Erdoğan: Ne Bize Ne Rakibimize Gözü Kapalı Oy Vermeyin

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 12.04.2023 - 17:08, Güncelleme: 12.04.2023 - 17:08 3630+ kez okundu.
 

Erdoğan: Ne Bize Ne Rakibimize Gözü Kapalı Oy Vermeyin

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geçmişte CHP’ye yöneltmedik itham bırakmayanlar, Kılıçdaroğlu’nun eteğine dört elle sarıldılar. Bizi beğenmeyip ayrı parti kuranlar, yedili masanın dolgu malzemeliğine razı oldular. Ömürleri boyunca söyledikleri her şeyi yutma pahasına, CHP listelerinden adaylık sırasına girdiler” dedi. Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kaldıracaklarmış. Hâle bak ya. Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. Eşek vezir olmuş, katır silahtar” diye konuştu. Erdoğan, seçmenlere, “Ne bize ne rakibimize gözü kapalı oy vermeyin. Herkesi kantarınızda tartın, karatını ölçün, notunu verin ve tercihinizi ona göre yapın” diye seslendi.

Ankara Metrosu’nun AKM-Gar-Kızılay hattı, bugün törenle hizmete açıldı. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, törende şöyle konuştu: “EĞER ANKARA’DA ARTAN NÜFUSA, ARAÇ SAYISINA VE YEREL YÖNETİMİN İŞ BİLMEZLİĞİNE RAĞMEN KAYDA DEĞER BİR TRAFİK SIKIŞIKLIĞI YAŞANMIYORSA GERİSİNDE BU METRO YATIRIMLARI VAR” “Bu metro, gördüğünüz gibi, bu muhteşem Gar istasyonu üzerinden Yüksek Hızlı Tren’e, Başkentray’a ve Ankaray’a aktarma yapabilecek. Adliye istasyonundan Başkentray’a geçilebilecek. Kızılay istasyonundan ise Batıkent, Çayyolu ve Ankaray metrolarına erişilebilecek. Bu hattın ülkemize kara yolu, vakit, çevre gibi başlıklarda yapacağı katkıların yıllık değeri 9 milyar lirayı bulacak. Böylece, Ankara’ya sadece son 7 yılda daha, önce var olan 23 kilometrelik raylı sistemlere ilave olarak Kızılay-Çayyolu ile 16,6 kilometrelik, Batıkent-Sincan ile 15,4 kilometrelik, Keçiören-AKM ile 9,2 kilometrelik, bugün de AKM-Kızılay ile 3,3 kilometrelik olmak üzere toplamda 44,5 kilometrelik metro hattını kazandırmış olduk. Eğer bugün Ankara’da artan nüfusa, araç sayısına ve yerel yönetimin iş bilmezliğine rağmen kayda değer bir trafik sıkışıklığı yaşanmıyorsa gerisinde işte bu metro yatırımları var. Üstelik Ankara’daki son dönemde hayata geçirilen tüm metro yatırımlarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mız vasıtasıyla biz inşa ettik. İstanbul’da da benzer bir durum yaşanıyor. Niye? Çünkü bu şehirlerin belediye başkanları kendi, şehirlerine hizmet etmek yerine başka hayaller, başka hevesler peşinde koşuyor. Ama biz, ülkemizin 81 vilayetinin her biri gibi bu şehirlerimizi asla sahipsiz bırakmadık, bırakmayacağız. Metro hatlarıyla, millet bahçeleriyle, kentsel dönüşüm projeleriyle, yollarıyla, içme suyu ve arıtma tesisleriyle şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’nin her seçimi, milli iradenin tecellisi olması bakımından elbet önemlidir. Ama 14 Mayıs, Cumhuriyet’imizin yeni asrındaki yol haritamızı belirleyecek olması bakımından ayrıca ehemmiyetlidir. Cumhuriyet’imizin ilk asrındaki mücadelemizde, tek parti faşizmi, vesayet, darbe, terör, kriz dönemlerini, bir daha geri gelmemek üzere tarihin derinliklerine hep birlikte gömdük. Şimdi, Türkiye Yüzyılı ile güvenli, huzurlu, zengin, güçlü, büyük Türkiye’nin inşası için kolları sıvama vakti. “NİYE DURMADAN HEP MASADAN KAÇTIN GİTTİN? HANİ SEN MİLLİYETÇİYDİN, HANİ SEN YERLİYDİN, MİLLİYDİN” Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizde gerçekleştirdiğimiz demokrasi atılımlarını, bundan sonra yapacaklarımızın temeli, girizgahı olarak görüyoruz. Biz bu heyecanla geleceğimize bakarken birileri de Türkiye’yi 30 yıl, 50 yıl öncesine döndürmenin hesaplarını yapıyor. Bay bay Kemal’in başka yapacağı iş yok. Ne yaptı? Ona şu kadar, buna şu kadar, birisine bu kadar. E yetmez ki. Altılı Masa… Hepsinden doyması lazım. E yedili masa var. O da masanın altındaydı, çıktı. Şimdi soruyorum; İP, sen ne iş yapıyorsun? Niye durmadan hep masadan kaçtın gittin? Hani sen milliyetçiydin, hani sen yerliydin, milliydin. Bay bay Kemal, terör örgütünün parlamentodaki uzantısıyla niçin partisinde değil de parlamentoda görüşmeyi yaptı? Şimdi ne yaptılar? Partilerinin adını da değiştirdiler, yeni bir isimle ortaya çıktılar. Buradan, bu uygulanan projeye gereken dersi 14 Mayıs’ta vermeye var mıyız? Muhalefetin son dönemdeki telaşı, işte bu hesabın eseri. Çok çalışmamız lazım. Bunun için bilhassa, son iki ayda istismar edilmedik kavram, ayaklar altına alınmadık değer bırakmadılar. Artık şurada kaldı 35 gün. Kurdukları yedili masanın etrafındaki her bir parti, kendi geçmişlerine, kendi kırmızı çizgilerine dair ne varsa bir kenara bıraktı, hepsini de çiğneyip geçti. Bir senedir millete umut diye pazarladıkları masayı ‘kumar masası’ dediler, ‘noter masası’ dediler, tekmelediler. Sonra tıpış tıpış o masaya dönüp tekrar oturdular. Geçmişte CHP’ye yöneltmedik itham bırakmayanlar, Kılıçdaroğlu’nun eteğine dört elle sarıldılar. Bizi beğenmeyip ayrı parti kuranlar, yedili masanın dolgu malzemeliğine razı oldular. Ömürleri boyunca söyledikleri her şeyi yutma pahasına, CHP listelerinden adaylık sırasına girdiler. Bununla da kalmadılar. Bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla ne pahasına olduğunu kendilerinin dışında kimsenin bilmediği kirli bir ortaklık kurdular. Gerçekten de yürek sızlatan bir tabloyla karşı karşıyayız. Bölücü terör örgütü PKK, her gün bir elebaşlarının ağzından yedili masaya desteğini Kandil’den ne yapıyor, açıklıyor. Ey benim sevgili milletim; Kandil’den verilen talimatlarla yola giden bu bay bay Kemal’e ve onun yavrularına destek verilebilir mi? “DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NI DA KALDIRACAKLARMIŞ. NE GÜNLERE KALDIK EY GAZİ HÜNKÂR. EŞEK VEZİR OLMUŞ, KATIR SİLAHTAR” Dağdan, masadaki arıza çıkartanlara da ayar veriliyor. Yetmiyor, seçimden sonra ne yapacaklarını da anlatıyorlar. Neymiş, Selo’yu bırakacaklarmış. Neymiş, terörist başını bırakacaklarmış. Neymiş, şu hukuk devletinde, ülkemizde ne kadar içeride hukuken tutuklu ya da mahkum olanlar varsa bunları da bay bay Kemal diyor ki ‘bırakacağız’. Yetmiyor, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kaldıracaklarmış. Hâle bak ya. Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. Eşek vezir olmuş, katır silahtar. Bir diğer örgüt, FETÖ, tüm mensuplarıyla yedili masanın fedailiğine soyunmuş durumda. Mensuplarına cezaevlerinde çıkma, kamuya geriye dönme sözü veriyor. Yetmiyor, bir de ülkeden ve milletten hesap sorma tehditlerinde bulunuyor. Bakıyorsunuz tüm bunlara, masada kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. O hani yavrular var ya ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatacağız’ diyorlar ya. “ERKEK VE KIZ EVLATLARIMIZA GÖZ DİKEN MUHALEFETİN YANINDA BUNLAR SAF TUTMUŞ DURUMDADIR” Diğer terör örgütlerinin durumları da farklı değil. Yurt dışından, ülkemizdeki seçimleri muhalefetin kazanması temennisiyle yazılanları, çizilenleri, konuşulanları saymıyorum. Tabii bir de çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın akımların mezesi yapmak için yanıp tutuşanlar var. Neydi bu? LGBT. AK Parti’nin de MHP’nin de ve diğer Cumhur İttifakı’nın ortaklarının LGBT diye bir derdi yok. Ama şu anda Millet İttifakı denilen bu zillet ittifakının böyle bir derdi var. Derdiniz yoksa açıklayın, niye bugüne kadar açıklamadınız? Hiçbirinin adını vermeme gerek yok. İP’i de Saadet’i de öyle mi? Nereye deva ise bilmiyorum, bunlardan bir ses var mı? Yok. Çünkü bunların böyle bir derdi yok. Bunlar ne millidir ne yerlidir. Erkek ve kız evlatlarımıza göz diken muhalefetin yanında bunlar saf tutmuş durumdadır. Aslında daha söylenecek çok şey var ama inanın içimiz el vermiyor. Bunun adı, asla siyaset değildir, siyaset yapmak değildir. Bunun adı, olsa olsa terör örgütlerinin dümen suyuna girmektir. Bugüne kadar, terör örgütlerinin başını sınırlarımız ötesindeki inlerinde ezmek için yürüttüğümüz operasyonların devam edeceğine dair bir söz duydunuz mu? Küresel bir proje olan sapkın akımları ülkemizden uzak tutmak için kararlı bir duruş iradesi duydunuz mu? Hiçbirini de duyamazsınız. Çünkü yedili masa, bunları yapmamanın pazarlığıyla seçime gidiyor. “GURURLA ÖVÜNÜLECEK BİR ESERLERİ VAR MI” Şu anda ana muhalefetin Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin başkanları onlarda değil mi? Onlarda. Ya bir eseriniz olsun be. Yaptığınız, gururla övünülecek bir eserleri var mı? Ankara’da var mı? İstanbul’da var mı? İzmir’de var mı? Niye? Çünkü masanın böyle bir misyonu yok. Onlara verilen görev başka. Onlar, yapmaya değil, yıkmaya geliyor, yıkmaya. Biz, yaptıklarımızın üzerine daha fazlasını koymaya geliyoruz. Unutmayın, eskilerin deyimiyle çalıda gül bitmez. Çalıda gül bitmeyeceği gibi bunlardan da hayırlı iş, eser, hizmet sadır olmaz. Hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, gerisindeki gerçek niyetleri ve pazarlıkları saklayamazlar. Ama merak etmeyin, hep söylediğimiz gibi, başaramayacaklar. Milletimizin uğruna bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımlarının 3-5 muhteris nedeniyle heba edilmesine göz yummayacağız. 14 Mayıs'ta bunları siyasi mevta yapmaya hazır mısınız? Öyleyse çok çalışacağız. Ne kendi geleceğimizin ne de evlatlarımızın istikbalinin yedili kumar masasında bozuk para gibi harcanmasına rıza göstermeyeceğiz. “HERKESİ KANTARINIZDA TARTIN, KARATINI ÖLÇÜN, NOTUNU VERİN VE TERCİHİNİZİ ONA GÖRE YAPIN” Ne bize ne rakibimize gözü kapalı oy vermeyin. Herkesi kantarınızda tartın, karatını ölçün, notunu verin ve tercihinizi ona göre yapın. Unutmayın, 14 Mayıs’ta sandığa gittiğinizde sadece cumhurbaşkanı adayları ve ittifaklar arasında bir tercih yapmayacaksınız. Atacağınız oylarla aynı zamanda 15 Mayıs sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanmak istediğinize de karar vereceksiniz.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geçmişte CHP’ye yöneltmedik itham bırakmayanlar, Kılıçdaroğlu’nun eteğine dört elle sarıldılar. Bizi beğenmeyip ayrı parti kuranlar, yedili masanın dolgu malzemeliğine razı oldular. Ömürleri boyunca söyledikleri her şeyi yutma pahasına, CHP listelerinden adaylık sırasına girdiler” dedi. Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kaldıracaklarmış. Hâle bak ya. Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. Eşek vezir olmuş, katır silahtar” diye konuştu. Erdoğan, seçmenlere, “Ne bize ne rakibimize gözü kapalı oy vermeyin. Herkesi kantarınızda tartın, karatını ölçün, notunu verin ve tercihinizi ona göre yapın” diye seslendi.

Ankara Metrosu’nun AKM-Gar-Kızılay hattı, bugün törenle hizmete açıldı. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, törende şöyle konuştu:

“EĞER ANKARA’DA ARTAN NÜFUSA, ARAÇ SAYISINA VE YEREL YÖNETİMİN İŞ BİLMEZLİĞİNE RAĞMEN KAYDA DEĞER BİR TRAFİK SIKIŞIKLIĞI YAŞANMIYORSA GERİSİNDE BU METRO YATIRIMLARI VAR”

“Bu metro, gördüğünüz gibi, bu muhteşem Gar istasyonu üzerinden Yüksek Hızlı Tren’e, Başkentray’a ve Ankaray’a aktarma yapabilecek. Adliye istasyonundan Başkentray’a geçilebilecek. Kızılay istasyonundan ise Batıkent, Çayyolu ve Ankaray metrolarına erişilebilecek. Bu hattın ülkemize kara yolu, vakit, çevre gibi başlıklarda yapacağı katkıların yıllık değeri 9 milyar lirayı bulacak. Böylece, Ankara’ya sadece son 7 yılda daha, önce var olan 23 kilometrelik raylı sistemlere ilave olarak Kızılay-Çayyolu ile 16,6 kilometrelik, Batıkent-Sincan ile 15,4 kilometrelik, Keçiören-AKM ile 9,2 kilometrelik, bugün de AKM-Kızılay ile 3,3 kilometrelik olmak üzere toplamda 44,5 kilometrelik metro hattını kazandırmış olduk.

Eğer bugün Ankara’da artan nüfusa, araç sayısına ve yerel yönetimin iş bilmezliğine rağmen kayda değer bir trafik sıkışıklığı yaşanmıyorsa gerisinde işte bu metro yatırımları var. Üstelik Ankara’daki son dönemde hayata geçirilen tüm metro yatırımlarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mız vasıtasıyla biz inşa ettik. İstanbul’da da benzer bir durum yaşanıyor. Niye? Çünkü bu şehirlerin belediye başkanları kendi, şehirlerine hizmet etmek yerine başka hayaller, başka hevesler peşinde koşuyor. Ama biz, ülkemizin 81 vilayetinin her biri gibi bu şehirlerimizi asla sahipsiz bırakmadık, bırakmayacağız. Metro hatlarıyla, millet bahçeleriyle, kentsel dönüşüm projeleriyle, yollarıyla, içme suyu ve arıtma tesisleriyle şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlamak için gece gündüz çalışıyoruz.

Türkiye’nin her seçimi, milli iradenin tecellisi olması bakımından elbet önemlidir. Ama 14 Mayıs, Cumhuriyet’imizin yeni asrındaki yol haritamızı belirleyecek olması bakımından ayrıca ehemmiyetlidir. Cumhuriyet’imizin ilk asrındaki mücadelemizde, tek parti faşizmi, vesayet, darbe, terör, kriz dönemlerini, bir daha geri gelmemek üzere tarihin derinliklerine hep birlikte gömdük. Şimdi, Türkiye Yüzyılı ile güvenli, huzurlu, zengin, güçlü, büyük Türkiye’nin inşası için kolları sıvama vakti.

“NİYE DURMADAN HEP MASADAN KAÇTIN GİTTİN? HANİ SEN MİLLİYETÇİYDİN, HANİ SEN YERLİYDİN, MİLLİYDİN”

Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizde gerçekleştirdiğimiz demokrasi atılımlarını, bundan sonra yapacaklarımızın temeli, girizgahı olarak görüyoruz. Biz bu heyecanla geleceğimize bakarken birileri de Türkiye’yi 30 yıl, 50 yıl öncesine döndürmenin hesaplarını yapıyor. Bay bay Kemal’in başka yapacağı iş yok. Ne yaptı? Ona şu kadar, buna şu kadar, birisine bu kadar. E yetmez ki. Altılı Masa… Hepsinden doyması lazım. E yedili masa var. O da masanın altındaydı, çıktı. Şimdi soruyorum; İP, sen ne iş yapıyorsun? Niye durmadan hep masadan kaçtın gittin? Hani sen milliyetçiydin, hani sen yerliydin, milliydin. Bay bay Kemal, terör örgütünün parlamentodaki uzantısıyla niçin partisinde değil de parlamentoda görüşmeyi yaptı? Şimdi ne yaptılar? Partilerinin adını da değiştirdiler, yeni bir isimle ortaya çıktılar. Buradan, bu uygulanan projeye gereken dersi 14 Mayıs’ta vermeye var mıyız? Muhalefetin son dönemdeki telaşı, işte bu hesabın eseri. Çok çalışmamız lazım.

Bunun için bilhassa, son iki ayda istismar edilmedik kavram, ayaklar altına alınmadık değer bırakmadılar. Artık şurada kaldı 35 gün. Kurdukları yedili masanın etrafındaki her bir parti, kendi geçmişlerine, kendi kırmızı çizgilerine dair ne varsa bir kenara bıraktı, hepsini de çiğneyip geçti. Bir senedir millete umut diye pazarladıkları masayı ‘kumar masası’ dediler, ‘noter masası’ dediler, tekmelediler. Sonra tıpış tıpış o masaya dönüp tekrar oturdular. Geçmişte CHP’ye yöneltmedik itham bırakmayanlar, Kılıçdaroğlu’nun eteğine dört elle sarıldılar. Bizi beğenmeyip ayrı parti kuranlar, yedili masanın dolgu malzemeliğine razı oldular. Ömürleri boyunca söyledikleri her şeyi yutma pahasına, CHP listelerinden adaylık sırasına girdiler. Bununla da kalmadılar. Bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla ne pahasına olduğunu kendilerinin dışında kimsenin bilmediği kirli bir ortaklık kurdular. Gerçekten de yürek sızlatan bir tabloyla karşı karşıyayız. Bölücü terör örgütü PKK, her gün bir elebaşlarının ağzından yedili masaya desteğini Kandil’den ne yapıyor, açıklıyor. Ey benim sevgili milletim; Kandil’den verilen talimatlarla yola giden bu bay bay Kemal’e ve onun yavrularına destek verilebilir mi?

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NI DA KALDIRACAKLARMIŞ. NE GÜNLERE KALDIK EY GAZİ HÜNKÂR. EŞEK VEZİR OLMUŞ, KATIR SİLAHTAR”

Dağdan, masadaki arıza çıkartanlara da ayar veriliyor. Yetmiyor, seçimden sonra ne yapacaklarını da anlatıyorlar. Neymiş, Selo’yu bırakacaklarmış. Neymiş, terörist başını bırakacaklarmış. Neymiş, şu hukuk devletinde, ülkemizde ne kadar içeride hukuken tutuklu ya da mahkum olanlar varsa bunları da bay bay Kemal diyor ki ‘bırakacağız’. Yetmiyor, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kaldıracaklarmış. Hâle bak ya. Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr. Eşek vezir olmuş, katır silahtar.

Bir diğer örgüt, FETÖ, tüm mensuplarıyla yedili masanın fedailiğine soyunmuş durumda. Mensuplarına cezaevlerinde çıkma, kamuya geriye dönme sözü veriyor. Yetmiyor, bir de ülkeden ve milletten hesap sorma tehditlerinde bulunuyor. Bakıyorsunuz tüm bunlara, masada kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. O hani yavrular var ya ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatacağız’ diyorlar ya.

“ERKEK VE KIZ EVLATLARIMIZA GÖZ DİKEN MUHALEFETİN YANINDA BUNLAR SAF TUTMUŞ DURUMDADIR”

Diğer terör örgütlerinin durumları da farklı değil. Yurt dışından, ülkemizdeki seçimleri muhalefetin kazanması temennisiyle yazılanları, çizilenleri, konuşulanları saymıyorum. Tabii bir de çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın akımların mezesi yapmak için yanıp tutuşanlar var. Neydi bu? LGBT. AK Parti’nin de MHP’nin de ve diğer Cumhur İttifakı’nın ortaklarının LGBT diye bir derdi yok. Ama şu anda Millet İttifakı denilen bu zillet ittifakının böyle bir derdi var. Derdiniz yoksa açıklayın, niye bugüne kadar açıklamadınız? Hiçbirinin adını vermeme gerek yok. İP’i de Saadet’i de öyle mi? Nereye deva ise bilmiyorum, bunlardan bir ses var mı? Yok. Çünkü bunların böyle bir derdi yok. Bunlar ne millidir ne yerlidir. Erkek ve kız evlatlarımıza göz diken muhalefetin yanında bunlar saf tutmuş durumdadır. Aslında daha söylenecek çok şey var ama inanın içimiz el vermiyor. Bunun adı, asla siyaset değildir, siyaset yapmak değildir. Bunun adı, olsa olsa terör örgütlerinin dümen suyuna girmektir.

Bugüne kadar, terör örgütlerinin başını sınırlarımız ötesindeki inlerinde ezmek için yürüttüğümüz operasyonların devam edeceğine dair bir söz duydunuz mu? Küresel bir proje olan sapkın akımları ülkemizden uzak tutmak için kararlı bir duruş iradesi duydunuz mu? Hiçbirini de duyamazsınız. Çünkü yedili masa, bunları yapmamanın pazarlığıyla seçime gidiyor.

“GURURLA ÖVÜNÜLECEK BİR ESERLERİ VAR MI”

Şu anda ana muhalefetin Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin başkanları onlarda değil mi? Onlarda. Ya bir eseriniz olsun be. Yaptığınız, gururla övünülecek bir eserleri var mı? Ankara’da var mı? İstanbul’da var mı? İzmir’de var mı? Niye? Çünkü masanın böyle bir misyonu yok. Onlara verilen görev başka. Onlar, yapmaya değil, yıkmaya geliyor, yıkmaya. Biz, yaptıklarımızın üzerine daha fazlasını koymaya geliyoruz.

Unutmayın, eskilerin deyimiyle çalıda gül bitmez. Çalıda gül bitmeyeceği gibi bunlardan da hayırlı iş, eser, hizmet sadır olmaz. Hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, gerisindeki gerçek niyetleri ve pazarlıkları saklayamazlar. Ama merak etmeyin, hep söylediğimiz gibi, başaramayacaklar. Milletimizin uğruna bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımlarının 3-5 muhteris nedeniyle heba edilmesine göz yummayacağız. 14 Mayıs'ta bunları siyasi mevta yapmaya hazır mısınız? Öyleyse çok çalışacağız. Ne kendi geleceğimizin ne de evlatlarımızın istikbalinin yedili kumar masasında bozuk para gibi harcanmasına rıza göstermeyeceğiz.

“HERKESİ KANTARINIZDA TARTIN, KARATINI ÖLÇÜN, NOTUNU VERİN VE TERCİHİNİZİ ONA GÖRE YAPIN”

Ne bize ne rakibimize gözü kapalı oy vermeyin. Herkesi kantarınızda tartın, karatını ölçün, notunu verin ve tercihinizi ona göre yapın. Unutmayın, 14 Mayıs’ta sandığa gittiğinizde sadece cumhurbaşkanı adayları ve ittifaklar arasında bir tercih yapmayacaksınız. Atacağınız oylarla aynı zamanda 15 Mayıs sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanmak istediğinize de karar vereceksiniz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri