Aylin Nazlıaka: Çıkacak Karar, Yaşamla Ölüm Arasında Bir Tercihtir

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 07.06.2022 - 12:15, Güncelleme: 07.06.2022 - 12:15 3258+ kez okundu.
 

Aylin Nazlıaka: Çıkacak Karar, Yaşamla Ölüm Arasında Bir Tercihtir

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararının iptali için açılan ikinci davanın duruşmasının yapıldığı Danıştay’ın önünde açıklama yaptı. Nazlıaka, “Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir” dedi. Özgür Özel, “Eğer siz bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne bırakırsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz bu davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz” diye konuştu.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Kararı’yla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı açılan ikinci davanın duruşmasının yapıldığı Danıştay’ın önünde basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, şunları söyledi: “EŞİTLİK MÜCADELESİ VE YAŞAM HAKKINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ” “Bugün burada Eşitlik Platformu’yla, siyasi partilerle, barolarla, kadın örgütleriyle ve 81 ilden gelen CHP Kadın Kolları’yla hep birlikte bulunuyoruz. Halk da burada biz de buradayız. Gelme sebebimiz, yaşam hakkımıza sahip çıkmak. İstanbul Sözleşmesi, bir günde imzalandı. İstanbul Sözleşmesi bir günde feshedildi. Ama İstanbul Sözleşmesi, bir günde yazılmadı. İstanbul Sözleşmesi, son nefesinde katilinin adını kanıyla yazan kadınların yaşam boyunca sağlanamayan adalet mücadelesini hiç değilse ben öldükten sonra katilim ceza alsın diyerek mücadele etmesiyle kazanıldı. Yüz yıllardır süren kadınların eşitlik mücadelesi sonrasın yazıldı bu sözleşme. Onun için bizler kadınların bu eşitlik mücadelesi hakkına da yaşam hakkına da sahip çıkmak için buradayız ve adalet arayışımızı bu konudaki talebimiz bir kez daha yükseltmek için buradayız. ÇIKACAK OLAN KARAR, BU ÜLKEDE YAŞAYAN 42 MİLYON KADINLA, TEK ADAM ARASINDA BİR “KARARDIR” Geçen hafta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun duruşmasındaydık. Bu ay aynı zamanda ayın 14’ünde ve 23’ünde yapılacak davalarda da yine burada olacağız. Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, hukuk üstünlüğü ile üstünlerin hukuku arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, bu ülkede yaşayan 42 milyon kadınla, tek adam arasında bir karardır. Onun için diyoruz ki, sevgili Nazım Hikmet’in dediği gibi, eğer hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlüyse çaresi yok dostlar. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Çünkü haklıyız.” “20 MART 2021 GECESİ BÜYÜK BİR TRAVMAYI HEP BİRLİKTE YAŞADIK” CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de şöyle konuştu: “Burada bir siyasi partinin sözcüsü olarak değil Türkiye’de kadına şiddet uygulamayan hemcinslerinin uyguladığı şiddetten, işledikleri cinayetlerden utanç duyan, kadınlarla birlikte kadın hakları için çocuk hakları için İstanbul Sözleşmesi’nin koruduğu tüm dezavantajlı grupların yaşam hakkını savunmak için dayanışma ruhuyla buradayız, hep birlikteyiz. 20 Mart 2021 gecesi, büyük bir travmayı hep birlikte yaşadık. Anayasa’nın 90. maddesine göre Usulüne uygun Meclis kararıyla yürürlüğe girmiş olan İstanbul Sözleşmesi ki Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre kanunlarla çelişirse, kanundan da güçlüdür ve Cumhurbaşkanı yetkileri, kanunları bırakın yürürlükten kaldırmak; üzerinde değişiklik yapamaz. Ama Cumhurbaşkanı’nın tek imzasıyla nasılsa önümde hiçbir engel olamaz, nasılsa ben kanunları çiğnerim, anayasayı ayaklar altına alırım, dediğimi yaparım diyen bir anlayışla, bir tek adam iradesiyle yürürlükten kaldırılmaya çalışıldı. Burada Danıştay’a bu işlemin tamamen hukuksuz olduğu için yok hükmünde olduğunu söylesin diye başvurduk. Eğer bu yokluğu ilan ederse, bu andan itibaren yeniden İstanbul Sözleşmemize kavuşmuş olacağız. Yokluk kararını vermediği taktirde Anayasa’ya tamamen aykırı olan bu işlemin iptalini talep ediyoruz. Geçtiğimiz duruşmada Danıştay savcısının yaptığı değerlendirmeyi son derece kıymetli buluyoruz. Yetkide ve usulde paralellik olmadığından yani bu sözleşme nasıl onaylandıysa ancak yürürlükten kaldırılacağını söyleyen savcısının düşüncesinin karara etki etmesini bekliyoruz. “BU KARARI BİR AN ÖNCE VERMEZSENİZ KADIN CİNAYETLERİNDEN SORUMLU OLURSUNUZ” Burada her birinin vicdanı olan kalbi olan aklı olan hakimlere seslenerek şunu söylüyoruz: Eğer siz bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne bırakırsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz bu davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz. Zira her fırsatta rakamları eğip büken kendi bulduğu yöntemi bulan suçişleri bakanının yöntemiyle dahi hesaplandığında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun rakamlarıyla 1 Temmuz 2021’den bugüne kadar tam 495 kadın hayatını kaybetti. O tarihten 11 ay önceye gidince Süleyman Soylu gibi rakam 415’tir. Demek ki hiçbiri ölmemesi gereken 415 kadın öleceğini varsaysak bile İstanbul Sözleşmesi varken, ilave 80 cinayetten bu sözleşmeyi tek adam kararıyla yürürlükten kaldıran zihniyet ve buna sessiz kalanlar, yol verenler, görevlerini yapmayanlar, bu işlemin yürürlüğünü bir an önce durdurmayanlar müştereken sorumludur. “HEP BİRLİKTE OLACAĞIZ, BU MÜCADELEYİ KAZANACAĞIZ” Biz hep şunu söyledik, Adalet ve Kalkınma Partisi iki yüzlü bir politika izliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara ‘kalktı ama 6284 duruyor, fark eden bir şey yok’ diyor. İstanbul Sözleşmesini istemeyenlere ‘bakın işte kaldırdık’ diyor. Ama gerçek olan yarattıkları iklim, kanunları uygulayanlar ve buna uygun karar vermek zorunda olanlara ‘Bu ülkeyi yöneten irade kadınların kadın cinayetleriyle mücadelesinin arkasından çekilmiştir. Bundan sonra gerisini siz bilirsiniz’ mesajını vermektedir. Burada hep birlikte bu tarihsel kazanımı geri almazsak, herkes bilsin ki bundan sonraki adımlar 6284’e, nafakaya ve medeni hukukun bütün kazanımlarına karşı atılacaktır. Bunun için bu mücadele siyasi bir mücadele değil, bu bir yaşam mücadelesidir, hak ve demokrasi mücadelesidir. Bunun partisi de cinsiyeti de olmaz. Bu mücadele kadınıyla erkeğiyle bu ülkenin dünyadan koparılmasına itiraz eden çağdaş demokrasiyi, eşitliği yaşamı savunan herkesin mücadelesidir. Hep birlikte olacağız, bu mücadeleyi kazanacağız.  
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararının iptali için açılan ikinci davanın duruşmasının yapıldığı Danıştay’ın önünde açıklama yaptı. Nazlıaka, “Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir” dedi. Özgür Özel, “Eğer siz bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne bırakırsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz bu davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz” diye konuştu.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Kararı’yla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı açılan ikinci davanın duruşmasının yapıldığı Danıştay’ın önünde basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, şunları söyledi:

“EŞİTLİK MÜCADELESİ VE YAŞAM HAKKINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ”

“Bugün burada Eşitlik Platformu’yla, siyasi partilerle, barolarla, kadın örgütleriyle ve 81 ilden gelen CHP Kadın Kolları’yla hep birlikte bulunuyoruz. Halk da burada biz de buradayız. Gelme sebebimiz, yaşam hakkımıza sahip çıkmak.

İstanbul Sözleşmesi, bir günde imzalandı. İstanbul Sözleşmesi bir günde feshedildi. Ama İstanbul Sözleşmesi, bir günde yazılmadı. İstanbul Sözleşmesi, son nefesinde katilinin adını kanıyla yazan kadınların yaşam boyunca sağlanamayan adalet mücadelesini hiç değilse ben öldükten sonra katilim ceza alsın diyerek mücadele etmesiyle kazanıldı. Yüz yıllardır süren kadınların eşitlik mücadelesi sonrasın yazıldı bu sözleşme. Onun için bizler kadınların bu eşitlik mücadelesi hakkına da yaşam hakkına da sahip çıkmak için buradayız ve adalet arayışımızı bu konudaki talebimiz bir kez daha yükseltmek için buradayız.

ÇIKACAK OLAN KARAR, BU ÜLKEDE YAŞAYAN 42 MİLYON KADINLA, TEK ADAM ARASINDA BİR “KARARDIR”

Geçen hafta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun duruşmasındaydık. Bu ay aynı zamanda ayın 14’ünde ve 23’ünde yapılacak davalarda da yine burada olacağız. Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, hukuk üstünlüğü ile üstünlerin hukuku arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, bu ülkede yaşayan 42 milyon kadınla, tek adam arasında bir karardır. Onun için diyoruz ki, sevgili Nazım Hikmet’in dediği gibi, eğer hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlüyse çaresi yok dostlar. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Çünkü haklıyız.”

“20 MART 2021 GECESİ BÜYÜK BİR TRAVMAYI HEP BİRLİKTE YAŞADIK”

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de şöyle konuştu:

“Burada bir siyasi partinin sözcüsü olarak değil Türkiye’de kadına şiddet uygulamayan hemcinslerinin uyguladığı şiddetten, işledikleri cinayetlerden utanç duyan, kadınlarla birlikte kadın hakları için çocuk hakları için İstanbul Sözleşmesi’nin koruduğu tüm dezavantajlı grupların yaşam hakkını savunmak için dayanışma ruhuyla buradayız, hep birlikteyiz. 20 Mart 2021 gecesi, büyük bir travmayı hep birlikte yaşadık. Anayasa’nın 90. maddesine göre Usulüne uygun Meclis kararıyla yürürlüğe girmiş olan İstanbul Sözleşmesi ki Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre kanunlarla çelişirse, kanundan da güçlüdür ve Cumhurbaşkanı yetkileri, kanunları bırakın yürürlükten kaldırmak; üzerinde değişiklik yapamaz. Ama Cumhurbaşkanı’nın tek imzasıyla nasılsa önümde hiçbir engel olamaz, nasılsa ben kanunları çiğnerim, anayasayı ayaklar altına alırım, dediğimi yaparım diyen bir anlayışla, bir tek adam iradesiyle yürürlükten kaldırılmaya çalışıldı. Burada Danıştay’a bu işlemin tamamen hukuksuz olduğu için yok hükmünde olduğunu söylesin diye başvurduk. Eğer bu yokluğu ilan ederse, bu andan itibaren yeniden İstanbul Sözleşmemize kavuşmuş olacağız. Yokluk kararını vermediği taktirde Anayasa’ya tamamen aykırı olan bu işlemin iptalini talep ediyoruz. Geçtiğimiz duruşmada Danıştay savcısının yaptığı değerlendirmeyi son derece kıymetli buluyoruz. Yetkide ve usulde paralellik olmadığından yani bu sözleşme nasıl onaylandıysa ancak yürürlükten kaldırılacağını söyleyen savcısının düşüncesinin karara etki etmesini bekliyoruz.

“BU KARARI BİR AN ÖNCE VERMEZSENİZ KADIN CİNAYETLERİNDEN SORUMLU OLURSUNUZ”

Burada her birinin vicdanı olan kalbi olan aklı olan hakimlere seslenerek şunu söylüyoruz: Eğer siz bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne bırakırsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz bu davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz. Zira her fırsatta rakamları eğip büken kendi bulduğu yöntemi bulan suçişleri bakanının yöntemiyle dahi hesaplandığında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun rakamlarıyla 1 Temmuz 2021’den bugüne kadar tam 495 kadın hayatını kaybetti. O tarihten 11 ay önceye gidince Süleyman Soylu gibi rakam 415’tir. Demek ki hiçbiri ölmemesi gereken 415 kadın öleceğini varsaysak bile İstanbul Sözleşmesi varken, ilave 80 cinayetten bu sözleşmeyi tek adam kararıyla yürürlükten kaldıran zihniyet ve buna sessiz kalanlar, yol verenler, görevlerini yapmayanlar, bu işlemin yürürlüğünü bir an önce durdurmayanlar müştereken sorumludur.

“HEP BİRLİKTE OLACAĞIZ, BU MÜCADELEYİ KAZANACAĞIZ”

Biz hep şunu söyledik, Adalet ve Kalkınma Partisi iki yüzlü bir politika izliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara ‘kalktı ama 6284 duruyor, fark eden bir şey yok’ diyor. İstanbul Sözleşmesini istemeyenlere ‘bakın işte kaldırdık’ diyor. Ama gerçek olan yarattıkları iklim, kanunları uygulayanlar ve buna uygun karar vermek zorunda olanlara ‘Bu ülkeyi yöneten irade kadınların kadın cinayetleriyle mücadelesinin arkasından çekilmiştir. Bundan sonra gerisini siz bilirsiniz’ mesajını vermektedir. Burada hep birlikte bu tarihsel kazanımı geri almazsak, herkes bilsin ki bundan sonraki adımlar 6284’e, nafakaya ve medeni hukukun bütün kazanımlarına karşı atılacaktır. Bunun için bu mücadele siyasi bir mücadele değil, bu bir yaşam mücadelesidir, hak ve demokrasi mücadelesidir. Bunun partisi de cinsiyeti de olmaz. Bu mücadele kadınıyla erkeğiyle bu ülkenin dünyadan koparılmasına itiraz eden çağdaş demokrasiyi, eşitliği yaşamı savunan herkesin mücadelesidir. Hep birlikte olacağız, bu mücadeleyi kazanacağız.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri