Dalbastı Kirazı Yeni Hasat Dönemine Hazırlanıyor

Kayısıdan sonra kentin en önemli gelir ve geçim kaynaklarından olan dalbastı kirazında yeni hasat dönemi için hazırlıklar başladı. Yaklaşık 15 gün sonra hasadına başlanacak olan dalbastı kirazında bu yıl yüksek bir kalite bekleniyor. “AVRUPA’NIN İSTEDİĞİ ŞARTLARA GÖRE İLAÇLAMA YAPIYORUZ” Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanı Doğan Solmaz, Yeşilyurt dalbastı kirazının ‘coğrafi işaret tescilli’ bir ürün olduğunu kaydederek, dalbastı kirazının gerek Türkiye gerekse de Avrupa’da aromasından dolayı aranan bir kiraz olduğunu söyledi. Solmaz, Yeşilyurt dalbastı kirazının gönül rahatlığıyla alınabildiğini kaydederek, “Dalbastı kirazının ilaçlamasını 12 yıldır oda olarak yapıyoruz. Avrupa’nın istemiş olduğu ilaçları kullandık. Çiftçilerimiz buna uygun şekilde ilaçlama yapıyor” dedi. “KİRAZDA BU YIL YÜKSEK BİR KALİTE BEKLİYORUZ” 2 yıldır özellikle mevsim geçişlerinde dengesizlikten dolayı zayıf bir döllenme meydana geldiğini, bu nedenle de üründe hasadın düştüğünü dile getiren Solmaz, şunları söyledi: “İnşallah gelecek yıl mevsim normale dönerse, kirazın döllenmesiyle hasadın daha iyi olacağını tahmin ediyoruz. 2 yıldır kirazda ağaç başına düşen kilogram düşük oluyordu. Bundan dolayı da ağaçlarımız iyi çalışmaktadır. Hatta şu anda kirazımızın kalitesi kat kat yüksek. Ağaçlarda kiraz seyrek olduğundan dolayı kalite daha da yüksek oluyor.” Solmaz, kirazın bu yıl ihracatçının istediği kalitede olduğunu kaydederek, bunun ihracata da en iyi şekilde yansıyacağını belirtti. “HER İLACIN MALİYETİ 750 İLA BİN TL ARASINDA” Çiftçilerin ekonomik sıkıntı çektiklerini anlatan Solmaz, “Çiftçiler istedikleri hasadı elde edemiyor. Kirazda işçilik ücretlerine bakıldığında, işçinin bir günlük yevmiyesi 400 lirayı bulmaktadır. Maliyetler çok yükseliyor” dedi. İhracat noktasında firmaların kendilerine ulaşmaya başladıklarını dile getiren Solmaz, “Fransa’dan bir firma aradı. 30-35 arasında bir fiyat verdiler. Bu firmanın alımıyla çiftçimiz bir nebze rahatlar. Tabii bunun yanında başka firmalarda aradı. Firmalar büyük ilgi gösteriyorlar çünkü kirazımız kaliteli ve rahat bir şekilde Avrupa’ya ihraç edebiliyorlar. Bu noktada Yeşilyurt dalbastı kirazı aranan bir ürün haline geldi” diye konuştu. 40 ila 50 lira arasındaki bir fiyatın çiftçiyi rahatlatabileceğini ifade eden Solmaz, şunları söyledi: “Maliyetimiz çok yüksek. Şu anda içerisinde bulunduğumuz bahçeye 3 kere ilaç attık. Her ilacın maliyeti 750 ila bin lira arasında. Her işçi kiraz hasadını yapamıyor bu nedenle işçilik maliyeti de oldukça yüksek. Kiraz hasadını iyi bilen bir işçi bize 400 liradan aşağı mal olmuyor. Çünkü kirazın kesinlikle incitilmeden sapıyla birlikte toplanması gerekiyor. Sapsız toplanan kirazla daha çabuk çürüyor. Bunun nedeni ise kirazın sapı kendi meyvesini beliyor. Bu hem raf ömrünü uzatıyor hem de kirazın daha kaliteli olarak tüketiciye ulaşmasını sağlıyor.” Solmaz, bu ayın 15’inden sonra kiraz hasadının başlayacağını kaydederek, “Şu anda erkenci kirazlarımız oldu. Bizim hakiki dalbastı kirazımızın kalitesinde olmasa da ikinci dalbastı kirazı insanlara sunulmaya başlandı” dedi. “KAYISIDA SIFIR ÜRÜN OLAN BAHÇELERİMİZ VAR” Doğan Solmaz, bu yıl özellikle 13 Nisan’ı 14 Nisan’a başlayan gece soğuk hava dalgasından dolayı kayısıda zirai donun meydana geldiğini, bunun da çiftçileri zor durumda bıraktığını ifade etti. Kayısıda büyük bir zararın meydana geldiğine dikkat çeken Solmaz, “Bazı bahçelerimizde ürün sıfır. Bu yıl zirai dondan etkilenen ve sıfır ürünü olan çiftçilerimizin mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Para vermektense, üretimini devamını sağlamak için 7 yıl geri ödemesiz, faizsiz kredi açılıp, büyük bir hayvan alıp ya da yapabileceği bir işe yönlendirip, çiftçinin tarlada kalması sağlanmalıdır. Hükümetten bu noktada çiftçilerimize faizsiz kredi verilmesi noktasında bir çağrıda bulunuyoruz. Bu sayede çiftçinin üretime olan katkısı da devam eder” ifadelerini kullandı. “DESTEKLER ARTIRILARAK, ÇİFTÇİNİN TARLADA KALMASI SAĞLANMALIDIR” Solmaz, dünyanın gıdaya muhtaç bir durumda olduğunu kaydederek, şunları söyledi: “Eğer gıda olmazsa para ve altının bir değeri olmaz. Kimse doları, altını yiyemez. Sofrada üretilen ürünler olursa insanlar o kadar mutlu ve huzurlu olur. Dolayısıyla çiftçilerimizin ayakta kalması için faizsiz kredi verilmesini talep ediyoruz. Çiftçinin köyde kalması lazım. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) baktığımızda çiftçi yaş ortalaması 59’a ulaştı. Gençler, babalarının çektikleri çileyi ve kazandığı parayı görünce bu işi yapmak istemiyor. Aldıkları ürün kendilerine yetmiyor, bunun yanında sosyal yaşantıları da zayıf. Bu işe soğuk bakan gençlerimizi, üretime sıcak baktırmak için destekleri artırıp, çiftçinin tarlada kalması sağlanmalıdır.”