Danıştay’a Verilen Dilekçe Ortaya Çıktı: Asıl Mağdur Çınar’dır

Malatya Yeşilyurt Belediyesi tarafından proje kapsamında hizmet damgalı pasaport düzenlenerek Almanya'ya gönderilen 45 kişiden 43'ünün geri dönmemesiyle ilgili yürütülen soruşturmayla ilgili Danıştay kararını verdi. Danıştay 1. Dairesi, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ve 3 belediye çalışanı hakkında İçişleri Bakanlığı'nın verdiği soruşturma izninin kaldırılmasını oy çokluğuyla kabul etmişti. “SÖZ KONUSU KİŞİLERE PARAPORTU VEREN MÜVEKKİL DEĞİLDİR” Soruşturma izninin iptali için Mehmet Çınar'ın avukatlarının verdiği dilekçede, “Müvekkilin ilk gezide belediye meclisi tarafından da oy birliğiyle alınan karar neticesinde iki başkan yardımcısının söz konuş dernek üyeleri ile birlikte Almanya’ya düzenlenen gezi projesine katılması için valilik makamına gönderilmesi gereken yazıyı gönderdiği belirtildi. Dilekçede, “Proje ile protokolün imzalanması ve sonrasına ilişkin işlemlerin takibi tamamen başkan yardımcısı Bekir Karakuş tarafından yapılmıştır. Bu süreçte yurtdışı gezisi için Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden ‘valilik oluru’ istenmiş ve alınmıştır. Malatya Kişisel Gelişim Dünyası Derneği’nin gönderdiği geziye katılacak dernek üyeleri listesi Yeşilyurt Kaymakamlığı’na gönderilmiş ve GBT sorgularının yapılması talep edilmiştir. İkinci gezi programı ile ilgili işlemler ise müvekkilin görevli olarak şehir dışında olduğu dönemde gerçekleşmiş olup, ilgili başkan yardımcıları ve vekâleten başkanlık görevini üstlenen kişi tarafından yürütülerek, tamamlanmış bir süreç, müvekkil tarafından valilik makamına iletilmiştir. Nitekim 7 ay önce gerçekleşmiş ilk gezi ile ilgili şüphe oluşturularak bir bilgide müvekkilde olmadığı için müvekkilin aksi yönde davranmasını beklemek de mümkün değildir. Söz konusu kişilere pasaportu veren müvekkil değildir. Müvekkil haklı ve hayatın olağan akışına uygun olarak söz konusu dernek üyelerinin herhangi bir masraf yapmadan gezmek için ve Avrupa Birliği ülkesi görerek kişisel gelişimlerine katkı sağlamak için Almanya'ya gideceklerini düşünmektedir. Nitekim bu dernek üyeleri Almanya'ya gitmişlerdir. Asıl sorun bu kişilerin geri dönmemiş olmasıdır ki bunun müvekkil tarafından nasıl engellenebileceği ya da öngörülebileceği anlaşılamamıştır. Şayet bu kişiler Almanya'dan dönmüş olsa idi yapılan işlemlerde nasıl bir mevzuata aykırılıktan söz edilebilirdi? Kişilerin dönmeme iradesi ve düşüncesi müvekkil tarafından nasıl bilinebilir veya önlenebilirdi. Bu durumun suçlusu ve sebebi değil aksine en büyük mağduru esasen müvekkilimiz olmuştur” ifadeleri yer aldı. DİLEKÇEDEKİ O CÜMLE DİKKAT ÇEKTİ Dilekçede ayrıca, “Müvekkilin kasten bilerek ve isteyerek nasıl bir suç işlem yaptığı, kamuoyunu zarara uğratıp uğratmadığı, kendisine bir menfaat temin edip etmediği gibi önem arz eden soruların hiç inceleme konusu bile yapılmadığı, soruşturmaya izin verilmesine ilişkin kararın kanunda belirtilen şartları haiz olduğundan söz edilmesi de mümkün değildir. Ben olsam, idari yargı sürecinde dahi “Asıl müvekkil mağdur olmuştur” cümlesini kurmam” ifadesi de dikkat çekti. 96 KİŞİ YURT DIŞINA GİTMİŞ Konunun gündeme gelmesinin ardından yapılan araştırmada, yurt dışına götürülecek kişilerden para topladıkları belirlenen Ali Ayrancı ile Almanya’daki Ersin Kilit adlı organizatörlerin, Yeşilyurt Belediyesi ile bu tarihten daha sonra da aynı çalışmayı yapıp,  45 kişilik bir grubu 16 Eylül 2020 tarihinde yurt dışına götürdükleri, böylece Yeşilyurt Belediyesi’nce yurt dışına götürülenlerin sayısının 96 olduğu ortaya çıkmıştı.