CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 2026 Millî Savunma Bakanlığı bütçesine ilişkin değerlendirmesinde Ege ve Doğu Akdeniz’de artan risklere dikkat çekti. Bağcıoğlu, Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin askeri işbirliğinin yakından izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Mavi Vatan bir seçim sloganı değil, kalıcı bir devlet politikasıdır” dedi.
MSB Bütçesi Stratejik Bir Belgedir
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri tamamlanan 2026 yılı bütçesine ilişkin yazılı açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin yalnızca rakamsal bir çerçeve olarak ele alınamayacağını belirtti. Bağcıoğlu, bu bütçenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin personel yapısından caydırıcılık kapasitesine, askeri sağlık sisteminden hava ve deniz gücüne kadar birçok alanda belirleyici nitelik taşıdığını ifade etti.
TSK İçin Liyakat ve Kurumsal Yapı Vurgusu
Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyasi etkilerden uzak tutulması gerektiğini vurgulayarak, askeri eğitim ve yargı sistemlerinin geçmişten çıkarılan dersler ışığında yeniden yapılandırılmasının zorunlu olduğunu söyledi. Personel temin, eğitim, atama, terfi ve emeklilik süreçlerinde liyakat ve kurumsal kültürün esas alınmasının milli güvenliğin temel şartı olduğunu belirtti. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile TSK arasındaki ilişkilerin de kalıcı ve kurumsal bir anlayışla ele alınması gerektiğini kaydetti.
“Emekli Astsubaylar Açlık Sınırının Altında”
Muvazzaf ve emekli personelin özlük haklarının TSK’nin etkinliği ve caydırıcılığının temel unsuru olduğunu ifade eden Bağcıoğlu, emekli askeri personelin önemli bir bölümünün yoksulluk sınırında yaşadığını söyledi. Özellikle emekli astsubayların verilen taahhütlere rağmen açlık sınırının altında ücretlerle geçinmeye çalıştığını belirten Bağcıoğlu, emekli binbaşılar, uzman erbaşlar ve devlet memurlarının da ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Düşük maaşlar ve sınırlı kariyer olanaklarının nitelikli gençlerin askeri mesleği tercih etmemesine yol açtığını vurguladı.
Şehit Yakınları ve Gaziler İçin Meclis’e Çağrı
Son yirmi dört ayda yüz on iki il ve ilçede iki yüz beş şehit ailesi ve gazi derneğiyle yapılan görüşmelerde çok sayıda sorunun tespit edildiğini belirten Bağcıoğlu, aylıklar, istihdam, sağlık hizmetleri ve sosyal destekler başta olmak üzere birçok alanda acil çözüme ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu kapsamda hazırlanan ve Meclis’e sunulan on sekiz kanun teklifinin hâlen gündeme alınmadığını belirterek, mevcut yapısıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yetersiz kaldığını, sorumluluğun Millî Savunma Bakanlığı tarafından üstlenilmesi gerektiğini ifade etti.
F–35 ve S–400 Sürecinde Belirsizlik
Hava kuvvetlerinin muharip uçak ihtiyacına da değinen Bağcıoğlu, son yirmi iki yılda yapılan planlama hataları nedeniyle envantere sınırlı sayıda uçak girdiğini söyledi. Birleşik Krallık ile imzalanan yeni uçak sözleşmesini olumlu bir adım olarak nitelendiren Bağcıoğlu, ABD’den F–16 Blok yetmiş tedarikinde yaşanan gecikmelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. F–35 ve S–400 sürecindeki belirsizliğin sürdüğünü belirterek, bu konuda milli menfaatlere uygun, tutarlı ve sorumluluğu üstlenilmiş bir devlet politikasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Savunma Sanayisinde Öncelik ve Paradigma Değişikliği
Savunma sanayisi yönetiminin siyasi saiklerden ve firma kayırmacılığından arındırılması gerektiğini ifade eden Bağcıoğlu, devam eden yaklaşık üç bin projenin gerçek ve güncel tehditler esas alınarak önceliklendirilmesi gerektiğini söyledi. Kaynakların yalnızca kritik ve acil projelere yönlendirilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Milli Uçak Gemisi Tartışması
Milli uçak gemisi projesinin, sınırlı kaynaklar ve bölgesel tehditler çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bağcıoğlu, yüksek maliyetli projeler yerine hava savunma sistemleri, milli muharip uçak, yeni nesil muhripler ve kara kuvvetlerinin zırhlı araç ihtiyaçları gibi ertelenemez alanlara öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
Askeri Sağlık Sistemi Yeniden Kurulmalı
Türkiye’nin yoğun harekât temposuna sahip olup askeri sağlık sistemi bulunmayan tek ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, askeri hastanelerden askeri tıp akademisine uzanan bütüncül bir yapının yeniden kurulmasının milli güvenliğin ayrılmaz parçası olduğunu söyledi.
“Mavi Vatan Kalıcı Devlet Politikasıdır”
Ege ve Doğu Akdeniz’de artan risklere işaret eden Bağcıoğlu, Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin askeri işbirliğinin dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin deniz yetki alanlarındaki haklarını sahada da kararlılıkla göstermesi gerektiğini belirterek, “Mavi Vatan bir seçim sloganı değil, kalıcı bir devlet politikasıdır” ifadelerini kullandı.