Adalet… Hepimizin dilinde ama pek çoğumuzun günlük yaşamında ulaşamadığı bir sözcük , ulvi bir değer. Mahkeme duvarlarının sınırını aşıp sokağa, okula, tarlaya, belediyeye kadar uzanan bir ihtiyaç. Çünkü; insanlar sadece suçluların cezalandırılmasını değil, yaşamın her alanında adil bir düzen istiyor. Bir haksızlıkla karşılaştığımızda, adaletin eksikliğini ve önemini işte o zaman iliklerimize kadar hissediyoruz.
Malatya’da depremin ardından yaşananlar, adalet ihtiyacını daha da görünür kılmıştır. Evleri yıkılan vatandaşlar hâlâ kalıcı konutlarına geçememişken, ihale dosyaları kapalı kapılar ardında hazırlanıyor. Birilerine peşkeş çekilen arsalar, eşe dosta dağıtılan işler, liyakat yerine sadakatin ödüllendirildiği atamalar… Maalesef bunlar halkın gözünden kaçmıyor. Adaletin olmadığı yerde öfke patlamaları yaşanır, huzur bozulur, kaoslar oluşur, güven duyguları biter.
Bir çiftçi, tarımsal destek beklerken adaletsiz dağıtım listeleriyle karşılaşıyor. Bir genç, mülakat torpili gibi sudan bahaneler yüzünden hayallerinden uzaklaşıyor. Bir esnaf, büyük market zincirleri karşısında ayakta kalamazken “destek olacağız” diyenler sadece reklam afişlerinde boy boy resimlerde kalmaktadır.
Tüm canlı ve cansız varlıkların ihtiyacı olan adalet, sadece terazinin dengesi değil aslında bir ülkenin vicdanıdır. Bu yüzden adaletin sesi her zaman daha gür çıkmalıdır. Adalet sadece hukukçuların değil tüm insanlığın meselesidir.
O zaman sormak lazım, peki bu adalet nerede?
Adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, belediyede alınan kararlarda. Üniversitede yapılan atamalarda, TOKİ projelerinde, hatta kaldırım taşlarında bile hissedilmelidir. Malatya halkı, bu şehre hakkıyla hizmet edenleri görmek, emeğinin karşılığını almak ve hakkının gasp edilmediğini bilmek istiyor. Sizce bu çok mu?
Unutmayalım ki, adalet bir gün değil, her zaman ve her daim gereklidir. Çünkü geç gelen adalet, bazen enkazın altında kalır. Ve o zaman kimse sorumluluk almaz. Ama halk da bunu unutmaz.
Türkiyem genelinde ve Malatya özelinde kalkınmanın, refahın ve huzurun olması için önce vicdanlara, sonra yasalara uygun bir düzene ihtiyaç vardır. Bu da ancak adaletle mümkündür.
Saygılarımla...