Gündem

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan Hatimoğulları'na yanıt: "Burada top oynamıyoruz ciddi bir mesele var"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın "Öcalan’ın iletişim ve çalışma özgürlüğü başta olmak üzere atılması gereken adımlarla ilgili top artık iktidarın sahasındadır" sözlerine "Burada top oynamıyoruz ciddi bir mesele var. Terörün tasfiyesi ile ilgili çabalar söz konusu o nedenle bu çabalara destek vermek lazım. Bu çabaları baltalayacak söylemlerden kaçınmak lazım. Burada bir pazarlık kesinlikle söz konusu olamaz" karşılık verdi. 

Abone Ol

(TBMM) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın "Öcalan’ın iletişim ve çalışma özgürlüğü başta olmak üzere atılması gereken adımlarla ilgili top artık iktidarın sahasındadır" sözlerine "Burada top oynamıyoruz ciddi bir mesele var. Terörün tasfiyesi ile ilgili çabalar söz konusu o nedenle bu çabalara destek vermek lazım. Bu çabaları baltalayacak söylemlerden kaçınmak lazım. Burada bir pazarlık kesinlikle söz konusu olamaz" karşılık verdi. 

AK Parti grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu protestoları sırasında tutuklanan İsveçli gazeteci Joakim Medin'e ilişkin yöneltilen soruya, "Cumhurbaşkanına hakaret ettiyse ona tabi ki yargı karar verir. Eylemde yok olduğu belgelenirse zaten kararını verir yargı. Dosya kapsamını bilmiyoruz dosyada bir suç unsuru varsa buna karar verecek olan yargı. Haber sınırını aşmamışsa bir problem olmaz. Haber sınırını aşan suç teşkil eden bir durum varsa ona da yine yargı dosyadaki delillere göre karar verir. Bizim tek tek dosyalardan haberimiz olması mümkün olmaz. Bunlar yargının işi, yargı hakimler dosyadaki delillere göre karar verirler" yanıtını verdi.

"Bütün amacımız çocuklarımızı terörsüz bir Türkiye’ye kavuşturmak"

Tunç, sorular üzerine şunları kaydetti:

"Ülkemizin terörle mücadelesi 40 yıldan bu yana devam ediyor. Bu ülkenin önünde en büyük engel terör belası. Ülkemizin gelişmesinin, kalkınmasının önünde ayakbağı olan terör belasından kurtulma mücadelesi veriyoruz. Bununla ilgili çok önemli aşama kaydettik. Binlerce şehit verdik. Ülkemizin milletimizin huzurunu bozan terör belasından kurtulmak istiyoruz. Özellikle Sayın Bahçeli’nin ekim ayında grupta yaptığı konuşmanın ardından Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade sonrası gelişen bir durum söz konusu oldu. İmralı’nın bir çağrısı oldu. Bu çağrı terör örgütüne yönelik bir çağrıydı. Artık terör örgütünün meşruluğunu katbettiği, bundan sonra artık tekrara düştüğü dolayısıyla terör örgütünün kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönünde bir çağrı. Bu çağrıya henüz cevap verilmiş değil. Terör örgütü çağrıya cevap verip kendini feshettiğinde Türkiye, terörsüz Türkiye anlamında önemli bir aşamaya geçmiş olacak. Bütün hedefimiz terör örgütünün tasfiyesi ve ülkemizin terörden temizlenmesi vatandaşlarımızın huzurlu bir geleceğe adım atması. Bütün amacımız çocuklarımızı terörsüz bir Türkiye’ye kavuşturmak. Herkesin bu süreçte sorumlu davranması lazım. Tüm kesimlerin özellikle sorumluluk makamındaki kişilerin bu sürece zarar vermemesi lazım. Bu sürecin olumlu sonuçlanmasına katkı sunmaları lazım. O nedenle sorumluluk makamındaki kişilerin konuşmalarını yaparken bu sürece zarar verecek açıklamalar yapmaması lazım. Türkiye’nin gerek içte gerek dışta terörle mücadelesi kesintisiz sürdü. Binlerce şehit verdik bu uğurda, şehitlerimizin emanetine sahip çıkacağız. Şehitlerimizi, şehit ailelerimizi incitecek herhangi bir tavır içerisinde olamayız. Dolayısıyla yurt dışından terör tehditlerine karşı teyakkuzda olmaya devam edeceğiz. Güneyimizde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması noktasındaki politikamızı zaten bütün dünya biliyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye için önemlidir. O konferansta ifade edilen hususların kabul edilemeyeceğini Dışişleri Bakanımız ifade etmiştir.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın açıklamasını değerlendiren Tunç, şunları kaydetti:

"'Top iktidarda demek' ne demek. Burada top oynamıyoruz ciddi bir mesele var. Terörün tasfiyesi ile ilgili çabalar söz konusu o nedenle bu çabalara destek vermek lazım. Bu çabaları baltalayacak söylemlerden kaçınmak lazım. Tabi İmralı Heyetlerinin İmralı’daki görüşmelerinin ardından, İmralı Heyeti’ndeki Sırrı Süreyya Önder rahatsızlandı. Onun yapıcı bir tutumu vardı gerçekten bu sürece büyük katkısı oluyordu. İnşallah iyileşir sağlığına kavuşur. Bu sürecin devam etmesi lazım bu anlamda topun iktidarda olması vs. söz konusu değil. Burada bir müzakere, pazarlık söz konusu değil. Burada DEM Parti’nin Adalet Bakanlığı’na yaptığı ziyarette biz müzakere yapmadık. DEM Parti Grup başkanvekillerinin talepleri oldu. Neydi bu talepler cezaevindeki hükümlülerin şartlarıyla ilgili, yine Cezaevi Gözlem Kurulları’nın kararları ve iyi hal şartları ile verdiği kararlarla ilgili birtakım talepler, hasta hükümlü ve tutukluların sağlık şartları ve onların infaz ertelemeleri ile ilgili talepler. COVİD düzenlemesinden örgütlü suçların da yararlanabilmesi ile ilgili talepler. Burada bir pazarlık, müzakere söz konusu değil. Zaten İmralı’nın terörsüz Türkiye sürecindeki çağrısında da pazarlık olmadığını hepiniz görüyorsunuz. Dolayısıyla bir al-ver süreci söz konusu olamaz.

"Özellikle terörsüz Türkiye sürecinin kesintiye uğramaması için bazı partilerin daha yapıcı davranması lazım"

Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti her şey kanunlar çerçevesinde yapılabilir. Soruşturma kısmıyla, kovuşturma kısmıyla ve infaz kısmıyla ilgili düzenlemeler hedefimizde var. Bunları takdir edecek olan Meclis’imiz. İnfaz düzenlemesi ile ilgili kamuoyunda konuşulan yanlış anlamalar var. Hukukumuzda özel infaz usülleri var. Konutta infaz, geceleyin infaz, hafta sonu infaz şeklinde tabi bunların özellikle infaz usüllerinin uygulanabilmesi için belli ceza miktarının altında olması gereken suçlar. Burada kasten işlenen suçlar bakımından 1.5 yılın altındaki suçlarda konutta infaz olabiliyor. Dolayısıyla zaten 2 yılın altındaki suçlar bakımından koşullu salıverme ve denetimli serbestlik uygulanabildiği için uygulama kabiliyeti yok. Bu eşiği biraz daha artırarak genel bir uygulama kişilere özel bir uygulama söz konusu değil. Özellikle şunu ifade edelim ceza adaletine, evrensel kurallara bugüne kadar yaptığımız reformlar çerçevesinde yapılabilecekleri yapmaya devam edeceğiz. Zaten yargı reformu belgemizde de bu hususlara değindik. Terörsüz Türkiye sürecinin kesintiye uğramaması için bazı partilerin sorumluluk makamındaki kişilerin çok daha yapıcı davranması lazım. ‘Top iktidarda’ açıklamaları sürece fayda sağlamaz. Burada bir pazarlık kesinlikle söz konusu olamaz. İmralı’nın çağrısı açık, terörist başının terör örgütüne yönelik ifadeleri ortada. Terör örgütünün bir an önce kendini feshetmesi silahları bırakmasına yönelik bir çağrı şu anda beklenilen bu. Tüm odaklanılan nokta da terör örgütünün kendini feshetmesi."

Esila Ayık ve diğer tutuklu genç öğrencilere ilişkin soruları yanıtlayan Tunç, şunları kaydetti:

"Hükümlülerin sağlığı ve devlete emanet olduğunu da unutmamak lazım"

"Sağlık durumuyla ilgili sosyal medyada ‘hastaneye kaldırıldı’ gibi bazı haberler de çıktı. Böyle bir durumun olmadığı ortaya çıktı. Burada cezaevlerindeki hastaların tutuklu ya da hükümlü hangi şartlarda tedavilerinin nasıl yapılacağı belli. Dolayısıyla bu şartlar sürekli cezaevi doktorları tarafından kontrol edilen, gerekirse hastaneye sevk edilen durumlar söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla hükümlülerin sağlığı ve devlete emanet olduğunu unutmamak lazım. Onların özellikle sağlık şartlarını korumak gerekiyor. Bu konudaki talepleri zaten ilgili cezaevi idarelerimiz ve sonunda hastane ve adli tıp raporlarıyla onaylanarak devam eden süreçler bunlar."

"Yargıda memnuniyeti sağlayabilmek için daha güçlü hukukçuların sisteme katılması lazım"

Meslekte Yükselme sınavları mülakatlarında adaletsizlik iddialarına ilişkin konuşan Tunç, “Bir kanun düzenlemesi yaptık. Mülakatın değerini azaltan bir düzenlemeyi biz daha geçen ay Meclis’te yaptık. 1000 hakim alınacaksa 3 bin kişi mülakata çağrılıyordu biz bunu 2 bine indirdik, neden? Daha başarılılar yazılıda daha başarılı olmuş kişiler bu noktada daha önde değerlendirilsin diye. Bizim niyetimiz daha liyakatli, daha kaliteli. Çünkü yargıda memnuniyeti sağlayabilmek için daha güçlü hukukçuların sisteme katılması lazım. Onun için hukuk meslekleri sınavını uygulamaya koyduk. Onun için hakim-savcı yardımcılığını sistemini uygulamaya koyduk. Dolayısıyla ehliyet liyakat bizim için önemli. Biz şu geleneği de biliyoruz, Hasan Bey’in geldiği gelenek, '3 bin hakim aldım kendi örgütümden almasaydım da başka yerden mi alsaydım diye' de. Biz o gelenekten gelmiyoruz. Bizim için ehliyet likayat önemli" ifadesini kullandı.