“Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla 158 gündür tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek “kaçma şüphesi” gerekçesi sundu. TBB Başkanı Erinç Sağkan, kararı “basına gözdağı” olarak değerlendirdi.
Mahkeme Altaylı’ya 4 Yıl 2 Ay Hapis Cezası Verdi
Silivri’deki Marmara Cezaevi yerleşkesinde bulunan 2 No’lu duruşma salonunda görülen davada İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci Fatih Altaylı’yı “Cumhurbaşkanına tehdit” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkûm etti. Mahkeme, hükümle birlikte Altaylı’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Duruşma salonuna jandarma eşliğinde getirilen Altaylı, izleyiciler tarafından alkışlarla karşılandı. Savcılık, celse arasında sunduğu mütalaayı tekrar ederek Altaylı’nın en az 5 yıl hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
Altaylı: “Hem bana hem Cumhurbaşkanı’na haksızlık yapılıyor”
Savunmasında kendi ifadelerinin tarihsel bir örneğe dayandığını vurgulayan Altaylı, sözlerinin tehdit olarak yorumlanamayacağını belirterek beraat talep etti:
“Cumhurbaşkanı’nın benim sözlerimden korkması mümkün değildir. Ne şiddet geçmişim ne de böyle bir amacım var. Hem bana hem Sayın Cumhurbaşkanı’na bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum.”
Duruşma Salonunda Gerilim: “Sizinkiler kazandı Murat Bey”
Kararın açıklanmasının ardından Altaylı, elindeki evrakları havaya fırlattı. İzleyiciler arasında gerilim yaşanırken, Altaylı’nın Galatasaray Lisesi’nden dönem arkadaşı Murat Bardakçı’ya dönerek:
“Sizinkiler kazandı Murat Bey, biz Atatürkçü bir Türkiye için uğraşıyorduk”
diyerek tepki gösterdi.
Erinç Sağkan: “Bu karar basına açık bir gözdağıdır”
Duruşma sonrası açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve Altaylı’nın avukatı Erinç Sağkan, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek sert değerlendirmelerde bulundu.
“YouTube üzerinden yapılan bir yorumun ‘fiilî saldırı’ olarak nitelendirilmesi hukuk adına utanç vericidir. Kaçma şüphesine dair tek bir somut veri olmadan tutukluluğun devamına karar verilmesi, tüm basına verilmiş açık bir gözdağıdır.”
Sağkan, Türkiye’de tutuklamanın bir cezalandırma aracına dönüştüğünü vurguladı:
“Türkiye artık hukuk devleti çizgisinden tamamen uzaklaşmış durumda. Bu karar bireysel bir mağduriyet değil, basının tamamına yönelik bir baskı aracıdır.”
“Tutukluluk infaza dönüştü”
Altaylı’nın ceza miktarı ve mevcut infaz yasaları dikkate alındığında cezaevinde geçireceği sürenin büyük kısmının dolduğunu belirten Sağkan, tutukluluğun artık fiilen cezaya dönüştüğünü söyledi:
“Bu tutukluluk, cezalandırmanın da ötesine geçmiştir ve tamamen hukuka aykırıdır.”