Yurt

Van'da işten çıkarılan işçilerin eylemi 9'uncu gününde sürüyor

Van Büyükşehir Belediyesi'nde kayyum tarafından 223 işçinin işten çıkarılmasına tepkiler devam ediyor.

Abone Ol

Van Büyükşehir Belediyesi'nde kayyum tarafından 223 işçinin işten çıkarılmasına tepkiler devam ediyor.

Büyükşehir Belediyesi'nden çıkarılan 223 işçi dokuz gündür protesto düzenliyor. Feqiye Teyran Parkında düzenlenen protestoya, görevden alınarak yerlerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal, CHP il örgütü, DEM Parti Van Milletveki Mahmut Dindar, Zülküf Uçar, Gülderen Varlı, DEM Parti Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi ve Gülşen Kurt, İpekyolu Belediye Eş Başkanı Canan Uzunay, DBP İl Eşbaşkanı Gönül Uzunay ve Cemal Demir ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Katılımcılar, "Kayyum ve zulmü gidecek biz işimize geri alacağız" yazılı pankart açarken, "Kayyumlar gidecek, halk gelecek" sloganları attı.

Açıklamayı İşten atılan engelli işçi Bülent Oyan yaptı. Platform adına yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Van Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan son gelişmeler; yalnızca hukuki değil, aynı zamanda vicdani, toplumsal ve ahlaki bir sorunu da derinleştirmektedir. Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, belediyede çalışan 223 emekçi, hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın, siyasi saiklerle geçen hafta bir günde işlerinden çıkarılmıştır. Yerlerine ise iktidar çevrelerinin belirlediği, halkın iradesiyle hiçbir bağı olmayan 84 yandaş kişi alelacele işe alınmıştır.

Bu gelişme, Van halkının alın terine, onuruna ve demokratik tercihlerine yönelmiş organize bir saldırıdır. Bu bir işten çıkarma değil, halkın emeğine dönük açık bir gasp ve siyasal torpil düzenidir. Bu kararları alan kayyum yönetimi, halkın oyuyla değil, yukarıdan gelen talimatlarla atanmış, kentin sorunlarına dair hiçbir sorumluluk duymayan atanmış bir yapıdır. Kayyum rejimi, bir yönetim biçimi değil; halk iradesine karşı kurulmuş bir vesayet rejimidir. Şimdi bu vesayet, emeği hedef alarak kendini yeniden üretmektedir.

İşten atılan 223 Belediye emekçisi, İŞKUR üzerinden alınmış, yasal süreçlerden geçmiş, adli sicillerinde sorun olmayan, soruşturmaları tamamlanmış, Valiliğe bildirimleri yapılmış kişilerden oluşmaktadır. Aralarında engelli yurttaşlar, kronik hastalığı olanlar, tek maaşla ailesini geçindiren onlarca emekçi bulunmaktadır. Bu insanlar, sadece belediye kadrolarından değil; aynı zamanda yaşamlarını sürdürme olanaklarından da koparılmıştır. Kayyum ve ithal ettiği genel sekreter bu insanların ve ailelerinin, çocuklarının ekmeğine, emeğine göz dikmiştir.

Şimdi de bu haksızlığın ve hukuksuzluğun üzerine bir de yandaş kadrolaşmanın pervasızlığı eklenmiştir. Van halkı şunu bilmelidir: İşten çıkarılanların yerine, çoğunluğu AKP’ye yakın isimlerden oluşan, liyakatla değil AKP’ye sadakatle seçilmiş 84 kişi alel acele işe alınmıştır. Bu durum, sadece emekçilerin değil, Van halkının vergileriyle oluşan kamu kaynaklarının da açıkça istismar edilmesi anlamına gelmektedir. AKP vekilleri ve il teşkilatı bu alımlardan haberlerinin olmadığını kamuoyuna açıklayabilir mi? Nasıl işten atılmamızın altında AKP ve Kayyum ortaklığı varsa bu yandaş istihdamında da ortak bir imza atılmıştır.

Bir yanda emeğiyle, alın teriyle geçinmeye çalışan insanlar, öte yanda torpille, referansla, halkın sırtından maaş almaya gelen kişiler vardır. Bu bir adaletsizliktir, bu bir eşitsizliktir, bu bir ahlak krizidir! Van halkının 31 Mart 2024 seçimlerinde verdiği mesaj açıktır: Van halkı çok net bir şekilde “Kayyum rejimine hayır, halkın iradesine evet!” demiştir. Ancak bu mesaj AKP iktidarı tarafından bir kez daha görmezden gelinmiş, halkın seçtikleri değil, atanmışlar marifetiyle emek gaspı ve kadro yağması gerçekleştirilmiştir.

Bizler bu halkın emekçilerini yalnız bırakmayacağız. Belediyede çalışan emekçiler, hukukun ve halkın gözünde meşrudur. İşlerine alınmaları nasıl hukuki bir süreçle olmuşsa, görevlerine son verilmesi de aynı şekilde ancak hukukun izin verdiği sınırlarda olabilir. Oysa bu işten çıkarmalar tamamen keyfidir ve politik bir kıyım niteliğindedir. Bugün emekçilerin yerine yerleştirilen 84 kişinin hangi kriterlerle seçildiği, neye göre kadroya alındıkları, hangi ihtiyaç üzerinden istihdam edildikleri soruları kamuoyunun vicdanında asılı durmaktadır. Bu sorulara verilecek tek bir cevap vardır: Bu kadrolaşma, Van halkının değil, siyasi iktidarın çıkarı gözetilerek yapılmıştır. Van halkının parası, yandaşa kadro, halk emekçisine işsizlik olarak dönmektedir. Bu tablo kabul edilemez!

Bu nedenle bir kez daha ve yüksek sesle ifade ediyoruz: 223 emekçinin işten çıkarılması kararı geri çekilmeli, tüm emekçiler görevlerine iade edilmelidir. 223 işçinin işe dönmesi için her yerde her zaman hakkımızı arayacağız. Mahkeme kararlarıyla daha önce iade edilmiş emekçilerin tekrar işten atılması açıkça suçtur. Sorumluları yargı önünde hesap vermelidir. Van halkının sırtından maaş alan, halkın iradesini yok sayan, siyasal torpille göreve gelen hiçbir kadro meşru değildir. Genel Sekreter başta olmak üzere Van halkına kambur olan ve emeğe saldıran yandaşlar hesap vermelidir. Kayyum rejimi; emek düşmanlığını, kamu zararını ve halk karşıtlığını kurumsallaştırmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır.

Bu şehir bizimdir, bu belediye hepimizindir. Emeğin kutsallığına inanan, adaleti savunan herkes, bu haksızlığa karşı sesini yükseltmelidir. Van halkının iradesine, emeğine ve geleceğine saldıran bu düzenin karşısında durmak her yurttaşın sorumluluğudur. Biz bir kere daha tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, aydınlara ve gazetecilere bu haksızlık karşısında durmak için çağrıda bulunuyoruz. Herkes bilsin ki kayyumlar geçicidir, halk kalıcıdır. Halkın iradesi, emeği ve onuru kazanacaktır. Van halkı burada, halkın emekçileri burada, peki halkın seçmediği bu kayyumlar ve torpilli kadrolar nerededir? Kayyım talane Berxwedan Jiyane diyoruz."