'Ya Bana Katılın Ya Da Yolumdan Çekilin'

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “Karamsar bir ortamda olduğunuzu biliyorum ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Güzel ülkemizde huzuru, barışı, kardeşliği, esenliği, sağlığı hep birlikte yerine getirip, sağlayacağız” dedi. “SİYASİ AHLAK YASASINI ÇIKARACAĞIZ” 6 partinin buluşması hakkında açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “6 siyasi partinin genel başkanları olarak Pazar günü toplandık. Uzun bir çalışma yaptık. Çalışmamız sonucunda kamuoyuna bir açıklamada da bulunduk. Tek sayfalık açıklamada, siyasi ahlak yasasını çıkaracağız sözümüz var. Bunun çalışmaları için bir komisyon kuruldu. Böylece siyaseti kirlilikten arıtma konusunda çok güçlü bir iradeyi 6 genel başkan ortaya koymuş oldu. Ekonomik ve sosyal konseyi işlerlik kazandıracağız. Merkez Bankasının bağımsızlığı teminat altına alınacak. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumun oluşturulması içinde çalışmalarımızı sürdürme konusunda komisyonlar oluşturduk. Ayrıca, 6 siyasi partinin belirleyeceği cumhurbaşkanı adayının niteliklerini de kamuoyu ile paylaşmış olduk” ifadelerini kullandı. “VERA’YI BABASIYLA KUCAKLAŞTIRACAĞIZ, SÖZÜMÜZ VAR” Gezi Parkı Davası’nda verilen karara da değinen CHP lideri, şu açıklamaları yaptı: “Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada görev alan hakimlerin bir kısmı zaten önceden kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri karar değil. Talimatla aldıkları kararlar. Talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar. Bu tür mahkemelerle yeni karşılaşmıyoruz aslında. Demokrasi tarihimize baktığımızda bu tür mahkemeleri çok gördük. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı'nın bile terörist olarak kurgulanmış mahkemelerle hapse atıldığını da gördük. Gezi nedir? Bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir aslında. Baskıya isyandır Gezi aslında. “Baskı istemiyoruz, kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz, doğayı koruyalım diyor” gençler. Bu kurgulanmış mahkemede, Osman Kavala beraat ettiği bir davadan müebbet hapse mahkûm oldu. Dünyada böyle bir örnek, garabet yok ama bizim ülkemizde olur. Çünkü yargı bağımsız değil. Vera’yı unutmayın, babası hapse giderken babasını kucakladı ve öptü. Bizim Vera’ya bir sözümüz var, tekrar babasıyla kucaklaştıracağız. Onun sözünü veriyoruz.” “KARANLIĞA MAHKÛM EDİLEN ÇOCUKLARIMIZDAN DOLAYI ÖFKELİYİM” “Bugün farklı bir konuşma ile karşınızda olacağım” diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu iktidar 5'li çetelerin iktidarıdır.  Hiç kimse unutmasın; halkın, milletin değil, 5'li çetenin iktidarıdır. Ben devletin nasıl soyulduğunu… Farklı bir konuşma yapacağım. Hepimiz bu güzel ülkede birlikte ve beraber yaşamak zorundayız. Bugün yazdığım konuşması bir tarafa bıraktım. Karanlığa mahkûm edilen milyonların sesini dile getirmek istiyorum. Onların sorunlarını size anlatmak istiyorum. Gerçekten çok öfkeliyim. Evladın karanlığa mahkûm edildiği bir Türkiye asla istemiyorum. Farklı bir Türkiye, her çocuğun aydınlık bir ortamda başını yatağa koyduğu bir ülke istiyorum. Karanlığa mahkûm edilen çocuklarımızdan dolayı öfkeliyim. Ve seslenmek istiyorum; hiç kimse olarak gördüklerinin ya da görmezden geldiğin karanlık, ışıksız evlerinden sesleniyorum sana. Yoksulların biriken öfkesini görüyor musun? Evsiz, yurtsuz, elektriksiz, aç bıraktığın bebeklerin ağladığını duyuyor musun? Ben o bebeklerin ağlamalarından gece uyuyamıyorum. Karanlıkta onları düşünüyorum. Sonra o karanlıkta senin 5'li çeteyi düşünüyorum ve yumruklarımı sıkıyorum. Dünya kötülük yapanların yüzünden değil, kötülüğe seyirci kalıp, hiçbir şey yapmayanlar yüzünden bu hale geldi.” Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında “Cesaret yoksa zafer yoktur” ifadesini kullanarak, şunları kaydetti: “Bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum; size de bir çift lafım var, bu engerek ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. “BİRİMİZ KARANLIKTAYKEN HİÇBİRİMİZ AYDINLIKTA DEĞİLİZ” Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben, o yoksulluğa mahkûm edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya şimdi, şu anda yolumdan çekilin açık ve net söylüyorum. Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa hayatında o zaten hiç yaşamamıştır. Pes etmeyeceğim, durmayacağım hepinize söz veriyorum. Milletimin huzurunda söz veriyorum, durmayacağım. İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir kavga var. Bu kavgayı hep birlikte yol arkadaşlarımla birlikte yapacağız. Ülkeyi kaçak sığınmacılarla dolduranlarla, beş paraya vatandaşlığı satanlarla kavga edeceğiz, yabancılara daire satılsın diye emlak desteği çıkaranlarla kavga edeceğiz, ülkede milyonların elektriğini kesen çetelerle kavga edeceğiz. Çocukları etten, sütten mahrum bırakanlarla kavga edeceğiz. Bu kiralarla, enflasyonlarla kavga edeceğiz. Sokaklarımızı mafyaya teslim edenlerle kavga edeceğiz. Uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapanlarla kavga edeceğiz. Ülkenin onurunu konsolosluk bahçelerine gömenlerle kavga edeceğiz. Yargıyı siyasetin emrine verip, Brunsonları özel uçaklarla gönderip, kendi insanımızı hapishanelerde rehin tutanlarla kavga edeceğiz. Vatanı satanlarla kavga edeceğiz. Biz birbirimize emanetiz. Kol kola yürüyeceğiz. Bu memleket bize emanet. Birimiz açken hiçbirimiz tok değiliz, birimiz karanlıktayken hiçbirimiz aydınlıkta değiliz."