İYİ Partili Dervişoğlu, Elvan’ın İstifasını Değerlendirdi: Büyük Türk Milleti Recep Tayyip Erdoğan’ı Görevinden Affetmeye Hazır Ve Nazırdır

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 02.12.2021 - 15:01, Güncelleme: 02.12.2021 - 15:01 1615+ kez okundu.
 

İYİ Partili Dervişoğlu, Elvan’ın İstifasını Değerlendirdi: Büyük Türk Milleti Recep Tayyip Erdoğan’ı Görevinden Affetmeye Hazır Ve Nazırdır

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifasını, “Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve af dilenme ya da affedilme olarak tanımlanıyor. Bu utanç verici bir durumdur. Bu iktidar gitmeden bu millet huzur bulmayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm hemen seçimdir. Büyük Türk Milleti Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır” sözleri ile değerlendirdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; gündemi değerlendirdi. Dervişoğlu, özetle şunları söyledi: “LÜTFEN ARTIK SUSUNUZ Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde paramız her geçen gün daha da değer kaybediyor. Piyasalar durgun. Mutfakta tencere kaynamıyor. Gençler iş bulmaktan ümidi kesmiş. Yatırımcılar önünü göremiyor. Tüm bunlar olup biterken de iktidar ne gerçekleri ne de memleketin halini maalesef görmüyor, daha doğrusu görmek istemiyor. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmaya başladığınızda ettiğiniz her söz bir zamanlar bayrak gibidir dediğiniz paramızı pul ediyor. Lütfen artık susunuz. Siz konuştukça döviz lobisi bayram ediyor. Siz konuştukça rantçılar faizciler bayram ediyor. Siz konuştukça dış güçler dediğiniz para babaları ve baronları servetlerine servet katıyorlar. Ama siz konuştukça milletimiz kan ağlamaya, fakirleşmeye; esnafımızı kepenk kapatmaya, çalışanlarımız ay sonu nasıl gelir diye hesap yapmaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı sizin göreviniz sıkıştıkça yarattığınız canavarlara düşmanlara değil milletimize hizmet etmektir. Cumhurbaşkanının ve onun göreve getirdiği kadroların işi minareye kılıf aramak değil, gerçeği görüp milletin refahı ve huzuru için tedbir almaktır. 'Serbest kura geçtik' diyorsunuz. Ardından Merkez Bankası’nın kıt bütçesiyle dövize müdahale ediyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı. '19 yıldır bugünleri bekledim, bu bizim ekonomideki tercihimizdir' diyorsunuz ardından milletin gözünün içine baka baka 'bütün bunlar dış güçlerin saldırısıdır' diyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı. SANDIK GELMELİ Yeni bin yılda yeni dünya düzeninde savaşlar daha çok ekonomi üzerinden veriliyor. Türkiye yabancı orduların postallarına boyun eğecek bir ülke olmadığı için de evet ülkemize karşı planlar ve taarruzlar hep ekonomi cephesinden yapılıyor. Ülkeyi yöneten iktidarın ağlamak ve şikayet etmek değil bu tür girişimlere karşı tedbir almak gibi bir görevi vardır. İktidarın görevi paramızı güçlü kılmak, üretimi devam ettirecek ekonomik önlemleri almak, Türk ekonomisini dış etkilere karşı dayanıklı hale getirmektir. Oysa bugün Türkiye’yi yöneten daha doğru bir deyişle yönettiğini zanneden ama yönetemeyen Adalet Kalkınma Partisi iktidarı ve ortaklarının işi gücü slogan atmak, 19 yıllık vaatlerini 19 yılın sonunda yeniden tekrarlamaktır. Özetle, milletimizin aklıyla alay edilmektedir. Türkiye böylesi bir sorumsuzluğa daha fazla katlanamaz. Milletin ve bizim beklentimiz o dur ki; sandık gelmeli ve millet kendi geleceği ile ilgili kararı yine kendisi vermelidir. Türkiye’nin ne bu iktidarı ne de onun bu ucube sistemini taşıyacak gücü kalmamıştır. YAĞ DA VAR, UN DA VAR, ŞEKER DE VAR AMA MİLLETTE ALACAK PARA YOK İktidara gelmeden önce çay simit hesabı yapan Sayın Erdoğan’ın, bugün bu hesaplardan uzak durmasının bir anlamı var. Simit 3,5 çay 2,5 lira olmuş. Artık o kadar vurdumduymazlar ki, dört domates yerine iki domates önermekten zerre utanmıyorlar. Milletimize şu gerçeği hatırlatmak isterim, bu kadrolar sizin oy verdiğiniz kadrolar değildir. Bu kadrolar artık saray gözleri kapanmış ve gönülleri mühürlenmiş kadrolardır. Sürekli eleştirdikleri yıllarda belki yağ yoktu, gaz yağı yoktu, şeker yoktu ve kuyruklar vardı, doğrudur. Ama bugün, yağda var, un da var, şeker de var ama millette alacak para yok. Varlık içinde yokluk çeken bir milletin feryadını ve çilesini duymayan bu iktidarın artık koltukları boşaltma zamanı gelmiştir. BU SAVAŞ YENİ DEĞİLDİR Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıla yaklaşan iktidarı artık tarih olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri ekonomik savaş veriyor. Bu savaş yeni değildir. Siz milletçe verdiğimiz kalkınma mücadelesinde büyük Türk Milleti’nin 20 yılını çaldınız. İnadınızla 128 milyar doları hiç ederek Türkiye’yi bu savaşta cephanesiz bıraktınız. Milli kazanımlarımızı özelleştirme kapsamında peşkeş çektiniz. Kurduğunuz düzenlerle israf bataklığı oluşturdunuz. Ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurdunuz. Ekonomik savaşlarda toprağı tepeleri korumazsın. Ekonomik savaşta göndere çektiğin bayarak Türk lirasıdır. Onu korursun. Çünkü o bayrak ne kadar yüksekteyse milletin refahı da o kadar yüksektedir. İŞLER YOLUNDA DEĞİLDİR Merkez Bankası’nın tam da bugünler için saklanan yedek akçesini bile kullanan bu iktidar, milletin hazinesini de beş müteahhittin kasasına boşalttı. 19 yılda millete ait ne kadar kurum, fabrika, santral, işletme varsa satan bu iktidar geçtiğimiz hafta sonu da 128 araziyi satışa çıkardı. Şu bir gerçek ki miras yedi gibi memleketin arazilerinden medet umar noktaya geldiler ve hala milletin gözünün içine baka baka utanmadan ‘işler yolunda’ diyorlar. İşler yolunda değildir.” “KENDİSİNİN MEŞREBİDİR” Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın törenle karşılanmasına tepki gösteren Dervişoğlu, şunları söyledi: "Dün hakaret ettiklerine bugün ihtiyaç duyması halinde elini yıkayıp kenara çekilir ve bütün sözlerini ve sorunları unutup sarılır. Bu kendisinin meşrebidir. Bunu çözüm sürecinde de gördük, FETÖ ile olan muhabbetlerinde de gördük. Dün FETÖ’nün hain kalkışmasının finansörü ilan edilen bir devletle sırf para uğruna sarmaş dolaş olan siyaset anlayışının, yarın bir menfaat görüldüğünde FETÖ ile de sarmaş dolaş olmayacağının garantisi yoktur." "HÜKÜMETİN EKONOMİ YÖNETİMİ ARTIK AKLINI KAYBETMİŞTİR" Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın istifasına ilişkin Dervişoğlu, şunları söyledi: “Yine bir gece yarısı operasyonu ile karşı karşıya kaldık. Yanlış kararlara ve uygulamalara karşı durarak istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan’ın görevinden affedildiğine dair kararname, gece yarısı yayınlandı ve yeni bir atama yapıldı. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve af dilenme ya da affedilme olarak tanımlanıyor. Bu utanç verici bir durumdur. Yakın takvim içinde üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı, üç Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, iki Varlık Fonu Genel Müdürü değişikliği yapılmıştır. Yaşanan bu değişiklikler göstermektedir ki, hükümetin ekonomi yönetimi artık aklını kaybetmiştir. Her alanda attığı hesapsız ve maceraperest adımlarla ülkemizin başına bela olan bu iktidar, ekonomi ilminin ve sosyolojik hayatın gerçekleri ile bağdaşmayan yeni bir model dayatması yapmaya kararlıdır. Anlaşılan o dur ki bu iktidar gitmeden artık bu büyük millet huzur bulamayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm hemen seçimdir. Büyük Türk Milleti Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifasını, “Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve af dilenme ya da affedilme olarak tanımlanıyor. Bu utanç verici bir durumdur. Bu iktidar gitmeden bu millet huzur bulmayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm hemen seçimdir. Büyük Türk Milleti Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır” sözleri ile değerlendirdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; gündemi değerlendirdi. Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:

“LÜTFEN ARTIK SUSUNUZ

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde paramız her geçen gün daha da değer kaybediyor. Piyasalar durgun. Mutfakta tencere kaynamıyor. Gençler iş bulmaktan ümidi kesmiş. Yatırımcılar önünü göremiyor. Tüm bunlar olup biterken de iktidar ne gerçekleri ne de memleketin halini maalesef görmüyor, daha doğrusu görmek istemiyor. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmaya başladığınızda ettiğiniz her söz bir zamanlar bayrak gibidir dediğiniz paramızı pul ediyor. Lütfen artık susunuz. Siz konuştukça döviz lobisi bayram ediyor. Siz konuştukça rantçılar faizciler bayram ediyor. Siz konuştukça dış güçler dediğiniz para babaları ve baronları servetlerine servet katıyorlar. Ama siz konuştukça milletimiz kan ağlamaya, fakirleşmeye; esnafımızı kepenk kapatmaya, çalışanlarımız ay sonu nasıl gelir diye hesap yapmaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı sizin göreviniz sıkıştıkça yarattığınız canavarlara düşmanlara değil milletimize hizmet etmektir. Cumhurbaşkanının ve onun göreve getirdiği kadroların işi minareye kılıf aramak değil, gerçeği görüp milletin refahı ve huzuru için tedbir almaktır. 'Serbest kura geçtik' diyorsunuz. Ardından Merkez Bankası’nın kıt bütçesiyle dövize müdahale ediyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı. '19 yıldır bugünleri bekledim, bu bizim ekonomideki tercihimizdir' diyorsunuz ardından milletin gözünün içine baka baka 'bütün bunlar dış güçlerin saldırısıdır' diyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı.

SANDIK GELMELİ

Yeni bin yılda yeni dünya düzeninde savaşlar daha çok ekonomi üzerinden veriliyor. Türkiye yabancı orduların postallarına boyun eğecek bir ülke olmadığı için de evet ülkemize karşı planlar ve taarruzlar hep ekonomi cephesinden yapılıyor. Ülkeyi yöneten iktidarın ağlamak ve şikayet etmek değil bu tür girişimlere karşı tedbir almak gibi bir görevi vardır. İktidarın görevi paramızı güçlü kılmak, üretimi devam ettirecek ekonomik önlemleri almak, Türk ekonomisini dış etkilere karşı dayanıklı hale getirmektir. Oysa bugün Türkiye’yi yöneten daha doğru bir deyişle yönettiğini zanneden ama yönetemeyen Adalet Kalkınma Partisi iktidarı ve ortaklarının işi gücü slogan atmak, 19 yıllık vaatlerini 19 yılın sonunda yeniden tekrarlamaktır. Özetle, milletimizin aklıyla alay edilmektedir. Türkiye böylesi bir sorumsuzluğa daha fazla katlanamaz. Milletin ve bizim beklentimiz o dur ki; sandık gelmeli ve millet kendi geleceği ile ilgili kararı yine kendisi vermelidir. Türkiye’nin ne bu iktidarı ne de onun bu ucube sistemini taşıyacak gücü kalmamıştır.

YAĞ DA VAR, UN DA VAR, ŞEKER DE VAR AMA MİLLETTE ALACAK PARA YOK

İktidara gelmeden önce çay simit hesabı yapan Sayın Erdoğan’ın, bugün bu hesaplardan uzak durmasının bir anlamı var. Simit 3,5 çay 2,5 lira olmuş. Artık o kadar vurdumduymazlar ki, dört domates yerine iki domates önermekten zerre utanmıyorlar. Milletimize şu gerçeği hatırlatmak isterim, bu kadrolar sizin oy verdiğiniz kadrolar değildir. Bu kadrolar artık saray gözleri kapanmış ve gönülleri mühürlenmiş kadrolardır. Sürekli eleştirdikleri yıllarda belki yağ yoktu, gaz yağı yoktu, şeker yoktu ve kuyruklar vardı, doğrudur. Ama bugün, yağda var, un da var, şeker de var ama millette alacak para yok. Varlık içinde yokluk çeken bir milletin feryadını ve çilesini duymayan bu iktidarın artık koltukları boşaltma zamanı gelmiştir.

BU SAVAŞ YENİ DEĞİLDİR

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıla yaklaşan iktidarı artık tarih olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri ekonomik savaş veriyor. Bu savaş yeni değildir. Siz milletçe verdiğimiz kalkınma mücadelesinde büyük Türk Milleti’nin 20 yılını çaldınız. İnadınızla 128 milyar doları hiç ederek Türkiye’yi bu savaşta cephanesiz bıraktınız. Milli kazanımlarımızı özelleştirme kapsamında peşkeş çektiniz. Kurduğunuz düzenlerle israf bataklığı oluşturdunuz. Ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurdunuz. Ekonomik savaşlarda toprağı tepeleri korumazsın. Ekonomik savaşta göndere çektiğin bayarak Türk lirasıdır. Onu korursun. Çünkü o bayrak ne kadar yüksekteyse milletin refahı da o kadar yüksektedir.

İŞLER YOLUNDA DEĞİLDİR

Merkez Bankası’nın tam da bugünler için saklanan yedek akçesini bile kullanan bu iktidar, milletin hazinesini de beş müteahhittin kasasına boşalttı. 19 yılda millete ait ne kadar kurum, fabrika, santral, işletme varsa satan bu iktidar geçtiğimiz hafta sonu da 128 araziyi satışa çıkardı. Şu bir gerçek ki miras yedi gibi memleketin arazilerinden medet umar noktaya geldiler ve hala milletin gözünün içine baka baka utanmadan ‘işler yolunda’ diyorlar. İşler yolunda değildir.”

“KENDİSİNİN MEŞREBİDİR”

Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın törenle karşılanmasına tepki gösteren Dervişoğlu, şunları söyledi:

"Dün hakaret ettiklerine bugün ihtiyaç duyması halinde elini yıkayıp kenara çekilir ve bütün sözlerini ve sorunları unutup sarılır. Bu kendisinin meşrebidir. Bunu çözüm sürecinde de gördük, FETÖ ile olan muhabbetlerinde de gördük. Dün FETÖ’nün hain kalkışmasının finansörü ilan edilen bir devletle sırf para uğruna sarmaş dolaş olan siyaset anlayışının, yarın bir menfaat görüldüğünde FETÖ ile de sarmaş dolaş olmayacağının garantisi yoktur."

"HÜKÜMETİN EKONOMİ YÖNETİMİ ARTIK AKLINI KAYBETMİŞTİR"

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın istifasına ilişkin Dervişoğlu, şunları söyledi:

“Yine bir gece yarısı operasyonu ile karşı karşıya kaldık. Yanlış kararlara ve uygulamalara karşı durarak istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan’ın görevinden affedildiğine dair kararname, gece yarısı yayınlandı ve yeni bir atama yapıldı. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve af dilenme ya da affedilme olarak tanımlanıyor. Bu utanç verici bir durumdur.

Yakın takvim içinde üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı, üç Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, iki Varlık Fonu Genel Müdürü değişikliği yapılmıştır. Yaşanan bu değişiklikler göstermektedir ki, hükümetin ekonomi yönetimi artık aklını kaybetmiştir. Her alanda attığı hesapsız ve maceraperest adımlarla ülkemizin başına bela olan bu iktidar, ekonomi ilminin ve sosyolojik hayatın gerçekleri ile bağdaşmayan yeni bir model dayatması yapmaya kararlıdır.

Anlaşılan o dur ki bu iktidar gitmeden artık bu büyük millet huzur bulamayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm hemen seçimdir. Büyük Türk Milleti Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri