Lale Karabıyık: Meb, Bütçesinin Yüzde 1.6’sı İle Okul Bütçesi Oluşturabilir, Bu Meb’e Ya Da Devlete Bir Yük Asla Sayılmaz

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 10.09.2022 - 15:09, Güncelleme: 10.09.2022 - 15:09 2758+ kez okundu.
 

Lale Karabıyık: Meb, Bütçesinin Yüzde 1.6’sı İle Okul Bütçesi Oluşturabilir, Bu Meb’e Ya Da Devlete Bir Yük Asla Sayılmaz

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yeni eğitim-öğretim yılı öncesi, ekonomik kriz nedeniyle geçim sıkıntısı çeken ailelerin bir de okul masrafları yüzünden zorlandığına dikkat çekti. Karabıyık, “Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yeni eğitim-öğretim yılı öncesi, ekonomik kriz nedeniyle geçim sıkıntısı çeken ailelerin bir de okul masrafları yüzünden zorlandığına dikkat çekti. Karabıyık, “Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım” dedi. CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, 12 Eylül’de başlayacak olan 2022-2023 eğitim öğretim yılı öncesi öğrencilerin ve öğretmenlerin sorunları ile ilgili olarak parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Karabıyık’ın açıklaması şöyle: “EĞİTİM ÖĞRETİME HAZIRLIK ÖDENEĞİ EN AZ BİR MAAŞ TUTARI İLE TÜM EĞİTİM EMEKÇİLERİNE ÖDENMELİDİR” “2022- 2023 Eğitim öğretim döneni pazartesi başlıyor. Covid öncesi ve sonrası bir dönem var. Bildiğimiz gibi ilk, orta ve yüksek öğretimde tartışılan birtakım sorunlar var. Acaba okullarımız eğitim öğretim dönemine hazır mı? Her yıl olduğu gibi okullarımızda fiziksel eksiklikler, temizlik, güvenlik personeli gibi eksiklikler hala devam etmekte. Bu bilgiler bize okullardan geliyor. Kadrolu yardımcı hizmetli sayısı sorunu var. İŞKUR üzerinden süreli görevlendirme yapılıyor ama bunlar da ihtiyacı karşılamıyor. Okullarımızın ihtiyacı olan kadrolu yardımcı hizmetli ataması yapılmış olmasıdır ancak bunu defalarca söylememize rağmen gerçekleştirmediler. Yeterince öğretmen ataması da yapılmamıştır. Şu an en az 100 bin öğretmen ihtiyacı var, eğer bu atama yapılmazsa büyük sorunlar oluşacak, öğrenciler öğretmensiz kalacaktır. Sözleşmeli ücretli öğretmenlik sistemi ve sorunları devam etmektedir. Öğretmen açıkları ücretli öğretmenlik sistemi ile karşılanmaya çalışılmakta ve bu eğitim sisteminin büyük bir ayıbıdır, bu sisteme derhal son verilmelidir. Eğitimin çalışanları mali açıdan da ciddi sorunlar yaşamaktadır, eğitim öğretime hazırlık ödeneği en az bir maaş tutarı ile tüm eğitim emekçilerine ödenmelidir, gene miktarlar herkesi kapsamamakta ve yeterli olmamaktadır. “MEB, BÜTÇESİNİN YÜZDE 1.6’SI İLE OKUL BÜTÇESİ OLUŞTURABİLİR, BU MEB’E YA DA DEVLETE BİR YÜK ASLA SAYILMAZ” Okullarımızdaki bir başka sorun güvenliktir, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çocuklarımızın güvenliğini sağlayacak tedbirleri derhal almalıdır. Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15 milyon 189 bin 878 öğrenci bulunuyor son verilere göre. MEB’in bütçesi ile 189 milyar lira. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Yüzde 1.6 okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Eğitim sistemine verilen önemi bir kez daha vurgulamak ve önem vermek istiyorsanız, büyük bir katkı yapmak istiyorsanız yapılması gereken okul bütçelerinin oluşturulmasıdır. Biz de bunu iktidarımızda zaten yapacağımızı ifade ettik. BİN ÖĞRENCİLİ OKULA GÖNDERİLEN PARA 4 BİN 500 TL Sayın Bakan diyor ki, biz okullara ihtiyaçları için para gönderiyoruz. Daha önce liselere gönderiliyordu, diğer okullara ise ısınma, temizlik, elektrik, su giderleri ödeniyordu şimdi bir miktar para ihtiyaçları da karşılanıyor ancak bin öğrencisi olan bir okula gönderilen 4 bin 500 lira ihtiyaçları karşılamaktan gerçekten uzaktır. Şu enflasyonist ortamda gerçekten bu rakamlar komik kalıyor. Bin öğrencisi olan bir okul mantıken 5-6 temizlik görevlisi gerektirir. Ancak temizlik görevlisi ataması yapılmadığı için ve bu okulların da parası olmadığı için okullarda para toplayarak ya da bağışlarla bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunun önüne geçmek için her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım. “YOKSULLUĞUN AİLEDEN ÇOCUĞA GEÇMESİNİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN EĞİTİM SİSTEMİNDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ VERMEK GEREKİYOR” Taşımalı eğitim bu dönemde de devam ediyor. Genel Başkanımız, köy okullarının yeniden açılması ve taşımalı eğitime son verilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Kamuoyundan da baskı oluşunca Sayın Bakan dedi ki, 6 bin 900 köy okulunu revize ederek vatandaşın hizmetine açacağız. MEB de bir değişikliğe giderek köy okullarını yeniden açılacağını bir yönetmelik değişikliği ile vurguladı. Ancak böyle bir bütçe ve hazırlık yok. Biz köy okullarını iktidarımızda yeniden açacağız ve köylerde eğitim öğretim yeniden başlayacak, köylerde yaşayan öğrenciler öğretmenlerine kavuşacak. Vatandaşa en büyük sorunlarınız ne diye soruyorsunuz, ilk sırada ekonomi diyor ikinci sırada tabii ki eğitim diyor. Eğitim ve ekonomi arasında çok önemli bir bağ var; yoksulluk ve yoksunluk. Ülkede fırsat eşitsizliği varsa vatandaşlar o yoksulluğu daha derinden hissediyor. Yoksulluğun aileden çocuğa geçmesinin önünü kesmek için eğitim sisteminde fırsat eşitliğini vermek gerekiyor. Ekonomik kriz ve enflasyon ortamında yaşayan aileler bu okula başlangıç maliyetleri nedeniyle çok büyük sorun yaşıyorlar. Bazen okula gönderememe ya da bütün ihtiyaçları karşılayamama ve bunun ezikliğini yaşama gibi sıkıntılar içerisinde bulunuyorlar. “LİSEDE OLAN BİR GENCİ İÇİN YİNE 5 BİN 400 LİRA İLE 8 BİN 300 LİRA ARASINDA MALİYET İÇEREN ALIŞVERİŞİNİ YAPMASI GEREKİYOR” TÜİK’in, Enflasyon Araştırma Gurubu’nun ve Birleşik Kamu-İş’in fiyatlandırması ile 137 ürünün gerçek fiyatları üzerinden yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, okul öncesi eğitim için bir velinin yapması gereken harcama 3 bin lira ile 4 bin 600 lira arasında değişiyor. İlkokul düzeyindeki çocuğu minimum için 4 bin 900 lira ile 7 bin 550 lira arasında bir harcama gerekiyor. Ortaokula giden çocuğu için, 5 bin 2 yüz küsur lira ile 8 bin küsur lira arasında bir harcama yapma zarureti doğuyor. Lisede olan bir genci için yine 5 bin 400 lira ile 8 bin 300 lira arasında maliyet içeren alışverişini yapması gerekiyor. Bu söylediğim rakamlara okullarda bağış adı altında toplanan paralar dahil değil.  Okul öncesi eğitimi zorunlu kılacağız diyoruz bir taraftan da bu okul öncesi eğitimin parasız olması lazım. Parasız dense de okul öncesi eğitimde sürekli etkinlik, boya, karton için aylık toptan bir para isteniyor velilerden. Bunu gören veli çocuğunu okul öncesi eğitime göndermekten kaçınıyor. Bu maliyetlerle çocuklarını eğitime gönderemeyen, sıkıntı çeken veli büyük bir üzüntü yaşamakta. “ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK AYIBI ATAMASI YAPILMAYAN BU KADAR ÖĞRETMEN VARKEN DEVAM EDİYOR” Eğitim öğretim yılına hazırlanması gereken öğretmenler sınava hazırlanmaya başladı. Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleği. Biz iktidara geldiğimizde uzman, baş öğretmen gibi ayrıştıran, rütbelendiren bu tür uygulamaları kaldıracağız. Sorunlarını dile getirmek isteyen öğretmenlere de büyük bir karşı koyma, kötü muamele uygulanıldığını biliyoruz. Eğitim öğretim tazminatını da artırarak emekliğe yansımasını da sağlayacağız. Tüm mali haklarını da basamaklandırmadan vereceğiz. Ücretli öğretmenlik ayıbı ataması yapılmayan bu kadar öğretmen varken devam ediyor. İktidarımızda ücretli, sözleşmeli öğretmenlik gibi sorunları da çözeceğimizi ifade ettik. “CHP’NİN İKTİDARINDA İYİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ VE FIRSAT EŞİTLİĞİ OLACAK, DOĞRU PLANLAMALARLA DA İSTİHDAM YARATILARAK İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLECEK” Yüksek öğretime başlayacak öğrenciler de eğitim öğretime başlamak için yurt, barınma sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Bu ülkede yüksek öğretimde barınma sorunu yok cümlesine asla katılmıyoruz. Sayın Bakan yurt kapasitemiz 800 bini geçti dedi evet bu kapasite 800 bini geçerken geçen yıla göre 3 kişilik yerler 4 kişilik 5 kişilik yerler 6 kişilik haline getirilerek yani yoğunlaştırılarak bir kapasite artışının olduğu bilgileri de bize geliyor. Kapasite, örgün eğitimdeki öğrenci sayısına baktığımızda öğrencilerin sadece 5’te 1’ine imkan sağlıyor. Dünyadaki uygulamalara baktığımızda yurt ihtiyacı karşılanma oranları öğrenci sayısının yüzde 45’i, 50’si bizdeki yüzde 20’li rakamlar çok düşük. Yüksek öğretimde geçinmek de zor, bir öğünle geçinen öğrenciler de var, çalışmak zorunda kalan, çalışsa da geçinemeyen öğrencilerin çok olduğunu biliyoruz. Burslar şu enflasyon ortamında yetmiyor. Gençlerin gelecek kaygısı içinde yeni döneme de başladığını görüyoruz, Nasıl okuyacağım sonrasında da iş bulabilecek miyim? Diyorum ki, gençler korkmayın CHP’nin iktidarında iyi bir eğitim sistemi ve fırsat eşitliği olacak, doğru planlamalarla da istihdam yaratılarak işsizliğin önüne geçilecek.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yeni eğitim-öğretim yılı öncesi, ekonomik kriz nedeniyle geçim sıkıntısı çeken ailelerin bir de okul masrafları yüzünden zorlandığına dikkat çekti. Karabıyık, “Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yeni eğitim-öğretim yılı öncesi, ekonomik kriz nedeniyle geçim sıkıntısı çeken ailelerin bir de okul masrafları yüzünden zorlandığına dikkat çekti. Karabıyık, “Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım” dedi.

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, 12 Eylül’de başlayacak olan 2022-2023 eğitim öğretim yılı öncesi öğrencilerin ve öğretmenlerin sorunları ile ilgili olarak parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Karabıyık’ın açıklaması şöyle:

“EĞİTİM ÖĞRETİME HAZIRLIK ÖDENEĞİ EN AZ BİR MAAŞ TUTARI İLE TÜM EĞİTİM EMEKÇİLERİNE ÖDENMELİDİR”

“2022- 2023 Eğitim öğretim döneni pazartesi başlıyor. Covid öncesi ve sonrası bir dönem var. Bildiğimiz gibi ilk, orta ve yüksek öğretimde tartışılan birtakım sorunlar var. Acaba okullarımız eğitim öğretim dönemine hazır mı? Her yıl olduğu gibi okullarımızda fiziksel eksiklikler, temizlik, güvenlik personeli gibi eksiklikler hala devam etmekte. Bu bilgiler bize okullardan geliyor. Kadrolu yardımcı hizmetli sayısı sorunu var. İŞKUR üzerinden süreli görevlendirme yapılıyor ama bunlar da ihtiyacı karşılamıyor. Okullarımızın ihtiyacı olan kadrolu yardımcı hizmetli ataması yapılmış olmasıdır ancak bunu defalarca söylememize rağmen gerçekleştirmediler. Yeterince öğretmen ataması da yapılmamıştır. Şu an en az 100 bin öğretmen ihtiyacı var, eğer bu atama yapılmazsa büyük sorunlar oluşacak, öğrenciler öğretmensiz kalacaktır. Sözleşmeli ücretli öğretmenlik sistemi ve sorunları devam etmektedir. Öğretmen açıkları ücretli öğretmenlik sistemi ile karşılanmaya çalışılmakta ve bu eğitim sisteminin büyük bir ayıbıdır, bu sisteme derhal son verilmelidir. Eğitimin çalışanları mali açıdan da ciddi sorunlar yaşamaktadır, eğitim öğretime hazırlık ödeneği en az bir maaş tutarı ile tüm eğitim emekçilerine ödenmelidir, gene miktarlar herkesi kapsamamakta ve yeterli olmamaktadır.

“MEB, BÜTÇESİNİN YÜZDE 1.6’SI İLE OKUL BÜTÇESİ OLUŞTURABİLİR, BU MEB’E YA DA DEVLETE BİR YÜK ASLA SAYILMAZ”

Okullarımızdaki bir başka sorun güvenliktir, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çocuklarımızın güvenliğini sağlayacak tedbirleri derhal almalıdır. Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilmektedir. Devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15 milyon 189 bin 878 öğrenci bulunuyor son verilere göre. MEB’in bütçesi ile 189 milyar lira. Okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az diyelim ki 200 lira verilmiş olsun, öğrenci sayısı ile çarptığımızda sadece MEB bütçesinin 3 milyar liralık kısmını alıyor. Yani MEB bütçesinin yüzde 1.6’sı demek bu. Yüzde 1.6 okul bütçelerinin oluşturulması bakımından MEB’e ya da devlete bir yük asla sayılmaz. Eğitim sistemine verilen önemi bir kez daha vurgulamak ve önem vermek istiyorsanız, büyük bir katkı yapmak istiyorsanız yapılması gereken okul bütçelerinin oluşturulmasıdır. Biz de bunu iktidarımızda zaten yapacağımızı ifade ettik.

BİN ÖĞRENCİLİ OKULA GÖNDERİLEN PARA 4 BİN 500 TL

Sayın Bakan diyor ki, biz okullara ihtiyaçları için para gönderiyoruz. Daha önce liselere gönderiliyordu, diğer okullara ise ısınma, temizlik, elektrik, su giderleri ödeniyordu şimdi bir miktar para ihtiyaçları da karşılanıyor ancak bin öğrencisi olan bir okula gönderilen 4 bin 500 lira ihtiyaçları karşılamaktan gerçekten uzaktır. Şu enflasyonist ortamda gerçekten bu rakamlar komik kalıyor. Bin öğrencisi olan bir okul mantıken 5-6 temizlik görevlisi gerektirir. Ancak temizlik görevlisi ataması yapılmadığı için ve bu okulların da parası olmadığı için okullarda para toplayarak ya da bağışlarla bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunun önüne geçmek için her dönemin başında öğrenci sayısı başına hesaplanmış olan okul bütçelerinin her okula verilmesi lazım.

“YOKSULLUĞUN AİLEDEN ÇOCUĞA GEÇMESİNİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN EĞİTİM SİSTEMİNDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ VERMEK GEREKİYOR”

Taşımalı eğitim bu dönemde de devam ediyor. Genel Başkanımız, köy okullarının yeniden açılması ve taşımalı eğitime son verilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Kamuoyundan da baskı oluşunca Sayın Bakan dedi ki, 6 bin 900 köy okulunu revize ederek vatandaşın hizmetine açacağız. MEB de bir değişikliğe giderek köy okullarını yeniden açılacağını bir yönetmelik değişikliği ile vurguladı. Ancak böyle bir bütçe ve hazırlık yok. Biz köy okullarını iktidarımızda yeniden açacağız ve köylerde eğitim öğretim yeniden başlayacak, köylerde yaşayan öğrenciler öğretmenlerine kavuşacak. Vatandaşa en büyük sorunlarınız ne diye soruyorsunuz, ilk sırada ekonomi diyor ikinci sırada tabii ki eğitim diyor. Eğitim ve ekonomi arasında çok önemli bir bağ var; yoksulluk ve yoksunluk. Ülkede fırsat eşitsizliği varsa vatandaşlar o yoksulluğu daha derinden hissediyor. Yoksulluğun aileden çocuğa geçmesinin önünü kesmek için eğitim sisteminde fırsat eşitliğini vermek gerekiyor. Ekonomik kriz ve enflasyon ortamında yaşayan aileler bu okula başlangıç maliyetleri nedeniyle çok büyük sorun yaşıyorlar. Bazen okula gönderememe ya da bütün ihtiyaçları karşılayamama ve bunun ezikliğini yaşama gibi sıkıntılar içerisinde bulunuyorlar.

“LİSEDE OLAN BİR GENCİ İÇİN YİNE 5 BİN 400 LİRA İLE 8 BİN 300 LİRA ARASINDA MALİYET İÇEREN ALIŞVERİŞİNİ YAPMASI GEREKİYOR”

TÜİK’in, Enflasyon Araştırma Gurubu’nun ve Birleşik Kamu-İş’in fiyatlandırması ile 137 ürünün gerçek fiyatları üzerinden yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, okul öncesi eğitim için bir velinin yapması gereken harcama 3 bin lira ile 4 bin 600 lira arasında değişiyor. İlkokul düzeyindeki çocuğu minimum için 4 bin 900 lira ile 7 bin 550 lira arasında bir harcama gerekiyor. Ortaokula giden çocuğu için, 5 bin 2 yüz küsur lira ile 8 bin küsur lira arasında bir harcama yapma zarureti doğuyor. Lisede olan bir genci için yine 5 bin 400 lira ile 8 bin 300 lira arasında maliyet içeren alışverişini yapması gerekiyor. Bu söylediğim rakamlara okullarda bağış adı altında toplanan paralar dahil değil.  Okul öncesi eğitimi zorunlu kılacağız diyoruz bir taraftan da bu okul öncesi eğitimin parasız olması lazım. Parasız dense de okul öncesi eğitimde sürekli etkinlik, boya, karton için aylık toptan bir para isteniyor velilerden. Bunu gören veli çocuğunu okul öncesi eğitime göndermekten kaçınıyor. Bu maliyetlerle çocuklarını eğitime gönderemeyen, sıkıntı çeken veli büyük bir üzüntü yaşamakta.

“ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK AYIBI ATAMASI YAPILMAYAN BU KADAR ÖĞRETMEN VARKEN DEVAM EDİYOR”

Eğitim öğretim yılına hazırlanması gereken öğretmenler sınava hazırlanmaya başladı. Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleği. Biz iktidara geldiğimizde uzman, baş öğretmen gibi ayrıştıran, rütbelendiren bu tür uygulamaları kaldıracağız. Sorunlarını dile getirmek isteyen öğretmenlere de büyük bir karşı koyma, kötü muamele uygulanıldığını biliyoruz. Eğitim öğretim tazminatını da artırarak emekliğe yansımasını da sağlayacağız. Tüm mali haklarını da basamaklandırmadan vereceğiz. Ücretli öğretmenlik ayıbı ataması yapılmayan bu kadar öğretmen varken devam ediyor. İktidarımızda ücretli, sözleşmeli öğretmenlik gibi sorunları da çözeceğimizi ifade ettik.

“CHP’NİN İKTİDARINDA İYİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ VE FIRSAT EŞİTLİĞİ OLACAK, DOĞRU PLANLAMALARLA DA İSTİHDAM YARATILARAK İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLECEK”

Yüksek öğretime başlayacak öğrenciler de eğitim öğretime başlamak için yurt, barınma sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Bu ülkede yüksek öğretimde barınma sorunu yok cümlesine asla katılmıyoruz. Sayın Bakan yurt kapasitemiz 800 bini geçti dedi evet bu kapasite 800 bini geçerken geçen yıla göre 3 kişilik yerler 4 kişilik 5 kişilik yerler 6 kişilik haline getirilerek yani yoğunlaştırılarak bir kapasite artışının olduğu bilgileri de bize geliyor. Kapasite, örgün eğitimdeki öğrenci sayısına baktığımızda öğrencilerin sadece 5’te 1’ine imkan sağlıyor. Dünyadaki uygulamalara baktığımızda yurt ihtiyacı karşılanma oranları öğrenci sayısının yüzde 45’i, 50’si bizdeki yüzde 20’li rakamlar çok düşük. Yüksek öğretimde geçinmek de zor, bir öğünle geçinen öğrenciler de var, çalışmak zorunda kalan, çalışsa da geçinemeyen öğrencilerin çok olduğunu biliyoruz. Burslar şu enflasyon ortamında yetmiyor. Gençlerin gelecek kaygısı içinde yeni döneme de başladığını görüyoruz, Nasıl okuyacağım sonrasında da iş bulabilecek miyim? Diyorum ki, gençler korkmayın CHP’nin iktidarında iyi bir eğitim sistemi ve fırsat eşitliği olacak, doğru planlamalarla da istihdam yaratılarak işsizliğin önüne geçilecek.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri