Gündem

Türkiye ve Suriye arasında kritik Ankara buluşması: Güvenlik ve mülteci gündemi

Türkiye ve Suriye heyetleri Ankara’da bir araya geldi. Görüşmede sınır güvenliği, terörle mücadele ve mülteci dönüşleri ele alındı.

Abone Ol

Ankara’da dikkat çekici görüşme

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, Suriye Dışişleri Bakanı Esat Hasan Şeybani, Milli Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve İstihbarat Başkanı Hüseyin El Salama ile Ankara’da bir araya geldi.
Toplantı, iki ülke arasında uzun süredir beklenen üst düzey temaslardan biri olarak dikkat çekti. Görüşmenin Dışişleri Bakanlığı binasında yapılması, diplomatik diyaloğun yeniden tesisine yönelik bir adım olarak değerlendirildi.

Gündemde güvenlik ve sınır hattı

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, görüşmenin ana başlıklarından biri sınır güvenliği oldu. Taraflar, Türkiye-Suriye sınırında son dönemde artan güvenlik risklerini ve terörle mücadele konularını ele aldı.
Ayrıca, iki ülkenin istihbarat kurumları arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi ve sınır hattında yaşanan ihlallerin önlenmesi yönünde karşılıklı görüşler paylaşıldı. Yetkililer, bu temasın gelecekteki güvenlik işbirliği açısından “önemli bir başlangıç” olduğunu belirtti.

Mülteci dönüşleri masada

Toplantının bir diğer önemli gündem maddesi ise Suriyeli mültecilerin gönüllü ve güvenli dönüşüydü. Türkiye tarafı, mültecilerin insan onuruna uygun şartlarda ülkelerine dönebilmeleri için uluslararası toplumun desteğinin önemine dikkat çekti.
Suriye heyeti ise sahadaki mevcut durumu ve altyapı hazırlıklarını anlatarak, dönüş sürecinin güvenlik ve insani koşullara bağlı olduğunu vurguladı. Taraflar, bu konuda teknik düzeyde çalışmaların sürdürülmesi konusunda mutabık kaldı.

Diyalog kanallarının açık tutulması vurgusu

Görüşme sonunda, iki ülkenin dışişleri ve güvenlik kurumları arasında iletişim kanallarının açık tutulmasının bölgesel istikrar açısından kritik olduğu ifade edildi.
Diplomatik kaynaklar, bu temasın sadece ikili ilişkiler için değil, bölgesel barış ve güvenlik dengeleri açısından da yeni bir sürecin başlangıcı olabileceğine işaret etti.