Pınar Gültekin'in Katiline 'Haksız Tahrik İndirimi' Verilmesine Büyük Tepki: İran’a Döndük

Muğla’da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin‘i boğduktan sonra varile koyup yakan Cemal Metin Avcı ve 5 sanığın daha yargılandığı davada karar çıktı. Katil Cemal Metin Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi ancak haksız tahrik indirimi sonucu ceza 23 yıla indirildi. KARARA TEPKİ YAĞDI Pınar Gültekin ailesinin Avukatı Rezan Epözdemir, “Bugün hukuk ölmüştür. Bugün yargı katliamı oldu. Bu caniye haksız tahrik verdiler” dedi. SIDDIK GÜLTEKİN TELE1’E KONUŞTU: İRAN’A DÖNDÜK Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, kararın ardından TELE1’e konuştu. Baba Gültekin, “Gücü olan kazandı. Bizim gücümüz yok. Parası olan her zaman kazanır. Mağdurlar zaten mağdurdur. Biz İran’a döndük. Kanunlarımız İran’a döndü. Diri diri yakılan bir kız çocuğum var ama maalesef 23 yıl ceza verildi. Yarın öbürgün bir başka kızı aynı şekilde öldürür yine aynı cezayı alır. Kadının değeri kalmamıştır. Muz cumhuriyetinde yaşıyoruz. Artık kimse Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ünün kurduğu Türkiye demesin. Satıldı gitti, hepimizin başı sağ olsun.” diye konuştu. ERDOĞAN’A SESLENDİ Erdoğan’a seslenen Gültekin, şunları söyledi: “Bütün kamuoyu arkamda ama karşı taraf maddiyat olarak çok güçlüydü. Eğer Türkiye’de adalet yoksa ben ne yapayım bu benim suçum değil. Türkiye’de adalet yok. Adalet gerçekten ölmüş. Sayın Cumhurbaşkanı bu olayın takipçisi olacaktı. Dolmabahçe’de kadın cinayetlerine karşı verilen iftar yemeğine benzemez. Gelsin Muğla’ya görsün. Benim isyanım çok büyüktür. Benim isyanım çok büyük olacak bunu herkes konuşacak.” CANLI YAYINDA İSYAN ETTİ HaberTürk spikeri Afşin Yurdakul da canlı yayın sırasında karara isyan etti. Yurdakul, "Bunları konuşmayacaksak, bu ülkede neyi konuşacağız bilmiyorum. Bugün vicdanınız yaralanmıyor, sızlamıyorsa, ben hepinize yazıklar olsun diyorum" dedi. Yurdakul, karara şu sözlerle isyan etti: "Türkiye Cumhuriyeti'nde bir kadın olarak ve bir basın mensubu olarak; bir kadın cinayeti haberini, sonrasında açıklanan yargı kararları vicdan yaralayıcıysa, haber gibi dümdüz okuyup geçmek çok zor. Karşımızda vahşice işlenmiş bir cinayet var ve 'haksız tahrik' ile 23 yıla indirilmiş bir cezadan bahsediyoruz. Kararı verenler verdi, Türkiye Cumhuriyeti’nde kadın olmaya dair insanın gönlüne, kulağına şu geliyor; 'Vahşice öldürülürseniz, 23 yıl alıyor bunu yapan'. Böyle bir his oturuyor içinize. Yaşadığım ülkede adaletle ilgili böylesine endişeler duymamaya arzu edelim. Benim gibi hisseden milyonlarca kadın var. Bunu da karar vericilerimiz, hukukçularımız, yetkililerimiz çok iyi biliyorlar. Emine Bulut cinayetini hatırlıyorum, sonrasında haberler verdik. Eşlerini, yakınlarını, kız arkadaşlarını, belki eski sevgililerini öldürmeyi tasarlayan adamların telefon kayıtlarını haberlerde verdik. ‘Seni Emine Bulut gibi yapacağım’ diyen rezil, iğrenç, vicdanın, insanlığın en son varabileceği yerlerden seslenen cümleler haberlerde yansıdı. Kamuoyu tartışmalarına konu oldu. Örnek oluyor. Profesyonel kadın katili müessesesi oluşturuluyor. Öncesini, olayın sonrasını tasarlayabiliyor bu insanlar. Başıma ne gelecek ki diye düşünüyorlar. Bunları konuşmayacaksak, bu ülkede neyi konuşacağız bilmiyorum. Bugün vicdanımız da yaralanmıyor, sızlamıyorsa, ben hepimize yazıklar olsun diyorum, diyecek başka hiçbir şeyim yok.”   kaynak: https://tele1.com.tr/aykırı