DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de yaşanan cinsel istismar olaylarına ilişkin kurumsal eksikliklerin tespiti ve bağımsız mekanizmaların oluşturulması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Koçyiğit, “Kadınları ve çocukları koruyamayan bir Meclis, topluma adalet ve hukuk üretemez” dedi.
Araştırma önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin kurumsal eksikliklerin tespit edilmesi ve kalıcı, bağımsız mekanizmaların oluşturulması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı’na önerge sundu.
Koçyiğit, önergesinde TBMM’nin kendi çatısı altında yaşanan ihlallerle yüzleşmek zorunda olduğunu vurgulayarak, ataerkil sessizliğin kurumsal düzeyde kırılmasının bir yükümlülük olduğunu ifade etti.
“Şiddetin üstünün örtülebildiği algısı Meclis’i meşruiyet krizine sürüklüyor”
Önergede yer alan değerlendirmede, kadınları ve çocukları cinsel şiddet, istismar ve ayrımcılıktan koruyamayan, şiddetin örtbas edilebildiği algısının yaygınlaştığı bir Meclis’in topluma eşitlik, adalet ve hukuk üretme iddiasını sürdüremeyeceği belirtildi.
Koçyiğit, bu durumun yalnızca bireysel vakalarla açıklanamayacağını, sorunun yapısal ve kurumsal bir nitelik taşıdığını ifade etti.
ILO 190 vurgusu: “Türkiye hâlâ imzalamadı”
Önergenin gerekçesinde, Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kurucu ve aktif üyesi olmasına rağmen çalışma yaşamında şiddet ve tacizi açık biçimde tanımlayan ILO’nun yüz doksan sayılı “Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi”ni hâlâ imzalamadığına ve onaylamadığına dikkat çekildi.
TBMM bünyesinde açığa çıkan cinsel istismar ve taciz vakalarının, bu ihlallerin münferit değil, kurumsal yapı içinde yeniden üretildiğini gösterdiği vurgulandı.
“Şikâyet edenler sessizliğe zorlanıyor”
Gerekçede, özellikle stajyer öğrenci çocuklar, genç kadınlar, geçici personel ve hiyerarşik olarak alt konumda bulunanların; şikâyet etmeleri halinde işlerini, eğitimlerini, mesleki geleceklerini, itibarlarını ve güvenliklerini kaybetme korkusuyla sessizliğe zorlandıkları ifade edildi.
Bu sessizliğin, failin değil şiddete maruz kalanların bedel ödediği bir düzen yarattığı ve cinsel şiddetin kurumsal olarak tolere edilen bir olguya dönüştüğü belirtildi.
“TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme Kurulu kurulmalı”
Koçyiğit’in önergesinde, TBMM bünyesinde kadınlar ve çocuklar için önleyici risk değerlendirmelerinin yapılmadığı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları konusunda zorunlu ve sürekli eğitimlerin bulunmadığı, güvenli ve bağımsız başvuru mekanizmalarının işletilmediği vurgulandı.
Bu kapsamda, TBMM’de kadınları ve çocukları kapsayan, açık tanımlara dayalı, önleyici ve koruyucu niteliği güçlü bir politika belgesinin hazırlanması ve bağımsız uzmanlar ile tüm partilerden deneyimli kadın milletvekillerinin yer aldığı “TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme ve İzleme Kurulu”nun oluşturulmasının ertelenemez bir zorunluluk olduğu ifade edildi.