İstanbul’daki Manda Yetiştiricileri Çaresiz: Batıyoruz, Böyle Giderse 2 Ay İçinde Kapatacağız

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 06.03.2022 - 13:46, Güncelleme: 06.03.2022 - 13:46 3248+ kez okundu.
 

İstanbul’daki Manda Yetiştiricileri Çaresiz: Batıyoruz, Böyle Giderse 2 Ay İçinde Kapatacağız

Manda sütü üretiminin merkezi olan İstanbul’daki manda yetiştiricileri, artan betonlaşma, yem ve akaryakıt fiyatlarına gelen zamlardan dolayı çaresiz durumda. Arnavutköy’deki Pirinççi köyünde manda besiciliği yapan Ali Bayraktar (25), “Biz batıyoruz. Bir ülkenin çiftçisi üretemezse o ülke batar. Bize destek çıkın. Böyle giderse burayı iki ay içinde kapatacağız. Kapılara kilit vurup gideceğiz, başka bir işte çalışacağız” dedi. İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ercan Taşdelen de "Ben dahi bugün müşteri bulayım, kapatacağım ahırımı. Eskiden 300’den fazla yetiştiricimiz vardı. Şu an 200’e yakın kaldı. 5-6 aydır satan satana mandalarını” diye konuştu.

Yem ve akaryakıt fiyatlarındaki artış, mera alanlarının kısıtlanması, İstanbul’daki manda yetiştiricilerini olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle yem fiyatlarındaki artışa dikkat çeken manda yetiştiricileri, sattıkları süt fiyatlarının ise değişmediğini olduğunu vurguluyor. İstanbul’daki kentleşmenin ve betonlaşmanın her geçen gün artmasıyla mera alanlarının da kısıtlandığını söyleyen manda yetiştiricileri, mandalarını kestirerek ahırlarını da kapatmak zorunda kaldıklarını söylüyor. İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ercan Taşdelen ve İstanbul’un çeşitli yerlerindeki manda yetiştiricileri, yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. "ŞİMDİ 16 BİN MANDA VAR, BİR İKİ SENEYE 8 BİNE DÜŞER" İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Taşdelen, besicilerin pek çok sorunu olduğunu belirterek “İstanbul’da 20-25 sene önce 25-30 bin manda vardı. Şu an 16 bine yakın manda var ve bunlar da tükeniyor. Nedeni yemler, kimse çıkamıyor işin içinden. Herkes de satıyor mandalarını. Yemler her gün 50 lira artıyor. Devletimizin desteği var ama yetersiz. Telefonlara bakamıyorum artık. O diyor, ‘Benim mandamı sat’, öteki diyor ‘Benim mandamı sat’. Ama ilerisi için kötü” dedi. İstanbul’daki meraların kapandığını ve artık kalmadığını vurgulayan Taşdelen, “Ormanlarda da seyreltme var. Tıraşlama kesim olsa güzeldi” diye konuştu. Mandaların neslinin İstanbul’da tükenmek üzere olduğuna vurgu yapan Taşdelen, “Şimdi İstanbul’da 16 bine yakın manda var. Bir iki sene sonra 8 bine düşer, belki de biter” dedi. “BEN DAHİ BUGÜN MÜŞTERİ BULAYIM, AHIRIMI KAPATACAĞIM” Yem fiyatlarındaki artışa da dikkat çeken Taşdelen, “Yeme ben çare bulamam. Ekmek, dikmek lazım ama yer yok. Trakya bölgesi satılmış, parsel olmuş, sanayileşmiş” diyerek ekonomik şartlardan dolayı da genç neslin bu mesleği yapamadığını söyledi. “Birkaç köyümüz de var genç manda yetiştiricisi. Gençler çok meraklı ama onlar da altından çıkamadılar yemin” diyen Taşdelen, artan maliyetlere karşın süt fiyatlarının aynı kaldığını belirterek “80 liraya aldığımız yemin çuvalı şimdi 300 lira. Bugün için bu fiyat. Yemci, ‘Yarın için ne olacağı belli değil’ dedi. Ben dahi bugün müşteri bulayım, kapatacağım ahırımı. Ben doğdum doğalı mandacıyım. Eskiden 300’den fazla yetiştiricimiz vardı. Şu an 200’e yakın kaldı. 5-6 aydır satan satana mandalarını” diye konuştu. “GELİR GİDERİ KARŞILAMADIĞINDAN BATIYORUZ” Eyüp’teki Pirinççi köyünde mandacılık yapan 25 yaşındaki Ali Bayraktar ise aile boyu mandacılık yaptıklarını söyledi. Yem fiyatlarının, benzinin, mazotun fiyatlarının artmasının kendilerini bunalttığını belirten Bayraktar, “100 liraya aldığımız yeme 300-320 liradan bahsediyorlar. Artık kârı geçtik, batak durumdayız. Her ay 30-40 bin lira zarar ediyor burası. 5-6 kişi bizimle çalışıyordu. 3 kişiye düşürdük. Bir kişi daha düşürmeyi düşünüyoruz. Haftalık 600 liraya aldığımız yakıtın fiyatı şu an bin 600, bin 700 liraya çıktı” dedi. Çocukluğunun bu işle geçtiğini söyleyen Bayraktar, “Benden sonra gelecek nesil için ve benim de bu işi yapmam için para kazanmam gerekiyor. Para kazanamıyoruz. Kazanamadığımız için yapmak istemiyorum. İşimizi seviyoruz, başka iş de yapmak istemiyoruz ama yem fiyatlarından, gelir gideri karşılamadığından batıyoruz” diye konuştu. “EN FAZLA 2 AY DAHA DAYANABİLİRİZ” Verilen desteklere ilişkin de konuşan Bayraktar, “Karşılamıyor ki. Geçen sene 100 liraya aldığımız yem şu an 280 lira. Misal, 9 liraya sattığımız süt, şu an 12, 13 lira. Manda sütünü 18, 19 liraya satmamız lazım ki para kazanalım. Maliyete vurursak bir litre manda sütü 16, 17 liraya tekabül ediyor. Biz, burada maksimum 13-14 liraya satabiliyoruz. 2, 3 lira zarar yazıyor bize her gün ve bu her gün bin lira, bin 500 lira zarar demek. Böyle gittiğinde bu bizi batağa sürüklüyor” dedi. “Yetkililere, Tarım Bakanı’na sesleniyorum” diyen Bayraktar, şu çağrıyı yaptı: “Biz batıyoruz. Bir ülke, çiftçi olarak üretemezse o ülke batar. Bize destek çıkın. Çözüm bulun. Hiç iyi durumda değiliz şu an. En fazla iki ay daha dayanabiliriz. İki aydan sonra kapatırız. Şu civarda da bütün hayvancılar birbirini tanır. Biz, aile olarak çalışıyoruz; öteki insanlar işçi çalıştırıyorlar. Biz kendimiz bu işi yapamıyorsak, biz batıyorsak bütün herkes batar. Damızlık bitiyor bu arada. Herkes hayvanlarını satıyor, kesiyor. Süt üretecek bir ırk kalmayacak. Herkes malını satıyormuş, kestiriyormuş. İnsanlara suç bulamıyorsun; geçinemiyorlar, çıkarmıyorlar işin içinden.” “BİZ BU İŞE AŞIĞIZ, DEVLETİMİZİN BİZE YARDIM ETMESİ LAZIM” Yaklaşık 250 hayvanlarının olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi: “Biz, burayı iki ay içinde, mayıs başına kadar böyle giderse kapatacağız. Hiçbir iş yapmayacağız. Kapılara kilit vuracağız. Gideceğiz başka bir işte çalışacağız. Burada her ay 30-40 bin lira zarar edeceğimize gider işçi olarak çalışırız, daha rahat ederiz diyoruz ama onu da yapamayız biz. Biz bu işe aşığız. Bu işi yapmak istiyoruz. Bize yardım etmeleri lazım. Bunları bizim üretmemiz lazım. Devletimizin bize yardım etmesi lazım. Ben üniversiteye gittim, yapamadım. Hayvancılığı seviyorum, yapmak istiyorum. Benim de çocuğumun yapmasını teşvik etmem lazım. Para kazanmamız lazım ki çocuğumu teşvik edeyim. Sayın Tarım Bakanım, Cumhurbaşkanım, bize yardım edin. Batıyoruz, ölüyoruz biz. Bunun ötesi berisi yok. Ben 25 yaşındayım. Para kazansam deli gibi burada çalışırım. Para kazanmıyorum, bıktım artık. Yapasım gelmiyor. İsyan etti insanlar, sütlerini yollara döküyor.” “100 LİRALIK YEM 300 LİRAYA VARDI” Arnavutköy’deki Baklalı mahallesinde mandacılık yapan 54 yaşındaki Hasan Güngör de “Babadan, dededen kalan bir mesleği yürütmeye çalışıyoruz ama son yıllarda, son zamanlarda maliyetlerin, yem, akaryakıt, gübre fiyatlarının çok artmasından dolayı bu işleri yürütemiyoruz” dedi. Yem fiyatlarının yüzde 150 oranında arttığını söyleyen Güngör, şöyle konuştu: “90-100 liralık bir yem, bugün 230, 250, 300 liraya vardı. Altı yıl önce destekler 29-30 liraydı. O gün aldığımız destek, bugün aldığımız destekle aynı fiyatta. Bugün olmuş yem fiyatları 230-250 lira. Aldığımız destek yine aynı. O gün için 400 çuval yem alıyordum, bugün 70, 80 çuval yem alabiliyorum aldığım desteklerle.” “HAYVANLAR MERADAN AÇ DÖNÜYOR” Halk Elinde Manda Islahı Projesi’ne dahil olduklarında aldıkları desteklerle hayvanlara altı ay bakabildiklerini aktaran Güngör, “Bugün için 30-40 günü anca bakabiliyoruz. Cepten karşılamaya çalışıyoruz. Buna da gücümüz yetmiyor. Yapacak durumumuz kalmadı. Mera diye bir şeyimiz kalmadı bizim. Hayvanları meraya tok gönderip, hayvanlar akşam aç dönüyor. Verimi de etkiliyor hâliyle. Kazancımız sıfırın altına indi. Mandacılığa ben devam edemeyeceğimi söyleyebilirim. Sebebi de maliyetlerin artmasından, meranın olmamasından dolayı. Artık Allah bilir. Bu yaştan sonra ne yapabiliriz ki biz” dedi.
Manda sütü üretiminin merkezi olan İstanbul’daki manda yetiştiricileri, artan betonlaşma, yem ve akaryakıt fiyatlarına gelen zamlardan dolayı çaresiz durumda. Arnavutköy’deki Pirinççi köyünde manda besiciliği yapan Ali Bayraktar (25), “Biz batıyoruz. Bir ülkenin çiftçisi üretemezse o ülke batar. Bize destek çıkın. Böyle giderse burayı iki ay içinde kapatacağız. Kapılara kilit vurup gideceğiz, başka bir işte çalışacağız” dedi. İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ercan Taşdelen de "Ben dahi bugün müşteri bulayım, kapatacağım ahırımı. Eskiden 300’den fazla yetiştiricimiz vardı. Şu an 200’e yakın kaldı. 5-6 aydır satan satana mandalarını” diye konuştu.

Yem ve akaryakıt fiyatlarındaki artış, mera alanlarının kısıtlanması, İstanbul’daki manda yetiştiricilerini olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle yem fiyatlarındaki artışa dikkat çeken manda yetiştiricileri, sattıkları süt fiyatlarının ise değişmediğini olduğunu vurguluyor. İstanbul’daki kentleşmenin ve betonlaşmanın her geçen gün artmasıyla mera alanlarının da kısıtlandığını söyleyen manda yetiştiricileri, mandalarını kestirerek ahırlarını da kapatmak zorunda kaldıklarını söylüyor.

İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ercan Taşdelen ve İstanbul’un çeşitli yerlerindeki manda yetiştiricileri, yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

"ŞİMDİ 16 BİN MANDA VAR, BİR İKİ SENEYE 8 BİNE DÜŞER"

İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Taşdelen, besicilerin pek çok sorunu olduğunu belirterek “İstanbul’da 20-25 sene önce 25-30 bin manda vardı. Şu an 16 bine yakın manda var ve bunlar da tükeniyor. Nedeni yemler, kimse çıkamıyor işin içinden. Herkes de satıyor mandalarını. Yemler her gün 50 lira artıyor. Devletimizin desteği var ama yetersiz. Telefonlara bakamıyorum artık. O diyor, ‘Benim mandamı sat’, öteki diyor ‘Benim mandamı sat’. Ama ilerisi için kötü” dedi.

İstanbul’daki meraların kapandığını ve artık kalmadığını vurgulayan Taşdelen, “Ormanlarda da seyreltme var. Tıraşlama kesim olsa güzeldi” diye konuştu. Mandaların neslinin İstanbul’da tükenmek üzere olduğuna vurgu yapan Taşdelen, “Şimdi İstanbul’da 16 bine yakın manda var. Bir iki sene sonra 8 bine düşer, belki de biter” dedi.

“BEN DAHİ BUGÜN MÜŞTERİ BULAYIM, AHIRIMI KAPATACAĞIM”

Yem fiyatlarındaki artışa da dikkat çeken Taşdelen, “Yeme ben çare bulamam. Ekmek, dikmek lazım ama yer yok. Trakya bölgesi satılmış, parsel olmuş, sanayileşmiş” diyerek ekonomik şartlardan dolayı da genç neslin bu mesleği yapamadığını söyledi. “Birkaç köyümüz de var genç manda yetiştiricisi. Gençler çok meraklı ama onlar da altından çıkamadılar yemin” diyen Taşdelen, artan maliyetlere karşın süt fiyatlarının aynı kaldığını belirterek “80 liraya aldığımız yemin çuvalı şimdi 300 lira. Bugün için bu fiyat. Yemci, ‘Yarın için ne olacağı belli değil’ dedi. Ben dahi bugün müşteri bulayım, kapatacağım ahırımı. Ben doğdum doğalı mandacıyım. Eskiden 300’den fazla yetiştiricimiz vardı. Şu an 200’e yakın kaldı. 5-6 aydır satan satana mandalarını” diye konuştu.

“GELİR GİDERİ KARŞILAMADIĞINDAN BATIYORUZ”

Eyüp’teki Pirinççi köyünde mandacılık yapan 25 yaşındaki Ali Bayraktar ise aile boyu mandacılık yaptıklarını söyledi. Yem fiyatlarının, benzinin, mazotun fiyatlarının artmasının kendilerini bunalttığını belirten Bayraktar, “100 liraya aldığımız yeme 300-320 liradan bahsediyorlar. Artık kârı geçtik, batak durumdayız. Her ay 30-40 bin lira zarar ediyor burası. 5-6 kişi bizimle çalışıyordu. 3 kişiye düşürdük. Bir kişi daha düşürmeyi düşünüyoruz. Haftalık 600 liraya aldığımız yakıtın fiyatı şu an bin 600, bin 700 liraya çıktı” dedi.

Çocukluğunun bu işle geçtiğini söyleyen Bayraktar, “Benden sonra gelecek nesil için ve benim de bu işi yapmam için para kazanmam gerekiyor. Para kazanamıyoruz. Kazanamadığımız için yapmak istemiyorum. İşimizi seviyoruz, başka iş de yapmak istemiyoruz ama yem fiyatlarından, gelir gideri karşılamadığından batıyoruz” diye konuştu.

“EN FAZLA 2 AY DAHA DAYANABİLİRİZ”

Verilen desteklere ilişkin de konuşan Bayraktar, “Karşılamıyor ki. Geçen sene 100 liraya aldığımız yem şu an 280 lira. Misal, 9 liraya sattığımız süt, şu an 12, 13 lira. Manda sütünü 18, 19 liraya satmamız lazım ki para kazanalım. Maliyete vurursak bir litre manda sütü 16, 17 liraya tekabül ediyor. Biz, burada maksimum 13-14 liraya satabiliyoruz. 2, 3 lira zarar yazıyor bize her gün ve bu her gün bin lira, bin 500 lira zarar demek. Böyle gittiğinde bu bizi batağa sürüklüyor” dedi.

“Yetkililere, Tarım Bakanı’na sesleniyorum” diyen Bayraktar, şu çağrıyı yaptı:

“Biz batıyoruz. Bir ülke, çiftçi olarak üretemezse o ülke batar. Bize destek çıkın. Çözüm bulun. Hiç iyi durumda değiliz şu an. En fazla iki ay daha dayanabiliriz. İki aydan sonra kapatırız. Şu civarda da bütün hayvancılar birbirini tanır. Biz, aile olarak çalışıyoruz; öteki insanlar işçi çalıştırıyorlar. Biz kendimiz bu işi yapamıyorsak, biz batıyorsak bütün herkes batar. Damızlık bitiyor bu arada. Herkes hayvanlarını satıyor, kesiyor. Süt üretecek bir ırk kalmayacak. Herkes malını satıyormuş, kestiriyormuş. İnsanlara suç bulamıyorsun; geçinemiyorlar, çıkarmıyorlar işin içinden.”

“BİZ BU İŞE AŞIĞIZ, DEVLETİMİZİN BİZE YARDIM ETMESİ LAZIM”

Yaklaşık 250 hayvanlarının olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:

“Biz, burayı iki ay içinde, mayıs başına kadar böyle giderse kapatacağız. Hiçbir iş yapmayacağız. Kapılara kilit vuracağız. Gideceğiz başka bir işte çalışacağız. Burada her ay 30-40 bin lira zarar edeceğimize gider işçi olarak çalışırız, daha rahat ederiz diyoruz ama onu da yapamayız biz. Biz bu işe aşığız. Bu işi yapmak istiyoruz. Bize yardım etmeleri lazım. Bunları bizim üretmemiz lazım. Devletimizin bize yardım etmesi lazım. Ben üniversiteye gittim, yapamadım. Hayvancılığı seviyorum, yapmak istiyorum. Benim de çocuğumun yapmasını teşvik etmem lazım. Para kazanmamız lazım ki çocuğumu teşvik edeyim. Sayın Tarım Bakanım, Cumhurbaşkanım, bize yardım edin. Batıyoruz, ölüyoruz biz. Bunun ötesi berisi yok. Ben 25 yaşındayım. Para kazansam deli gibi burada çalışırım. Para kazanmıyorum, bıktım artık. Yapasım gelmiyor. İsyan etti insanlar, sütlerini yollara döküyor.”

“100 LİRALIK YEM 300 LİRAYA VARDI”

Arnavutköy’deki Baklalı mahallesinde mandacılık yapan 54 yaşındaki Hasan Güngör de “Babadan, dededen kalan bir mesleği yürütmeye çalışıyoruz ama son yıllarda, son zamanlarda maliyetlerin, yem, akaryakıt, gübre fiyatlarının çok artmasından dolayı bu işleri yürütemiyoruz” dedi. Yem fiyatlarının yüzde 150 oranında arttığını söyleyen Güngör, şöyle konuştu:

“90-100 liralık bir yem, bugün 230, 250, 300 liraya vardı. Altı yıl önce destekler 29-30 liraydı. O gün aldığımız destek, bugün aldığımız destekle aynı fiyatta. Bugün olmuş yem fiyatları 230-250 lira. Aldığımız destek yine aynı. O gün için 400 çuval yem alıyordum, bugün 70, 80 çuval yem alabiliyorum aldığım desteklerle.”

“HAYVANLAR MERADAN AÇ DÖNÜYOR”

Halk Elinde Manda Islahı Projesi’ne dahil olduklarında aldıkları desteklerle hayvanlara altı ay bakabildiklerini aktaran Güngör, “Bugün için 30-40 günü anca bakabiliyoruz. Cepten karşılamaya çalışıyoruz. Buna da gücümüz yetmiyor. Yapacak durumumuz kalmadı. Mera diye bir şeyimiz kalmadı bizim. Hayvanları meraya tok gönderip, hayvanlar akşam aç dönüyor. Verimi de etkiliyor hâliyle. Kazancımız sıfırın altına indi. Mandacılığa ben devam edemeyeceğimi söyleyebilirim. Sebebi de maliyetlerin artmasından, meranın olmamasından dolayı. Artık Allah bilir. Bu yaştan sonra ne yapabiliriz ki biz” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri