Bitmeyen Şehir Hastanesi İçin İzmir Tabip Odası'ndan Kritik Uyarı: İzmir Trafiğini Kaosa Sürükleyebilir

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 04.11.2021 - 11:34, Güncelleme: 04.11.2021 - 11:34 1778+ kez okundu.
 

Bitmeyen Şehir Hastanesi İçin İzmir Tabip Odası'ndan Kritik Uyarı: İzmir Trafiğini Kaosa Sürükleyebilir

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, 2014 yılında temeli atılan ve 30 ayda açılacağı söylenmesine karşın halen tamamlanamayan İzmir Şehir Hastanesi'ne yönelik uyarılarda bulundu. Depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen şehir hastanesinin İzmir'de günlük yaklaşık 40 bin kişilik trafik oluşturacağını vurgulayan Çamlı, "Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir" dedi. Çamlı, şehir hastanesi yüzünden kapatılması düşünülen kamu hastaneleri nedeniyle de sağlıkta birtakım risklerin ortaya çıkabileceğine işaret etti. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise "Şehir hastanesi dediğimiz, bir şehir efsanesi oldu. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok" diye konuştu.

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, 2014 yılında temeli atılan ve 30 ayda açılacağı söylenmesine karşın halen tamamlanamayan İzmir Şehir Hastanesi'ne yönelik uyarılarda bulundu. Depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen şehir hastanesinin İzmir'de günlük yaklaşık 40 bin kişilik trafik oluşturacağını vurgulayan Çamlı, "Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir" dedi. Çamlı, şehir hastanesi yüzünden kapatılması düşünülen kamu hastaneleri nedeniyle de sağlıkta birtakım risklerin ortaya çıkabileceğine işaret etti. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise "Şehir hastanesi dediğimiz, bir şehir efsanesi oldu. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok" diye konuştu. İzmir'in Bayraklı ilçesinde 2014 yılında temeli atılan, 30 ayda hizmete gireceği söylenen ancak açılışı 6 kez ertelenen İzmir Şehir Hastanesi'nde sona geliniyor. İnşaatın iyice ilerlediği dev hastane için İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı'dan dikkat çeken uyarılar geldi. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Çamlı, kamu özel ortaklığıyla yapılan şehir hastanelerini, "sağlıkta dönüşüm politikalarının geldiği son nokta" olarak değerlendirdi. Bu projelerde kamu arazilerinin özel sektöre tahsis edildiğini ve devasa hastaneler yapıldığını aktaran Çamlı, dünyada ise fasla yatak sayısının rantabl olmadığı için pek tercih edilmediğini vurguladı. Lütfi Çamlı, bu hastanelerin maliyetlerinin de çok yüksek olduğunu belirtirken "Devlet 25 yıl boyunca inşaatı yapan firmaya kira ödemekte. Ancak bu kiralar o kadar yüksek ki örneğin şu an faaliyet gösteren 13 şehir hastanesinin yıllık kirası Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturmakta" dedi. 13 şehir hastanesine ödenen yıllık kira bedeliyle 14 tane Erzurum Şehir Hastanesi yapabilmenin mümkün olduğunu kaydeden Çamlı, dövizdeki artış da düşünüldüğünde ekonomik anlamda ülkenin geleceğinin ipotek altına alındığını söyledi. "İMARA AÇILMA VE YAPILAŞMA BASKISI ORTAYA ÇIKARACAK" Çamlı, inşaatı yükselen İzmir Şehir Hastanesi ve bu şehir hastanesi modelinin yarattığı diğer sıkıntıları ise şöyle özetledi: "Şehir hastaneleri açıldığı zaman, kentte hizmet veren köklü birtakım hastanelerin kapatılması da gündeme geliyor. Bu hastaneler kapatıldığında arazilerinin ne olacağı, tekrar satışa çıkarılıp özel sektöre peşkeş çekilme durumu da söz konusu. Şehir hastaneleri sadece ekonomik bir bataklık gibi görünse de bunun dışında bir takım yan olumsuzlukları da var. Örneğin şehir hastanelerinin çevresinde imara açılma, bir yapılaşma baskısı ortaya çıkabiliyor. Ciddi bir ulaşım sorunu var. Özellikle bu İzmir'deki hastane için konuşursak yaklaşık 40 bin kişinin günlük şehir hastanesine gitme gelme şeklinde trafiği ortaya çıkacak. Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir. Bunların dışında özellikle kapatılması düşünülebilecek hastanelerle ilgili vatandaşın yaşayacağı sorunlar da var. Örneğin evinin çok yakınında, semtinde, mahallesinde bulunan hastaneye 5 dakikada ulaşabilmesi mümkünken böyle bir trafik kaosunun içinde kalacak. Ki bu şehir hastanelerinin bir kısmı şehrin dışında. Ulaşımı zor. Hasta, acil vakalar dışında, belki çok uzun süreçte hastaneye ulaşabilecek. Kısacası gerek sağlık alanında gerek şehir planlaması açısından gerek birtakım rantları beraberinde getirebilme riskleri açısından bu projenin İzmir halkına birtakım olumsuzluklar getirebilme durumu söz konusu" "BAZI HASTANELER KAPATILACAK, TRUVA ATI GİBİ İZMİR'E ZARAR VERECEK" İzmir Şehir Hastanesi'nin açılmasıyla birlikte bazı hastanelerin kapanmasının gündeme geleceğini vurgulayan Lütfi Çamlı, "Başlangıçta Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin adları geçmekte. Ama bunların hangileri kapanacak, hangileri küçülecek, buradaki sağlık çalışanlarının ne kadarı şehir hastanesine geçecek? Eğitim araştırma hastaneleri burada eğitim verecekler mi? Bütün bunlar bilinmiyor. Kısacası şehir hastaneleri bilinmezlerle dolu. Finansmanı örneğin, ticari sır olarak söylenmiş. Ve bu hastanelerle ne ölçüde anlaşmalar yapıldığı, nasıl bir ödeme planı olduğu bile çok belirgin değil. Zaman zaman yapılan Sayıştay incelemelerinde bu hastanelerdeki usulsüzlükleri de görmekteyiz. Sayıştay, bunları zaman zaman kamuoyuyla da paylaşıyor. Bilinmezliklerle ortaya çıkan bir proje. Ne zaman açılacağı bile belli değil. Açıldığında hangi hastanenin kapatılacağı belli değil. Ortaya yeni rant alanlarının çıkıp çıkmayacağı, bu kapatılması söz konusu olabilecek hastanelerin arazilerinin, kamu arazilerinin özel sektöre satılıp satılmayacağı, bütün bunlar belirsiz. Bir Truva atı gibi, İzmir kentine birtakım zararlar verebilmesinin söz konusu olduğunu düşünüyorum" dedi. “20'YE YAKIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ PLATFORM KURACAK” Çamlı, İzmir Şehir Hastanesi'nin yaratacağı olası sorunlar ve kentte sağlıkla ilgili yaşanması muhtemel sıkıntılarla mücadele etmek adına ‘İzmir Kenti Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz Platformu’nu kuracaklarını açıkladı. Platformda İzmir Tabip Odası'nın yanı sıra diş hekimleri odası, eczacılar odası, baro, TMMOB, KESK, DİSK ve çok sayıda sağlık meslek emek örgütlerinin de aralarında bulunduğu 20'ye yakın kuruluşun yer alacağını bildiren Lütfi Çamlı, "Yarın bir deklarasyonla bu platformu duyuracağız. Bu konunun takipçisi olacağız, İzmir halkına, İzmir halkının sağlık hakkına oluşturabileceği zararlara engel olmaya çalışacağız" diye konuştu. CHP'Lİ SERTER: "ŞEHİR HASTANESİ, ŞEHİR EFSANESİ OLDU" CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise daha önce defalarca soru önergesi verip TBMM'nin gündemine taşıdığı İzmir Şehir Hastanesi'yle ilgili şunları söyledi: "Şehir hastanesi dediğimiz bir şehir efsanesi oldu. Senelerdir bitmek bilmeyen, üzerinde yangınlar yaşanan, arkasından İzmir'deki deprem dolayısıyla ne kadar hasar gördüğü belli olmayan bir heyula binadan bahsediyoruz. O kadar büyük ki kabus gibi Bayraklı semtinin üzerine yapılmış bir bina. Şimdi açılması için mücadele ediyor Sağlık Bakanlığı ve hükümet. Ama nasıl açacak? Hangi personelle açacak? Hangi sisteme dayalı yapacak. Yap-işlet-devret modeliyle biliyorsunuz bunlar. Halihazırda soruyoruz; buraya kira veriyor musunuz diye. Daha çünkü faaliyete geçmediği için verip verilmediğini de söylemiyorlar. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok biliyor musunuz? Yol yok bu hastaneye giderken. Senelerdir, 2015'ten beri dilimde tüy bitti. Bu hastaneye nereden gidilecek diye. Bu hastane için bize yol verin diye. Fakat halihazırda hiçbir yol yok." "HASTA KALP KRİZİ GEÇİRİRSE ‘ALLAH RAHMET EYLESİN’ DİYECEKLER" 2018 yılında hastanenin yakınlarından geçecek ikinci çevre yolu için Ulaştırma Bakanlığı'nın ihaleye çıktığını duyduklarını aktaran Serter, mevcut devlet hastanelerinin ise durumunun ne olacağını sordu. Serter, mevcut devlet hastaneleri kapatılırsa hastaların şehir hastanesine ulaşmasında büyük kriz yaşanacağını belirtirken "Farz edelim ki Urla'da bir hastamız var; devlet hastanesine tam 110 kilometre mesafede gidecek hasta. Bu hasta kalp krizindeyse daha Urla'dan çıkmadan 'Allah rahmet eylesin' diyecekler. Eğer ölmediyse hastaneye vardıklarında ameliyatlık pozisyonu kalmayacak. Mesela apandisti patlayacak, zehirleyecek vücudu. O kadar vahim bir yerde hastane yaptılar ki buranın yolu, izi yok. Ancak helikopter ambulans olması lazım ki yukarıdan insin, hastayı oraya yetiştirsin. Maalesef ki bir şehir hastanesi İzmir'in başına dert oldu. En kıymetli değer insandır. Maalesef şu anki hükümetin hiçbir şekilde kimseye hizmet verme ihtiyacı yok. Ancak kendi yandaşlarıyla, kendi kasalarını ve keselerini doldurmaktan başka hiçbir şey düşünmemektedirler. Maalesef, maalesef, maalesef" dedi. YILAN HİKAYESİNE DÖNMÜŞTÜ İzmir Şehir Hastanesi'nin temeli, 12 Mart 2014'te, dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve çok sayıda AKP'li milletvekilinin katılımıyla atıldı. 9 Mayıs 2015'te, aynı yerde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla bir kez daha temel atma töreni yapıldı. İlk törende, yapımın 30 ay içinde bitirileceği açıklanmıştı. Fakat, vaat edildiği gibi 2016'nın eylül ayında tamamlanmayan hastanenin açılış tarihi önce 2018'e, sonra 2019'a, daha sonra 2020 Haziran ayına, ardından 2020 yılının sonuna ertelendi. Son olarak ise ‘2021 yılı içinde bitirilecek’ denildi. Ancak yılın bitimine 2 ay kalmasına rağmen hastane halen açılışa hazır hale getirilemedi. Türkerler Holding ve Gama Holding ortaklığında, depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen hastanenin 2 bin 60 yatak kapasitesine sahip olacağı ve yatırım tutarının 1,6 milyar lira olacağı açıklanmıştı. 622 bin 530 metrekare arsa üzerinde, 573 bin 546 metrekare toplam inşaat alanına kurulacak hastanenin, yatırımcı firmalar tarafından 25 yıl boyunca işletileceği kaydedilmişti. İzmir Şehir Hastanesi, 2014 yerel seçiminde büyükşehir belediye başkan adayı olan AKP'li Binali Yıldırım'ın 35 vaadinden biriydi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, 2014 yılında temeli atılan ve 30 ayda açılacağı söylenmesine karşın halen tamamlanamayan İzmir Şehir Hastanesi'ne yönelik uyarılarda bulundu. Depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen şehir hastanesinin İzmir'de günlük yaklaşık 40 bin kişilik trafik oluşturacağını vurgulayan Çamlı, "Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir" dedi. Çamlı, şehir hastanesi yüzünden kapatılması düşünülen kamu hastaneleri nedeniyle de sağlıkta birtakım risklerin ortaya çıkabileceğine işaret etti. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise "Şehir hastanesi dediğimiz, bir şehir efsanesi oldu. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok" diye konuştu.

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, 2014 yılında temeli atılan ve 30 ayda açılacağı söylenmesine karşın halen tamamlanamayan İzmir Şehir Hastanesi'ne yönelik uyarılarda bulundu. Depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen şehir hastanesinin İzmir'de günlük yaklaşık 40 bin kişilik trafik oluşturacağını vurgulayan Çamlı, "Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir" dedi. Çamlı, şehir hastanesi yüzünden kapatılması düşünülen kamu hastaneleri nedeniyle de sağlıkta birtakım risklerin ortaya çıkabileceğine işaret etti. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise "Şehir hastanesi dediğimiz, bir şehir efsanesi oldu. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok" diye konuştu.

İzmir'in Bayraklı ilçesinde 2014 yılında temeli atılan, 30 ayda hizmete gireceği söylenen ancak açılışı 6 kez ertelenen İzmir Şehir Hastanesi'nde sona geliniyor. İnşaatın iyice ilerlediği dev hastane için İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı'dan dikkat çeken uyarılar geldi.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Çamlı, kamu özel ortaklığıyla yapılan şehir hastanelerini, "sağlıkta dönüşüm politikalarının geldiği son nokta" olarak değerlendirdi. Bu projelerde kamu arazilerinin özel sektöre tahsis edildiğini ve devasa hastaneler yapıldığını aktaran Çamlı, dünyada ise fasla yatak sayısının rantabl olmadığı için pek tercih edilmediğini vurguladı. Lütfi Çamlı, bu hastanelerin maliyetlerinin de çok yüksek olduğunu belirtirken "Devlet 25 yıl boyunca inşaatı yapan firmaya kira ödemekte. Ancak bu kiralar o kadar yüksek ki örneğin şu an faaliyet gösteren 13 şehir hastanesinin yıllık kirası Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturmakta" dedi.

13 şehir hastanesine ödenen yıllık kira bedeliyle 14 tane Erzurum Şehir Hastanesi yapabilmenin mümkün olduğunu kaydeden Çamlı, dövizdeki artış da düşünüldüğünde ekonomik anlamda ülkenin geleceğinin ipotek altına alındığını söyledi.

"İMARA AÇILMA VE YAPILAŞMA BASKISI ORTAYA ÇIKARACAK"

Çamlı, inşaatı yükselen İzmir Şehir Hastanesi ve bu şehir hastanesi modelinin yarattığı diğer sıkıntıları ise şöyle özetledi:

"Şehir hastaneleri açıldığı zaman, kentte hizmet veren köklü birtakım hastanelerin kapatılması da gündeme geliyor. Bu hastaneler kapatıldığında arazilerinin ne olacağı, tekrar satışa çıkarılıp özel sektöre peşkeş çekilme durumu da söz konusu. Şehir hastaneleri sadece ekonomik bir bataklık gibi görünse de bunun dışında bir takım yan olumsuzlukları da var. Örneğin şehir hastanelerinin çevresinde imara açılma, bir yapılaşma baskısı ortaya çıkabiliyor. Ciddi bir ulaşım sorunu var. Özellikle bu İzmir'deki hastane için konuşursak yaklaşık 40 bin kişinin günlük şehir hastanesine gitme gelme şeklinde trafiği ortaya çıkacak. Bu da zaten zor olan İzmir trafiğini daha da kaotik bir sürece sürükleyebilir. Bunların dışında özellikle kapatılması düşünülebilecek hastanelerle ilgili vatandaşın yaşayacağı sorunlar da var. Örneğin evinin çok yakınında, semtinde, mahallesinde bulunan hastaneye 5 dakikada ulaşabilmesi mümkünken böyle bir trafik kaosunun içinde kalacak. Ki bu şehir hastanelerinin bir kısmı şehrin dışında. Ulaşımı zor. Hasta, acil vakalar dışında, belki çok uzun süreçte hastaneye ulaşabilecek. Kısacası gerek sağlık alanında gerek şehir planlaması açısından gerek birtakım rantları beraberinde getirebilme riskleri açısından bu projenin İzmir halkına birtakım olumsuzluklar getirebilme durumu söz konusu"

"BAZI HASTANELER KAPATILACAK, TRUVA ATI GİBİ İZMİR'E ZARAR VERECEK"

İzmir Şehir Hastanesi'nin açılmasıyla birlikte bazı hastanelerin kapanmasının gündeme geleceğini vurgulayan Lütfi Çamlı, "Başlangıçta Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin adları geçmekte. Ama bunların hangileri kapanacak, hangileri küçülecek, buradaki sağlık çalışanlarının ne kadarı şehir hastanesine geçecek? Eğitim araştırma hastaneleri burada eğitim verecekler mi? Bütün bunlar bilinmiyor. Kısacası şehir hastaneleri bilinmezlerle dolu. Finansmanı örneğin, ticari sır olarak söylenmiş. Ve bu hastanelerle ne ölçüde anlaşmalar yapıldığı, nasıl bir ödeme planı olduğu bile çok belirgin değil. Zaman zaman yapılan Sayıştay incelemelerinde bu hastanelerdeki usulsüzlükleri de görmekteyiz. Sayıştay, bunları zaman zaman kamuoyuyla da paylaşıyor. Bilinmezliklerle ortaya çıkan bir proje. Ne zaman açılacağı bile belli değil. Açıldığında hangi hastanenin kapatılacağı belli değil. Ortaya yeni rant alanlarının çıkıp çıkmayacağı, bu kapatılması söz konusu olabilecek hastanelerin arazilerinin, kamu arazilerinin özel sektöre satılıp satılmayacağı, bütün bunlar belirsiz. Bir Truva atı gibi, İzmir kentine birtakım zararlar verebilmesinin söz konusu olduğunu düşünüyorum" dedi.

“20'YE YAKIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ PLATFORM KURACAK”

Çamlı, İzmir Şehir Hastanesi'nin yaratacağı olası sorunlar ve kentte sağlıkla ilgili yaşanması muhtemel sıkıntılarla mücadele etmek adına ‘İzmir Kenti Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz Platformu’nu kuracaklarını açıkladı. Platformda İzmir Tabip Odası'nın yanı sıra diş hekimleri odası, eczacılar odası, baro, TMMOB, KESK, DİSK ve çok sayıda sağlık meslek emek örgütlerinin de aralarında bulunduğu 20'ye yakın kuruluşun yer alacağını bildiren Lütfi Çamlı, "Yarın bir deklarasyonla bu platformu duyuracağız. Bu konunun takipçisi olacağız, İzmir halkına, İzmir halkının sağlık hakkına oluşturabileceği zararlara engel olmaya çalışacağız" diye konuştu.

CHP'Lİ SERTER: "ŞEHİR HASTANESİ, ŞEHİR EFSANESİ OLDU"

CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ise daha önce defalarca soru önergesi verip TBMM'nin gündemine taşıdığı İzmir Şehir Hastanesi'yle ilgili şunları söyledi:

"Şehir hastanesi dediğimiz bir şehir efsanesi oldu. Senelerdir bitmek bilmeyen, üzerinde yangınlar yaşanan, arkasından İzmir'deki deprem dolayısıyla ne kadar hasar gördüğü belli olmayan bir heyula binadan bahsediyoruz. O kadar büyük ki kabus gibi Bayraklı semtinin üzerine yapılmış bir bina. Şimdi açılması için mücadele ediyor Sağlık Bakanlığı ve hükümet. Ama nasıl açacak? Hangi personelle açacak? Hangi sisteme dayalı yapacak. Yap-işlet-devret modeliyle biliyorsunuz bunlar. Halihazırda soruyoruz; buraya kira veriyor musunuz diye. Daha çünkü faaliyete geçmediği için verip verilmediğini de söylemiyorlar. Ve maalesef ki bu hastanenin yolu yok biliyor musunuz? Yol yok bu hastaneye giderken. Senelerdir, 2015'ten beri dilimde tüy bitti. Bu hastaneye nereden gidilecek diye. Bu hastane için bize yol verin diye. Fakat halihazırda hiçbir yol yok."

"HASTA KALP KRİZİ GEÇİRİRSE ‘ALLAH RAHMET EYLESİN’ DİYECEKLER"

2018 yılında hastanenin yakınlarından geçecek ikinci çevre yolu için Ulaştırma Bakanlığı'nın ihaleye çıktığını duyduklarını aktaran Serter, mevcut devlet hastanelerinin ise durumunun ne olacağını sordu. Serter, mevcut devlet hastaneleri kapatılırsa hastaların şehir hastanesine ulaşmasında büyük kriz yaşanacağını belirtirken "Farz edelim ki Urla'da bir hastamız var; devlet hastanesine tam 110 kilometre mesafede gidecek hasta. Bu hasta kalp krizindeyse daha Urla'dan çıkmadan 'Allah rahmet eylesin' diyecekler. Eğer ölmediyse hastaneye vardıklarında ameliyatlık pozisyonu kalmayacak. Mesela apandisti patlayacak, zehirleyecek vücudu. O kadar vahim bir yerde hastane yaptılar ki buranın yolu, izi yok. Ancak helikopter ambulans olması lazım ki yukarıdan insin, hastayı oraya yetiştirsin. Maalesef ki bir şehir hastanesi İzmir'in başına dert oldu. En kıymetli değer insandır. Maalesef şu anki hükümetin hiçbir şekilde kimseye hizmet verme ihtiyacı yok. Ancak kendi yandaşlarıyla, kendi kasalarını ve keselerini doldurmaktan başka hiçbir şey düşünmemektedirler. Maalesef, maalesef, maalesef" dedi.

YILAN HİKAYESİNE DÖNMÜŞTÜ

İzmir Şehir Hastanesi'nin temeli, 12 Mart 2014'te, dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve çok sayıda AKP'li milletvekilinin katılımıyla atıldı. 9 Mayıs 2015'te, aynı yerde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla bir kez daha temel atma töreni yapıldı. İlk törende, yapımın 30 ay içinde bitirileceği açıklanmıştı. Fakat, vaat edildiği gibi 2016'nın eylül ayında tamamlanmayan hastanenin açılış tarihi önce 2018'e, sonra 2019'a, daha sonra 2020 Haziran ayına, ardından 2020 yılının sonuna ertelendi. Son olarak ise ‘2021 yılı içinde bitirilecek’ denildi. Ancak yılın bitimine 2 ay kalmasına rağmen hastane halen açılışa hazır hale getirilemedi. Türkerler Holding ve Gama Holding ortaklığında, depremin en çok vurduğu Bayraklı'da inşa edilen hastanenin 2 bin 60 yatak kapasitesine sahip olacağı ve yatırım tutarının 1,6 milyar lira olacağı açıklanmıştı. 622 bin 530 metrekare arsa üzerinde, 573 bin 546 metrekare toplam inşaat alanına kurulacak hastanenin, yatırımcı firmalar tarafından 25 yıl boyunca işletileceği kaydedilmişti. İzmir Şehir Hastanesi, 2014 yerel seçiminde büyükşehir belediye başkan adayı olan AKP'li Binali Yıldırım'ın 35 vaadinden biriydi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri