Erdoğan: Ekonominin Sorumluluğu Bize Ait… Kürt Sorununu Biz Çözdük

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 01.10.2021 - 16:39, Güncelleme: 01.10.2021 - 16:39 2497+ kez okundu.
 

Erdoğan: Ekonominin Sorumluluğu Bize Ait… Kürt Sorununu Biz Çözdük

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üstesinden geldiğimiz her kritik sınama bizim için aydınlık bir geleceğe giden yolda kat ettiğimiz mesafe anlamına geliyor. Hiç şüphesiz bu sınamalar içinde ekonominin ayrı bir önemi ve yeri vardır. Türkiye’nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi ekonominin de sorumluluğu bize aittir” dedi. Erdoğan, Kürt sorunu ile ilgili tartışmalar için de “Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük" diye konuştu.

TBMM, 27'nci Dönem 5'inci Yasama Yılı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un başkanlığında Genel Kurul salonunda toplanılarak açıldı. Açılışa, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekilleri katıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise genel kurulu, milletvekili olmadığı için locadan takip etti.   Şentop'un konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "TBMM 27'nci Dönem 5'inci Yasama Yılı Açış Konuşması"ndan öne çıkan başlıklar şöyle:  “AĞABEYİM ASİLTÜRK’E DE ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM: TBMM’nin 27’nci Dönem, 5’inci Yasama Yılı’nın bu yüce kurumla birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmamızı diliyorum. Millî Mücadele’nin öncüsü ve bir fiil yürütücüsü olan Meclis’imizin kuruluşundan itibaren milletvekili sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm mensuplarını tazimle yad ediyorum. Artık bir asrını geride bırakan Meclisi’mizde görev yapmış milletvekillerinden vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet niyaz ediyorum. Bugün hayatını kaybeden, geçmişte beş dönem milletvekilliği yanında çeşitli bakanlık görevlerinde bulunmuş, önemli siyasi sorumluluklar üstlenmiş ağabeyim, kıymetli dost Oğuzhan Asiltürk’e de Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. GAZİ MUSTAFA KEMAL BAŞTA OLMAK ÜZERE HERKESE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM: TBMM’nin ilk başkanı ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere ülkemizin istiklal ve istikbal davasını sahiplenmiş herkese şükranlarımı sunuyorum. Malazgirt Zaferi’nden beri vatanımız olarak dört elle sarıldığımız bu topraklardaki varlığımızın ilelebet sürmesi için canları pahasına mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimize rahmetle, minnetle yad ediyorum. İLK DEFA MİLLİ İRADENİN ELİYLE YENİ BİR ANAYASA: Milletiyle ve vekilleriyle yürüttüğümüz her mücadele gibi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefimize de inşallah birlikte ulaşacağımıza inanıyorum. Son yıllarda üretkenliği daha artan Meclis’imizin 2023 hedeflerimize ulaşma ve 2053 vizyonumuzu hayata geçirme konusunda üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla yerine getireceğinden şüphe duymuyorum. Bir süre önce gündeme getirdiğimiz ülkemize, tarihimizde ilk defa doğrudan milli iradenin eliyle yeni bir anayasa kazandırma teklifimizin de Meclis’imiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. TEKLİFLERİNİ EN KISA SÜREDE KAMUOYUYLA PAYLAŞMALARINI BEKLİYORUZ: Meclis’imizin mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Bunun için TBMM’de grubu bulunan partilerin yeni anayasa tekliflerini en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz. DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çarpık yapısını eleştirmek için ortaya koyduğumuz zamanla küresel sistemin tüm yanlışlarını da kapsayacak şekilde genişleyen ‘dünya beşten büyüktür’ tespitimizin böylesine benimsenmesinin sebebi budur. Bölgemizde ve dünyada yaşanan her gelişme bu tespitin haklılığını ve isabetini teyit ediyor. SADECE TÜRKİYE BU KARANLIK ÖRGÜTLE SAHADA KARŞI KARŞIYA GELMİŞ: Avrupa Birliği’nin bölgedeki mülteci trafiğiyle ilgili çalışmaları denetlemek için kurduğu yapının faaliyetlerini da yavaş yavaş sonlandırılmaya başladığı görülüyor. Akdeniz’in karanlık sularında her yıl kaç bin kişinin umut yolculuğunda hayatını kaybettiğinin istatistiği dahi tutulamıyor. Avrupa’da kaybolan on binlerce mülteci çocuğun akıbeti hala meçhul. Bu konuda bizim milletvekillerimizin yaptıkları girişimler dışında kayda değer herhangi bir gayret veya çalışma da mevcut değil. Halbuki sadece bu hususlar bile tek başına vicdanı, ahlakı, insana saygısı olan toplumları ayağa kaldırmaya, sorumlulardan hesap sormaya yeterli olmalıydı. Bu iki yüzlülüğün benzerini Suriye’deki terör örgütleri konusunda da yaşıyoruz. Özellikle DEAŞ bahanesiyle bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri bu örgütle fiilen mücadele etmedi. Sadece Türkiye bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından sürekli şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır. Ama bazıları hala Suriye’de DEAŞ bahanesiyle terör örgütleri ve halkıyla kavgalı rejimi desteklemeyi sürdürmektedir. SAPLANTILARA SARILARAK DEMOKRASİMİZİ İLERLETEMEYİZ: Hiçbirimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Bizi biz yapan değerlerden vazgeçerek ufkumuzu derinleştiremeyiz. Dünyanın gittiği istikamet farklılıklarımızı değil müştereklerimizi öne çıkararak birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor. Bunu başaramayan toplumların ve ülkelerin başlarına gelenleri ibretle takip ediyoruz. Türkiye’yi bugüne kadar böyle bir duruma düşüremediler, inşallah bundan sonra da düşüremeyecekler. KÜRT SORUNU DENEN MESELEYİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDEN KALKINMAYA KADAR TÜM BOYUTLARIYLA BİZ ÇÖZDÜK: Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Tehditleri kaynağında bulup yok etme esasına dayanan yeni güvenlik anlayışımız sayesinde sınırlarımızın dibinde bir veya birkaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır'daki vatandaşlarımıza bizzat söz verdiğimiz şekilde ret, inkâr, asimilasyon politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak, geri kalmışlık zincirini nasıl kırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Böylece Diyarbakır Anneleri'nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titretebildikleri, onların siyasi uzantılarının gerçek yüzlerini ortaya çıkardıkları bir dönemi başlattık. MERKEZ BANKASI REZERVİMİZ DE 122 MİLYAR DOLAR: Sahip olduğumuz her yeni imkan ve başarı ile üstesinden geldiğimiz her kritik sınama bizim için aydınlık bir geleceğe giden yolda kat ettiğimiz mesafe anlamına geliyor. Hiç şüphesiz bu sınamalar içinde ekonominin hem her insanın hayatına dokunan yönü, hem de diğer tüm atılımların itici gücünü oluşturması sebebiyle ayrı bir önemi ve yeri vardır. Türkiye’nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi ekonominin de sorumluluğu bize aittir. Ülkemizin IMF’ye olan 23 buçuk milyar dolarlık borcunu 2013 yılı mayıs ayında tamamen bitirerek, hiç de hoş hatıralarla anmadığımız bir dönemi kapatmış olduk. Birilerinin sürekli ‘nerede’ diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda ise milli gelirini üç kat artırmış, satın alma paritesine göre dünyada 11. sıraya yükselmiş; yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda büyümede rekorlar kırmış bir Türkiye görüyoruz. Son dönemde yaşadığımız sıkıntıların da aynı resmin içinde olduğunu elbette unutmuyoruz. Ama artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesi de hak teslimi babından bekliyoruz. ­KDV VE KİRA STOPAJLARINDAN İNDİRİMLER YAPTIK: Milletimizin sağlığını korumak için her türlü tedbiri alırken işini, aşını, kurulu düzenini muhafaza etmesini temin amacıyla da imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin kesintisiz sürmesi, istihdamın korunması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İş gücü piyasasına sunduğumuz pek çok destekle vatandaşlarımızın ve firmalarımızın yanında olduk. Esnaf ve sanatkarlarımıza hibe, kira ve ciro kaybı destekleri verdik. Vergi ve SGK primi ödemelerine ertelemeler getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılması için imkan sağladık. KDV ve kira stopajlarından indirimler yaptık. Tüm bunlarla birlikte toplumun en korunmasız kesimlerini sosyal destek ödemeleriyle ayakta tuttuk. Bundan sonra da ihtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya, gereken destekleri sağlamaya devam edeceğiz. HER PROJE ÇEVRE KONUSUNDA ÜLKEMİZİN YÜZ AKI ÇALIŞMALARI OLARAK KAYITLARA GEÇTİ: Dünyanın gündeminde giderek daha çok öne çıkan konulardan biri de çevre sorunları ve iklim değişikliğinin yol açtığı tabi afetlerdir. Ülkemizi kökleri inancımızda ve kültürümüzde güçlü şekilde bulunan çevre hassasiyetlerimizde bu konuda zaten taşımıştık. Bilhassa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz her proje çevre konusunda ülkemizin yüz akı çalışmaları olarak kayıtlara geçti. Şehirlerimize kazandırdığımız birer nefes borusu olarak gördüğümüz millet bahçelerinden orman varlığımızı artırmaya sıfır atık projemizden mavi bayrak uygulamasına sayısız eser ve hizmeti ülkemize kazandırdık. BM Genel Kurulu’nda ilan ettiğimiz Paris İklim Anlaşması’nı Meclis’in takdirine sunma kararımız başlattığımız yeşil kalkınma devriminin de ilk müjdesidir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üstesinden geldiğimiz her kritik sınama bizim için aydınlık bir geleceğe giden yolda kat ettiğimiz mesafe anlamına geliyor. Hiç şüphesiz bu sınamalar içinde ekonominin ayrı bir önemi ve yeri vardır. Türkiye’nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi ekonominin de sorumluluğu bize aittir” dedi. Erdoğan, Kürt sorunu ile ilgili tartışmalar için de “Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük" diye konuştu.

TBMM, 27'nci Dönem 5'inci Yasama Yılı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un başkanlığında Genel Kurul salonunda toplanılarak açıldı. Açılışa, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekilleri katıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise genel kurulu, milletvekili olmadığı için locadan takip etti.  

Şentop'un konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "TBMM 27'nci Dönem 5'inci Yasama Yılı Açış Konuşması"ndan öne çıkan başlıklar şöyle: 

“AĞABEYİM ASİLTÜRK’E DE ALLAH’TAN RAHMET, AİLESİNE VE SEVENLERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM: TBMM’nin 27’nci Dönem, 5’inci Yasama Yılı’nın bu yüce kurumla birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmamızı diliyorum. Millî Mücadele’nin öncüsü ve bir fiil yürütücüsü olan Meclis’imizin kuruluşundan itibaren milletvekili sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm mensuplarını tazimle yad ediyorum. Artık bir asrını geride bırakan Meclisi’mizde görev yapmış milletvekillerinden vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet niyaz ediyorum. Bugün hayatını kaybeden, geçmişte beş dönem milletvekilliği yanında çeşitli bakanlık görevlerinde bulunmuş, önemli siyasi sorumluluklar üstlenmiş ağabeyim, kıymetli dost Oğuzhan Asiltürk’e de Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

GAZİ MUSTAFA KEMAL BAŞTA OLMAK ÜZERE HERKESE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM: TBMM’nin ilk başkanı ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere ülkemizin istiklal ve istikbal davasını sahiplenmiş herkese şükranlarımı sunuyorum. Malazgirt Zaferi’nden beri vatanımız olarak dört elle sarıldığımız bu topraklardaki varlığımızın ilelebet sürmesi için canları pahasına mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimize rahmetle, minnetle yad ediyorum.

İLK DEFA MİLLİ İRADENİN ELİYLE YENİ BİR ANAYASA: Milletiyle ve vekilleriyle yürüttüğümüz her mücadele gibi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefimize de inşallah birlikte ulaşacağımıza inanıyorum. Son yıllarda üretkenliği daha artan Meclis’imizin 2023 hedeflerimize ulaşma ve 2053 vizyonumuzu hayata geçirme konusunda üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla yerine getireceğinden şüphe duymuyorum. Bir süre önce gündeme getirdiğimiz ülkemize, tarihimizde ilk defa doğrudan milli iradenin eliyle yeni bir anayasa kazandırma teklifimizin de Meclis’imiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum.

TEKLİFLERİNİ EN KISA SÜREDE KAMUOYUYLA PAYLAŞMALARINI BEKLİYORUZ: Meclis’imizin mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Bunun için TBMM’de grubu bulunan partilerin yeni anayasa tekliflerini en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.

DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çarpık yapısını eleştirmek için ortaya koyduğumuz zamanla küresel sistemin tüm yanlışlarını da kapsayacak şekilde genişleyen ‘dünya beşten büyüktür’ tespitimizin böylesine benimsenmesinin sebebi budur. Bölgemizde ve dünyada yaşanan her gelişme bu tespitin haklılığını ve isabetini teyit ediyor.

SADECE TÜRKİYE BU KARANLIK ÖRGÜTLE SAHADA KARŞI KARŞIYA GELMİŞ: Avrupa Birliği’nin bölgedeki mülteci trafiğiyle ilgili çalışmaları denetlemek için kurduğu yapının faaliyetlerini da yavaş yavaş sonlandırılmaya başladığı görülüyor. Akdeniz’in karanlık sularında her yıl kaç bin kişinin umut yolculuğunda hayatını kaybettiğinin istatistiği dahi tutulamıyor. Avrupa’da kaybolan on binlerce mülteci çocuğun akıbeti hala meçhul. Bu konuda bizim milletvekillerimizin yaptıkları girişimler dışında kayda değer herhangi bir gayret veya çalışma da mevcut değil. Halbuki sadece bu hususlar bile tek başına vicdanı, ahlakı, insana saygısı olan toplumları ayağa kaldırmaya, sorumlulardan hesap sormaya yeterli olmalıydı. Bu iki yüzlülüğün benzerini Suriye’deki terör örgütleri konusunda da yaşıyoruz. Özellikle DEAŞ bahanesiyle bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri bu örgütle fiilen mücadele etmedi. Sadece Türkiye bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından sürekli şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır. Ama bazıları hala Suriye’de DEAŞ bahanesiyle terör örgütleri ve halkıyla kavgalı rejimi desteklemeyi sürdürmektedir.

SAPLANTILARA SARILARAK DEMOKRASİMİZİ İLERLETEMEYİZ: Hiçbirimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Bizi biz yapan değerlerden vazgeçerek ufkumuzu derinleştiremeyiz. Dünyanın gittiği istikamet farklılıklarımızı değil müştereklerimizi öne çıkararak birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor. Bunu başaramayan toplumların ve ülkelerin başlarına gelenleri ibretle takip ediyoruz. Türkiye’yi bugüne kadar böyle bir duruma düşüremediler, inşallah bundan sonra da düşüremeyecekler.

KÜRT SORUNU DENEN MESELEYİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDEN KALKINMAYA KADAR TÜM BOYUTLARIYLA BİZ ÇÖZDÜK: Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Tehditleri kaynağında bulup yok etme esasına dayanan yeni güvenlik anlayışımız sayesinde sınırlarımızın dibinde bir veya birkaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır'daki vatandaşlarımıza bizzat söz verdiğimiz şekilde ret, inkâr, asimilasyon politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak, geri kalmışlık zincirini nasıl kırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Böylece Diyarbakır Anneleri'nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titretebildikleri, onların siyasi uzantılarının gerçek yüzlerini ortaya çıkardıkları bir dönemi başlattık.

MERKEZ BANKASI REZERVİMİZ DE 122 MİLYAR DOLAR: Sahip olduğumuz her yeni imkan ve başarı ile üstesinden geldiğimiz her kritik sınama bizim için aydınlık bir geleceğe giden yolda kat ettiğimiz mesafe anlamına geliyor. Hiç şüphesiz bu sınamalar içinde ekonominin hem her insanın hayatına dokunan yönü, hem de diğer tüm atılımların itici gücünü oluşturması sebebiyle ayrı bir önemi ve yeri vardır. Türkiye’nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi ekonominin de sorumluluğu bize aittir. Ülkemizin IMF’ye olan 23 buçuk milyar dolarlık borcunu 2013 yılı mayıs ayında tamamen bitirerek, hiç de hoş hatıralarla anmadığımız bir dönemi kapatmış olduk. Birilerinin sürekli ‘nerede’ diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda ise milli gelirini üç kat artırmış, satın alma paritesine göre dünyada 11. sıraya yükselmiş; yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda büyümede rekorlar kırmış bir Türkiye görüyoruz. Son dönemde yaşadığımız sıkıntıların da aynı resmin içinde olduğunu elbette unutmuyoruz. Ama artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesi de hak teslimi babından bekliyoruz.

­KDV VE KİRA STOPAJLARINDAN İNDİRİMLER YAPTIK: Milletimizin sağlığını korumak için her türlü tedbiri alırken işini, aşını, kurulu düzenini muhafaza etmesini temin amacıyla da imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin kesintisiz sürmesi, istihdamın korunması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İş gücü piyasasına sunduğumuz pek çok destekle vatandaşlarımızın ve firmalarımızın yanında olduk. Esnaf ve sanatkarlarımıza hibe, kira ve ciro kaybı destekleri verdik. Vergi ve SGK primi ödemelerine ertelemeler getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılması için imkan sağladık. KDV ve kira stopajlarından indirimler yaptık. Tüm bunlarla birlikte toplumun en korunmasız kesimlerini sosyal destek ödemeleriyle ayakta tuttuk. Bundan sonra da ihtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya, gereken destekleri sağlamaya devam edeceğiz.

HER PROJE ÇEVRE KONUSUNDA ÜLKEMİZİN YÜZ AKI ÇALIŞMALARI OLARAK KAYITLARA GEÇTİ: Dünyanın gündeminde giderek daha çok öne çıkan konulardan biri de çevre sorunları ve iklim değişikliğinin yol açtığı tabi afetlerdir. Ülkemizi kökleri inancımızda ve kültürümüzde güçlü şekilde bulunan çevre hassasiyetlerimizde bu konuda zaten taşımıştık. Bilhassa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz her proje çevre konusunda ülkemizin yüz akı çalışmaları olarak kayıtlara geçti. Şehirlerimize kazandırdığımız birer nefes borusu olarak gördüğümüz millet bahçelerinden orman varlığımızı artırmaya sıfır atık projemizden mavi bayrak uygulamasına sayısız eser ve hizmeti ülkemize kazandırdık. BM Genel Kurulu’nda ilan ettiğimiz Paris İklim Anlaşması’nı Meclis’in takdirine sunma kararımız başlattığımız yeşil kalkınma devriminin de ilk müjdesidir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri