Tarık Kaya
Köşe Yazarı
Tarık Kaya
 

Bitmeyen Kavga ve Neoliberalizm

Bugünlerde birilerinin başına taş mı düştü? Yoksa birileri tava veya tencereyle mi vurdu bilmiyorum ama garip şekilde Neoliberalizm'den söz etmeye başladılar. İnsanların elbette dönüşmesi, gerçeği görmesi, bu kısa hayatı anlamaya başlamasını elbette yadırgamıyorum. Ama bugün bu söylevi dile getirmelerini merakla izliyorum. Sosyal Bilimciler böyle durumlarda birçok soru sorarlar. ''Bu işin aslı nedir?'' ''Ne oldu da şimdi?'' John Steinbeck'in ''Bitmeyen Kavga'' isimli kitabını okudunuz mu ? Aranızda mutlaka okuyanlar çoktur. Bazılarınızda kitaptan uyarlanan filmini izlemiş olabilir. Bitmeyen Kavga, 1936 yılında yayımlanmıştır. John Steinbeck, diğer romanlarında olduğu gibi bu romanında da işçi sorunlarını dile getirir. Romanda anlatılan yıllar işçi ayaklanmalarının baş gösterdiği 1930’lu yıllardır. 29 Ekim 1929 yılında “Kara Salı” olarak hatırlanan günde Amerikan borsası çökmüştür. Bu çöküşün ardından işsizlik sorunu, işçi ve işveren çatışması yaygınlaşır. John Steinbeck bu eserini böyle bir ortamdan etkilenerek yazmıştır. Romanın adından ve sonundan da anlaşılacağı üzere işçi sorununun sonsuza kadar bitmeyeceği mesajını vermiştir. Aslında ''Bitmeyen Kavga''' destansı bir direnişi konu alıyor. Son derece zor koşullarda yaşayan ve aldıkları ücretle karınlarını bile doyuramayan meyve toplayıcılarının,  örgütlenerek ellerindeki yegâne silah olan greve gitmelerini ve direnişleri sırasında, Kapitalist toprak sahiplerinin bu direnişi nasıl kırmaya çalıştıklarını anlatır. Biraz da yaşadığımız yakın zamana bakalım. Amerika'da ki Wall Street'i işgal et eylemleri, Fransa'da ki''Sarı Yeleklilerin'' eylemleri, G-7 karşıtı eylemler, Küresel İklim Karşıtı eylemler...Peki ya ülkemizde olan işçi sınıfı eylemlerinde yaşananlara bakınca en yakın zamanda ''Migros Depolarında'' çalışan emekçilerin yaşadıkları, sendikaya üye olduğu için işten çıkarılan binlerce emekçi keyiften mi işten çıkarılıyor? Yoksa neoliberal politikaların izdüşümünden mi kaynaklı ? Burjuva iktisatçıların ve politikacıların iddialarına karşın, ne ülkeleri refaha kavuşturma, ne de ekonomik krizleri ortadan kaldırma iddiasını gerçekleştirebilen neoliberalizm, hâkim sınıfların iktidarını pekiştirmeye ve emekçileri daha beter bir sefalete sürükleme pahasına zenginleri daha da zengin etmeye yarayan bir programdan ibaret. Gelişmiş ülkelerin yeni bir emperyalizm tarzı olarak diğer ülkelere neoliberalizmi ihraç etmesinin faturasını ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de emekçi sınıflar ve yoksullar ödüyor. Tüm bunlar varken yokmuş gibi yapanların şimdi birden ruhsal bir aydınlanmayla neoliberal politikalardan vazgeçeceklerini söylemelerini manidar buluyorum. Olmaz. Kuramsal olarak üretilmiş bir kavram olan ''Sosyal Demokratlığın'' neoliberal politikaları işlevsiz kılması mümkün değil. Neoliberal Politikaları ancak Sosyalist bir yönetim anlayışını savunanlar ortadan kaldırır. Yakın tarihteki yaşanmışlık iyi bir örnek olabilir. Yunanistan'da seçimlerde SYRIZA'nın kazanmasıyla Maliye Bakanlığına getirilen '' Borç Esaretinden Kurtulmak'' adlı eserin sahibi Prof. Yanis Varafakis bütün Avrupa ülkelerinin baskısıyla görevinden alınmıştı. SYRIZA ''Sosyal Demokrat'' bir partiydi, Maliye Bakanı'da Sosyalist bir ekonomistti. Ne oldu? Ne yapabildi? Sadece istifa etti. Neoliberalizm'in saldırısı altındaki tüm emekçileri bitmeyen kavgalarında kurtarabileceğini söyleyenlerin yarın karşılaşacağı son bellidir. Benden söylemesi. Mangal gibi yüreğiniz yoksa bunu yapamazsınız, izin vermezler.
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2022 - Pazar

Bitmeyen Kavga ve Neoliberalizm

Bugünlerde birilerinin başına taş mı düştü? Yoksa birileri tava veya tencereyle mi vurdu bilmiyorum ama garip şekilde Neoliberalizm'den söz etmeye başladılar. İnsanların elbette dönüşmesi, gerçeği görmesi, bu kısa hayatı anlamaya başlamasını elbette yadırgamıyorum. Ama bugün bu söylevi dile getirmelerini merakla izliyorum. Sosyal Bilimciler böyle durumlarda birçok soru sorarlar. ''Bu işin aslı nedir?'' ''Ne oldu da şimdi?''

John Steinbeck'in ''Bitmeyen Kavga'' isimli kitabını okudunuz mu ? Aranızda mutlaka okuyanlar çoktur. Bazılarınızda kitaptan uyarlanan filmini izlemiş olabilir. Bitmeyen Kavga, 1936 yılında yayımlanmıştır. John Steinbeck, diğer romanlarında olduğu gibi bu romanında da işçi sorunlarını dile getirir. Romanda anlatılan yıllar işçi ayaklanmalarının baş gösterdiği 1930’lu yıllardır. 29 Ekim 1929 yılında “Kara Salı” olarak hatırlanan günde Amerikan borsası çökmüştür. Bu çöküşün ardından işsizlik sorunu, işçi ve işveren çatışması yaygınlaşır. John Steinbeck bu eserini böyle bir ortamdan etkilenerek yazmıştır. Romanın adından ve sonundan da anlaşılacağı üzere işçi sorununun sonsuza kadar bitmeyeceği mesajını vermiştir.

Aslında ''Bitmeyen Kavga''' destansı bir direnişi konu alıyor. Son derece zor koşullarda yaşayan ve aldıkları ücretle karınlarını bile doyuramayan meyve toplayıcılarının,  örgütlenerek ellerindeki yegâne silah olan greve gitmelerini ve direnişleri sırasında, Kapitalist toprak sahiplerinin bu direnişi nasıl kırmaya çalıştıklarını anlatır.

Biraz da yaşadığımız yakın zamana bakalım. Amerika'da ki Wall Street'i işgal et eylemleri, Fransa'da ki''Sarı Yeleklilerin'' eylemleri, G-7 karşıtı eylemler, Küresel İklim Karşıtı eylemler...Peki ya ülkemizde olan işçi sınıfı eylemlerinde yaşananlara bakınca en yakın zamanda ''Migros Depolarında'' çalışan emekçilerin yaşadıkları, sendikaya üye olduğu için işten çıkarılan binlerce emekçi keyiften mi işten çıkarılıyor? Yoksa neoliberal politikaların izdüşümünden mi kaynaklı ?

Burjuva iktisatçıların ve politikacıların iddialarına karşın, ne ülkeleri refaha kavuşturma, ne de ekonomik krizleri ortadan kaldırma iddiasını gerçekleştirebilen neoliberalizm, hâkim sınıfların iktidarını pekiştirmeye ve emekçileri daha beter bir sefalete sürükleme pahasına zenginleri daha da zengin etmeye yarayan bir programdan ibaret. Gelişmiş ülkelerin yeni bir emperyalizm tarzı olarak diğer ülkelere neoliberalizmi ihraç etmesinin faturasını ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de emekçi sınıflar ve yoksullar ödüyor. Tüm bunlar varken yokmuş gibi yapanların şimdi birden ruhsal bir aydınlanmayla neoliberal politikalardan vazgeçeceklerini söylemelerini manidar buluyorum. Olmaz. Kuramsal olarak üretilmiş bir kavram olan ''Sosyal Demokratlığın'' neoliberal politikaları işlevsiz kılması mümkün değil. Neoliberal Politikaları ancak Sosyalist bir yönetim anlayışını savunanlar ortadan kaldırır. Yakın tarihteki yaşanmışlık iyi bir örnek olabilir. Yunanistan'da seçimlerde SYRIZA'nın kazanmasıyla Maliye Bakanlığına getirilen '' Borç Esaretinden Kurtulmak'' adlı eserin sahibi Prof. Yanis Varafakis bütün Avrupa ülkelerinin baskısıyla görevinden alınmıştı. SYRIZA ''Sosyal Demokrat'' bir partiydi, Maliye Bakanı'da Sosyalist bir ekonomistti. Ne oldu? Ne yapabildi? Sadece istifa etti.

Neoliberalizm'in saldırısı altındaki tüm emekçileri bitmeyen kavgalarında kurtarabileceğini söyleyenlerin yarın karşılaşacağı son bellidir. Benden söylemesi. Mangal gibi yüreğiniz yoksa bunu yapamazsınız, izin vermezler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri