Malatya’da Kuraklık Alarmı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Standart Yağış İndeksi (SPI-Standardized Precipitation Index) metoduna göre 2022 Ekim ayı meteorolojik kuraklık durumunu resmi internet sitesinde yayınladı. Ağustos-Eylül ve Ekim aylarıyla ilgili yapılan değerlendirmede Malatya orta kurak seviyede yer aldı. Mayıs-Ekim ayları arasında yapılan 6 aylık değerlendirmede kuralık noktasında orta seviyede yer alan Malatya, kuraklık riski olan iller arasında yer alıyor. YAĞIŞ YÜZDE 35 AZALDI Doğu Anadolu Bölgesi’nde ekim ayı yağışı 29,6 milimetre olarak kaydedilirken, normalinin 45,5 milimetre olduğu belirtildi. 2021 yılı ekim ayı yağışı ise 34 milimetre olarak kaydedilmişti. Yağışlarda normaline göre yüzde 35, 2021 yılı ekim ayı yağışlarına göre yüzde 13 azalma gerçekleşti. “CİDDİ BİR SIKINTIYA SEBEBİYET VERECEK ENDİŞESİNİ TAŞIYORUZ” Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, kışlık ekimlerin yapıldığı bir dönemin içerisinde olunduğunu ifade ederek, “O nedenle yağışlara en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönem. Geçtiğimiz süreçte olması gereken ya da uzun yıllar aylık ortalamaya baktığımızda içinde bulunduğumuz dönemde çok ciddi bir yağış eksikliği görülüyor” dedi. Kuraklık denildiğinde sadece sulanan arazilerin esas alındığını ifade eden Çiçek, şunları söyledi: “Oysa bugün ilimizde tarımı yapılan özellikle hububat ekimi daha çok kıraç arazilerde. Kıraç alanlarda yetiştiricilik yapıldığı için sulama yapılmadığından tamamen yağmur yağışlarıyla doğru orantılı bir verime dayalı. Yağış rejimi dediğimiz normalde meteoroloji kayıtlarında Ocak-Aralık arasındaki yağış miktarının totali alınır. Oysa biz tarım ve su takvimi dediğimiz Ekim-Haziran ayı arasındaki olması gereken ya da tarım için faydalı olan yağış miktarlarını esas alıyoruz. Dolayısıyla bu dönem bizim için çok önemli. Geçtiğim ay bazı bölgelerde hala devam eden kışlık hububat ekimleri var. Toprağın ekim hazırlığı yapılması ve ekilen yerlerdeki tohum çimlenmesi ve devamının sağlanması açısından içinde bulunduğumuz yağışların zamanı ve miktarı çok çok önemli. Ama geçmiş ya da geçen yılın kayıtlarına baktığımızda içinde bulunduğumuz dönem itibariyle çok ciddi anlamda bir yağış eksikliği var. Bu dönemde kıraç alanlar için olumsuzluğa neden olurken, uzun vadede bu şekilde devam etmesi su akiferlerinin, akarsu kaynaklarının, tarımsal sulamada kullanılan barajların doluluk oranlarını olumsuz etkileyeceği için bu sorun sadece kıraç alanlarda değil sulanan tarım arazilerinde de ciddi bir sıkıntıya sebebiyet verecek endişesini taşıyoruz.” “ORTALAMA 35-40 KİLOGRAM YAĞIŞIN 4’TE 1’İNİ ALABİLDİK” Çiçek, birkaç gün meydana gelecek olan yağışla kuraklığın ortadan kalkması anlamına gelmeyeceğine dikkat çekerek, “Yağışlar meteorolojik kuraklığı ortadan kaldırır. Oysa ‘kuraklık’ dediğimizde meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklık çeşitleri var. Biz mesleki olarak tarımsal kuraklığı ele alıyoruz. Yıl içerisinde toplamda geçmiş yılların oranında ya da miktarında yağış olması sadece meteorolojik kuraklığı etkiler. Barajların doluluk oranlarının yüksek olması geçmiş dönemlere göre ya da ihtiyaçları karşılaması hidrolojik kuraklığın önüne geçer ama eğer doğru zamanda ve doğru miktarda süreli bir şekilde yağış meydana gelmiyorsa, kıraç alanlara tarımsal kuraklığa sebebiyet verir. Dolayısıyla biz tarımsal kuraklık üzerine konuşuyoruz. Geçen ay normalde almamız gereken ortalama 35-40 kilogram yağışın neredeyse dörtte birini alabildik. Dolayısıyla tarımsal açıdan kuraklık riskini ortaya koyuyor. Bölgemizin orta kuraklık şiddetine geçmesinin sebebi de bundan kaynaklanıyor” bilgilerini verdi. “RİSK BÖLGE İÇİN ARTARAK DEVAM EDİYOR” Malatya için uzun vadede kuraklık şiddetinin artarak devam ettiğini anlatan Çiçek, “Kuraklık, doğal afetler içerisinde en sinsi seyreden bir doğal afettir. Dolayısıyla son 20 yıldır istatistiklere baktığımızda yağış miktarlarında, yağışın rejimlerinde düştüğü dönem itibariyle tarımsal kuraklık anlamında risk bölge itibariyle artarak devam ediyor” dedi. “SULAMA YATIRIMLARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR” Çiçek, son zamanlarda sulu tarımın zorlanmasından dolayı artezyenlerin artması ve yer altı su kaynaklarının kullanılmasının kuraklığın hızlanması ve su kaynaklarının azalması açısından daha olumsuz bir sonuç ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Buda başka bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Sulama yatırımlarının gözden geçirilmesi lazım. Kayıp-kaçakların önlenmesi gerekiyor. Bu anlamda coğrafyayı zorlamamak gerekiyor” uyarısında bulundu.