CHP Ankara İl Başkanı Hikmet Akıllı: Halkı, Basını ve Basın Emekçilerini Susturmayı Başaramayacaksınız

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 14.10.2022 - 14:24, Güncelleme: 14.10.2022 - 14:24 1877+ kez okundu.
 

CHP Ankara İl Başkanı Hikmet Akıllı: Halkı, Basını ve Basın Emekçilerini Susturmayı Başaramayacaksınız

CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Meclis’te kabul edilen ‘sansür yasası’ ile ilgili, “İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek, suç haline getirilmek istenmektedir. Bu yasa, baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. CHP olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz; halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız” dedi.

CHP’nin il başkanlıkları, dün gece TBMM’de kabul edilen, kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen, basına ve sosyal medyaya yönelik yeni yaptırımlar içeren düzenlemeye, bugün yaptıkları basın açıklamalarıyla tepki gösterdi. Ankara İl Başkanlığı'nın basın açıklamasına, CHP'nin il ve ilçe yöneticileri de katıldı. CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, basın açıklamasında şunları söyledi: “İKTİDARIN, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN, GAZETECİLİĞİN VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ALTINA SON BİR DİNAMİT DAHA KOYMAK İSTEDİĞİ AÇIKTIR” “Saray iktidarı, Cumhuriyet’imizin ilk yüzyılının son yasama yılını, bir sansür ve otosansür yasası teklifiyle açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. Bu sansür teklifinin seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde Meclis’te yasalaşması, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidarın, 40 maddelik bu yasayla başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır. “SARAY YARGISINA VE İKTİDAR PARTİSİNİN BÜROKRATLARINA, HANGİ BİLGİNİN HALKI ALDATMAYA, KORKU VE ENDİŞE YAYMAYA YÖNELİK OLDUĞUNU BELİRLEME YETKİSİ VERİLECEKTİR” Öyle ki yasanın 29. maddesiyle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ diyerek, sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına, hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, ‘dezenformasyon’ olarak yaftalanabilecektir. ‘Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder’ sorusunun yanıtı ise yasa teklifinde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır. “‘128 MİLYAR DOLAR NEREDE’ DEMEK, KAMU BARIŞINI BOZMAK MI OLACAKTIR” Buradan soruyoruz; TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı, dezenformasyon mu yapmış olacaktır? ‘8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor’ demek, yalan haber yaymak mı sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle Beşli Çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler, suçlu mu sayılacaktır? ‘128 milyar dolar nerede’ demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? ‘Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor’ diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır? “YASA, SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMEYLE GENİŞ SINIRLAMA YETKİLERİ İÇERMEKTEDİR” İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek, suç haline getirilmek istenmektedir. Bugün herkesin açıkça bildiği gibi, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu, Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır. Üstelik bu yasa, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir. Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmıştır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelecekmiş. Yasa, sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir. Teklifin yasalaşması, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır. “HALKI, BASINI VE BASIN EMEKÇİLERİNİ SUSTURMAYI BAŞARAMAYACAKSINIZ” Bir kez daha söylüyoruz; bu yasa, baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. CHP olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz; halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız. Çok az kaldı. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında, baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Başkanı, ‘Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız’ diyor. Biz de diyoruz ki gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız. Geliyor gelmekte olan.”
CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Meclis’te kabul edilen ‘sansür yasası’ ile ilgili, “İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek, suç haline getirilmek istenmektedir. Bu yasa, baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. CHP olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz; halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız” dedi.

CHP’nin il başkanlıkları, dün gece TBMM’de kabul edilen, kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen, basına ve sosyal medyaya yönelik yeni yaptırımlar içeren düzenlemeye, bugün yaptıkları basın açıklamalarıyla tepki gösterdi. Ankara İl Başkanlığı'nın basın açıklamasına, CHP'nin il ve ilçe yöneticileri de katıldı. CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, basın açıklamasında şunları söyledi:

“İKTİDARIN, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN, GAZETECİLİĞİN VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ALTINA SON BİR DİNAMİT DAHA KOYMAK İSTEDİĞİ AÇIKTIR”

“Saray iktidarı, Cumhuriyet’imizin ilk yüzyılının son yasama yılını, bir sansür ve otosansür yasası teklifiyle açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. Bu sansür teklifinin seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde Meclis’te yasalaşması, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidarın, 40 maddelik bu yasayla başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır.

“SARAY YARGISINA VE İKTİDAR PARTİSİNİN BÜROKRATLARINA, HANGİ BİLGİNİN HALKI ALDATMAYA, KORKU VE ENDİŞE YAYMAYA YÖNELİK OLDUĞUNU BELİRLEME YETKİSİ VERİLECEKTİR”

Öyle ki yasanın 29. maddesiyle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ diyerek, sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına, hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, ‘dezenformasyon’ olarak yaftalanabilecektir. ‘Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder’ sorusunun yanıtı ise yasa teklifinde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.

“‘128 MİLYAR DOLAR NEREDE’ DEMEK, KAMU BARIŞINI BOZMAK MI OLACAKTIR”

Buradan soruyoruz; TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı, dezenformasyon mu yapmış olacaktır? ‘8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor’ demek, yalan haber yaymak mı sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle Beşli Çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler, suçlu mu sayılacaktır? ‘128 milyar dolar nerede’ demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? ‘Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor’ diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır?

“YASA, SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMEYLE GENİŞ SINIRLAMA YETKİLERİ İÇERMEKTEDİR”

İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek, suç haline getirilmek istenmektedir. Bugün herkesin açıkça bildiği gibi, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu, Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır. Üstelik bu yasa, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir. Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmıştır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelecekmiş. Yasa, sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir. Teklifin yasalaşması, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır.

“HALKI, BASINI VE BASIN EMEKÇİLERİNİ SUSTURMAYI BAŞARAMAYACAKSINIZ”

Bir kez daha söylüyoruz; bu yasa, baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. CHP olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz; halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız. Çok az kaldı. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında, baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Başkanı, ‘Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız’ diyor. Biz de diyoruz ki gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız. Geliyor gelmekte olan.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri