CHP milletvekilleri saha çalışması kapsamında Malatya Beydağı Muhtarlar Derneği’ni ziyaret etti. CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, "23 yıldır kötü yönetilen ekonomi nedeniyle, evde iki maaş giren bir aile kirasını bile ödeyemiyor. Bırakın ev veya araba almayı, kirasını ödeyemiyor, çocuğunu okula gönderemiyor" ifadelerini kullandı.
CHP heyeti, saha çalışmaları kapsamında Malatya'da da çalışmalarını sürdürüyor. Heyet, Beydağı Muhtarlar Derneği'ni ziyaret etti. Dernek Başkanı Hüseyin Başıbüyük, "Bugün Malatya’mızı değil de 4 ilde büyük bir 2003 yılında büyük felaketlerle karşılaştık depremden dolayı. Depremde acılarımıza, bize merhem olan, burada özellikle söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimiz Sayın Veli Ağbaba'ya, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi Arapgir Belediye Başkanımız Sayın Haluk Cömertoğlu’na, Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm çalışan, partideki çalışan tüm arkadaşlara ben huzurunuza teşekkür ediyorum. Saygı ve sevgilerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.
"Muhtarlarımız demokrasinin can damarı"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in almış olduğu karar doğrultusunda 81 ilde sahada olduklarını ifade eden Mersin Milletvekili Gülcan Kış da muhtarların demokrasinin can damarı olduklarını belirterek şöyle konuştu:
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak özellikle vurgulamak isterim ki, muhtarlarımızın demokraside nasıl can damarı olduğunu, ne kadar önemli bir rol üstlendiklerini her zaman gündemde tutan ve önemseyen bir partiyiz. Ben Mersin milletvekiliyim ama Malatya toprağında büyüdüm. Çocukluğum burada geçti. İlk, orta ve lise eğitimimi Malatya’da aldım. Malatya’nın suyu, ekmeği mutlaka bende çok derin ve duygu dolu bir yere sahiptir. Vatandaşlarla kurumlar arasında en önemli köprü olarak muhtarlarımızı görüyoruz. Özellikle yerel yönetimlerde, belediyelerle, milletvekilleriyle, bakanlıklarla, parlamentoyla; kısacası vatandaşla kurumlar arasındaki en doğru iletişim kanalının muhtarlar olduğunu çok net biliyoruz. Sizler, bulunduğunuz mahallelerde kadından gence, öğrenciden yaşlıya kadar tüm ailelerin içine nüfuz ediyorsunuz. Kimin neye ihtiyacı olduğunu, kimin derdinin ne olduğunu, hangi ailenin hangi durumda olduğunu en iyi siz biliyorsunuz. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkın derdiyle dertlenen, sorunlarıyla birebir ilgilenen ve halktan gelen bilgilerle yol haritamızı belirleyen bir parti olduğumuz için muhtarlarımızı çok önemsiyoruz."
"Olağanüstü günlerden geçiyoruz"
Ülkenin olağanüstü günlerden geçtiğini, tarihin hiçbir döneminde bu kadar hukuksuzluğun yaşanmadığına vurgu yapan Kış, şu ifadeleri kullandı:
"Tarihin hiçbir döneminde bu kadar karanlık bir düzen, bu kadar zulüm, bu kadar haksızlık ve hukuksuzluk yaşanmadı. Elbette geçmişte de çalkantılı günler oldu ama siyasetin bu kadar doğrudan insan hayatını, mutfağını, ekonomisini etkilediği bir dönem görülmedi. Artık insanlar ideolojilerinin ötesinde yaşam mücadelesi veriyor. Her şeyden önemlisi, ekmeğimizi kaybediyoruz, suyumuzu kaybediyoruz. Çocuklarımızın eğitimiyle ilgili kaygılarımız artıyor, geleceğimizi kaybediyoruz ama işin arkasında daha büyük bir mesele var; cumhuriyet değerlerimizi kaybediyoruz."
"İki maaşlı bir aile kirasını bile ödeyemiyor"
Ekonomik kriz, deprem, zirai don ve afetlerin yanında bir de kötü yönetimle karşı karşıya olduklarını belirterek iki maaş alan bir aile kirasını bile ödeyemeyecek duruma geldiğinin altını çizen Kış, şunları söyledi:
"Maalesef ülkeyi kötü bir zihniyet yönetiyor. Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir süreçten geçiyoruz. O makas öyle açıldı ki artık bu zihniyetin pes etmesi, bizim de 'git' dememiz gerekiyor. Düşünün, daha önce emekli bir vatandaş emekli olduğunda evini alabiliyor, arabasını alabiliyor, çocuğunun düğününü yapıp hayatını sürdürebiliyordu. Bugünse 23 yıldır kötü yönetilen ekonomi nedeniyle, evde iki maaş giren bir aile kirasını bile ödeyemiyor. Bırakın ev veya araba almayı, kirasını ödeyemiyor, çocuğunu okula gönderemiyor. Bakın, şu anda üniversite tercihleri yapılıyor. Artık çocuklarımız 'en iyi üniversitede nasıl okurum' diye değil, aileler 'çocuğumu en ucuz nerede okutabilirim' diye düşünüyor. Bu, çocuklarımızın geleceğini çalmaktır. Bu, çocuklarımızın geleceğine ihanettir."
"Malatya’nın sabrının kalmadığını da biliyoruz"
Malatya’nın iki deprem yaşadığını belirten CHP PM üyesi Saniye Barut ise şunları söyledi:
"Depremi yaşadınız. Tam evlerinize yerleşmeden, hatta hiç yerleşemeden, konteyner kent kültürü oluşmuşken ikinci depremi, yani 12 Nisan depremini yaşadınız. Ardından bir de zirai don felaketiyle karşı karşıya kaldınız. Buranın can damarı kayısıdır, meyveler ve kabuklu ürünlerdir. Dün Ticaret Borsası’ndaydık. Gittiğimiz yerlerde, dinlediğimiz sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de ifade ettiği gibi şu anda kayısıda sıfır noktasındayız. Seyirlik bile kayısı bulamaz hale gelindiğini söylüyorlar. Bir diğer sorun da dile getirildi; Orta Asya’dan gelen kuru kayısı ithalatı. Üstelik bu ürünlerde ‘bulaşık’ dediğimiz, pestisit kalıntısı sorunu yaşanıyor. Türkiye olarak böyle bir ithalatla karşı karşıyayız. Oysa Malatya sadece Türkiye’ye değil, dünyaya kayısı ihracatı yapan bir kent. Biz Malatya’yı tanıyoruz, sorunlarını biliyoruz. Malatya’nın devlete olan saygısını da biliyoruz ama artık Malatya’nın sabrının kalmadığını da biliyoruz. Bugün gençler ve aileler, dışarıda yaşarken çocuklarının geleceğini düşünüyor, evine götüreceği ekmeği düşünüyor, çocuklarının nasıl bir dünyada yaşayacağını kaygıyla sorguluyor. Bugün inanın, o konteyner kentler bile neredeyse unutulmuş durumda."