Adana’da bir gazeteci kaybını yeniden hatırlatmak isteriz. Hatay’da Ayşe Figen Arlı (İskenderun Ses), Haluk Arlı (İskenderun Ses), Burak Milli (AA), Gökhan Aklan (İHA), İzzet Nazlı (DHA), Neşet Alkan (Haber Ekspres), Erhan Yılmaz (23 Temmuz) Mehmet Tekin (Emekli Gazeteci), Hasan Seid Okay (Emekli Gazeteci); Adıyaman’da Burak Alkuş (Adıyaman Ses), Hidayet Özdemir (Gazeteci -Yazar), İskender Korkut (Mercan TV), Kemal Öner (Adıyaman Telgraf), Muhammed Akan (Adıyaman Haber) Ruhi Akan (Jet Haber), Yunus Emre Doğan (Mercan TV), Zübeyir Pektaş (Halkın Sesi), İsmail Hakkı Koçak (Mercan TV), Fatih Bayın (Radyo Tek); Kahramanmaraş’ta Mustafa Yüzbaşıoğlu (Bugün), Aziz Çevlik (Manşet), Fatih Nalbantbaşı (Maraş Medya Merkezi) ve Adana’da Meltem Özgen (CRT/TV sunucusu) meslektaşlarımızı kaybettik. Çok üzgünüz. Son olarak; Şubat ayı boyunca Türkiye’nin can kayıpları ve tarihi mekanlarıyla birlikte yıkılmış kentler nedeniyle sarsıldığı günlerdeki basın mensuplarına ve medya alanına yönelik engellemeler ise, Cemiyetimiz tarafından öz kaynaklarımızla yürüttüğümüz Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri olarak kaydedildi.”  
Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında hazırladığı şubat ayı raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü” açıklamasını yaptı.

Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında hazırladığı şubat ayı raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü” açıklamasını yaptı.

Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında ifade ve basın özgürlüğü ihlallerine yönelik Şubat 2023 raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, rapora ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bilgin’in açıklaması şu şekilde:

“İlçeleriyle, köyleriyle deprem bölgesine dönüşen 10 kentteki tabloda, 6 Şubat sabahı, sonrasındaki 48 saat ve hatta 72 saat boyunca enkaz altında kalanlara yardım edilememesi, yeterli arama-kurtarma ekipleri gönderilememesi ülkede en önemli gündem maddesi ve tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yol açtığı hiyerarşik sorunlar nedeniyle talimatı olmaksızın farklı kamu kurum ve kuruluşlarca depremzedelere yardım götürülemediği görüşü öne sürüldü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeterli sayıda personeliyle enkaz kaldırma çalışmalarına katılmadığı da iddia edildi. Emekli askerlerce 1999 Marmara Depremi’ndeki veriler itibariyle bu sefer TSK’nın sahada gerektiği şekilde etkin görev almadığı ifade edildi.

“DEPREM BÖLGESİNDE YAŞANANLARA İLİŞKİN HABERLERE ‘DEZENFORMASYON’ GEREKÇESİYLE SULH CEZA HAKİMLİKLERİ TARAFINDAN ERİŞİME ENGELLENMESİ GETİRİLDİĞİ DE GÖRÜLDÜ”

Gazeteciler, depremzedeler veya depremde yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla adli süreçler yürütülmeye başladı. Geçtiğimiz Ekim ayında Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenmiş bu yeni suç gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Yerel basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü.

“YENİ YÖNETMELİK, BASIN KURULUŞLARINA GETİRDİĞİ AĞIR YÜKÜMLÜLÜKLER VE YASADA YER ALMAYAN KİMİ ENGELLEMELER İÇERMESİ NEDENİYLE BASIN CAMİASINDA ENDİŞE YARATIYOR”

Bu yeni yönetmelik, basın kuruluşlarına getirdiği ağır yükümlülükler ve yasada yer almayan kimi engellemeler içermesi nedeniyle basın camiasında endişe yaratıyor. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde yayınlanan yerel gazetelerce bu yönetmelikle getirilen ağır şartları kaldırılamayacağı belirtiliyor. Eğer bu kuruluşlarında çalışan gazeteciler, haklarında herhangi bir suç isnadı ile dava açılmış olması halinde kesin hüküm beklenmeden görevden alınacak. Bu durum hukukçular tarafından ‘masumiyet karinesine aykırı’ olarak yorumlanıyor ve yönetmeliğin ilgili yasada yer almayan maddelerin de ilerisinde kısıtlamalara yer verdiği savunuluyor. Gazeteciler Cemiyeti olarak biz bu yeni yönetmeliğe karşı davacıyız. Ayrıca CHP de yönetmeliğe dayanak olan dezenformasyon gerekçeli yasaya karşı Anayasa Mahkemesi’nde açtığı dava da sürüyor.

“ÇOK ÜZGÜNÜZ”

Deprem nedeniyle Hatay’da 10, Adıyaman’da 9, Kahramanmaraş’ta 3 ve Adana’da bir gazeteci kaybını yeniden hatırlatmak isteriz. Hatay’da Ayşe Figen Arlı (İskenderun Ses), Haluk Arlı (İskenderun Ses), Burak Milli (AA), Gökhan Aklan (İHA), İzzet Nazlı (DHA), Neşet Alkan (Haber Ekspres), Erhan Yılmaz (23 Temmuz) Mehmet Tekin (Emekli Gazeteci), Hasan Seid Okay (Emekli Gazeteci); Adıyaman’da Burak Alkuş (Adıyaman Ses), Hidayet Özdemir (Gazeteci -Yazar), İskender Korkut (Mercan TV), Kemal Öner (Adıyaman Telgraf), Muhammed Akan (Adıyaman Haber) Ruhi Akan (Jet Haber), Yunus Emre Doğan (Mercan TV), Zübeyir Pektaş (Halkın Sesi), İsmail Hakkı Koçak (Mercan TV), Fatih Bayın (Radyo Tek); Kahramanmaraş’ta Mustafa Yüzbaşıoğlu (Bugün), Aziz Çevlik (Manşet), Fatih Nalbantbaşı (Maraş Medya Merkezi) ve Adana’da Meltem Özgen (CRT/TV sunucusu) meslektaşlarımızı kaybettik. Çok üzgünüz. Son olarak; Şubat ayı boyunca Türkiye’nin can kayıpları ve tarihi mekanlarıyla birlikte yıkılmış kentler nedeniyle sarsıldığı günlerdeki basın mensuplarına ve medya alanına yönelik engellemeler ise, Cemiyetimiz tarafından öz kaynaklarımızla yürüttüğümüz Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri olarak kaydedildi.”  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri