Malatya’da çiftçiler, Derme Sulama Birliği ve DSİ’nin uygulamaları nedeniyle kayısı, kavun ve diğer ürünlerin kuruma noktasına geldiğini söyledi. Çiftçiler, “Paramızı peşin ödüyoruz ama su alamıyoruz. Bu kader değil, ihmaldir” diyerek yetkililere seslendi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da çiftçilerin çağrısı üzerine köye giderek sorunları dinledi.
Çerkez Yazısı'nı sulayan Derme Sulama Birliği'ne bağlı çiftçiler, birlik tarafından parası peşin alınan sulama suyunu alamadıkları için ağaçlarının kuruma noktasına geldiği gerekçesiyle Görgü Mahallesi'nde bir araya gelerek tepki gösterdi. Çiftçilerin yetkililer yönelik daveti üzerine CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bölgeye gelerek çiftçileri ziyaret etti.
Görgü (Cafana) köyünde çiftçiler adına konuşan Ramazan Karadağ, Derme Sulama Birliği’nin keyfi davrandığı, Çat Barajı’ndaki suyun yönetiminde yanlışlıklar olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bu bölgeyi, özellikle Çerkez Yazısı’nı susuz bırakmaktadır. Gerekli önleyici tedbirleri almamıştır. Kanal muhafazası yapılmamış, kırık ve çatlakların giderilmesine yönelik hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bizler çiftçiler olarak gidip derdimizi anlattığımızda bizleri ötelemekte, itmektedirler. Söz hakkı tanımamaktadırlar. İlla 'bizim yaptığımızı yapacaksınız' anlayışıyla hareket etmektedirler. Su verilmediği halde cezayı müeyyide uyguluyorlar, iki kat para istiyorlar. İtiraz ettiğimizde, 'Sizi hukuka veririz, icraya veririz, zorla bu parayı alırız' diyerek bizleri bir nevi tehdit etmektedirler.
"Baraj var ama su yok"
Sulamadaki uygulamalarda da sorunlar vardır. Özellikle kapalı sistem uygulamasında yeteri kadar suyu aktaramıyorlar. Bütün araziler suyunu alamıyor. Ayrıca, bu bölgelerde kapalı sistem suyu aktaramadığı için gündüz ve gece denetim yapılmadığından sular başka bölgelere aktarılmakta, kayıplar yaşanmaktadır. Çat Barajı bizim bu bölgeye su sağlamak üzere planlanmıştır. Ancak bu bölge yeteri kadar su almadan, su başka bölgelere; Battalgazi’ye, Sultan Suyu’na ve başka yerlere aktarılmıştır. Bu yüzden ağaçlarımız kurumuştur. Otuz yıllık, kırk yıllık ağaçlarımız kurumuştur. Adıyaman’da tütün yetiştirmek için su aktarılırken, bizim ağaçlarımız kurumuştur. Bizler siyasi olarak hükümetten ve Sayın Vekilimizden Allah razı olsun diyoruz. Kendilerini her zaman saygı, sevgi ve hürmetle anıyoruz. Her yerde de dile getiriyoruz. Hiçbir siyasi kimlik ayırt etmeksizin muhatap olmuştur. Bizler de kendisini bu yüzden davet ettik. Yardımlarını bekliyoruz.”
Bir kayısı üreticisi ise “Yaz bitti, bir su verdik, fidanlar kurudu. Bir yandan depremden zarar gördük, bir yandan dondan zarar gördük, şimdi de Çat Barajı’nı satmışlar, suyu başkalarına vermişler. Biz ise bir defa bile su alabildik" dedi.
“Yaşadıklarımız kader değil ihmal”
Yaşadıklarının kader değil ihmal olduğunu belirten kayısı üreticisi, “Öncelikle, bugün yaşadıklarımız kader değil; ihmal. 2020 yılından 2024 yılına kadar Sulama Birliği’nin kullandığı su incelendiğinde, yılda 35-40 milyon metreküp su kullanıldığı görülüyor. Bu, eskiden kullanılanın neredeyse iki katı. Bunlar kartlı sisteme geçtiler, sırf para gelsin diye. Önceden 20 milyon metreküp olan yıllık su kullanımı, 40 milyon metreküpe çıktı. Daha sonra bu sular Adıyaman’da tütüne aktarıldı. Biz ise parayı peşin ödüyoruz. Hem de tasarruf ettiğimiz suyu alacağımızı düşünerek ödüyoruz. Ama sonuç ortada, parayı peşin ödüyoruz, suyu alamıyoruz” ifadelerini kullandı.
“İktidar yetkilileri gelmedi, sadece Ağbaba yanımızda”
AK Parti, DSİ ve Derme Sulama Birliği Başkanı'nı çağırdıklarını, çağrılarına CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın cevap verdiğini belirten üretici, şöyle konuştu:
“Biz bugün AK Parti’nin yetkililerini çağırdık. Derme Sulama Birliği Başkanlığı’nı çağırdık, DSİ Bölge Müdürü’nü çağırdık. Hiçbirisi gelmedi. Bunlar çiftçinin adamı değil mi? Ama bakın, halkın adamı geldi, çiftçinin adamı geldi, köylünün adamı geldi. Bunlar nerede? Hani muhatap yok. Gelin derdimizi anlatalım, bu sorunu çözün dedik ama iktidar milletvekillerimiz, il başkanı, derme Sulama Birliği Başkanı yok."
Kavun eken bir çiftçi, “Ben kavun ekicisiyim, iki yüz dönüm kavun ektim. Geçen sene Sulama Birliği, elektriğini benim ödediğim halde, sondaj da bana ait olduğu halde benden yüzde 50 para aldı. Neymiş, 'yer altı suyuymuş' benim kullandığım. Yahu yer altı suyunu sen mi çıkardın? Sen mi getirdin? Bu suyu bana satıyorsun. Bu, bir nevi gasp. Evet, burada hakkımızı ve paramızı gasbediyorlar" dedi.
“Kanalizasyon suyuyla bahçemi suladım”
Su bulamayınca kanalizasyon suyuyla ürününü sulayan çiftçi Ömer ise şöyle konuştu:
“Topsöğüt Mahallesi’nde bir çiftçiyim. Geçen gün bana verilmeyen suyun parasına karşılık itiraz dilekçesi verdim. Gittim, dilekçemi beğenmediler. Beni yaka paça dışarı çıkarmaya çalıştılar. Hatta kolluk kuvvetleri geldi, polisler geldi ve hakkımda şikâyette bulundular. Verilmeyen suyun parasını benden istediler. Ben de gidip itiraz ettim. Bana dediler ki: 'Kanun var, sulasan da sulamasan da bu parayı ödeyeceksin'. Tamam, eğer sen bana suyu vermiş olsan, ben sulasam da sulamasam da haklısın, ben sana parayı veririm. Ama sen bana vermediğin bir suyun parasını benden hangi hakla istiyorsun? Bir buçuk yaşında fidanlarım var, artık solmaya başladı. Yoncam vardı, kurudu, artık yoncadan vazgeçtim. Kanalizasyona dinamomu attım, vallahi pis suyla bağımı bahçemi suladım.”
Ağbaba: “Bu ilk değil, yıllardır aynı sorun yaşanıyor”
Çiftçilerin daveti üzerine köye gelen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa, şunları söyledi:
"Şimdi değerli arkadaşlar, sizin de bildiğiniz gibi Malatya’da büyük bir kuraklık yaşanıyor. Maalesef 12 Nisan’daki don felaketi, 6 Şubat’taki deprem felaketi, şimdi de su sorunu ile birleşince Malatya bir felaketler zinciriyle karşı karşıya kalmış durumda. Tabii, Türkiye genelinde de bir kuraklık var; fakat bazı şeyler öngörülebilir. Bu durum öngörülebilir olmasına rağmen gerekli tedbirler alınmamış. Ben, davetiniz üzerine buradayım. Bu sorunlarınızı hem burada gündeme getireceğiz hem de ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getireceğiz. Yetkililerle görüşeceğiz, sizin sesiniz olmaya çalışacağız. Maalesef sizin de belirttiğiniz gibi düzgün yönetilemeyen bir sistem var. Elbette kuraklık var ama aynı zamanda suyun da doğru yönetilemediği bir sistem var. Suyun nereye gittiği belli değil. Siz de söylediniz: Parayı peşin ödüyorsunuz ama suyu alamıyorsunuz. Su verilmiyor. Oysa burası tarımla geçinen bir memleket. Ağaçlar zaten don felaketinden etkilenmişti, bir de su verilmemesi nedeniyle kurumayla karşı karşıya."
Ağbaba: “Buradan memleketi yönetenlere sesleniyorum”
Malatya’nın idarecilerine seslenen Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakın, sondajlar var, başka alternatif su kaynakları var. Bunların bulunması lazım. Bu, ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Malatya bu yıl mı kuraklıkla karşılaştı? Geçen yıl da, üç yıl önce de aynı sorun yaşandı. Ben milletvekili olduğum günden bu yana bu sorun devam ediyor. Maalesef çözüm üretilebilmiş değil. Bu sorun sadece burayla da sınırlı değil. Örneğin, Söğüt Göleti üç-dört sene önce yapılmış, parası müteahhide ödenmiş ama gölet ortada yok. Erkenek Göleti aynı şekilde. Sultan Suyu Barajı depremde hasar aldı, üç yıla yakın zaman geçti ama hâlâ onarılmadı. Yani sorun en başından beri devam ediyor. Çat Barajı, Derme, Çerkez Yazısı… Tüm bu sulama projeleriyle ilgili sıkıntılar yıllardır çözülemiyor. Fakat memleketi yönetenler başka işlerle uğraşıyor, su sorununa eğilmiyor.
Bir başka mesele de şu: Bu suların HES’lere verildiği söyleniyor. Biz yıllardır söylüyoruz; tarımın yoğun olduğu bölgelerde HES yapılmamalı. 'HES’ler suyun en fazla yüzde otuzunu alacak' deniyor ama görüyoruz ki suyun tamamı alınıyor. Gözlerimizle görüyoruz. Buradan yetkililere tekrar sesleniyoruz: Malatyalı çiftçinin sesini duyun. Büyük bir felaket yaşanıyor. Eğer biraz daha zaman kaybedilirse burada tarım yok olacak. İnsanlar bostan ekmiş, kayısıları var. Bu kayısıların, bostanların, ağaçların sulanması lazım; aksi takdirde hepsi kuruyacak. Devleti yönetenlere ve Malatya’yı yönetenlere çağrımız şudur: Gelin, çiftçinin sesini duyun, çiftçinin derdine çözüm bulun.”