Vahşi Madenciliğe Karşı Eylem

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 03.09.2021 - 14:56, Güncelleme: 03.09.2021 - 14:56 2808+ kez okundu.
 

Vahşi Madenciliğe Karşı Eylem

Malatya Çevre Platformu üyeleri Pütürge ilçesinde yapılmak istenen maden ocaklarına tepki gösterdi üyeler; "Bizler madenlere karşı değiliz. Bizler vahşi madenciliğe karşıyız. Bizler etkili bir maden yasasının yapılmamış olmasına karşıyız." diyerek eylem yaptı.

Vahşi madenciliğe karşı çıkmak ve Pütürge'de yapılmak istenen bazı çalışmalara tepki göstermek amacıyla Malatya çevre platformu üyeleri tarafından eylem yapıldı.  "DOĞAYI KİRLETEN SADECE İNSAN" Platform üyeleri adına bir açıklama yapan Pütürge temsilcisi Ramazan Derin, 'Doğanın ve yaşamın katledilmesinin tek sebebinin insan olduğuna' işaret ederek; "Bugün burada toplanmamızın amacı yaşadığımız dünya, yaşadığımız ülke, yaşadığımız il, yaşadığımız ilçede gelecek nesillerimize dair olan tasarı ve hayallerimizi anlatmak, özellikle doğamıza yönelik tehditlere dikkat çekmektir. Şöyle ki ülkemizde doğaya yönelik çok tehlikeli projelerin olduğunu görüyoruz, gerçekten de tehlikeli. Çünkü çok yakın zamanda, özellikle Akdeniz’de ve Ege’de meydana gelen orman yangınları ve hâlâ ülkemizin birçok noktasında devam eden yangınlar bununla beraber Karadeniz bölgesinde meydana gelen sel felaketleri yüzlerce cana, milyar TL’lik ekonomik zararın yanı sıra yüzlerce canlının yok olmasına ve acı çekmesine yol açmıştır. Bu da göstermiştir ki doğayla girdiğin savaşta kazansan bile kaybetmişsin demektir. Bu nedenle kâr hırsı ile binlerce yıldır akan derelerin ıslahı adı altında ve önüne set çekerek durdurmazsın. Bir gün gelir kendi öz mecrasını bulur, fakat olan yine oraya ümit bağlayan, tarla açan, ev yapan garibana olur.  Tabiat insansız yaşar ama insan tabiat olmadan yaşayamaz.  Sevgili insanlar, dünyayı bizden başka kirleten hiçbir varlık yok çünkü onlar yaratılışları gereği sadece doğal atıklarının dışında hiçbir atıkları yoktur. İnsanoğlu özellikle 18. yüzyılda başlayan sanayileşme ile beraber bütün atıklarını doğaya saldı. Bu atıkların getirdiği kirlilik doğayı hızla kirletti. İklimsel krizlere, mevsim değişikliklerine, toprağın verimsizleşmesine, akarsuların ve denizlerin kirlenmesine yol açtı. Yani kısacası kimyasal atıklar yaşamımıza hâkim oldu." dedi. "VAHŞİ MADENCİLİĞE KARŞIYIZ" Platform üyelerinin amaçları vahşi madenciliğin önene geçilmesi olduğuna dikkat çeken Derin; " Bizler sanayileşmeye karşı değiliz. Bizler teknolojiye karşı değiliz. Bizler insan hayatını kolaylaştıran hiçbir şeye karşı değiliz. Bizler neye karşıyız? Bizler Pütürge ilçesinin can damarı olan Şiro Çayı’nın Islah Projesi denilen ve hakkında hiçbir açıklama yapmayıp 2417 ıslak imzaya rağmen, halka rağmen, yargı kararına rağmen hâlen bu ucube projede ısrar eden anlayışa karşıyız.  Bizler, PEREŞ yeni ismi ile BÜYÜK ÇAY Deresi’nin üzerinde yapılacak olan ve 8 köyün haritadan silinmesine yol açan, sırf Adıyaman’ın bir köyünü sulayacak olan bu projeye karşıyız.  Bizler, Şiro Çayı Tepehan Bölgesi’nde kurulu bulunan kum ve çakıl tesisinin değil ama hiçbir önlem olmadan tarım arazilerine, yaşam alanlarına ve akarsularımıza, atıkları ile verdiği zarara karşıyız. Bizler Türkiye geneline yayılan madencilik faaliyetlerinin ulaştığı boyutların korkunç sonuçlarını tasavvur bile edemiyoruz. Şöyle ki sırf Malatya il genelinde 11 Aralık 2021 tarihine kadar 867 adet ÇED başvurusu yapılmıştır. Malatya Merkez-14, Akçadağ-111, Arapgir-37, Arguvan-41, Battalgazi-67, Darende-38, Doğanyol-4, Doğanşehir-123, Hekimhan-72, Kale-8, Kuluncak-48, Pütürge-79, Yazıhan-43, Yeşilyurt-223 yukarıda bahsi geçen başvurulardan 328’ine ÇED gerekli değildir raporu verilmiştir. Taşmış köyümüzde yoğunlaşan madencilik faaliyetlerimizde eksiklikler ve usulsüzlükler yaşanmasına rağmen gerek idari ve gerekse hukuki muhatap bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu nedenle ana şirketler ile lobiler arasındaki kopukluklar maalesef halka yansımaktadır ve bu durum halktan büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır.  Oysa 5909 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Mevzuatı gereği ÇED raporu düzenlenmeden önce halkın katılımı toplantısının yapılması zorunludur. Bu toplantıya köy muhtarı ve heyeti ile köy halkının çağırılması ve yapılacak faaliyetin tüm detayları ile anlatılması gerekir ama günümüzde mevzuatta bir değişiklik olmamasına rağmen uygulamanın genelde masa başında yapılıp ÇED gerekli değildir raporu verilebiliyor. Bu rapor yargıya intikal edildiğinde aylarca hatta yıllarca süren hukuki süreçte şirketler faaliyetlerine devam etmekte bir sakınca görmüyorlar. Çok uluslu şirketler hiçbir kural tanımadan, hiçbir etik değer tanımadan kâr hırsı ile doğayı tahrip ediyorlar.  Bizler madenlere karşı değiliz.  Bizler vahşi madenciliğe karşıyız. Bizler etkili bir maden yasasının yapılmamış olmasına karşıyız. Bizler, madenciliğin kural tanımamasına karşıyız.  Bizler madenciliğin denetlenmemesine karşıyız. Bizler madenciliğin dokunulmaz olmasına karşıyız. Bizler emperyalist maden şirketlerinin kendi ülkesinde kıyamadıklarına bizim ülkemizde bizim doğamızı fütursuzca talan etmelerine karşıyız. Bizler madenciliğin dünya standartlarına göre yapılmamasına karşıyız.  Kısaca ormanlarımızı, meralarımızı, yaşam alanlarımızı, sularımızı kirleten her türlü madenciliğe karşıyız.  Bizler çocuklarımıza temiz bir dünya, temiz bir gelecek istiyoruz.  Bizler derelerimizin özgür akmasını istiyoruz.  Bizler madencilik adı altında topraklarımızın emperyalist şirketler tarafından tahrip edilip ekolojik dengesinin bozulmamasını istiyoruz. " dedi.  
Malatya Çevre Platformu üyeleri Pütürge ilçesinde yapılmak istenen maden ocaklarına tepki gösterdi üyeler; "Bizler madenlere karşı değiliz. Bizler vahşi madenciliğe karşıyız. Bizler etkili bir maden yasasının yapılmamış olmasına karşıyız." diyerek eylem yaptı.

Vahşi madenciliğe karşı çıkmak ve Pütürge'de yapılmak istenen bazı çalışmalara tepki göstermek amacıyla Malatya çevre platformu üyeleri tarafından eylem yapıldı. 

"DOĞAYI KİRLETEN SADECE İNSAN"

Platform üyeleri adına bir açıklama yapan Pütürge temsilcisi Ramazan Derin, 'Doğanın ve yaşamın katledilmesinin tek sebebinin insan olduğuna' işaret ederek; "Bugün burada toplanmamızın amacı yaşadığımız dünya, yaşadığımız ülke, yaşadığımız il, yaşadığımız ilçede gelecek nesillerimize dair olan tasarı ve hayallerimizi anlatmak, özellikle doğamıza yönelik tehditlere dikkat çekmektir. Şöyle ki ülkemizde doğaya yönelik çok tehlikeli projelerin olduğunu görüyoruz, gerçekten de tehlikeli. Çünkü çok yakın zamanda, özellikle Akdeniz’de ve Ege’de meydana gelen orman yangınları ve hâlâ ülkemizin birçok noktasında devam eden yangınlar bununla beraber Karadeniz bölgesinde meydana gelen sel felaketleri yüzlerce cana, milyar TL’lik ekonomik zararın yanı sıra yüzlerce canlının yok olmasına ve acı çekmesine yol açmıştır. Bu da göstermiştir ki doğayla girdiğin savaşta kazansan bile kaybetmişsin demektir. Bu nedenle kâr hırsı ile binlerce yıldır akan derelerin ıslahı adı altında ve önüne set çekerek durdurmazsın. Bir gün gelir kendi öz mecrasını bulur, fakat olan yine oraya ümit bağlayan, tarla açan, ev yapan garibana olur.  Tabiat insansız yaşar ama insan tabiat olmadan yaşayamaz.  Sevgili insanlar, dünyayı bizden başka kirleten hiçbir varlık yok çünkü onlar yaratılışları gereği sadece doğal atıklarının dışında hiçbir atıkları yoktur. İnsanoğlu özellikle 18. yüzyılda başlayan sanayileşme ile beraber bütün atıklarını doğaya saldı. Bu atıkların getirdiği kirlilik doğayı hızla kirletti. İklimsel krizlere, mevsim değişikliklerine, toprağın verimsizleşmesine, akarsuların ve denizlerin kirlenmesine yol açtı. Yani kısacası kimyasal atıklar yaşamımıza hâkim oldu." dedi.

"VAHŞİ MADENCİLİĞE KARŞIYIZ"

Platform üyelerinin amaçları vahşi madenciliğin önene geçilmesi olduğuna dikkat çeken Derin; " Bizler sanayileşmeye karşı değiliz. Bizler teknolojiye karşı değiliz. Bizler insan hayatını kolaylaştıran hiçbir şeye karşı değiliz. Bizler neye karşıyız? Bizler Pütürge ilçesinin can damarı olan Şiro Çayı’nın Islah Projesi denilen ve hakkında hiçbir açıklama yapmayıp 2417 ıslak imzaya rağmen, halka rağmen, yargı kararına rağmen hâlen bu ucube projede ısrar eden anlayışa karşıyız.  Bizler, PEREŞ yeni ismi ile BÜYÜK ÇAY Deresi’nin üzerinde yapılacak olan ve 8 köyün haritadan silinmesine yol açan, sırf Adıyaman’ın bir köyünü sulayacak olan bu projeye karşıyız.  Bizler, Şiro Çayı Tepehan Bölgesi’nde kurulu bulunan kum ve çakıl tesisinin değil ama hiçbir önlem olmadan tarım arazilerine, yaşam alanlarına ve akarsularımıza, atıkları ile verdiği zarara karşıyız. Bizler Türkiye geneline yayılan madencilik faaliyetlerinin ulaştığı boyutların korkunç sonuçlarını tasavvur bile edemiyoruz. Şöyle ki sırf Malatya il genelinde 11 Aralık 2021 tarihine kadar 867 adet ÇED başvurusu yapılmıştır. Malatya Merkez-14, Akçadağ-111, Arapgir-37, Arguvan-41, Battalgazi-67, Darende-38, Doğanyol-4, Doğanşehir-123, Hekimhan-72, Kale-8, Kuluncak-48, Pütürge-79, Yazıhan-43, Yeşilyurt-223 yukarıda bahsi geçen başvurulardan 328’ine ÇED gerekli değildir raporu verilmiştir. Taşmış köyümüzde yoğunlaşan madencilik faaliyetlerimizde eksiklikler ve usulsüzlükler yaşanmasına rağmen gerek idari ve gerekse hukuki muhatap bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu nedenle ana şirketler ile lobiler arasındaki kopukluklar maalesef halka yansımaktadır ve bu durum halktan büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır.  Oysa 5909 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Mevzuatı gereği ÇED raporu düzenlenmeden önce halkın katılımı toplantısının yapılması zorunludur. Bu toplantıya köy muhtarı ve heyeti ile köy halkının çağırılması ve yapılacak faaliyetin tüm detayları ile anlatılması gerekir ama günümüzde mevzuatta bir değişiklik olmamasına rağmen uygulamanın genelde masa başında yapılıp ÇED gerekli değildir raporu verilebiliyor. Bu rapor yargıya intikal edildiğinde aylarca hatta yıllarca süren hukuki süreçte şirketler faaliyetlerine devam etmekte bir sakınca görmüyorlar. Çok uluslu şirketler hiçbir kural tanımadan, hiçbir etik değer tanımadan kâr hırsı ile doğayı tahrip ediyorlar.  Bizler madenlere karşı değiliz.  Bizler vahşi madenciliğe karşıyız. Bizler etkili bir maden yasasının yapılmamış olmasına karşıyız. Bizler, madenciliğin kural tanımamasına karşıyız.  Bizler madenciliğin denetlenmemesine karşıyız. Bizler madenciliğin dokunulmaz olmasına karşıyız. Bizler emperyalist maden şirketlerinin kendi ülkesinde kıyamadıklarına bizim ülkemizde bizim doğamızı fütursuzca talan etmelerine karşıyız. Bizler madenciliğin dünya standartlarına göre yapılmamasına karşıyız.  Kısaca ormanlarımızı, meralarımızı, yaşam alanlarımızı, sularımızı kirleten her türlü madenciliğe karşıyız.  Bizler çocuklarımıza temiz bir dünya, temiz bir gelecek istiyoruz.  Bizler derelerimizin özgür akmasını istiyoruz.  Bizler madencilik adı altında topraklarımızın emperyalist şirketler tarafından tahrip edilip ekolojik dengesinin bozulmamasını istiyoruz. " dedi.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri