Muharrem İnce: Ona Selam Veren Herkes Zenginleşti

Muharrem İnce, ilk mitingini bugün Bolu’da yaptı. İnce, ilk mitinginde şunları söyledi: “Bugün burada, Köroğlu Heykeli’nin orada başlamamızın bir nedeni var. O da şu; bu ülkede ağalara, beylere, Bolu Beylerine, fakire, fukaraya zulmedenlere, Köroğlu gibi döne döne vuruşa vuruşa, göğüs göğse mücadele edeceğiz. ‘Dolar 10 lira olacak’ dediğimde bana güldüler. Dolar 20 lira oldu. ‘Deprem beka meselesidir’ dediğimde beni dinlemediler. ‘3 Mart’ta siyasi deprem olacak’ dedim. Dinlemediler. ‘10 Nisan’da bir şeyler olacak’ dedim. Biliyor musunuz ne olacak? Siyasi deprem. Şu CHP listelerini görünce dudaklarınız uçuklayacak, kalbiniz sızlayacak, yüreğiniz daralacak. Utanacaksınız. Şimdi bir şey konuşmayacağım, yarın konuşacağım. “MEMLEKET PARTİSİ’NE, TRAFİKTE MORALİ BOZULANLARI DAVET EDİYORUM” Bolu’dan sesleniyorum; Memleket Partisi’ne kimleri davet ediyorum? Kafası bozuk olanları davet ediyorum. Canı sıkılanları davet ediyorum. Gelecekten kaygı duyanları davet ediyorum. Umudunu yitirenleri davet ediyorum. Trafikte morali bozulanları davet ediyorum. Çocuğuna harçlık veremeyenleri davet ediyorum. İktidardan bıkanları, muhalefete kızanları davet ediyorum. Daha da önemlisi, ben bunca yıllık siyasetçiyim, sayısız meydanlarda oldum, ilk kez bu kadar genç görüyorum. “ONA SELAM VEREN HERKES ZENGİNLEŞTİ” 21 yıllık bir iktidar var. 21 yılın sonunda hiçbir sorunumuzu çözemedi. Ekonomiyi düzeltemedi. Sokaklar Suriyeli dolu. Tarım bitti. Eğitim çöktü. Merkez Bankası’nın rezervleri tükendi. Her yanımız borç. Biber oldu 100 lira. Soğan oldu 30 lira. Türkiye’yi kutuplaştırdı. Liyakati bitirdi. Basını susturdu. Gazeteciler, parti sözcüsü oldu. Kimse konuşamaz oldu. Depremle ilgili hazırlıkları geç yaptı. Ormanlarımız cayır cayır yanarken o, lüks uçaklarla gezdi. Şeffaflığı, hesap vermeyi yok etti. Kibri o kadar büyük ki devleti kendinin zannetti. ‘Ben gidersem devlet yıkılır’ dedi. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağını düşünemedi. Kendisine karşı çıkan herkese ‘terörist’ dedi. Ona selam veren herkes zenginleşti. Üniversiteler binadan ibaret zannetti, bilimin önemini kavrayamadı. Cumhuriyet’imizin kurucularına saygısızlık etti. Sınırlarımızı kevgire döndürdü. “HEMEN ESAT’LA MASAYA OTURACAĞIM. ŞAM’A BÜYÜKELÇİ ATAYACAĞIM” Eğer 14 Mayıs akşamı bu kardeşinize yetki verirseniz neler yapacağım, onu anlatayım. Hemen Esat’la masaya oturacağım. Şam’a büyükelçi atayacağım. Uluslararası güvence vererek Suriyelileri güle güle memleketlerine göndereceğim. Bu memleketlerin bütün çocukları Muharrem öğretmenin evlatlarıdır. Çocuklarınıza ucuz süt içirip ucuz et yedireceğim, peynir yedireceğim, balık yedireceğim. Çocuklarınız düzgün beslenecekler, bunu unutmayın. Devlet okullarının niteliğini artıracağım, özel okullara para vermek zorunda kalmayacaksınız. Yabancılara konut satışını yasaklayacağım. Kiraları düşürmenin yollarından birisi budur. Üniversiteye gittiklerinde sizin çocuklarınızı tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim. Bu ülkenin bütün öğrencileri, iki kişilik odalarda kalacak. “İKİNCİ TURA BU KARDEŞİNİZ KALIRSA YÜZDE 65 İLE CUMHURBAŞKANI OLURUM” Bunlar gitmeli. Bunları göndereceğiz ama Erdoğan’la da olmaz. Yorgun. Aklını yitirdi. Ortak akıldan uzak ama Erdoğan’ın eskileriyle de olmaz. Davutoğlu, Babacan’la da olmaz. Dördünün oyunu topla, bir milletvekili çıkaramaz. Sırf Kılıçdaroğlu’nu aday yapsınlar diye ulufe dağıtıyorlar. Ver babam ver. Biz, daha yeni başladık. Bir ay öncesine kadar partimizin oyunu 1-2 gösterenler, bugün 9-10 gösteriyor. Beni de 15 gösteriyor. 14 Mayıs günü cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. 14 Mayıs günü, ikinci turda yarışacak iki kişiyi seçeceğiz. İkinci tura bu kardeşiniz kalırsa yüzde 65 ile cumhurbaşkanı olurum. İkinci tura Erdoğan’la Kılıçdaroğlu kalırsa korkarım ki Erdoğan seçimi alır. Ben, Erdoğan’ın gitmesini istiyorum, onu göndermek istiyorum. Hata yapmayın. Bu seçim, ikinci tur seçimi.”