Tarık Kaya
Köşe Yazarı
Tarık Kaya
 

'Berlin'de Hakimler Var'

Bu sözü duyduğunuzdan eminim. Duymasına duydunuz da, hikayenin ya da yaşanmışlığın nasıl olduğunu biliyor musunuz? Belki de biliyorsunuz. Olsun bilmeyenler için ben kısaca yazayım: 'Prusya Kralı II. Friedrich'in Berlin yakınlarındaki Potsdam'da yeni bir saray yaptırmak için beğendiği arazide bulunan bir değirmenci, kralın görevlendirdiği kişiler tarafından mülkünü satması için ikna edilemez. Değirmenci, mülkün ailesinden miras kaldığını ve asla satmayacağını beyan eder. Kralın adamları ne yaparlarsa yapsınlar, değirmenciyi ikna edemezler. Bunun üzerine II. Friedrich değirmenciyi sarayına çağırır ve isteğini bizzat dile getirir. Yeniden ret cevabı alması üzerine ''Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun?' diyerek hiddetlenir. Bunun üzerine de değirmenci ise ‘Haklısınız efendim; ama siz de biliniz ki Berlin'de hâkimler var!’ şeklinde karşılık verir.'' Hikaye böyle anlatıldı. Çok anlatıldığı için birçok makale, olayda geçen hikayeyi yada anlatının gerçekliğinin olmadığını kanıtlamaya çalışmak için yazıldı. Demek ki zülfü yare dokunan bir durumu var, ya da insanlarda yanlış bilgiyle bir bilinç oluşmasın diye (Başka yanlışları düzeltme de aynı heyecanı hissetmeyen) akademi, ''entelektüel'' bir sorumluluk gereği bunu yaptı. Olay başka bir ülke de ve o, ülkenin yönetim anlayışıyla ilgili olduğu için her türlü yorumun rahatça yapılma olanağını daha doğrusu konforunu veriyor. Bizde bu konforlu alanda rahatça dolaşalım. Bir değirmencinin, sıradan bir yurttaşın, bir krala hayır demesi, geçmişine sahip çıkması, paraya teslim olmaması, güce boyun eğmemesi ve sonucunu bildiği halde o, güce seninle adalet önünde eşit olarak mücadele edebilirim diyebilmesi… Bunlarla beraber en önemlisi de, adaletin nasıl bir güven verdiği konusudur. Adalet öyle bir güven vermiş ki, değirmenci ile kralı, yargılamada eşitleyebiliyor. Şimdiki zamanda dahi böyle bir gerçekliği tasavvur edebiliyor musunuz? Hayır edemiyoruz diyorsunuz ya. Evet etmelisiniz. Her ülkenin halkının böyle bir adalete ihtiyacı var. Dünya üzerinde yaşanmış onca zalimlik hikayesi kadar, bir o kadarda direniş hikayesi var. Bunlar kimi zaman doğası için direnenlerin öyküsü olmuş, kimi zaman despotik yönetim anlayışlarına karşı, demokrasi talepli olmuş, kimi zamanda bireysel adalet arayışları şeklinde olmuş. Her ne sorun olmuşsa, çözümü adalette olmuş. Adalet varsa, adaleti eşit uygulayanlar varsa, toplum için, Dünya için yaşam, her şeyi tam olan bir yemek kadar güzel bir lezzet verir. Ne diyelim; Öyle bir Dünya dileğiyle.     
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2022 - Pazar

'Berlin'de Hakimler Var'

Bu sözü duyduğunuzdan eminim. Duymasına duydunuz da, hikayenin ya da yaşanmışlığın nasıl olduğunu biliyor musunuz? Belki de biliyorsunuz. Olsun bilmeyenler için ben kısaca yazayım:

'Prusya Kralı II. Friedrich'in Berlin yakınlarındaki Potsdam'da yeni bir saray yaptırmak için beğendiği arazide bulunan bir değirmenci, kralın görevlendirdiği kişiler tarafından mülkünü satması için ikna edilemez.

Değirmenci, mülkün ailesinden miras kaldığını ve asla satmayacağını beyan eder. Kralın adamları ne yaparlarsa yapsınlar, değirmenciyi ikna edemezler.

Bunun üzerine II. Friedrich değirmenciyi sarayına çağırır ve isteğini bizzat dile getirir. Yeniden ret cevabı alması üzerine ''Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun?' diyerek hiddetlenir.

Bunun üzerine de değirmenci ise ‘Haklısınız efendim; ama siz de biliniz ki Berlin'de hâkimler var!’ şeklinde karşılık verir.''

Hikaye böyle anlatıldı. Çok anlatıldığı için birçok makale, olayda geçen hikayeyi yada anlatının gerçekliğinin olmadığını kanıtlamaya çalışmak için yazıldı. Demek ki zülfü yare dokunan bir durumu var, ya da insanlarda yanlış bilgiyle bir bilinç oluşmasın diye (Başka yanlışları düzeltme de aynı heyecanı hissetmeyen) akademi, ''entelektüel'' bir sorumluluk gereği bunu yaptı.

Olay başka bir ülke de ve o, ülkenin yönetim anlayışıyla ilgili olduğu için her türlü yorumun rahatça yapılma olanağını daha doğrusu konforunu veriyor. Bizde bu konforlu alanda rahatça dolaşalım. Bir değirmencinin, sıradan bir yurttaşın, bir krala hayır demesi, geçmişine sahip çıkması, paraya teslim olmaması, güce boyun eğmemesi ve sonucunu bildiği halde o, güce seninle adalet önünde eşit olarak mücadele edebilirim diyebilmesi…

Bunlarla beraber en önemlisi de, adaletin nasıl bir güven verdiği konusudur. Adalet öyle bir güven vermiş ki, değirmenci ile kralı, yargılamada eşitleyebiliyor. Şimdiki zamanda dahi böyle bir gerçekliği tasavvur edebiliyor musunuz? Hayır edemiyoruz diyorsunuz ya. Evet etmelisiniz. Her ülkenin halkının böyle bir adalete ihtiyacı var.

Dünya üzerinde yaşanmış onca zalimlik hikayesi kadar, bir o kadarda direniş hikayesi var. Bunlar kimi zaman doğası için direnenlerin öyküsü olmuş, kimi zaman despotik yönetim anlayışlarına karşı, demokrasi talepli olmuş, kimi zamanda bireysel adalet arayışları şeklinde olmuş. Her ne sorun olmuşsa, çözümü adalette olmuş. Adalet varsa, adaleti eşit uygulayanlar varsa, toplum için, Dünya için yaşam, her şeyi tam olan bir yemek kadar güzel bir lezzet verir. Ne diyelim; Öyle bir Dünya dileğiyle. 

   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri