Toplum olarak en çok unuttuğumuz değerlerden biri de ölçülülüktür. Ne yazık ki artık her alanda “ya hep ya hiç” anlayışı hâkim olmaktadır. Oysa hayat, uçlarda değil, dengeyi koruyabildiğimiz orta noktada güzeldir.
Toplumsal huzur ve barış ancak bireylerin mutluluğuyla, çoğu zaman ölçülülükle mümkündür. Ölçülülük; ne fazla ne eksik, her şeyde dengeyi koruyabilme erdemidir. Bu, yalnızca kişisel yaşamda değil, siyasette de en çok ihtiyaç duyulan değerdir.
Siyaset arenasına baktığımızda, sert söylemler ve uç fikirlerin toplumu nasıl böldüğünü görüyoruz. Oysa siyaset, kavga değil; uzlaşma, çözüm ve ortak akıl üretme sanatıdır. Farklı düşünmek doğaldır ama düşmanlaşmak değildir. Bir liderin büyüklüğü, öfkesinin dozunda, sözünün tartısında belli olur.
Gündelik yaşamda da aynı ilke geçerlidir. Ölçüsüz sevgi boğar, ölçüsüz öfke yıkar. İnsan, duygularını bastırmadan aynı zamanda da taşırmadan yaşayabilmelidir. Bu da olgunlukla, sabırla ve vicdan terazisini doğru ayarlamakla olur.
Bugün hem siyasette hem hayatta dengeye, sağduyuya ve sükûnete her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü ölçülülük, zayıflık değildir. Kendini bilmenin ve güçlü olmanın işaretidir.
Saygılarımla...