Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, "28 sene önce babası faili meçhule kurban gitmiş, kızı burada gözyaşları içinde anlatıyor. Benzer dramları şimdi yaşıyoruz. Geçen hafta cezaevinde Mehmet Murat Çalık'ı ziyarete gittim. 20 kilo vermiş. Yarın Mehmet Murat Çalık'ın çocuğu bu hikayeyi anlatacak. Bunun için diyoruz 'demokrasi olmadan toplumsal barış olmaz' diye. Buradan topluma bir mesaj vereceksek dün yaşananları bugün yaşatmamamız lazım" dedi.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasıyla başlayan toplantıda, Türkiye’deki baroları temsilen davet edilen 10 baro başkanı iki oturum halinde dinlendi. Numan Kurtulmuş, toplantının üçüncü oturumunda komisyon üyelerine söz verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, şunları söyledi:
"Cumartesi annelerinin burada anlatıklarından etkilenmeyen yoktur. Peki biz komisyon olarak bununla ilgili ne yaptık, ne adım attık? Hala Galatasay lisesi önünde eylem yapılıyor. TBMM olarak 'Kürt meselesini çözeceğiz, hukuk, demokrasi' dedik. Şu meseleyi çözmeye muktedir değil miyiz? O insanların barışçıl eylemleri için bunu çıkartmalıydık. Bir de 28 sene önce babası faili meçhule kurban gitmiş, kızı burada gözyaşları içinde anlatıyor. Benzer dramları şimdi yaşıyoruz. Geçen hafta cezaevinde Mehmet Murat Çalık'ı ziyarete gittim. 20 kilo vermiş. Yarın Mehmet Murat Çalık'ın çocuğu bu hikayeyi anlatacak. Bunun için diyoruz 'Demokrasi olmadan toplumsal barış olmaz' diye. Buradan topluma bir mesaj vereceksek dün yaşananları bugün yaşatmamamız lazım.
"Barış Annelerinin Kürtçe konuşamamasına son derece üzüldüm"
Biz Atatürk'ün kurucu değerlerine bağlı bir partiyiz. Diğer yandan sosyal demokrat parti olarak da bir takım sorumluluklarımız var. Geçen hafta Barış Annelerinin Kürtçe konuşamamasına son derece üzüldüm. Bu meselenin çözümü için kurulmuş bir komisyonda Kürt sorununu çözeceğiz derken yasal düzenleme yapıyorsun, burada çocuğunun durumunu kendi ana dilinde anlatamıyor. Bizim bir anlayış değişikliğine ihtiyacımız var."