Kadın Meclisleri: Duygu Delen Kardeşimizin Tam Olarak Ne Yaşadığını Açığa Çıkartmak İçin Elimizden Geleni Yapacağız

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 24.03.2022 - 17:38, Güncelleme: 24.03.2022 - 17:38 3767+ kez okundu.
 

Kadın Meclisleri: Duygu Delen Kardeşimizin Tam Olarak Ne Yaşadığını Açığa Çıkartmak İçin Elimizden Geleni Yapacağız

Gaziantep Kadın Meclisini ziyaret eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Duygu Delen kardeşimizin tam olarak ne yaşadığını açığa çıkartmak için elimizden geleni yapacağız. Fakat bu ve benzeri davalarda kimi zaman sanığın pozisyonu, kimliği, mesleği ya da maddi gücünün olması bu tür dava seyrini etkileyen meseleler olabiliyor. Bunların önüne geçmek için de kolektif bir mücadele yürütmek, kamuoyu yaratmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizler ancak kendi örgütlü mücadelemizle gerçekleri açığa çıkartabileceğiz" dedi.

Türkiye’de işlenen kadın cinayetleri ve kadına şiddete karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, kadın cinayetleri ve kadına şiddete karşı mücadeleye dikkat çekmek için her ilin platforma bağlı kadın meclislerini ziyaret ediyor. "DUYGU DELEN DAVASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ" Gaziantep Kadın Meclisinin toplantısına katılan Ataselim şunları söyledi: "Gaziantep’in özelikle bugünlerde önemli bir yönü var. Yakın zamanda Duygu Delen davasında sanıkla ilgili olarak tahliye kararı verildi. Şüpheler açığa çıkarılmadı. Hala bu şüphe içimizde. Nedense son dönemlerde önemli bir olgu olarak şüpheli kadın ölümleri içerisinde büyük oranda yüksekten düşüp ölen kadınları görüyoruz. ‘Hep mi kadınlar yüksekten düşer?’ diye soruyoruz. Aslında birçoğunun kadın cinayeti olduğunu bizler biliyoruz. Bu gerçekleri açığa çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Bu anlamda Duygu Delen kardeşimizin tam olarak ne yaşadığını açığa çıkartmak için elimizden geleni yapacağız. Fakat bu ve benzeri davalarda kimi zaman sanığın pozisyonu, kimliği, mesleği ya da maddi gücünün olması bu tür dava seyrini etkileyen meseleler olabiliyor. Bunların önüne geçmek için de kolektif bir mücadele yürütmek, kamuoyu yaratmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizler ancak kendi örgütlü mücadelemizle gerçekleri açığa çıkartabileceğiz.” "YARGI ELİYLE KADIN CİNAYETLERİNİN MEŞRULAŞTIRILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ" TRT sanatçısı Hatice Korkmaz'ın cinayeti ile ilgili davada çıkan kararı tepkiyle karşılayan Ateselim, “Biliyorsunuz yakın zamanda da Hatice Kaçmaz davasında yerel mahkemenin verdiği kararı Yargıtay Ceza Kurulu onadı. Ve o kararda şu cümle geçiyordu, ‘Evlilik teklifini reddetmeseydi, öldürülmeyebilirdi.’ Şüpheli kadın davalarında da çokça karşılaştığımız ‘İntihar edilmiştir’ denilerek üstü kapatılan çok fazla dava oluyor. Yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yargıya yansıdığını, yargı eliyle kadın cinayetlerinin meşrulaştırıldığını, şüpheli kadın ölümlerinin üzerinin örtüldüğünü, bir nevi kadın cinayetlerinin soruşturma ve kovuşturma aşamasında şüpheli bırakıldığını düşünüyoruz. Tabii bu anlamda elimizden geleni yapacağız” dedi. "EYLEMLERİMİZ TAMAMEN KADINLARDAN OLUŞUYOR" Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kadın cinayetleri ve kadına şiddet sorununun temel kaynağına koyduklarında, bunun çözümüne ilişkin mücadelede de esas öznelerin mücadelesinin çok kritik olduğunu düşündükleri için kendilerini eşitlikçi ve feminist bir kadın örgütlenmesi olarak tanımlayan Ataselim konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bunu hayata geçirirken Kadın Meclisi toplantılarımızda kadınlar olarak bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Eylemlerimizde trans olmayan heteroseksüel erkekler dışındaki LGBTİQ+’lar ile bütün kadınlarla birlikte buluşuyoruz. Çünkü bu buluşmaların önemli bir yönü var: Biz kadınlar kendi hayatımızla ilgili kararları kendimiz vermek istediğimizde erkekler tarafından öldürülüyorsak, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyorsak kendi kararlarımızı kendimiz verebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu açıdan kadınlar olarak bu toplantıyı yapmak çok önemli gördüğümüz bir mesele. Çünkü kadınların bu kadar bastırılmış, hor görülmüş, söz hakkı verilmemiş, karar hakkına saygı duyulmamış kadınların kendini ifade edebilecekleri zeminlerin yaratılmasının çok kritik olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden Kadın Meclisleri var. "İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULATMA MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ" Bizler ülkenin dört bir yanında mücadele ediyoruz. Gaziantep’te Kadın Meclisindeki arkadaşlarımız da kadınların karşılaştığı sorunlara, eşitsizliklere karşı mücadelelerini yürütüyor.  İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesi üzerinden bir yıl geçti. Ve bu bir yıl içerisinde İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi herkese duyurduk. Toplum İstanbul Sözleşmesini daha fazla duydu. İstanbul Sözleşmesi yaşatır sözü o kadar önemli bir sözdü ki toplumda kadınların hayatına doğrudan yansıyan bir şey olduğu için şu anda maalesef siyasi iktidar çeşitli hamlelerle bu eksikliği tolere etmeye çalışıyor. Bunun farkında olduğumuzu da söylemek isteriz. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatma mücadelesine devam edeceğiz ve vazgeçmediğimizin bir göstergesi de şu ki, Danıştay’da hala sürmekte olan davalar var. Kimi davalara Danıştay başsavcılarının görüş verdiğini de biliyoruz. Tıpkı söylediğimiz gibi, Cumhurbaşkanı'nın verdiği kararın Anayasaya aykırı olduğunu ifade ediyor. Bu yüzden anayasanın, yasaların ve sözleşmenin etkin uygulanması için elimizden geleni yapacağız.  İstanbul Sözleşmesi yaşatır diye bir kez daha söyleyelim. Bütün kadınları mücadele etmeye davet etmek isteriz."
Gaziantep Kadın Meclisini ziyaret eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Duygu Delen kardeşimizin tam olarak ne yaşadığını açığa çıkartmak için elimizden geleni yapacağız. Fakat bu ve benzeri davalarda kimi zaman sanığın pozisyonu, kimliği, mesleği ya da maddi gücünün olması bu tür dava seyrini etkileyen meseleler olabiliyor. Bunların önüne geçmek için de kolektif bir mücadele yürütmek, kamuoyu yaratmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizler ancak kendi örgütlü mücadelemizle gerçekleri açığa çıkartabileceğiz" dedi.

Türkiye’de işlenen kadın cinayetleri ve kadına şiddete karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, kadın cinayetleri ve kadına şiddete karşı mücadeleye dikkat çekmek için her ilin platforma bağlı kadın meclislerini ziyaret ediyor.

" DUYGU DELEN DAVASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ"

Gaziantep Kadın Meclisinin toplantısına katılan Ataselim şunları söyledi:

"Gaziantep’in özelikle bugünlerde önemli bir yönü var. Yakın zamanda Duygu Delen davasında sanıkla ilgili olarak tahliye kararı verildi. Şüpheler açığa çıkarılmadı. Hala bu şüphe içimizde. Nedense son dönemlerde önemli bir olgu olarak şüpheli kadın ölümleri içerisinde büyük oranda yüksekten düşüp ölen kadınları görüyoruz. ‘Hep mi kadınlar yüksekten düşer?’ diye soruyoruz. Aslında birçoğunun kadın cinayeti olduğunu bizler biliyoruz. Bu gerçekleri açığa çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Bu anlamda Duygu Delen kardeşimizin tam olarak ne yaşadığını açığa çıkartmak için elimizden geleni yapacağız. Fakat bu ve benzeri davalarda kimi zaman sanığın pozisyonu, kimliği, mesleği ya da maddi gücünün olması bu tür dava seyrini etkileyen meseleler olabiliyor. Bunların önüne geçmek için de kolektif bir mücadele yürütmek, kamuoyu yaratmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizler ancak kendi örgütlü mücadelemizle gerçekleri açığa çıkartabileceğiz.”

"YARGI ELİYLE KADIN CİNAYETLERİNİN MEŞRULAŞTIRILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"

TRT sanatçısı Hatice Korkmaz'ın cinayeti ile ilgili davada çıkan kararı tepkiyle karşılayan Ateselim, “Biliyorsunuz yakın zamanda da Hatice Kaçmaz davasında yerel mahkemenin verdiği kararı Yargıtay Ceza Kurulu onadı. Ve o kararda şu cümle geçiyordu, ‘Evlilik teklifini reddetmeseydi, öldürülmeyebilirdi.’ Şüpheli kadın davalarında da çokça karşılaştığımız ‘İntihar edilmiştir’ denilerek üstü kapatılan çok fazla dava oluyor. Yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yargıya yansıdığını, yargı eliyle kadın cinayetlerinin meşrulaştırıldığını, şüpheli kadın ölümlerinin üzerinin örtüldüğünü, bir nevi kadın cinayetlerinin soruşturma ve kovuşturma aşamasında şüpheli bırakıldığını düşünüyoruz. Tabii bu anlamda elimizden geleni yapacağız” dedi.

"EYLEMLERİMİZ TAMAMEN KADINLARDAN OLUŞUYOR"

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kadın cinayetleri ve kadına şiddet sorununun temel kaynağına koyduklarında, bunun çözümüne ilişkin mücadelede de esas öznelerin mücadelesinin çok kritik olduğunu düşündükleri için kendilerini eşitlikçi ve feminist bir kadın örgütlenmesi olarak tanımlayan Ataselim konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunu hayata geçirirken Kadın Meclisi toplantılarımızda kadınlar olarak bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Eylemlerimizde trans olmayan heteroseksüel erkekler dışındaki LGBTİQ+’lar ile bütün kadınlarla birlikte buluşuyoruz. Çünkü bu buluşmaların önemli bir yönü var: Biz kadınlar kendi hayatımızla ilgili kararları kendimiz vermek istediğimizde erkekler tarafından öldürülüyorsak, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyorsak kendi kararlarımızı kendimiz verebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu açıdan kadınlar olarak bu toplantıyı yapmak çok önemli gördüğümüz bir mesele. Çünkü kadınların bu kadar bastırılmış, hor görülmüş, söz hakkı verilmemiş, karar hakkına saygı duyulmamış kadınların kendini ifade edebilecekleri zeminlerin yaratılmasının çok kritik olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden Kadın Meclisleri var.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULATMA MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ"

Bizler ülkenin dört bir yanında mücadele ediyoruz. Gaziantep’te Kadın Meclisindeki arkadaşlarımız da kadınların karşılaştığı sorunlara, eşitsizliklere karşı mücadelelerini yürütüyor.  İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesi üzerinden bir yıl geçti. Ve bu bir yıl içerisinde İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi herkese duyurduk. Toplum İstanbul Sözleşmesini daha fazla duydu. İstanbul Sözleşmesi yaşatır sözü o kadar önemli bir sözdü ki toplumda kadınların hayatına doğrudan yansıyan bir şey olduğu için şu anda maalesef siyasi iktidar çeşitli hamlelerle bu eksikliği tolere etmeye çalışıyor. Bunun farkında olduğumuzu da söylemek isteriz. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatma mücadelesine devam edeceğiz ve vazgeçmediğimizin bir göstergesi de şu ki, Danıştay’da hala sürmekte olan davalar var. Kimi davalara Danıştay başsavcılarının görüş verdiğini de biliyoruz. Tıpkı söylediğimiz gibi, Cumhurbaşkanı'nın verdiği kararın Anayasaya aykırı olduğunu ifade ediyor. Bu yüzden anayasanın, yasaların ve sözleşmenin etkin uygulanması için elimizden geleni yapacağız.  İstanbul Sözleşmesi yaşatır diye bir kez daha söyleyelim. Bütün kadınları mücadele etmeye davet etmek isteriz."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri