Gündem

Müsavat Dervişoğlu ile Özgür Özel yeni Anayasa için görüştü

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yeni Anayasa hakkında, "En ideali 400’ü aşkın vekille Meclis’te kabul edilmesi" ifadelerine ilişkin olarak, “Bu kadar Anayasa ihlallerinin söz konusu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılmasının bile teklif edilebildiği süreçler yaşanmışken AYM’nin kararlarına birinci derece mahkemeleri direniyorken ‘400 milletvekiliyle Anayasa’yı değiştirelim. Referandum da olmasın’ yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir. Partisinin daha önce ifade ettiği, ‘400’ün üzerinde de oy alsa Anayasa değişikliği referanduma gitmelidir’ tutumundan ayrışmasını doğru bulmam” dedi.

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yeni Anayasa hakkında, "En ideali 400’ü aşkın vekille Meclis’te kabul edilmesi" ifadelerine ilişkin olarak, “Bu kadar Anayasa ihlallerinin söz konusu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılmasının bile teklif edilebildiği süreçler yaşanmışken AYM’nin kararlarına birinci derece mahkemeleri direniyorken ‘400 milletvekiliyle Anayasa’yı değiştirelim. Referandum da olmasın’ yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir. Partisinin daha önce ifade ettiği, ‘400’ün üzerinde de oy alsa Anayasa değişikliği referanduma gitmelidir’ tutumundan ayrışmasını doğru bulmam” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye” süreci ve geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan gerilim dolayısıyla bugün CHP Genel Merkezi’ne gelerek CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüştü. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, Dervişoğlu ve beraberindeki heyeti genel merkez binası önünde karşıladı.

İYİ Parti heyetinde; Genel Sekreter Uğur Poyraz, Grup Başkanvekilleri Buğra Kavuncu ile Turhan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan ve Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun yer aldı. Görüşmede bulunan CHP heyeti ise Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Grup Başkanvekilleri Murat Emir ve Gökhan Günaydın, Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi ve Dış İlişkiler Koordinatörü İlhan Uzgel’den oluştu. Saat 15.30 itibarıyla başlayan görüşme, yaklaşık 1,5 saat sürdü. İki lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Özel, Dervişoğlu'nun geçen hafta randevu talebinin her iki tarafın yoğun programı nedeniyle gerçekleşemediğini belirterek, Dervişoğlu'na Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'e yönelik taziye dilekleri nedeniyle teşekkür etti.

Özel, geçen hafta TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmaya ilişkin olarak şunları söyledi:

“Tam bir mutabakat halinde konuyla ilgili tutumlarımızı netleştirdik”

"Geçtiğimiz hafta yaşanan olayı ilk duyduğumda, demiştim ki ‘Meclis’te zaman zaman iletişim kazaları, yol kazaları olur. Bu iş arka odada hallolur. Bizim arka odada Müsavat Başkan ile çözmediğimiz sıkıntı yok. Çünkü partilerimizin tarihine, Cumhuriyet’in değerlerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel tezlerine, uluslararası alanda müştereken sahiplendiğimiz tüm tezlere inancımız noktasında birbirimizden şüphemiz olmadığı için her türlü kazayı birlikte aşarız.’ O günkü oturumu yöneten Tekin Bingöl’ün de yaklaşımını, yapıcı cümlelerini hep birlikte okuduk. Bugün de Genel Başkanımız meseleyi yukarıda özetlediğinde tam bir mutabakat halinde konuyla ilgili tutumlarımızı netleştirdik. Hem iki Genel Başkan’ın birbiriyle olan geçmiş görevlerinden birçok sınavda birbirimize vermiş olduğumuz güvenle aşamayacağımız hiçbir sorun olmadığını biliyorduk. Bugün de konu bu çerçevede cereyan etmiştir. Bundan sonra CHP ile İYİ Parti hem Meclis zemininde hem tüm Anadolu’da, 81 ilde omuz omuza, birbirinin farklılıklarına saygı duyarak ama temel değerlerdeki ortak duygusunu her zaman paylaşarak bu ülkeyi içinde bulunduğu cendereden kurtarmak için yapması gereken muhalefeti hem icap ettiği yerde müştereken hem ayrı ayrı ama birbirinden güç alarak, güç vererek sürdürmeye devam edecek. Bu konuda Sayın Genel Başkan’a ve heyetine bir kez daha teşekkür ederiz.”

