CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, Ankara’daki konut ve kira fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, “Asgari ücretin 22 bin lira olduğu ülkede kiraların iki katı olması sürdürülebilir değil” dedi. Demir, barınma krizinin sadece dar gelirli değil, orta sınıfı da vurduğunu vurguladı.
“Ankara’da 30-35 Bin Liradan Aşağı Daire Yok”
CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, başkentteki konut ve kira krizine değindi. Barınma hakkının anayasal bir hak olduğunun altını çizen Demir, pandemi sonrası artan göçün konut fiyatlarını fahiş seviyelere çıkardığını belirtti.
“Ayrancı’da, Dikmen’de eli yüzü düzgün bir daireyi 30-35 bin liradan aşağı bulmak imkânsız hale geldi. Asgari ücretin 22 bin lira olduğu bir ülkede bu tablo sürdürülebilir değil. İşçi, memur, emekli ne yapacak? 15 bin lira emekli maaşı alan vatandaş çadırda mı kalacak?” dedi.
Demir, konut piyasasının yatırım aracı haline gelmesinin sosyal dengesizliği artırdığını, dar ve orta gelirli yurttaşların bu piyasanın dışında kaldığını ifade etti.
“Barınma Krizi Gençlerin Eğitim Hakkını Engelliyor”
Demir, barınma krizinden en çok etkilenen kesimlerden birinin üniversite öğrencileri olduğunu belirtti.
“Her yıl yüzlerce öğrenci bize ulaşarak çaresizliğini anlatıyor. KYK yurtları yetersiz, özel yurt fiyatları 20-25 bin TL’ye çıkmış durumda. Anadolu’dan gelen gençler eğitim hakkı ile geçim kaygısı arasında sıkışıyor,” ifadelerini kullandı.
Bazı öğrencilerin yüksek kira nedeniyle kayıtlarını dondurduğunu belirten Demir, “Türkiye, barınamadığı için eğitimden vazgeçen gençlerin ülkesi olmamalıdır” dedi.
“Sosyal Konut Projeleri Lütuf Değil, Anayasal Yükümlülük”
CHP’li vekil, hükümetin sosyal konut politikalarına da eleştiriler yöneltti:
“Sosyal konut projeleri bir lütuf değil, devletin anayasal yükümlülüğüdür. Ancak yüksek peşinatlar, uzun vadeli borç yükleri, halkın alım gücünün çok üzerinde ödeme planlarıyla bu projeler gerçekten ihtiyacı olan kesimleri dışarıda bırakıyor.”
Demir, konut projelerinin yalnızca inşaatla sınırlı kalmaması, ulaşım, sağlık, eğitim ve istihdam olanaklarıyla birlikte planlanması gerektiğini vurguladı.
“Aksi halde şehirlerin çeperlerinde beton yığınları yükselir ama insanlar hâlâ evsiz kalır,” dedi.
