İrfan Değirmenci: “Bu Ülke İçin Hepimizin Yapabileceği Şeyler Var. Konfor Alanlarından Çıkmamız Lazım.

Siyaset (Anka) - Anka Haber Ajansı | 14.03.2024 - 13:17, Güncelleme: 14.03.2024 - 13:17 7564+ kez okundu.
 

İrfan Değirmenci: “Bu Ülke İçin Hepimizin Yapabileceği Şeyler Var. Konfor Alanlarından Çıkmamız Lazım.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, “Gazetecilik yaparken de ‘gazeteci taraftır’ dedim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ eskimiş bir slogan değil” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, “Gazetecilik yaparken de ‘gazeteci taraftır’ dedim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ eskimiş bir slogan değil” dedi. TİP Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, 31 Mart Yerel Seçimlerine iki hafta kala ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, 2023’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde TİP’in İzmir milletvekili adayı olan Değirmenci, bu kez de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Çankaya’da TİP’in belediye başkan adayı olarak yarışıyor. Değirmenci, gazeteciliğe, siyasete, Türkiye soluna ilişkin ANKA’nın sorularını yanıtladı. Değirmenci, “Türkiye’deki ana sorun ve tehlikeler nelerdir” sorusunu şöyle cevapladı: “‘OY VERMEYE GİTMEYİ DÜŞÜNMÜYORDUM AMA SİZ ADAY OLDUĞUNUZ İÇİN GİDECEĞİM’ DİYEN ÇOK SAYIDA ÇANKAYALI’YLA KARŞILAŞTIM” “Türkiye’de neredeyse son çeyrek asırdır ağır bir baskıyla karşı karşıyayız. Cumhuriyet’in kuruluş değerleriyle, laiklikle kavgası olan bir iktidar üstelik giderek otoriterleşen bir liderlik. Bunun karşısında maalesef tüm kurumların ele geçirildiği bir ortamda halkta, muhalif kesimlerde bir yılgınlık var. Mücadelenin bir işe yaramayacağını düşünenler hatta sokakta karşılaştığımız seçmenin içinde de ‘Oy vermeye gitmeyi düşünmüyordum ama siz aday olduğunuz için gideceğim’ diyen çok sayıda Çankayalı ile karşılaştım. Yılgınlık, mücadelede kaybetmişlik duygusu geleceğe dair umutsuzluğa da sebep oluyor. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizi yaşanmakta. Bu ekonomik kriz orta sınıfı yok etmiş durumda. Milyonlarca yoksul gelecekten umutsuz, ne yapacağını bilmez vaziyette gözünü siyaset kurumuna dönmüş ama beklediği umut ışığını da göremeyen milyonlarca insan var. Onlar için yeniden umut olmak gerekiyor. Bu ülke özgür, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilsin diye.” Değirmenci, gazetecilik-siyasetçi ilişkisi ve bir gazeteci olarak siyasete girmesine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “KONFOR ALANLARINDAN ÇIKMAMIZ LAZIM” “Gazetecilik yaparken de ‘Gazeteci taraftır’ dedim. Bu iddiayı ekranda dile getirdim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ezenin değil, ezilenin, güçlü olanın değil, haklı olanın yanında taraftır. Sesini duyuramayanların sesinin duyurulmasını sağlar, gazeteci kamuoyu adına söz söyler. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Hiçbir zaman yalan, yanlı haber yapmadım. Ezilenden, sesini duyuramayan, haklı ama güçsüz olandan yana taraftım. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. O eskimiş bir slogan değil. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.’” Değirmenci, TİP’e ‘popüler aday’ üzerinden gelen eleştirilere şöyle cevap verdi: “BU TANINIRLIK, HALKIN SORUNLARINDAN KOPUK, KAF DAĞI’NDA YAŞAYAN BİR ÜNLÜNÜN TANINIRLIĞI DEĞİL” “Nasıl ünlü olduğunuz önemli. Ben bir gecede bir yetenek yarışmasıyla, yaptığım yemeklerle, çıkarttığım albümle popüler olmadım. 30 yıla yakın süre televizyonda haber sundum. 2013 Gezi Direnişi’nden bu yana çıktığım her yayında ‘sakıncalı piyade’ damgasını yedim. Medya üzerinde giderek ağırlaşan baskıya karşı sansüre, otosansüre boyun eğmeyerek, onunla mücadele ederek her gün söz söyledim. Bu ister istemez tanınırlık da getirdi. 2017 referandumunda tek adam rejimine hayır diyeceğimi haykırıp işsiz kalmış bir gazeteciyim. Dolayısıyla bu tanınırlık, halkın sorunlarından kopuk, Kaf Dağı’nda yaşayan bir ünlünün, popüler kişinin tanınırlığı değil. Bu ün, halkın sorunlarıyla haşır neşir olmuş, çözüm yaratmaya çalışmış bir gazetecinin 30 yıllık ekran macerasının sonunda gelmiş bir ün. Ünlü aday olarak değerlendirilmek belki birazcık haksızlık olur diye düşünüyorum.” Değirmenci, Türkiye solunun seçimlerle ilişkisine dair soruyu da şöyle cevapladı: “YÜZÜNÜ DAHA DA SOLA DÖNMÜŞ YOLDAŞLARDAN BİRİYİM” “Türkiye solu yıllardan, yollardan sonra yeniden şarkı söyleme hevesiyle dolu yüz binlerce kişiyle sahada. Bu umudu yükselten bir durum. TİP, genel seçimlerde 1 milyona yakın oy aldı. Bu çok önemli bir eşik. Nasıl muhalefet edildiğini gösteren o kadroların yerelde nasıl iktidar olunabileceğini gösterme zamanı. Hep birlikte yapabileceğimizi göstereceğiz. İktidara giden yolu yerelden öreceğiz. Dünya üzerinde yükselen faşizm tehdidi Türkiye’yi de etkisi altına almış durumda. Bunun karşısında durabilecek olan hareket de emek hareketidir. Yüzünü daha da sola dönmüş yoldaşlardan biriyim. CHP seçmeni Çankaya’da bugüne kadar hep partiye zarar gelmesin diye, partiyi korumak için oy vermiş. Ben onlara ‘Artık partiyi siz düşünemeyeceksiniz. Oy verdiğiniz parti sizi, sizin için neler yapılabileceğini düşünecek. TİP’e oy vereceksiniz. TİP de birlikte neler yapabileceğimizi düşünüp tartışıp sizinle birlikte karar alacak. Yeni bir yönetim anlayışı doğuracağız’ diyorum. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında; Cumhuriyet’i demokrasiyle, katılımcılıkla toplumcu bir anlayışla daha da yükselteceğiz. “GEZİ’NİN BÜTÜN RENKLERİYLE İÇİNDE BULUNDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM BİR PARTİDEYİM” Genel seçimlerde milletvekili adayı olduğunuz şehrin tüm problemlerini bilmeyebilirsiniz ama o şehrin neyi ifade ettiğini iyi bilmelisiniz. İzmir’de aday olmuştum. İzmir çünkü AKP iktidarıyla mücadele, laiklik, özgürlük demek. Bunun bayraktarlığını yapabileceğimi düşünüp orada milletvekili adayı olmuştum. Şimdi doğup büyüdüğüm yerde, Çankaya’da adayım. Çankaya’da bütün sorunları bizzat yaşıyor ve nasıl üstesinden gelinebileceğimi biliyorum. Bu bir yerel, kentin sorunlarını çözmeye dair bir seçim. Bu sefer Çankaya’da belediye başkan adayıyım. Burada bir çelişki görmüyorum. 2020’lerden önce hepimizin durduğu yer belliydi. Ben bütün çözümlerin solda olduğuna inanmış bir isim olarak, bir arayışın ardından kendimi çok iyi ifade edebildiğim, Gezi’nin bütün renkleriyle içinde bulunduğunu düşündüğüm bir partideyim, TİP’teyim.” Değirmenci, son olarak şunları söyledi: “UMARIM ‘GAZETECİLİK YAPARKEN DE SİYASET YAPARKEN DE HEP HALKIN SORUNLARINI DİLE GETİRDİ VE ÇÖZÜM ARADI’ DENİLEREK İYİ HATIRLANANLARDAN OLURUM” “Gazeteciliğe başladığımda da örnek aldığım büyük bir çınar var Türkiye’de Yaşar Kemal. Çukurova’da röportajlar, gazetecilik yaptıktan sonra TİP’in radyodaki propaganda konuşmasında ‘Ezilmeye ne kadar devam edeceksiniz daha? Sizin sofranızda bir şey yok’ diyen Yaşar Kemal’in o konuşması beni çocukluk çağlarından beri yakalamış ve sol siyasete yönlendirmiştir. Umarım 20 yıl sonra ‘Türkiye’de bir İrfan Değirmenci vardı. Halkın yanında yer aldı. Gazetecilik yaparken de siyaset yaparken de hep halkın sorunlarını dile getirdi ve çözüm aradı. Halkla beraberdi’ denilerek iyi hatırlananlardan olurum. “EZİLENİN VE HAKLI OLANIN YANINDA TAVIR ALMIŞ BİR İNSAN OLARAK ANILMAK EN BÜYÜK ARZUM” Mehmet Ali Birand hastalığı sırasında ekrana çıkmaya devam etmişti. Bir röportajında ‘İyi olarak ansınlar beni. Öyle isterim’ demişti. Ben de öyle söyleyeceğim. İyi, vicdanlı bir insan olarak anılmak. Güçlünün, zenginin değil, ezilenin ve haklı olanın yanında tavır almış bir insan olarak anılmak en büyük arzum.”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, “Gazetecilik yaparken de ‘gazeteci taraftır’ dedim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ eskimiş bir slogan değil” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, “Gazetecilik yaparken de ‘gazeteci taraftır’ dedim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ eskimiş bir slogan değil” dedi.

