TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, 2026 Bütçesi görüşmelerinde TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada çocuk işçiliğine sert tepki gösterdi. Kadıgil, yalnızca bu yıl seksen yedi çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini belirterek, “Bu bir kader değil, göz göre göre işlenen bir suçtur” dedi.

“2026 Bütçesi Görüşülürken Çocukların Hesabını Soruyorum”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürerken söz alan Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine ilişkin çarpıcı veriler paylaştı.

Kadıgil, komisyon aşamasında yaptığı konuşmada seksen dört çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğini ifade ettiğini hatırlatarak, aradan geçen yalnızca on gün içinde üç çocuğun daha hayatını kaybettiğini söyledi. Böylece bu yıl çalışırken hayatını kaybeden çocuk sayısının seksen yediye ulaştığını vurguladı.

“Okulda Olması Gereken Çocuklar İnşaatlarda Ölüyor”

Sera Kadıgil konuşmasında, hayatını kaybeden çocukların okulda olması gerekirken ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırıldığını dile getirdi. İnşaattan düşerek, sanayi tesislerinde yanarak, tarım alanlarında çarpılarak ya da arıtma havuzuna düşerek boğulan çocukların ortak noktasının yoksulluk olduğunu söyledi.

Kadıgil, çocukların kendi istekleriyle değil, mecbur bırakıldıkları için çalıştıklarını belirterek, “Bu çocuklar başka bir şansları olmadığı için ucuz iş gücü olarak kullanılıyor” ifadelerini kullandı.

MESAM Kapsamında Çalışırken Ölen Çocuklar

Konuşmada Mesleki Eğitim Merkezleri uygulamasına da özel bir parantez açıldı. Hayatını kaybeden çocuklardan on yedisinin, MESAM kapsamında staj adı altında iş yerlerine gönderildiğini açıklayan Kadıgil, bu çocukların haftada altı gün, günde on saate varan sürelerle çalıştırıldığını söyledi.

Mesleki eğitime karşı olmadıklarını vurgulayan Kadıgil, “Biz, zengin çocukları en iyi okullarda eğitim alırken, yoksul çocukların staj adı altında köle gibi çalıştırılmasına karşıyız” dedi.

“Bir Baret Bin Lira, Arda’nın Hayatı Daha Ucuz Görüldü”

Sera Kadıgil, on dört yaşındaki Arda’nın ölümünü örnek göstererek iş güvenliği ihmallerine dikkat çekti. Arda’nın, kafasında bin liralık bir baret olmadığı için pres makinesine sıkışarak hayatını kaybettiğini anlatan Kadıgil, çocuğun makinenin içinde tam on altı dakika kaldığını ve kimsenin bunu fark etmediğini söyledi.

Kadıgil, Arda’nın bir gün okula yalnızca dört klişe gittiğini belirterek, okul yönetiminden Milli Eğitim Bakanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan denetim mekanizmalarına kadar herkesin sorumluluk taşıdığını ifade etti.

“Bu Bir Kaza Değil, Denetimsizlik ve Sömürüdür”

Genel Kurul’da yaptığı konuşmada çocuk işçi ölümlerinin kaza ya da kader olarak sunulmasına sert tepki gösteren Kadıgil, patronların iş güvenliği önlemleri almamasını ve devletin denetim görevini yerine getirmemesini eleştirdi.

DEM Partili Temelli’den Meclis’te sert yanıt: “Bu sözler Meclis iradesine hakarettir”
DEM Partili Temelli’den Meclis’te sert yanıt: “Bu sözler Meclis iradesine hakarettir”
İçeriği Görüntüle

“Çocuklar patronlar üç kuruş masraf yapmasın diye ölüyor” diyen Kadıgil, siyasi iktidarın bu ölümler karşısındaki sessizliğini de hedef aldı.

“Söyleyin: Bu Çocuk Öldü mü, Öldürüldü mü?”

Sera Kadıgil konuşmasını TBMM sıralarına seslenerek tamamladı. On dört yaşında bir çocuğun, başında kimsesi olmadan, günde on saat çalışmak zorunda bırakıldığını hatırlatan Kadıgil, şu sözlerle çağrıda bulundu:

“Bu ülkede kimse bunu görmüyorsa, şimdi söyleyin bana: Bu çocuk ölmüş mü, yoksa öldürülmüş mü?”