Kültür & Sanat

Göbeklitepe: 12 Bin Yıllık Gizem! “Tarihin Sıfır Noktası”na Yoğun İlgi

12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihinin en eski tapınağı kabul edilen Göbeklitepe, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki konumuyla her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, “Her yeni bulgu Göbeklitepe’yi daha da özel kılıyor” dedi.

Abone Ol

Göbeklitepe, 12 Bin Yıllık Tarihiyle Dünya Turizminin Odak Noktasında

Neolitik döneme ait kalıntılarıyla “tarihin sıfır noktası” olarak anılan Göbeklitepe, her yıl on binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, “Göbeklitepe tarih öncesi dönem için elit bir yer. Her yeni bulgu, merakı ve ilgiyi artırıyor” dedi.

“Tarihin sıfır noktası” Göbeklitepe ilgi odağı olmaya devam ediyor

Şanlıurfa kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki Örencik Mahallesi yakınlarında yer alan Göbeklitepe, arkeoloji dünyasında insanlık tarihine ışık tutan en önemli keşiflerden biri olarak öne çıkıyor.

İlk olarak 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri araştırmacılarının yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yeri, 1986’da çiftçi Şavak Yıldız’ın bulduğu heykelle birlikte somut bir arkeolojik kimlik kazandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt başkanlığında 1995’te başlayan kazılarda, 3 ila 6 metre uzunluğunda, 40 ila 60 ton ağırlığında T biçimli dikili taşlar ve 12 bin yıl öncesine ait tapınak kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı.

UNESCO mirasıyla turizmin yıldızı

Göbeklitepe, 2011’de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne, 2018’de ise Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
2019’un “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesiyle dünya çapında ün kazanan bölge, özellikle tatil dönemlerinde günde 10 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlıyor.

Prof. Karul: “Göbeklitepe elit bir yerleşim alanı”

Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, alanın dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çektiğini belirterek, “Göbeklitepe, tarih öncesi dönem için çok elit bir yerdir. 30 yıl önce başlayan kazılarda birçok ‘ilk’le karşılaştık; kamusal ve anıtsal yapılar ortaya çıktı” dedi.

Karul, kazıların yalnızca arkeolojik veri üretmekle sınırlı olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Amacımız buluntuları toplumla buluşturmak. Arkeolojinin toplumsallaşması, Taş Tepeler Projesi’nin en önemli hassasiyetlerinden biri. Her birey, dünyanın neresinde olursa olsun, bu alanı görme özgürlüğüne sahiptir.”

“Dünyaya miras bıraktık”

Göbeklitepe’de ilk bulguya rastlanan arazinin eski sahibi Mahmut Yıldız ise kazıların bölgeye kazandırdığı değerden gurur duyduğunu ifade etti:

“Dünyaya miras bıraktığımız için mutluyuz. 30 yıldır çalışmalar sürüyor, her geçen gün yeni eserler bulunuyor. Göbeklitepe’nin turizme katkısı her yıl artıyor.”