Bakan Pakdemirli: GDO’lu Tohumlukların İthaline İzin Verilmemektedir

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, pamuk üretiminde artan girdi maliyetleri ve GDO’lu ithal tohumluk iddialarını, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesiyle TBMM gündemine taşımıştı. Gürer, önergesinde Bakan Pakdemirli’ye; “Ülkemiz ne kadar ithal pamuk tohumu almaktadır? 2020 yılında ülkemizde üretimi ve ithalatı ne kadardır? Pamuk üretimini artırmak için planlanan bir çalışma var mıdır? Çukobirlik ve Antbirlik gibi kuruluşların işlevlerinin geliştirilmesi düşünülmekte midir? Ülkemizde gıdada GDO yasaktır. İthal tohumda bu yönlü bir risk var mıdır?” sorularını yöneltmişti. PAKDEMİRLİ: "ÜLKEMİZE GİRİŞİNE İZİN VERİLMEMEKTEDİR" Yanıtında, Havza Bazlı Destekleme Modeli’nin ayrıntılarını aktaran Pakdemirli, “Bu kapsamında ülkemizde arz açığı bulunan, stratejik ve bölgesel önem arz eden, insan ve hayvan beslenmesi bakımından önemli 21 ürünün ekolojik ve ekonomik olarak yetiştirilmesi için en uygun tarım havzaları belirlenmiş ve desteklemeler buna göre şekillendirilmiştir. Pamuk (kütlü) 21 ürün içerisinde yer almaktadır” bilgisini verdi. Pakdemirli, ayrıca; pamuk üreticilerine yönelik destek ödemeleri ile ilgili olarak da “Bakanlığımızca; 110 kuruş/kg pamuk Fark Ödemesi Desteğinin yanında, 2017 yılında başlayan uygulama ile stratejik ürünlerde mazot maliyetinin yüzde 50’si karşılanmaktadır. Bu kapsamda pamuk üreticilerine 62 TL/da mazot desteği verilmektedir” açıklamasını yaptı. Bakan Pakdemirli, GDO’lu tohumlarla ilgili olarak da “5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu’na göre Ülkemizde GDO’lu bitki ve hayvanların üretimi yasaktır. Bu kapsamda GDO’lu tohumlukların ülkemize ithaline de izin verilmemektedir. İthal edilen tohumluklar risk grubuna göre Bakanlığımızca analize tabi tutulmakta ve sonucu pozitif olan tohumluk partilerinin ülkemize girişine izin verilmemektedir” değerlendirmesini yaptı. GÜRER: "ÇUKOBİRLİK ÖNEMLİ BİR GÜVENCEYDİ" Gürer, Bakan Pakdemirli’nin yanıtı ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ürettiğimizden çok pamuk İthal eder duruma düşürüldük. Pamukta üretim açığı 786 bin tona kadar düşmüş iken, 2019/20 sezonunda tekrar, 1 milyon 17 bin tona yükselmesi ve lif pamuk ithalatı pamukta yaşanan sorunlu sürecin somut göstergesidir.  2020 yılında, ekim alanında yüzde 40 oranında daralma ve rekoltede yüzde 27 azalma meydana geldi” dedi. Buna karşı yapılabilecekleri ise, “Bu sürecin devam etmemesi adına sorunun önlenmesine yönelik destekler mutlaka çiftçiye verilmelidir. Ülkemiz pamuk üretiminde yüksek girdi fiyatları ile artan üretim maliyeti çiftçiyi zora düşürmektedir. Verim ve kalite kayıplarını giderecek önlemler alınmalı, verilen desteklerin çiftçiyi pamuk ekimi için teşvik edecek noktaya getirmesi sağlanmalıdır. Beyaz altın olarak tanımlanan pamuk, Çukurova ve Ege’de üreticisine hak ettiği geliri sağlarsa ithalatın önü kesilir. Ayrıca pamuk üretiminde kooperatiflerin etkin rolünün yok edilmesi de pamukta ithalatçı duruma düşmemizin bir nedenidir. Çukobirlik, Tariş ve Antbirlik üretici dostuydu. Örneğin bir dönem görevde yaptığım Çukobirlik gibi önemli bir kuruluşun entegre tesisleri ne yazık ki yok edildi. Pamuk alımından iplik, kumaş, yağ, küspe ve sabun üretimine kadar uzanan tesisler işlevsiz kaldı. Mersin’den Mardin’e uzanan Kooperatif alım noktaları ve fabrikaları ile devasa kurum adeta çökertildi. Kurum tesislerinin işlevsiz kalması çiftçiye ve binlerce işçiye destek sağlayan kuruluşu dar bir kalıba soktu. Varlıkları da süreç içinde eritildi.”