2024 KPSS'ye ek atama isteyen yüzlerce öğretmen adayı "ölen eğitim sistemi ve öğretmenliğin cenaze namazını kıldı", Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i protesto etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Eğer bir ülkede 100 bin ücretli öğretmen varsa 100 bin öğretmen açığı var demektir. 15 bin değil, 100 bin atayacaksınız kardeşim" dedi.
2024 KPSS'ye ek atama isteyen yüzlerce öğretmen adayı, Ulus Meydanı'nda eylem yaptı. Öğretmenler meydana temsili bir tabut getirerek "ölen eğitim sistemi ve öğretmenliğin gıyabi cenaze namazını kıldı". Temsili tabutun içine derece yapmış öğretmen adayları sınav sonuç belgelerini bırakırken, atanamayan öğretmen adaylarının anneleri de tabutun içine karanfil bıraktı.
"Kılınan gıyabi cenaze namazında" öğretmenler Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e de haklarını helal etmediklerini söylediler.
Protestonun konseptine uygun olarak siyah giyinen öğretmen adayları, "gıyabi cenaze namazı" sonrasında ellerinde tuttukları siyah balonları gökyüzüne bıraktı.
Atanamayan öğretmen adayları protesto sırasında "Susma haykır, ek atama şarttır", "Eğitim yanıyor, Yusuf Tekin susuyor" ve "Her branş değerli, hepsi eşit hak ister" sloganları atarken ellerinde taşıdıkları "Kıyım vardır, ek atama şarttır", "Müge Anlı kaybolan kontenjanımızı bulabilir misin?" ve "Ücretli sınıfta, dereceli burada" dövizleriyle ek atama taleplerini yinelediler.
Öğretmen adayları adına basın açıklaması metnini okuyan Saime Turgut şunları kaydetti:
"Bugün burada bir umutla değil, bir kıyımın ardından toplandık. Çünkü 2024 yılında gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonrasında yapılan 15 bin öğretmen ataması, birçok branşta büyük hayal kırıklığına neden olmuştur. Cumhuriyet tarihinde ek atamalarda dahi verilmeyen bu sayıyla beraber yıllarını KPSS hazırlığıyla geçiren, gece gündüz emek veren binlerce öğretmen adayının adaletsiz bir branş
dağılımıyla hayallerinin, emeklerinin ve insan onurunun yok sayıldığını gördü. Başta lise düzeyinde olmak üzere tüm eğitim kademelerindeki 72 branşta görev yapan öğretmen adayları için belirlenen kontenjan sayılarındaki dengesizlik, sadece bireysel mağduriyetlere değil, uzun vadede ülke eğitiminin niteliğine ve geleceğine ciddi zararlar verecek niteliktedir.
"Biz öğretmenler vazgeçmeyiz"
Siz bu ülkenin çocuklarına öğretmen istemiyor musunuz? Boş geçen dersler, öğretmensiz sınıflar ne olacak? Bir yanda binlerce öğretmen açığı, öte yanda mesleğine adım atamayan yüz binlerce idealist genç… Bu nasıl bir çelişkidir? 80 üzeri KPSS puanı alarak ilk 50-100-200'e giren öğretmen adaylarının bile atanamama riskiyle karşı karşıya kalmaları, sistemin ne kadar adaletsiz ve öngörüsüz olduğunu göstermektedir. Bu kürsüde sadece kelimeler yükselmiyor. Bu kürsüde umutlar, emekler, göz yaşları, ailelerimizin beklentileri ve milyonlarca öğrencinin hayalleri yankılanıyor. Biz öğretmenler vazgeçmeyiz. Çünkü biz vazgeçersek bu ülkenin yarınları da vazgeçer. Ve unutmayın bir ülke, öğretmenine verdiği
değer kadar güçlüdür. Biz burada sadece kendimiz için değil, Türkiye’nin geleceği için konuşuyoruz.
"Her branş değerli, hepsi eşit hak ister"
15 bin kişilik kontenjan içinde branş dağılımı adil yapılmamıştır. Bazı bölümlere binlerce kontenjan ayrılırken, bazı branşlar yok sayılmış ve eğitim camiası kendi içinde kaosa sürüklenmiştir. Özellikle tarih, coğrafya, felsefe, sosyal bilgiler, Türk dili ve edebiyatı, ilköğretim matematik, lise matematik, fizik, kimya, biyoloji, beden eğitimi, fen bilimleri, rehberlik, İngilizce, Arapça, müzik ve görsel sanatlar gibi alanlara yapılan
toplamda 3 bin 542 atama sayısı; öğretmen ihtiyacıyla, mezun sayısıyla ve adaletle örtüşmemektedir. Biz bilimden, emekten, eğitim hakkından yanayız. Ama yapılan bu dağılım ne bilimsel ne vicdani ne insanidir. Her branş değerli, hepsi eşit hak ister.
Eğer bir sayıdan bahsedilecekse bu ücretli öğretmen sayısı olmalıdır. Resmi rakamlara göre 2024-2025 yılında 79 ilde toplam 86 bin 136 ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Sadece İstanbuldaki ücretli öğretmen sayısı 19 bin 757'dir.
"Ücretli öğretmenliğe terk edilen sistem öğretmenlik mesleğinin itibarını düşürmekte"
Ücretli öğretmenliğe terk edilen sistem öğretmenlik mesleğinin itibarını düşürmekte, meslek etiğini hiçe saymakta, öğrencilerin akademik başarısını düşürmekte ve biz derece yapan öğretmenlerin atanmasına engel olmaktadır. Bu sebeple ülkenin geleceğini eğitecek biz öğretmenlerin sesini kısmak mümkün değildir. Bu sadece bir eylem değil, bir var oluş mücadelesidir. Sınıfımız yoksa, sokaklar bizim kürsümüzdür. Tahtamız yoksa, megafon bizim sesimizdir.
Bize 15 bini çok görenlere sesleniyoruz: Öğretmen açığını kabul ediyorsanız; gençlerin göçünü, tükenmişliğini, yoksulluğunu görüyorsanız, bu ülkenin aydınlık geleceğini istiyorsanız öğretmenine sahip çık. Emeğe, bilime, adalete sahip çık. Ek atama hakkımızı bize ver.
"Atamalarda mülakat değil, liyakat esas alınmalıdır"
Atanamayan öğretmen yoktur, atamayan bir sistem vardır ve bu sistemin mağdurları olarak taleplerimiz nettir; ücretli öğretmenlerle idare edilmeye çalışılan eğitim sistemi için en az ücretli öğretmen sayısı kadar ek atama yapılmalıdır. Adaletsiz dağıtılan branş kontenjanları adaletli, şeffaf ve ihtiyaca uygun dağıtılmalıdır. Atamalarda mülakat değil, liyakat esas alınmalıdır. Öğretmenlerin insanca yaşaması için atama süreci keyfi değil, planlı olmalıdır."
"15 bin değil 100 bin atayacaksınız"
Öğretmen adaylarının eylemine destek için Ulus Meydanı'nda hazır bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da şunları kaydetti:
"Ücretli öğretmen demek ücretli köle demek. İstanbul'da 11 bin, 12 bin, 13 bin lira civarında maaş aldılar. 100 bine yakın ücretli köle var Türkiye'de. Ben buradan bu iktidarı hala destekleyenlere soruyorum, iktidar mensuplarına soruyorum; ücretli doktor var mı? Doktor olmayıp da hastanede ücretli doktor olarak çalışan var mı? Ücretli pilot var mı? Yok. Ücretli makine mühendisi var mı? Yok. Ziraat mühendisi olmayıp da ücretli ziraat mühendisi olarak çalışan, tarlayı dağıtan var mı? Yok. Siz eğitime nasıl bu kadar aşağıda bir hizmet alanı olarak bakıyorsunuz? Ücretli öğretmen demek yüzde 60-70'i eğitimle alakası olmayan insanlar demek. Peki bu ücretli öğretmenlerin hangilerinin ücretli öğretmen olacağını seçen bir sistem var mı? Yok. Kim AK Parti teşkilatlarına yanaşırsa, kim bürokrasinin içinde yer alırsa... 100 bine yakın insan geliyor, derslere giriyor. Böyle eğitim sistemi olur mu? Eğer bir ülkede 100 bin ücretli öğretmen varsa 100 bin öğretmen açığı var demektir. 15 bin değil 100 bin atayacaksınız kardeşim."
"Bakan utanmadan, sıkılmadan, megolamanca yine hikaye anlatıyordu"
Bir süredir Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan mülakat mağduru öğretmenlerin sözcülüğünü yapan Özkan Özdemir'e, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in "megoloman" ifadesini kullanmasına tepki gösteren Özçağdaş, "Bu iktidar dedi ki, 'mülakatları kaldırıyorum kardeşim'. 'Mülakatları kaldırıyorum' diyenler utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce mülakat yapmaya karar verdiklerini söylediler. Bu ülkedeki eğitimciler, bizler, sendikalar, eğitim fakülteleri, uzmanlar, buradalar. Hepsi dediler ki, 'Bölgesel eşitsizlikler olur. Yapmayın'. Dün Milli Eğitim Bakanı'na bu eleştirisini dile getiren, hakkını arayan öğretmene 'megaloman' diyen bakan utanmadan, sıkılmadan, megolamanca yine hikaye anlatıyordu."
Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Erel ise atanamayan öğretmenlerin ataması yapılmadıkça eğitim fakültelerine öğrenci alınmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bu öğretmenler atanıncaya kadar gelecek nesillerin de hayallerini, düşlerini öldürmeyin. Almayın öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarına öğrenci. Aldınız da ne oldu? Aldıklarınız buradalar. Yarın bunların üzerine yine on binlerce, yüz binlerce eklenecek. Buradan yükselen sesin Sayın Cumhurbaşkanı'na, Sayın Milli Eğitim Bakanı'na, parayı her yere bulan ama öğretmenlere gelince bulamayan Maliye Bakanı'na söylüyorum; dinleyin bu gençleri."