“Feti Yıldız’ın çerçevesinde bir yargılama yapılıyor olsa buna kim, niye itiraz etsin”

İki lider, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın etkin pişmanlık ve masumiyet karinesine dikkat çeken “Hukuka aykırı deliller yok hükmündedir” şeklindeki ifadesinin sorulması üzerine şunları söyledi:

“Sayın Feti Yıldız’ın değerlendirmelerini takip ettik. Aslında Sayın Feti Yıldız’ın söylediklerine bağlı soruşturma süreci yaşanıyor olsa daha önce de kendisinin tutuklu yargılamanın istisna olduğu, tutuksuz yargılamanın genel kaide olduğuna ilişkin görüşlerini görmüştük. Bunlar uygulanıyor olsa kimsenin ne yargılanmaktan ne yargıdan kaçmaktan ya da hukuka uygun toplanmış delillere itiraz etmek gibi bir pozisyonu olmaz. Bugün yapılan iş; bir gizli tanık müessesesinin ortaya konması, oradan atılan iftiraların daha sonra bazı kişilerin aileleriyle, çoluğuyla, çocuğuyla tehdit edilerek ‘Buna uygun ifadeler ver’ diye zorlanması, ‘Öyle duydum, böyleymiş, tahmin ediyorum’ gibi ifadelerin sanki somut delile ulaşılmışcasına bir karalama ve itibarsızlaştırma kampanyasına dönüşmüş olması aslında ilk gün elde olmayan kanıtların hala elde edilememiş olup kazıyarak kanıt üretme, kanırtarak ifadeye zorlama yönteminin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Sayın Feti Yıldız’ın çerçevesinde bir yargılama yapılıyor olsa buna kim, niye itiraz etsin? O zaman biz bir tek şey talep etmeye devam ederiz. İddialar kadar yanıtların da kamuoyu tarafından duyulması çok önemlidir. Bu konuda Meclis kapanmadan yasal düzenleme yapılacak olursa iki satır; ‘Bu tip yargılamalarda tarafların karşılıklı kabulü durumunda basın-yayın organları canlı yayın yapabilirler’ dendiğinde korkacak, çekinecek, utanacak hiçbir şeyimiz yok. Her soruya verilecek yanıtımız var. Yanıtın verilemeyeceği bir soru varsa adaletin tecellisine kimsenin itiraz etmesi mümkün değil. Yeter ki adil, şeffaf, hukuka uygun yargılama yapılsın. Ekrem Başkan’ın masumiyetine, haklılığına kefalet koymuşuz. Bu noktadaki pozisyonumuz son derece açıktır.”

“Açık Anayasa ihlalleri ortadayken ‘400 milletvekiliyle Anayasa’yı değiştirelim. Referandum olmasın’ yaklaşımı doğru değildir”

Özel, “Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni Anayasa hakkında, 'En ideali 400’ü aşkın vekille Meclis’te kabul edilmesi' ifadelerini kullandı. AK Parti’nin 400 vekili bulması halinde yeni Anayasa’yı halka sormadan Meclis’ten geçirebileceği anlamına mı geliyor bu” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Numan Bey’in değerlendirmesi ise daha önce partisinin ‘400 milletvekili de olsa biz Anayasa değişikliğini bir milletimize götürür, onun da rızasını alırız’ şeklindeki yaklaşımından çelişkili bir tutumdur. Anayasa değişikliği yapılacaksa üzerinde bütün toplumun mutabakat sağlayacağı, herkesin ‘tamam’ diyeceği, tam bir mutabakatla geçmiş maddelerin geçmişte hızla Anayasa’ya dercedildiği durumlar vardır, bunlar önemlidir. Ama bu kadar Anayasa ihlallerinin söz konusu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılmasının bile teklif edilebildiği süreçler yaşanmışken AYM’nin kararlarına birinci derece mahkemeleri direniyorken, bu kadar açık Anayasa ihlalleri ortadayken ‘400 milletvekiliyle Anayasa’yı değiştirelim. Referandum da olmasın’ yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir. Partisinin daha önce ifade ettiği, ‘400’ün üzerinde de oy alsa Anayasa değişikliği referanduma gitmelidir’ tutumundan ayrışmasını doğru bulmam.”

“Zamanlama hatası var. Tereddüt telefon konuşmasından 20 gün sonradır”

Özel, DEM Parti’li Cengiz Çandar’ın, “Abdullah Öcalan Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu ile görüşmek istiyor” sözlerinin sorulması üzerine şunları söyledi:

“Cengiz Çandar’ın röportajını dikkatle okudum. Ona ilişkin söyleyebileceğim tek şey: Sayın Sırrı Süreyya Önder’in beni aradığı ve birtakım bu ifadeleri söylediği, benim de DEM heyetine randevu verip vermemek konusunda mütereddit olduğum, bu ifadeler üzerine kararımızı değiştirdiğimiz noktasındaki yaklaşımda bir hatırlama, bir zamanlama hatası var. Şöyle ki biz DEM Parti heyetine randevu vereceğimizi zaten söylemiştik. Ama onlar bütün partileri ziyaret edeceklerini söylemişlerdi. Daha sonra Sayın Erdoğan’a gitmeyecekleri, Sayın Erdoğan’ın heyeti kabul etmeyeceğine ilişkin söylemler gelişince, biz durumu yeniden değerlendirdik. Daha sonrasında DEM Parti heyetini kabul ettik. Çünkü onlar turun sonunda Erdoğan ile de görüşeceklerini söylemişlerdi. Malumunuz o görüşme de gerçekleşti. O konudaki hassasiyetimiz Erdoğan ile görüşmeyip, Erdoğan’ın kendisini bu sürecin dışında tutup diğer partilerden randevu istenmesi sürecindeki tereddüdü MYK’mızda değerlendirmiştik. Bu değerlendirme, bu tereddüt, bahsedilen telefon konuşmasından 20 gün sonradır. ‘O gün öyle bir şey duyuldu da ondan sonra randevu verildi’ şeklindeki değerlendirme, birtakım yanlış hatırlamalar oluyor. Keşke Sırrı Süreyya Önder burada olsaydı da o süreci an an yaşamış kişi olarak bunu hatırlatsaydı. Onun dışındaki değerlendirmeler benim ilgi alanımda değil.”

“Trump’ı kınıyorum. Trump’ı kınamayan Erdoğan’ı da kınıyorum”

Özel, “ABD’nin İran’a yönelik saldırısına Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Saldırılar kimden gelirse gelsin asla kabul edilemez. Tepkimizi net biçimde ortaya koyuyoruz’ dedi. ABD’nin ismini söylemedi. Neler söylersiniz” sorusuna karşılık şöyle konuştu:

“Partisinin olay olduğu andan itibaren koyduğu tepkilerle uyumlu, gizli özne kullanmış yine. Bu saldırıyı yapıyorlar, saldırıyı doğru bulmuyorlar. ‘Kim yapıyor bu saldırıyı?’ Gizli özne. Hatta Ömer Çelik’e sorarsan ne oluyorsa İsrail yapıyor, İsrail yüzünden oluyor. Amerika’dan uçaklar kalktı B-2’ler, 6 bin mili havada yakıt ikmali yaparak geldiler. Uluslararası hukuka aykırı biçimde bombalama yaptılar ve döndüler. Yapan Amerika. Kınanacaksa Amerika ve Trump kınanacak. Trump’ı kınıyorum. Trump’ı kınamayan Erdoğan’ı da kınıyorum.”