Hüseyin Baş: Hani Köprüye, Müteahhide Geçiş Garantisi Veriyoruz Ya Çiftçimize Ürün Alım Garantisi Verelim

Siyaset (Anka) - Anka Haber Ajansı | 27.03.2022 - 17:35, Güncelleme: 27.03.2022 - 17:35 12922+ kez okundu.
 

Hüseyin Baş: Hani Köprüye, Müteahhide Geçiş Garantisi Veriyoruz Ya Çiftçimize Ürün Alım Garantisi Verelim

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Devletin görevi, çiftçisine sübvansiyon yapmaktır. Biz, çiftçimize ucuz mazot, elektrik verebiliriz; enerji giderlerini düşürebiliriz. Biz, çiftçimize ürün alım garantisi verebiliriz. Hani köprüye, müteahhide geçiş garantisi veriyoruz ya çiftçimize ürün alım garantisi verelim” dedi.

Hüseyin Baş, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş, şunları söyledi: “Türkiye'nin bütün fabrikalarını, kuruluşlarını, zenginliklerini elden çıkardılar. Buradan elde ettikleri parayla bir yalancı bahar yaşattılar. Sonra satacak bir şey bulamadıkları için biz, bu krizi bugün iliklerimize kadar yaşıyoruz. Aslında biz, bu krizi 2002'den beri yaşıyorduk ama sadece hissetmiyorduk. Hava eksi beş dereceydi ama hissedilen üç dereceydi. Biz, beş dereceyle mutluyduk fakat havanın eksi beş derece olduğunu yeni anladık. Bu, bize neoliberal bakış açısının dayattığı bir noktadır. Bağımsız Türkiye Partisi, Hüseyin Baş şunu söyler: Biz, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağız. Bizim diğer bütün siyasi yapılanmalardan farkımız bu. “DEVLETİN GÖREVİ ÇİFTÇİSİNE SÜBVANSİYON YAPMAKTIR” Bugün dünyada gıda krizi konuşuluyor. Ben reddediyorum bu kavramı. Krizin çıkmasının tek bir nedeni var; üretici istediği paraya sahip olamıyor. İstediği geliri elde edemeyince üretmemeye başlıyor, çünkü zarar ediyor. Bu gıda krizinin hem ülke çapında hem de dünya çapında engellenebilmesinin formülü nedir? Bir gizli el bu üreticiyi destekler. Milli Ekonomi Modeli bunu söyler. Üreticiyi destekler çünkü bunlar stratejik sektördür, üretim devam etmelidir. Bu üretim gizli el tarafından desteklenirse her zaman üretmeye devam eder. Gizli el mekanizması da ancak ve ancak devlettir. Devletin görevi, çiftçisine sübvansiyon yapmaktır. Bugün bunu Avrupalı yapıyor, Amerikalı yapıyor. Türkiye yapmıyor bunu. Biz, çiftçimize ucuz mazot, elektrik verebiliriz; enerji giderlerini düşürebiliriz. Biz, çiftçimize ürün alım garantisi verebiliriz. Hani köprüye, müteahhide geçiş garantisi veriyoruz ya çiftçimize ürün alım garantisi verelim. Ondan sonra bakalım fiyatlar yükseliyor mu, yükselmiyor mu? “GENÇLERİN BİR SİYASİ LİDERE İHTİYACI YOK, SİYASİ LİDERLERİN GENÇLEŞMESİNE İHTİYAÇ VAR” İlk defa oy kullanacak 6-6,5 milyon genç seçmen var. Bu, oyların yüzde 15'inden fazlası yapıyor. Bu seçmenin oy verebileceği, 'Ben bunu sevdim, bununla yürüyebilirim' diyeceği şu andaki en iddialı profil, iddia ediyorum benim. Çünkü ben, gençlerin içinden çıkmış biriyim. Ben, gençlere siyasal bir liderlik yapmaya çalışmıyorum. Ben ‘2090'ları planlayalım’ dedikçe Türkiye 1990'lara geri götürülmeye çalışılıyor. Böyle bir paradoksun içindeyiz. Gençlerin bir siyasi lidere ihtiyacı yok, siyasi liderlerin gençleşmesine ihtiyaç var. “ATATÜRK’E KARŞI BİR SİYASET YAPTIĞINIZDA HEDEF TÜRKİYE’Yİ BÖLMEKTİR” Türkiye'nin kurucu değerlerine ve manevi yapısına uygun bir Türk milleti figürünü hayata geçirmek adına, bunu anlatmak adına kurulmuş ve yoluna çıkmış bir siyasi hareketiz. Atatürk karşıtlığı üzerinden yürütülen siyaseti yok edebiliriz, defedebiliriz. Çünkü bu, bir milli güvenlik sorunudur. Atatürk'e karşı bir siyaset yaptığınızda hedef şudur; Türkiye'yi bölmek. Mesela Atatürk'e karşı olanlar, 'Lozan'da gizli madde var' der. O zaman biz de şunu söylüyoruz. Yöneticilerimiz çıksın, Lozan'da gizli madde vardır veya yoktur bu millete söylesin.”
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Devletin görevi, çiftçisine sübvansiyon yapmaktır. Biz, çiftçimize ucuz mazot, elektrik verebiliriz; enerji giderlerini düşürebiliriz. Biz, çiftçimize ürün alım garantisi verebiliriz. Hani köprüye, müteahhide geçiş garantisi veriyoruz ya çiftçimize ürün alım garantisi verelim” dedi.

Hüseyin Baş, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş, şunları söyledi:

“Türkiye'nin bütün fabrikalarını, kuruluşlarını, zenginliklerini elden çıkardılar. Buradan elde ettikleri parayla bir yalancı bahar yaşattılar. Sonra satacak bir şey bulamadıkları için biz, bu krizi bugün iliklerimize kadar yaşıyoruz. Aslında biz, bu krizi 2002'den beri yaşıyorduk ama sadece hissetmiyorduk. Hava eksi beş dereceydi ama hissedilen üç dereceydi. Biz, beş dereceyle mutluyduk fakat havanın eksi beş derece olduğunu yeni anladık. Bu, bize neoliberal bakış açısının dayattığı bir noktadır. Bağımsız Türkiye Partisi, Hüseyin Baş şunu söyler: Biz, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağız. Bizim diğer bütün siyasi yapılanmalardan farkımız bu.

“DEVLETİN GÖREVİ ÇİFTÇİSİNE SÜBVANSİYON YAPMAKTIR”

Bugün dünyada gıda krizi konuşuluyor. Ben reddediyorum bu kavramı. Krizin çıkmasının tek bir nedeni var; üretici istediği paraya sahip olamıyor. İstediği geliri elde edemeyince üretmemeye başlıyor, çünkü zarar ediyor. Bu gıda krizinin hem ülke çapında hem de dünya çapında engellenebilmesinin formülü nedir? Bir gizli el bu üreticiyi destekler. Milli Ekonomi Modeli bunu söyler. Üreticiyi destekler çünkü bunlar stratejik sektördür, üretim devam etmelidir. Bu üretim gizli el tarafından desteklenirse her zaman üretmeye devam eder. Gizli el mekanizması da ancak ve ancak devlettir. Devletin görevi, çiftçisine sübvansiyon yapmaktır. Bugün bunu Avrupalı yapıyor, Amerikalı yapıyor. Türkiye yapmıyor bunu. Biz, çiftçimize ucuz mazot, elektrik verebiliriz; enerji giderlerini düşürebiliriz. Biz, çiftçimize ürün alım garantisi verebiliriz. Hani köprüye, müteahhide geçiş garantisi veriyoruz ya çiftçimize ürün alım garantisi verelim. Ondan sonra bakalım fiyatlar yükseliyor mu, yükselmiyor mu?

“GENÇLERİN BİR SİYASİ LİDERE İHTİYACI YOK, SİYASİ LİDERLERİN GENÇLEŞMESİNE İHTİYAÇ VAR”

İlk defa oy kullanacak 6-6,5 milyon genç seçmen var. Bu, oyların yüzde 15'inden fazlası yapıyor. Bu seçmenin oy verebileceği, 'Ben bunu sevdim, bununla yürüyebilirim' diyeceği şu andaki en iddialı profil, iddia ediyorum benim. Çünkü ben, gençlerin içinden çıkmış biriyim. Ben, gençlere siyasal bir liderlik yapmaya çalışmıyorum. Ben ‘2090'ları planlayalım’ dedikçe Türkiye 1990'lara geri götürülmeye çalışılıyor. Böyle bir paradoksun içindeyiz. Gençlerin bir siyasi lidere ihtiyacı yok, siyasi liderlerin gençleşmesine ihtiyaç var.

“ATATÜRK’E KARŞI BİR SİYASET YAPTIĞINIZDA HEDEF TÜRKİYE’Yİ BÖLMEKTİR”

Türkiye'nin kurucu değerlerine ve manevi yapısına uygun bir Türk milleti figürünü hayata geçirmek adına, bunu anlatmak adına kurulmuş ve yoluna çıkmış bir siyasi hareketiz. Atatürk karşıtlığı üzerinden yürütülen siyaseti yok edebiliriz, defedebiliriz. Çünkü bu, bir milli güvenlik sorunudur. Atatürk'e karşı bir siyaset yaptığınızda hedef şudur; Türkiye'yi bölmek. Mesela Atatürk'e karşı olanlar, 'Lozan'da gizli madde var' der. O zaman biz de şunu söylüyoruz. Yöneticilerimiz çıksın, Lozan'da gizli madde vardır veya yoktur bu millete söylesin.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri