Akşener'den Esnafa: Korkutarak, Höt Höt Edenlerin Cezasını Bizzat Sandıkta Verin

İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin, Konak'taki hizmet binasında düzenlenen buluşmaya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yanı sıra İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı Zekeriya Mutlu konuşmacı olarak katıldı. İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak, partililer ile esnaf odaları başkanları da buluşmada yer aldı. MUTLU: "EN BÜYÜK SORUN YARIN NE OLACAĞINI BİLEMEMEK" Esnafın pandemi sürecinde yaşadığı sıkıntıları anlatan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı Zekeriya Mutlu, "81 ilde esnafı dinlediniz. Bir esnaf temsilcisi olarak size şükranlarımı sunuyorum. Esnaf toplumun temel direğidir. Esnaf olmazsa ekonomik hayat çöker. Covid-19 musibetiyle karşılaştık, feleğimiz şaştı. En büyük sorunumuz yarın ne olacağını bilememek" dedi. ODA BAŞKANLARI SORUNLARI AKTARDI İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, İzmir Mobilyacılar Odası Başkanı Hasan Özkoparan, İzmir İnşaat Malzemeleri İmalatçıları ve Satıcıları Esnaf Odası Başkanı Cumhur Taşdelen, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık ve İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı yaşadıkları sorunları aktardı. "RAHAT BOZMAK ÜZERE YOLA ÇIKTIM" Uzun zamandır esnaf ziyaretleri yaptığını vurgulayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şöyle konuştu: "Uzun bir zamandır, şehir şehir, ilçe ilçe sizlerle beraberim. Çok uzun bir zamandır kutuplaşma üzerinden; pis bir dil üzerinden, kişinin kişinin karşısına dikildiği, dükkan sahibinin diğerinden nefret ettiği bir düzenekle siyaset işledi. 'Şapkamı assam seçilirim' kavramını siyasete bu dil getirdi. Şu'culuk, bu'culuk üzerinden tariflerin yapıldığı, hizmetin konuşulmadığı bir siyasi atmosfer doğdu. Siyasiler belki rahat. Rahat bozmak üzere yola çıktım. Dertlisiniz, dertliyiz. Biz bu kısır döngüyü, seçmenin çırak çıktığı siyasetçinin de kolay oy aldığı bu sistemi yıkmamız lazım. İlk Antalya'dan başladım. Sonra İzmir'e geldim. Bursa, Trakya derken, Tekirdağ'da Covid mikrobu birden fazla insanda çıktı. Mart ortaları gibi geri döndük. 20 Ocak 2020'de başlamışım, geziyorum. Müthiş bir korkuyla karşılaştım. Seçim oluyor, siz karar veriyorsunuz. Muhalefet sizi görecek, eleştirilerinizi alacak ki hizmet düzgün ilerlesin. Bunun adı hizmette rekabettir. Sonuç itibariyle yermeye gerilmeye lüzum yok. O bildiklerimiz meclis grubunda dile getirilecek. Meclisteki arkadaşlarım bunlarla ilgili soru önergeleri ve kanun teklifleri verdiler. Siyasetin anlamı sizin sesiniz olmaktır. Elektrik paralarından, kiranın stopajından şikayet vardı. Alım gücünün düşmesinden 2019'dan 2018'e göre maliyetlerin arttığını söylüyorlardı. Pahalılıktan şikayet ediyorlardı. Bugün yanıyor tabi ortalık ama o gün de böyleydi." "CEZAYI SANDIKTA VERECEKSİNİZ" Pandemi sürecinde yaşananlara değinen Akşener şöyle devam etti: "Pandemide siz ne yaşadınız, diye gezmeye başladık. Ciğerimiz delindi bizim. Çünkü kahveci esnafının, lokantanın, kafenin derdini anlatmam mümkün değil. Berberin, kuaförün mümkün değil. İnanılmaz bir dönem geçirildi. Çok mantıklı ve vicdanlı talepleriniz oldu. O taleplerin tamamını ilettik. 'Çok zor, işten adam çıkarmak zorundayız. Söyle sigortasını almasınlar' dediniz. Haklı bir talep. Her birinizin bir temsilcisini Meclis çatısı altında konuşturdum. İşsiz bir genç çıktı. Erasmus ile Polonya'ya mı Çekoslovakya'ya mı, oraya gitmiş, tam hatırlamıyorum. Aramışlar bulmuşlar, işsiz, iş beğenmediğini ifade edebilmek için o çocuğun sosyal medyasında neyi var neyi yok ortaya koyup; o gencin her şeyiyle oynadılar. O gün bir yemin ettim. Bu acımasız dünyaya, dile, tavra karşı o sesi çıkmayanların sesi olmak, o güçlünün elindeki sopanın başına indiği fakir fukaranın sesi olmak; seçmenin velinimet olması için ne gerekiyorsa yapacağıma dair yemin ettim. Seçim zamanı geldiğinde bütün siyasi partiler gibi bizimkiler de gelecek, kim ikna edecekse oylarınızı alacak. Allah rızası için sizden rica ediyorum. Hani, 'Ekmek aslanın midesinde' dedi bir genç. Sonra da döndü dedi ki 'Yok yok, aslan da aç, midede de yok' dedi. O siyasetçinin sizin velinimet olduğunuzu anlamasını Allah rızası için sağlayın. Patron sizsiniz, asil sizsiniz. Üst perdeden korkutarak, höt höt ederek davrananların cezasını bizzat sandıkta vereceksiniz. Aksi takdirde çırak çıkmaya devam ediyorsunuz." "YÜZÜNÜZE GÖZÜNÜZE DURSUN, İNSANLAR AÇ" Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarına gezdiği yerlerde yaşadıklarından örnek veren Akşener sözlerini şöyle sürdürdü: "Öyle hikayeler var ki. Benim yaşlarımda bir kadın geldi. Dedi ki, 'Torunum benim yanımda. Oğlu, çocuğun babası bırakıp gitmiş. Bu hanımın ev kendinin. Zamanında kalmış. 1900 lira emekli maaşı alıyor. 3 çocuk, 'Babaanne 'Köfte koktu' demiş. O kadın benden kendine değil, torunlarına köfte istedi. 75 yaşında bir hanımefendi '15 gündür yemek yapamadım' dedi. Et alışverişi yapmış, çoğu babaanne, anneannenin yanında torunlar var. Yüzünüze gözünüze dursun. Aç o insanlar. 'Kıyma kavurdum, böldüm, yemek ettim'. Kadınlar bilir, yağ kalır altında. 'Ona da çorba yaptım. Etin tadını unutmuşum' dedi. Bu hale düşüremeyiz bu ülkeyi. Türkiye bu muhterem. Siz dolarlarla top oynarken, aylar sonra et yiyip kokusunu hatırlayan 75 yaşında bir kadından bahsediyorum. Apartmanında köfte kokusu aldığı için kapı çalan babaanneden bahsediyorum. Ülkenin devlet olma anlayışı açı yedirmek, çıplağı giydirmek üzerinedir. Biz itibardan tasarruf etmeyip 500 milyon dolar uçaklarla gezeceksiniz. Bir genç 86 puanla 92 puanla atanamadım diyecek. 52 puanlı atanacak." Akşener'in konuşması sonrası program soru cevap ile devam ederken, diğer oda başkanları da taleplerini dile getirdi.