Cumhuriyetçi bir dille hukuk ve adalet vurgusu yapan Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) yönelik operasyonlara dair görüşlerini açıkladı. Kılıç, yolsuzluk iddialarının peşinin sonuna kadar gidilmesi gerektiğini belirtirken, yargının belirli kesimleri kayıracak ya da cezalandıracak şekilde kullanılmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca Filistin, kadın cinayetleri, emeklilik ve terörle mücadele başlıklarında da kapsamlı mesajlar verdi. Konuşmasında hem iç hukuk sistemi hem de dış politika tercihleri hakkında net duruş sergilendi.
ABB operasyonu: Adalet, tarafsızlık ve geçmiş döneme kapsama çağrısı
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, ABB’ye yönelik operasyonlarla ilgili olarak adaletin “herkes için eşit” olması gerektiğini belirtti. Kılıç’a göre; bir yerde yolsuzluk varsa bunun üzerine gidilmelidir; ancak bu süreçte “senin hırsızın kötü, benim hırsızım iyi” anlayışıyla kayırmacılık yapılamaz. Operasyonların yalnızca güncel dönemle sınırlı kalmaması, geçmiş dönemleri de kapsayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Hukukun sınırlarının zorlanmaması gerektiğini ifade eden Kılıç, yargının siyasi bir sopa gibi kullanılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Bu çerçevede, iddiaların tarafsız ve usulüne uygun soruşturmalarla aydınlatılması; suç varsa yapanın yargılanması, fakat yargının siyasi hedeflerle kötüye kullanılmamasının önemini ön plana çıkardı. Kılıç, yargılama süreçlerinin adil işlemesi için mevcut yargı kurumları arasındaki hiyerarşiye dikkat çekti ve uygulamada keyfiliğe yer verilmemesini istedi.
Hukuk düzeni, yargı hiyerarşisi ve demokrasinin korunması
Kılıç konuşmasında yargıda gözlemlendiğini söylediği sorunlara dikkat çekti; Yargıtay ile Asliye Hukuk mahkemeleri arasındaki tutarsızlıklara örnek verdi ve hukuki düzenin korunmasının demokrasinin teminatı olduğunu vurguladı. Seçim yargısının devre dışı kalıp adli yargının müdahalesi söz konusu olduğunda, seçimlerin tartışmalı hale gelebileceğini belirtti. Bu nedenle seçim süreçlerine ilişkin uyuşmazlıklarda usulün ve yetkinin net olmasının önemine işaret etti. Kılıç, hukuka güvenin zedelenmesinin yalnızca muhalefeti değil, iktidarı da yaraladığını savundu; hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak hakim bağımsızlığı ve tarafsız yargılama ilkelerinin eksiksiz uygulanmasını talep etti. Ayrıca, yargı süreçlerinin şeffaf ve hızlı ilerlemesi gerektiğini, aksi halde hukuki belirsizliklerin toplumsal güveni eriteceğini ifade etti.
Dış politika, Filistin ve Trump görüşmesi üzerine sert uyarılar
Kılıç, uluslararası gündeme dair değerlendirmelerinde özellikle Filistin meselesine yoğunlaştı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan kararlara rağmen ABD vetolarının ve bazı liderlerin tutumlarının uluslararası adalet arayışını zayıflattığını savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray görüşmesinde Filistin davasını güçlü biçimde savunması gerektiğini söyleyen Kılıç, Gazze’nin “gayrimenkul” değil vatan olduğunun hatırlatılmasını temenni etti. ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail yönetimiyle ilgili olarak sert ifadeler kullanan Kılıç, Türkiye’nin dış politika ekseninin çok taraflı ve menfaat odaklı olması gerektiğini belirtti; Rusya-Çin hattı yerine D-8 gibi bölgesel işbirliklerinin öncelenmesini önerdi. Bu perspektiften hareketle Kılıç, diplomasinin hem insani hem de stratejik kaygılarla yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Toplumsal hassasiyetler: Kadın cinayetleri, çocukların korunması ve emeklilik talepleri
Basın toplantısında Kılıç, kadın cinayetlerinin önlenmesi gerektiğini “kangren” benzetmesiyle niteledi ve devletin bütün kurumlarıyla topyekûn seferberlik ilan etmesi gerektiğini savundu. İçişleri, Aile ve Eğitim bakanlıklarının koordineli adımlar atmasının yanı sıra cezaların ağırlaştırılması önerisini dile getirdi. Çocukların suç çetelerince istismar edilmesine karşı uyarıda bulunan Kılıç, ceza indirimleri ve yaşa ilişkin düzenlemelerin suiistimale yol açmaması gerektiğini belirtti. Gençlere ve çocuklara sahip çıkılmasının demografik açıdan da stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Emeklilik konusuna ilişkin olarak ise EYT ve BAĞKUR’luların taleplerinin Meclis açıldığında gündeme getirileceğini; kademeli emeklilik ve 7200 prim günü gibi vaatlerin hayata geçirilmesinin adalet beklentisi olduğunu söyledi.