İzmir'de Sağlık Çalışanları Tepkili: Çöken Sağlık Sisteminin Bedelini Ödüyoruz, Güvenli Çalışma Alanları İstiyoruz

İzmir Tabip Odası tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi bahçesinde düzenlenen basın açıklamasına Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyeleri ve sağlık emekçileri katıldı. "MÜCADELE YÜKSELECEK" Pandemi sürecinde sağlık emekçilerinin güvencesiz ortamlarda çalıştıklarını belirten İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, "Türk Tabipler Birliği hekimler ve sağlık çalışanlarının sorunlarıyla ilgili mücadeleyi yükseltme kararı aldı. Her hafta bir sorunu dile getiriyoruz. Güvenli ortamlarda sağlık hizmeti vermek, hastalanmadan, şiddete uğramadan hizmet vermek istiyoruz" dedi. "İSTANBUL'DAN ANKARA'YA YÜREYECEĞİZ" Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Kazım Doğan Eroğulları, "Hekimler yalnız, mutsuz ama umutsuz değil. Öfkeliler çünkü hekimlik yapamıyorlar. Biz mutsuzluğu ortadan kaldıracağız. Türk Tabipler Birliği olarak eylem planı hazırladık. 23 Kasım'da İstanbul'dan başlayıp 4 ili geçerek Ankara'ya yürüyeceğiz. Hekimler geçinemiyor. Bir uzman hekimin hastanedeki maaşı 5 bin 500 lira. Sesimizi duymamakta ısrar edenlere öfkemizi anlatacağız. 300 günü aşkın süredir Sağlık Bakanı'ndan randevu istiyoruz ama bizimle konuşmuyor. Biz sesimizi duyuracağız ona. Emek bizim söz bizim diye yola çıktık, kararlıyız" diye konuştu. "ÇALIŞMA KOŞULLARI KÖTÜ HALE GELDİ" Basın açıklamasını ise İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı yaptı. Pandemi sürecinde geride kalan 19 ayda en çok sağlık emekçilerin olumsuz etkilendiğini belirten Çamlı açıklamasında şunları kaydetti: "İktidarın sağlık emekçilerini ve toplumu yok sayan anlayışı nedeniyle önlenebilir bir hastalıktan yüzlerce arkadaşımızı kaybettik. Tüm pandemi süreci boyunca hekimler ve sağlık çalışanları uygun olmayan çalışma koşullarında uzun süre çalışmak zorunda kaldı. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, iktidarın bilimsel bilgiye dayanmayan, şeffaflıktan uzak, yerel dinamikleri gözetmeyen, eksik, yanlış ve tutarsız uygulamalarının bedelini biz sağlıkçılar hayatlarımızla ödedik, ödüyoruz. Uzun saatler kesintisiz çalışma, sık nöbet tutma, her 5 dakikada bir muayene, yoğun iş yükü, şiddete maruz kalma çalışma alanımız olan sağlık kurumlarının olağanı haline geldi. Pandemi öncesinde de karşı karşıya kaldığımız bu sorunlar salgınla birlikte daha da derinleşti, çalışma koşullarımız daha kötü hale geldi." "ÖNLEMLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ" Lütfi Çamlı, sağlık çalışanları adına talepleri ise şöyle sıraladı: “- Tüm sağlıkçılar için güvenli çalışma alanı, hastalarımız için güvenli tanı tedavi ortamlarının oluşturulmasını, önlemlerin gözden geçirilip yeniden düzenlenmesini istiyoruz. - Haftalık çalışma sürelerimizin yeniden düzenlenmesini ve azaltılmasını istiyoruz. - Şiddete ve hastalıklara karşı güvenli, sağlıklı çalışma ortamı istiyoruz. - OHAL ve KHK’larla hukuksuzca ihraç edilen, güvenlik soruşturması gerekçe edilerek ataması yapılmayan tüm hekimlerin/kamu emekçilerinin derhal görevlerine başlatılmasını istiyoruz. - Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini ve sevk zinciri uygulamasına geçilmesini istiyoruz. - İşverenler, sağlık çalışanlarına 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanuna göre COVID-19’dan korunma, KKD kullanımı, hastalık yönetimi vb. konularda eğitim vermek ve bu eğitimleri her birim değişiminde yenilemek zorundadır. Korunmayla ilgili havalandırmadan, iş örgütlenmesine, iş yükünün düzenlenmesine kadar geniş bir yelpazede işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemler de sorumlulukları arasındadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun etkin bir şekilde uygulanmasını istiyoruz.”