TİP Çankaya Belediye Başkan Adayı gazeteci İrfan Değirmenci, 31 Mart Yerel Seçimlerine iki hafta kala ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Değirmenci, 2023’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde TİP’in İzmir milletvekili adayı olan Değirmenci, bu kez de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Çankaya’da TİP’in belediye başkan adayı olarak yarışıyor.

Değirmenci, gazeteciliğe, siyasete, Türkiye soluna ilişkin ANKA’nın sorularını yanıtladı. Değirmenci, “Türkiye’deki ana sorun ve tehlikeler nelerdir” sorusunu şöyle cevapladı:

“‘OY VERMEYE GİTMEYİ DÜŞÜNMÜYORDUM AMA SİZ ADAY OLDUĞUNUZ İÇİN GİDECEĞİM’ DİYEN ÇOK SAYIDA ÇANKAYALI’YLA KARŞILAŞTIM”

“Türkiye’de neredeyse son çeyrek asırdır ağır bir baskıyla karşı karşıyayız. Cumhuriyet’in kuruluş değerleriyle, laiklikle kavgası olan bir iktidar üstelik giderek otoriterleşen bir liderlik. Bunun karşısında maalesef tüm kurumların ele geçirildiği bir ortamda halkta, muhalif kesimlerde bir yılgınlık var. Mücadelenin bir işe yaramayacağını düşünenler hatta sokakta karşılaştığımız seçmenin içinde de ‘Oy vermeye gitmeyi düşünmüyordum ama siz aday olduğunuz için gideceğim’ diyen çok sayıda Çankayalı ile karşılaştım. Yılgınlık, mücadelede kaybetmişlik duygusu geleceğe dair umutsuzluğa da sebep oluyor. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizi yaşanmakta. Bu ekonomik kriz orta sınıfı yok etmiş durumda. Milyonlarca yoksul gelecekten umutsuz, ne yapacağını bilmez vaziyette gözünü siyaset kurumuna dönmüş ama beklediği umut ışığını da göremeyen milyonlarca insan var. Onlar için yeniden umut olmak gerekiyor. Bu ülke özgür, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilsin diye.”

Değirmenci, gazetecilik-siyasetçi ilişkisi ve bir gazeteci olarak siyasete girmesine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:

“KONFOR ALANLARINDAN ÇIKMAMIZ LAZIM”

“Gazetecilik yaparken de ‘Gazeteci taraftır’ dedim. Bu iddiayı ekranda dile getirdim. Taraftır ama sermayenin yanında değil, emeğin yanında taraftır. Ezenin değil, ezilenin, güçlü olanın değil, haklı olanın yanında taraftır. Sesini duyuramayanların sesinin duyurulmasını sağlar, gazeteci kamuoyu adına söz söyler. Ben yıllar boyunca ekranda buna dikkat ettim. Hiçbir zaman yalan, yanlı haber yapmadım. Ezilenden, sesini duyuramayan, haklı ama güçsüz olandan yana taraftım. Bu ülke için hepimizin yapabileceği şeyler var. ‘Konfor alanlarından çıkmamız lazım’ dedim. Ekranda seyirciyle kurduğum bağı, sokakta birebir dertlerini dinleyerek maceraya devam ediyoruz. Bu maceranın sonunda ya hep beraber kurtulacağız ya da hiçbirimiz. O eskimiş bir slogan değil. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.’”

Değirmenci, TİP’e ‘popüler aday’ üzerinden gelen eleştirilere şöyle cevap verdi:

“BU TANINIRLIK, HALKIN SORUNLARINDAN KOPUK, KAF DAĞI’NDA YAŞAYAN BİR ÜNLÜNÜN TANINIRLIĞI DEĞİL”

“Nasıl ünlü olduğunuz önemli. Ben bir gecede bir yetenek yarışmasıyla, yaptığım yemeklerle, çıkarttığım albümle popüler olmadım. 30 yıla yakın süre televizyonda haber sundum. 2013 Gezi Direnişi’nden bu yana çıktığım her yayında ‘sakıncalı piyade’ damgasını yedim. Medya üzerinde giderek ağırlaşan baskıya karşı sansüre, otosansüre boyun eğmeyerek, onunla mücadele ederek her gün söz söyledim. Bu ister istemez tanınırlık da getirdi. 2017 referandumunda tek adam rejimine hayır diyeceğimi haykırıp işsiz kalmış bir gazeteciyim. Dolayısıyla bu tanınırlık, halkın sorunlarından kopuk, Kaf Dağı’nda yaşayan bir ünlünün, popüler kişinin tanınırlığı değil. Bu ün, halkın sorunlarıyla haşır neşir olmuş, çözüm yaratmaya çalışmış bir gazetecinin 30 yıllık ekran macerasının sonunda gelmiş bir ün. Ünlü aday olarak değerlendirilmek belki birazcık haksızlık olur diye düşünüyorum.”

Değirmenci, Türkiye solunun seçimlerle ilişkisine dair soruyu da şöyle cevapladı:

“YÜZÜNÜ DAHA DA SOLA DÖNMÜŞ YOLDAŞLARDAN BİRİYİM”

“Türkiye solu yıllardan, yollardan sonra yeniden şarkı söyleme hevesiyle dolu yüz binlerce kişiyle sahada. Bu umudu yükselten bir durum. TİP, genel seçimlerde 1 milyona yakın oy aldı. Bu çok önemli bir eşik. Nasıl muhalefet edildiğini gösteren o kadroların yerelde nasıl iktidar olunabileceğini gösterme zamanı. Hep birlikte yapabileceğimizi göstereceğiz. İktidara giden yolu yerelden öreceğiz. Dünya üzerinde yükselen faşizm tehdidi Türkiye’yi de etkisi altına almış durumda. Bunun karşısında durabilecek olan hareket de emek hareketidir. Yüzünü daha da sola dönmüş yoldaşlardan biriyim. CHP seçmeni Çankaya’da bugüne kadar hep partiye zarar gelmesin diye, partiyi korumak için oy vermiş. Ben onlara ‘Artık partiyi siz düşünemeyeceksiniz. Oy verdiğiniz parti sizi, sizin için neler yapılabileceğini düşünecek. TİP’e oy vereceksiniz. TİP de birlikte neler yapabileceğimizi düşünüp tartışıp sizinle birlikte karar alacak. Yeni bir yönetim anlayışı doğuracağız’ diyorum. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında; Cumhuriyet’i demokrasiyle, katılımcılıkla toplumcu bir anlayışla daha da yükselteceğiz.

“GEZİ’NİN BÜTÜN RENKLERİYLE İÇİNDE BULUNDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM BİR PARTİDEYİM”

Genel seçimlerde milletvekili adayı olduğunuz şehrin tüm problemlerini bilmeyebilirsiniz ama o şehrin neyi ifade ettiğini iyi bilmelisiniz. İzmir’de aday olmuştum. İzmir çünkü AKP iktidarıyla mücadele, laiklik, özgürlük demek. Bunun bayraktarlığını yapabileceğimi düşünüp orada milletvekili adayı olmuştum. Şimdi doğup büyüdüğüm yerde, Çankaya’da adayım. Çankaya’da bütün sorunları bizzat yaşıyor ve nasıl üstesinden gelinebileceğimi biliyorum. Bu bir yerel, kentin sorunlarını çözmeye dair bir seçim. Bu sefer Çankaya’da belediye başkan adayıyım. Burada bir çelişki görmüyorum. 2020’lerden önce hepimizin durduğu yer belliydi. Ben bütün çözümlerin solda olduğuna inanmış bir isim olarak, bir arayışın ardından kendimi çok iyi ifade edebildiğim, Gezi’nin bütün renkleriyle içinde bulunduğunu düşündüğüm bir partideyim, TİP’teyim.”

Değirmenci, son olarak şunları söyledi:

“UMARIM ‘GAZETECİLİK YAPARKEN DE SİYASET YAPARKEN DE HEP HALKIN SORUNLARINI DİLE GETİRDİ VE ÇÖZÜM ARADI’ DENİLEREK İYİ HATIRLANANLARDAN OLURUM”

“Gazeteciliğe başladığımda da örnek aldığım büyük bir çınar var Türkiye’de Yaşar Kemal. Çukurova’da röportajlar, gazetecilik yaptıktan sonra TİP’in radyodaki propaganda konuşmasında ‘Ezilmeye ne kadar devam edeceksiniz daha? Sizin sofranızda bir şey yok’ diyen Yaşar Kemal’in o konuşması beni çocukluk çağlarından beri yakalamış ve sol siyasete yönlendirmiştir. Umarım 20 yıl sonra ‘Türkiye’de bir İrfan Değirmenci vardı. Halkın yanında yer aldı. Gazetecilik yaparken de siyaset yaparken de hep halkın sorunlarını dile getirdi ve çözüm aradı. Halkla beraberdi’ denilerek iyi hatırlananlardan olurum.

“EZİLENİN VE HAKLI OLANIN YANINDA TAVIR ALMIŞ BİR İNSAN OLARAK ANILMAK EN BÜYÜK ARZUM”

Mehmet Ali Birand hastalığı sırasında ekrana çıkmaya devam etmişti. Bir röportajında ‘İyi olarak ansınlar beni. Öyle isterim’ demişti. Ben de öyle söyleyeceğim. İyi, vicdanlı bir insan olarak anılmak. Güçlünün, zenginin değil, ezilenin ve haklı olanın yanında tavır almış bir insan olarak anılmak en büyük arzum.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri