‘KOSGEB Kredi Mi Veriyor? Esnaflarımızın Büyük Bir Kısmı Kredilerden Yararlanamayacak’

Ekonomi (Web Sitesi) - Web Sitesi | 02.04.2023 - 11:53, Güncelleme: 02.04.2023 - 11:53 4275+ kez okundu.
 

‘KOSGEB Kredi Mi Veriyor? Esnaflarımızın Büyük Bir Kısmı Kredilerden Yararlanamayacak’

Kahramanmaraş Merkezli depremlerin ardından 11 ilin büyük yıkım yaşaması ile birlikte AK Parti hükümeti tarafından esnaflara yönelik verilecek kredilerde ortaya çıkan şartlar vatandaşı hüsrana soktu.

Milli Birlik ve Kardeşlik Federasyonu Kobilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Danışman Suat Er “Esnaflarımızın büyük bir kısmı bu kredilerden yararlanamayacak” dedi. 35 ilde Danışmanlık hizmeti veren Suat Er, KOBİ’lere verilecek KOSGEB kredilerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. “Masada Neler Döndüğünü Anlamadım” “Sayın Cumhurbaşkanımız olsun, Sanayi Bakanımız olsun yaptıkları açıklama ile tüm depremzede esnaflarımızın krediden yararlanabileceğini söylemişlerdi. Sonrasında bürokratlar kırptılar, kırptılar, kırptılar krediden imalatçı esnafımızla, kuru temizlemecileri, mimarlar ve mühendisleri, toptancıların dışında kalan hiçbir kobiyi kapsamıyor. Memlekette kaç tane kuru temizlemeci vardı ki onları kapsama aldınız da telefoncuları almadınız? Hangi gurup daha fazla ve daha çok zararda? Burada en az zarar gören mimar ve mühendislerken (birkaç bilgisayar ve masa) nasıl bir saikle o meslek gurubunu alıp beyaz eşyayı, gelinliği, restaurantları almadınız? Masada neler döndüğünü anlamadım. İmalatçıları anlarım. Fakat imalatçı ilgili şöyle bir şey söyleyeyim. Onların çoğu organize sanayi ve sanayi bölgesinin olmaları hasebiyle çok ağır hasarlar almadılar. Şehir içerisinde olup yıkım yaşayanlar yok değil ama parmak sayısıyladır onlar da. Onun dışında imalatçı olmayan zaten Malatya merkez yıkıldı. Malatya özelinde konuşacak olursak merkez yıkıldı ve her sektörde binlerce esnaf perişan. Sektörde bu kadar kısıtlamış olmaları bize çok enteresan geldi.” “Bu Krediyi Hazırlayanların Bu Ülkede Yaşamıyor Olması Lazım” “Geçen sene verilen pandemi ile ilgili kredide esnafımızın cirosuna bakmadılar, daha iyisi sicile de bakmadılar. Arkası arkasına krizler yaşamış bir ülkede, üstüne pandemi ye girmiş çıkmış bir ülkenin esnafında sicil aranması da ayrı garabet. Bu esnaftan düzgün sicil ya da yüksek ciro beklemeniz KOSGEB Kredisini hazırlayanların bu ülkede yaşamadığı anlamına gelir. Yani karar alıcıların karar mekanizmasının ülke dışında muhtemelen uzayda bir yerde yaşıyor olmaları lazım.” “Pandemi Dönemindeki Krediyi Esnaf Arar Oldu” Pandemi döneminde ki pandemi ilgili kredilerde biz esnaftan İBAN istiyorduk. Devlette sağ olsun, 2 yıl ödemesiz faizsiz 2 yıldan sonra 24 ay vadeli kredi veriyordu. Herkes çok mutluydu, çok memnundu. Hatta bu kredinin tamamı bitirilemedi. Bu iş için Japonya’dan alınan kredinin üçte birinin hâlâ durduğunu biliyoruz. Üçte ikisi kullanıldı. Bir yıl boyunca dağıttık dağıttık dağıttık bütün ülkeye dağıtılıyor olmasına rağmen bitmedi, güzel para almışlardı. Devletimizde ucuz bir kredi bulduğu için onun faizini kendi sübvanse etti. Biz bununda aynı şekilde geleceğini düşünüyorduk aslında. Fakat bu defa bizi bankaya yönlendiriyorlar. Bankaya gittiğinizde sicilinize bakıyorlar, findeks notunuza bakıyorlar, cironuza bakıyorlar, kuruluş yılınıza bakıyor. En az bir yıllık kuruluş olmanız lazım ki diğerleri de olumluysa bu krediyi alabilesiniz.” “Bütün Sermaye Bütün Hayatlar Gitti Ama Kredi Alınamıyor” “Geçen gün bir arkadaşım aradı. Ocak ayında 4.000.000 TL vererek bir gelinlikçi ile ortak olmuş. Önceden içeride olanlarla beraber aşağı yukarı 4-5 milyonluk gelinlik ve aksesuar enkaz altında kalmış. Diyor ki kredi ile aldığım tüm ürünlerim, hayallerim ve çocuklarımın eğitimi-geleceği ile beraber enkaz altında kaldı. Peki, ben ne yapacağım diye ağlıyor. Diğer esnafım ağlıyor, telefoncular ağlıyor. Telefoncuları düşünün bütün sermayeleri o cep telefonlarıyla birlikte enkaz altında kaldı. Her bir telefonun fiyatı 8.000 - 10.000 TL olsa bütün sermaye bütün hayatlar gitti. Bunlara kredi niye verilmiyor? Niye bunları ayırıyorsun ya da niye hala sicille uğraşıyorsunuz? Zaten sicili biz kendimizi bozmadık, krizler çıktı içeriden dışarıdan fark etmez. Pandemi oldu. Ama kardeşim bunun hiçbirinde esnafın kendisi yok. Krizi çıkaran bizler değiliz yani. Esnafım bütün o borçlarını ödemiş olsa bile üzerinden yeteri kadar vakit geçmediği için banka sana kredi veremem diyor. Niye? BASEL II kriteri getirdik biz buraya yaklaşık 2005, 2006 gibi BASEL II kriter denen sadece bankayı ve bankacılığı koruyan bir sistem getirdik. Eskiden teminat verdiğin zaman kredi kullanabiliyordunuz ama şimdi kullanamıyorsunuz. Niye bütün dünya senin olsa teminat olarak versem senin sicilini bozulmuş diye vermiyorlar. Kredi kartında 3 gün gecikmiş vay anam, ne büyük bir hata etmişiz. Dolayısıyla bu kredi için dağ fare doğurdu diyorlar ama bence dağ fare s*tı. Yani doğurmadı bile. Sanayi Bakanlığı bu konuya mutlaka yeniden ele alması ve esnafı banka çilesinden kurtarması lazım. Bankacılarda şunu söylüyor aslında “yani her şey düzgün olsa bile bu krediyi verebilecek kadar personelim yok” diyor. “3 şubesinin çalışanlarını bir şubede toplamışız ama fiziki yetersizlik de var. Her yer hengâme bu kadar yükün altından kalkmak mümkün değil ve bu kredilere erişmek aylar sürer.” Diyorlar. “Girişimci Krediye Ulaşma Noktasında Sorun Yaşamamalı” Benim esnafımın şimdi ihtiyacı var. Biraz önce gelinlikçiden bahsetmiştim misal. Şöyle diyor, Suat bey diyor, eğer diyor, ben bu krediyi alabilirsem, gider başka bir ilde gerekirse gelinlikçi açarım. Bu parayı tadilata veririm. Ürünlerimi aldığım firmalardan konsinye ürün alır, hem rızkımı çıkartır hem kredi borcumu öderim diyor. Fakat o kadıncağız ne sektörel olarak buna uygun ne de kuruluş yılı… Yani bir yıl olmamış orayı açalı. O yüzden alamıyor. Belki sicili bozuk bilmiyoruz. Hiçbir şekilde bu kadının kredi erişim hakkı yok. Hiçbir banka bırakın subvansiyonlu kredilerini, normal krediyi bile vermez bankalar. Ne yazık ki bankalar ve devlet bu konuda sınıfta kalıyor.” “Siyasiler Burada Bize Ayak Bağı” Bakana bizzat ulaşmak gerekiyor çözüm noktasında. KOSGEB Genel Müdürüne ulaşıyoruz benim yapabilecek bir şeyim yok diyor. Dolayısıyla Sayın Varank’a ulaşmaya çalışıyorum. 1- 2 arkadaşım var, onlar benim adıma randevu alacaklar ki inşallah bunları Sayın Varank’a anlatabileyim. Cumhurbaşkanımızın bunlardan haberdar olduğunu sanmıyorum. Yani Cumhurbaşkanım duysa çok net söylüyorum bu ne saçmalıktır der. Ben Cumhurbaşkanımızı tanıyorum, vatandaşın arkasında olan bir isim duysa bunu Cumhurbaşkanının kulağına gitse kesinlikle böyle bir saçmalığa imza attıkları için çok azar yerler. İnanıyorum ki Cumhurbaşkanının kulağına giderse bu düzelecek. O yüzden o Cumhurbaşkanı kullanan su kaçırabilecek arkadaşlardan rica ediyorum. Bizim Malatyalı vekirlerden hayır yok. Onlarda hiçbir şey beklemiyoruz zaten. Hatta çekip gitseler biz başımızın çaresine bakarız. Bu siyasiler burada bize ayak bağı.
Kahramanmaraş Merkezli depremlerin ardından 11 ilin büyük yıkım yaşaması ile birlikte AK Parti hükümeti tarafından esnaflara yönelik verilecek kredilerde ortaya çıkan şartlar vatandaşı hüsrana soktu.

Milli Birlik ve Kardeşlik Federasyonu Kobilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Danışman Suat Er “Esnaflarımızın büyük bir kısmı bu kredilerden yararlanamayacak” dedi.

35 ilde Danışmanlık hizmeti veren Suat Er, KOBİ’lere verilecek KOSGEB kredilerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

“Masada Neler Döndüğünü Anlamadım”

“Sayın Cumhurbaşkanımız olsun, Sanayi Bakanımız olsun yaptıkları açıklama ile tüm depremzede esnaflarımızın krediden yararlanabileceğini söylemişlerdi. Sonrasında bürokratlar kırptılar, kırptılar, kırptılar krediden imalatçı esnafımızla, kuru temizlemecileri, mimarlar ve mühendisleri, toptancıların dışında kalan hiçbir kobiyi kapsamıyor. Memlekette kaç tane kuru temizlemeci vardı ki onları kapsama aldınız da telefoncuları almadınız? Hangi gurup daha fazla ve daha çok zararda? Burada en az zarar gören mimar ve mühendislerken (birkaç bilgisayar ve masa) nasıl bir saikle o meslek gurubunu alıp beyaz eşyayı, gelinliği, restaurantları almadınız? Masada neler döndüğünü anlamadım. İmalatçıları anlarım. Fakat imalatçı ilgili şöyle bir şey söyleyeyim. Onların çoğu organize sanayi ve sanayi bölgesinin olmaları hasebiyle çok ağır hasarlar almadılar. Şehir içerisinde olup yıkım yaşayanlar yok değil ama parmak sayısıyladır onlar da. Onun dışında imalatçı olmayan zaten Malatya merkez yıkıldı. Malatya özelinde konuşacak olursak merkez yıkıldı ve her sektörde binlerce esnaf perişan. Sektörde bu kadar kısıtlamış olmaları bize çok enteresan geldi.”

“Bu Krediyi Hazırlayanların Bu Ülkede Yaşamıyor Olması Lazım”

“Geçen sene verilen pandemi ile ilgili kredide esnafımızın cirosuna bakmadılar, daha iyisi sicile de bakmadılar. Arkası arkasına krizler yaşamış bir ülkede, üstüne pandemi ye girmiş çıkmış bir ülkenin esnafında sicil aranması da ayrı garabet. Bu esnaftan düzgün sicil ya da yüksek ciro beklemeniz KOSGEB Kredisini hazırlayanların bu ülkede yaşamadığı anlamına gelir. Yani karar alıcıların karar mekanizmasının ülke dışında muhtemelen uzayda bir yerde yaşıyor olmaları lazım.”

“Pandemi Dönemindeki Krediyi Esnaf Arar Oldu”

Pandemi döneminde ki pandemi ilgili kredilerde biz esnaftan İBAN istiyorduk. Devlette sağ olsun, 2 yıl ödemesiz faizsiz 2 yıldan sonra 24 ay vadeli kredi veriyordu. Herkes çok mutluydu, çok memnundu. Hatta bu kredinin tamamı bitirilemedi. Bu iş için Japonya’dan alınan kredinin üçte birinin hâlâ durduğunu biliyoruz. Üçte ikisi kullanıldı. Bir yıl boyunca dağıttık dağıttık dağıttık bütün ülkeye dağıtılıyor olmasına rağmen bitmedi, güzel para almışlardı. Devletimizde ucuz bir kredi bulduğu için onun faizini kendi sübvanse etti. Biz bununda aynı şekilde geleceğini düşünüyorduk aslında. Fakat bu defa bizi bankaya yönlendiriyorlar. Bankaya gittiğinizde sicilinize bakıyorlar, findeks notunuza bakıyorlar, cironuza bakıyorlar, kuruluş yılınıza bakıyor. En az bir yıllık kuruluş olmanız lazım ki diğerleri de olumluysa bu krediyi alabilesiniz.”

“Bütün Sermaye Bütün Hayatlar Gitti Ama Kredi Alınamıyor”

“Geçen gün bir arkadaşım aradı. Ocak ayında 4.000.000 TL vererek bir gelinlikçi ile ortak olmuş. Önceden içeride olanlarla beraber aşağı yukarı 4-5 milyonluk gelinlik ve aksesuar enkaz altında kalmış. Diyor ki kredi ile aldığım tüm ürünlerim, hayallerim ve çocuklarımın eğitimi-geleceği ile beraber enkaz altında kaldı. Peki, ben ne yapacağım diye ağlıyor. Diğer esnafım ağlıyor, telefoncular ağlıyor. Telefoncuları düşünün bütün sermayeleri o cep telefonlarıyla birlikte enkaz altında kaldı. Her bir telefonun fiyatı 8.000 - 10.000 TL olsa bütün sermaye bütün hayatlar gitti. Bunlara kredi niye verilmiyor? Niye bunları ayırıyorsun ya da niye hala sicille uğraşıyorsunuz? Zaten sicili biz kendimizi bozmadık, krizler çıktı içeriden dışarıdan fark etmez. Pandemi oldu. Ama kardeşim bunun hiçbirinde esnafın kendisi yok. Krizi çıkaran bizler değiliz yani. Esnafım bütün o borçlarını ödemiş olsa bile üzerinden yeteri kadar vakit geçmediği için banka sana kredi veremem diyor. Niye? BASEL II kriteri getirdik biz buraya yaklaşık 2005, 2006 gibi BASEL II kriter denen sadece bankayı ve bankacılığı koruyan bir sistem getirdik. Eskiden teminat verdiğin zaman kredi kullanabiliyordunuz ama şimdi kullanamıyorsunuz. Niye bütün dünya senin olsa teminat olarak versem senin sicilini bozulmuş diye vermiyorlar. Kredi kartında 3 gün gecikmiş vay anam, ne büyük bir hata etmişiz. Dolayısıyla bu kredi için dağ fare doğurdu diyorlar ama bence dağ fare s*tı. Yani doğurmadı bile. Sanayi Bakanlığı bu konuya mutlaka yeniden ele alması ve esnafı banka çilesinden kurtarması lazım. Bankacılarda şunu söylüyor aslında “yani her şey düzgün olsa bile bu krediyi verebilecek kadar personelim yok” diyor. “3 şubesinin çalışanlarını bir şubede toplamışız ama fiziki yetersizlik de var. Her yer hengâme bu kadar yükün altından kalkmak mümkün değil ve bu kredilere erişmek aylar sürer.” Diyorlar.

“Girişimci Krediye Ulaşma Noktasında Sorun Yaşamamalı”

Benim esnafımın şimdi ihtiyacı var. Biraz önce gelinlikçiden bahsetmiştim misal. Şöyle diyor, Suat bey diyor, eğer diyor, ben bu krediyi alabilirsem, gider başka bir ilde gerekirse gelinlikçi açarım. Bu parayı tadilata veririm. Ürünlerimi aldığım firmalardan konsinye ürün alır, hem rızkımı çıkartır hem kredi borcumu öderim diyor. Fakat o kadıncağız ne sektörel olarak buna uygun ne de kuruluş yılı… Yani bir yıl olmamış orayı açalı. O yüzden alamıyor. Belki sicili bozuk bilmiyoruz. Hiçbir şekilde bu kadının kredi erişim hakkı yok. Hiçbir banka bırakın subvansiyonlu kredilerini, normal krediyi bile vermez bankalar. Ne yazık ki bankalar ve devlet bu konuda sınıfta kalıyor.”

“Siyasiler Burada Bize Ayak Bağı”

Bakana bizzat ulaşmak gerekiyor çözüm noktasında. KOSGEB Genel Müdürüne ulaşıyoruz benim yapabilecek bir şeyim yok diyor. Dolayısıyla Sayın Varank’a ulaşmaya çalışıyorum. 1- 2 arkadaşım var, onlar benim adıma randevu alacaklar ki inşallah bunları Sayın Varank’a anlatabileyim. Cumhurbaşkanımızın bunlardan haberdar olduğunu sanmıyorum. Yani Cumhurbaşkanım duysa çok net söylüyorum bu ne saçmalıktır der. Ben Cumhurbaşkanımızı tanıyorum, vatandaşın arkasında olan bir isim duysa bunu Cumhurbaşkanının kulağına gitse kesinlikle böyle bir saçmalığa imza attıkları için çok azar yerler. İnanıyorum ki Cumhurbaşkanının kulağına giderse bu düzelecek. O yüzden o Cumhurbaşkanı kullanan su kaçırabilecek arkadaşlardan rica ediyorum. Bizim Malatyalı vekirlerden hayır yok. Onlarda hiçbir şey beklemiyoruz zaten. Hatta çekip gitseler biz başımızın çaresine bakarız. Bu siyasiler burada bize ayak bağı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri