İktidar tarafından “Aile Yılı” ilan edilen iki bin yirmi beşin ilk on bir ayında Türkiye’de iki yüz altmış kadın erkekler tarafından öldürüldü, iki yüz altmış yedi kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Aynı yıl çocuk işçi ölümleri, MESEM kapsamında yaşanan vakalar ve TBMM’deki cinsel istismar iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Şüpheli Kadın Ölümleri İlk Kez Cinayetleri Aştı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, iki bin yirmi beş yılının ilk on bir ayında Türkiye’de iki yüz altmış kadın erkekler tarafından öldürüldü. Aynı dönemde iki yüz altmış yedi kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Böylece Türkiye’de ilk kez şüpheli kadın ölümü sayısı, kadın cinayeti sayısının üzerine çıktı.
Bir önceki yıl olan iki bin yirmi dörtte ise üç yüz doksan beş kadın cinayeti işlenmiş, iki yüz elli dokuz kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetmişti.
Kadınlar En Çok Evlerinde ve Yakınları Tarafından Öldürüldü
Veriler, kadınların büyük çoğunluğunun kendi evlerinde ve en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüğünü ortaya koydu. Aylar bazında yapılan incelemelerde kadınların önemli bir bölümünün evli oldukları erkekler, eski eşler, birlikte oldukları ya da aile bireyleri tarafından yaşamdan koparıldığı görüldü.
Cinayetlerin önemli bir kısmında ateşli silahların kullanıldığı, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen çok sayıda kadının öldürüldüğü kayıtlara geçti.
Koruma Kararları Cinayetleri Önleyemedi
Yıl boyunca dikkat çeken vakaların ortak noktalarından biri, birçok kadının daha önce defalarca uzaklaştırma kararı almış olmasına rağmen öldürülmesi oldu. Elektronik kelepçe uygulanan ya da hakkında zorlama hapsi kararı bulunan erkeklerin cinayet işleyebilmesi, koruma mekanizmalarının etkinliğini yeniden tartışmaya açtı.
Ay Ay Kadın Cinayetleri: Rakamlar Dehşeti Gösterdi
Ocak ayından kasım ayına kadar her ay onlarca kadın cinayeti işlendi. Bazı aylarda şüpheli kadın ölümleri, cinayet sayılarını da geride bıraktı. Kadınların büyük bölümü boşanmak istemek, ilişkiyi reddetmek, kendi hayatına dair karar almak ya da ekonomik gerekçeler öne sürülerek öldürüldü.
Fail profiline bakıldığında ise aile içi şiddetin belirleyici olduğu, kadınların yaklaşık üçte ikisinin aile bireyleri tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.
Valiz Cinayeti ve Kampüslerde İşlenen Cinayetler
İki bin yirmi beş yılında kamuoyunu sarsan olaylardan biri, genç bir kadının yol kenarında bir valiz içinde bulunan cansız bedeni oldu. Soruşturma kapsamında fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet talep edildi. Aynı failin daha önce başka bir kadının şüpheli ölümüyle de bağlantısının bulunduğu ortaya çıktı.
Üniversite kampüslerinde ve okul çevrelerinde işlenen kadın cinayetleri ise güvenlik zafiyetini bir kez daha gündeme taşıdı.
Çocuk İşçi Ölümleri ve MESEM Tartışması
Kadın cinayetlerinin yanı sıra iki bin yirmi beş yılında çocuk işçi ölümleri de Türkiye’nin en önemli gündemlerinden biri oldu. MESEM kapsamında çalıştırılan çocuklardan en az on yedisi iş kazalarında hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre yılın ilk on bir ayında hayatını kaybeden çocuk işçi sayısı seksen beşe ulaştı.
Bazı vakalarda çocukların ağır iş koşullarında çalıştırıldığı, işkenceye varan şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı.
TBMM’de Cinsel İstismar İddiaları
Yılın sonuna doğru kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir diğer başlık ise TBMM’de staj yapan meslek lisesi öğrencisi kız çocuklarının cinsel istismara uğradığı iddiaları oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, olay tarihinde on beş ile on sekiz yaş arasındaki mağdurelere yönelik zincirleme şekilde cinsel taciz ve sarkıntılık suçlarının işlendiği belirtildi.
Sanıklar hakkında hapis cezası talep edilirken, iddianame mahkemece kabul edildi.