CHP'li Sarıbal: Çiftçi milli gelirden en az pay alan kesim

Dünya (Anka) - Anka Haber Ajansı | 03.09.2021 - 14:45, Güncelleme: 03.09.2021 - 14:45 2950+ kez okundu.
 

CHP'li Sarıbal: Çiftçi milli gelirden en az pay alan kesim

Çiğli Belediyesi'nin düzenlediği tarım panelinde konuşan CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Çiftçi, milli gelirden en az pay alan kesim. Hükümet mülksüzleştirme, yoksullaştırma ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası yürütüyor" dedi.

Çiğli Belediyesi'nin düzenlediği tarım panelinde konuşan CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Çiftçi, milli gelirden en az pay alan kesim. Hükümet mülksüzleştirme, yoksullaştırma ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası yürütüyor" dedi. İzmir'in Çiğli ilçesine bağlı Sasalı mahallesindeki köy kahvesinde düzenlenen Kentsel Tarım ve Gıda Güvenliği Paneli'ne, Orhan Sarıbal'ın yanı sıra tarım ekonomisti Prof. Tayfun Özkaya, İzmir Kent Konseyi Yerelde Kalkınma Çalışma Grubu Başkanı Mine Pakkaner, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk ve Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak konuşmacı olarak katıldı. Paneli üreticiler ve yurttaşlar takip etti. Panelde konuşan Orhan Sarıbal, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi. Tarım ve gıdanın insanlığın temel sorunu olduğunu vurgulayan Sarıbal, şöyle konuştu: "Birkaç yıl önce bir grup siyasetçi, sanayici ve iş dünyasının paralı adamları, ‘Bir cep telefonu eşittir bir kamyon buğday’ diyordu. Yani 'Ne uğraşıyorsunuz' diyorlardı, bize ders veriyorlardı. Covid-19 sürecini yaşadık. Tarım Bakanı, ‘Tarımsal gayri safi milli hasılamız az. Bir kilogram İHA-SİHA’nın değeriyle bir kilo tarım ürünün değeri aynı değildir’ diyordu. Tarım ve gıdanın sermaye ve politikacılar tarafından nasıl algılandığını ortaya koyan temel iki örnek. Marketlere gittiğinizde cep telefonu için mi alışveriş yaptınız. İHA-SİHA mı aldınız evde oturduğumuz Covid sürecinde. Herkes ekmek, makarna ve gıda maddeleri alarak yaşamını sürdürdü. Gıdasız yaşam sürmez." "ÇİFTÇİNİN ÖRGÜTLENMESİ LAZIM" Tüketici ve üreticinin Türkiye'de örgütlü olmadığını söyleyen Orhan Sarıbal, şöyle devam etti: "Çaykur, üreticiden 4 liraya çay alıyor. 6 kilo yaş çaydan bir kilo kuru çay çıkıyor, bunu 35 liraya satıyor. Bir başka özel kuruluş 2, 4 liraya yani 1,6 lira daha düşük fiyata alıyor. Markete gittiğinde Çaykur'un 35 liralık çayını, özel sektörünkini ise 45 liraya alabiliyorsun. Tüketicinin burada ‘Ben hangi anlayışla bu çayı pahalı alıyorum. Çaykur'un çayını 35 liraya almalıyım. Şimdi 45 liraya satıyor, buna itiraz etmem lazım’ demeli. Biz artık üreten bir Türkiye olmak yerine tüketen ve büyük şirketlerin birer müşterisiyiz. Aslında para ve gıda politikasının temeli bu. Politik meseleler bunlar. Çiftçi elinden geldiği kadar çalışıyor. Çiftçi milli gelirden en az pay alan kesim. Yıllık asgari ücret brütü 7 -8 bin dolar. En düşük ücretle çalışan çiftçinin ortalama gelirden aldığı pay 3 bin dolar civarında. Çiftçinin artık örgütlenmesi lazım. Türkiye'de başka bir siyasi düşünceyi ifade ediyor diye kooperatifçinin canına okudular. İzmir'de Aziz Bey (Aziz Kocaoğlu) ile başlayan ciddi bir tarımsal kalkınma ve yürüme modeli var. Tunç Bey (Tunç Soyer) ve ilçe belediyeleriyle bu devam ediyor. İzmir'de çiftçi ile devlet arasında ilişki kuruldu. Ancak Türkiye'de mülksüzleştirme, yoksullaştırma, el değiştirme ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası var. Çiftçilik batırıldığı için tarım çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. 35 milyon dönüm tarım alanı son 15 yılda tarımdan çıktı. 700 bin çiftçi ailesi tarımdan uzaklaştı. 19 yılda ithalat için verilen para 120 milyar dolar. Yemin kilosu 3 lira 60 kuruş. Bir litre süt 3 lira 20 kuruş. Ciddi problem var. Bunun sebebi de hükümetin tarım politikaları." "SASALI VE KAKLIÇ İZMİR'İN GÜNDEMİNE GİRECEK" Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü de şunları söyledi: "İzmir'in içinde ama dışında kalmış bir bölge. Projektörü bu bölgeye tutalım istedik. İzmir'de tarım yapılmaya devam edilen, bir taraftar kuş cenneti gibi güzelliğin olduğu bir bölge. Çiğli Belediyesi bünyesinde tarımsal hizmetler müdürlüğü kurduk. El ele vererek Çiğli'de gerçek üreticiyi güçlendirip, canlandırıp aktif tarım çalışması yapmak istiyoruz. İzmir Büyükşehir de Sasalı'da tarım enstitüsü açtı. İlçe ve büyükşehir belediyesi olarak aynı noktada bir hedef koymuş durumdayız. Gıda güvenliğinin önemini hepimiz pandemide daha iyi anladık. Çiğli Belediyesi olarak sizden alacağımız görüşlerle tarım çalışması başlatıyoruz. Burada onun startını veriyoruz. Sadece Sasalı, Kaklıç değil, kentin içinde de bazı uygulamaları gelecek yıldan itibaren hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Çiğli Belediyesi Sasalı ve Kaklıç'ı İzmir'in gündemine koyacak."
Çiğli Belediyesi'nin düzenlediği tarım panelinde konuşan CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Çiftçi, milli gelirden en az pay alan kesim. Hükümet mülksüzleştirme, yoksullaştırma ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası yürütüyor" dedi.

Çiğli Belediyesi'nin düzenlediği tarım panelinde konuşan CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Çiftçi, milli gelirden en az pay alan kesim. Hükümet mülksüzleştirme, yoksullaştırma ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası yürütüyor" dedi.

İzmir'in Çiğli ilçesine bağlı Sasalı mahallesindeki köy kahvesinde düzenlenen Kentsel Tarım ve Gıda Güvenliği Paneli'ne, Orhan Sarıbal'ın yanı sıra tarım ekonomisti Prof. Tayfun Özkaya, İzmir Kent Konseyi Yerelde Kalkınma Çalışma Grubu Başkanı Mine Pakkaner, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk ve Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak konuşmacı olarak katıldı. Paneli üreticiler ve yurttaşlar takip etti.

Panelde konuşan Orhan Sarıbal, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi. Tarım ve gıdanın insanlığın temel sorunu olduğunu vurgulayan Sarıbal, şöyle konuştu:

"Birkaç yıl önce bir grup siyasetçi, sanayici ve iş dünyasının paralı adamları, ‘Bir cep telefonu eşittir bir kamyon buğday’ diyordu. Yani 'Ne uğraşıyorsunuz' diyorlardı, bize ders veriyorlardı. Covid-19 sürecini yaşadık. Tarım Bakanı, ‘Tarımsal gayri safi milli hasılamız az. Bir kilogram İHA-SİHA’nın değeriyle bir kilo tarım ürünün değeri aynı değildir’ diyordu. Tarım ve gıdanın sermaye ve politikacılar tarafından nasıl algılandığını ortaya koyan temel iki örnek. Marketlere gittiğinizde cep telefonu için mi alışveriş yaptınız. İHA-SİHA mı aldınız evde oturduğumuz Covid sürecinde. Herkes ekmek, makarna ve gıda maddeleri alarak yaşamını sürdürdü. Gıdasız yaşam sürmez."

"ÇİFTÇİNİN ÖRGÜTLENMESİ LAZIM"

Tüketici ve üreticinin Türkiye'de örgütlü olmadığını söyleyen Orhan Sarıbal, şöyle devam etti:

"Çaykur, üreticiden 4 liraya çay alıyor. 6 kilo yaş çaydan bir kilo kuru çay çıkıyor, bunu 35 liraya satıyor. Bir başka özel kuruluş 2, 4 liraya yani 1,6 lira daha düşük fiyata alıyor. Markete gittiğinde Çaykur'un 35 liralık çayını, özel sektörünkini ise 45 liraya alabiliyorsun. Tüketicinin burada ‘Ben hangi anlayışla bu çayı pahalı alıyorum. Çaykur'un çayını 35 liraya almalıyım. Şimdi 45 liraya satıyor, buna itiraz etmem lazım’ demeli. Biz artık üreten bir Türkiye olmak yerine tüketen ve büyük şirketlerin birer müşterisiyiz. Aslında para ve gıda politikasının temeli bu. Politik meseleler bunlar. Çiftçi elinden geldiği kadar çalışıyor. Çiftçi milli gelirden en az pay alan kesim.

Yıllık asgari ücret brütü 7 -8 bin dolar. En düşük ücretle çalışan çiftçinin ortalama gelirden aldığı pay 3 bin dolar civarında. Çiftçinin artık örgütlenmesi lazım. Türkiye'de başka bir siyasi düşünceyi ifade ediyor diye kooperatifçinin canına okudular. İzmir'de Aziz Bey (Aziz Kocaoğlu) ile başlayan ciddi bir tarımsal kalkınma ve yürüme modeli var. Tunç Bey (Tunç Soyer) ve ilçe belediyeleriyle bu devam ediyor. İzmir'de çiftçi ile devlet arasında ilişki kuruldu. Ancak Türkiye'de mülksüzleştirme, yoksullaştırma, el değiştirme ve sadece ithalata dayalı bir tarım politikası var. Çiftçilik batırıldığı için tarım çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. 35 milyon dönüm tarım alanı son 15 yılda tarımdan çıktı. 700 bin çiftçi ailesi tarımdan uzaklaştı. 19 yılda ithalat için verilen para 120 milyar dolar. Yemin kilosu 3 lira 60 kuruş. Bir litre süt 3 lira 20 kuruş. Ciddi problem var. Bunun sebebi de hükümetin tarım politikaları."

"SASALI VE KAKLIÇ İZMİR'İN GÜNDEMİNE GİRECEK"

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü de şunları söyledi:

"İzmir'in içinde ama dışında kalmış bir bölge. Projektörü bu bölgeye tutalım istedik. İzmir'de tarım yapılmaya devam edilen, bir taraftar kuş cenneti gibi güzelliğin olduğu bir bölge. Çiğli Belediyesi bünyesinde tarımsal hizmetler müdürlüğü kurduk. El ele vererek Çiğli'de gerçek üreticiyi güçlendirip, canlandırıp aktif tarım çalışması yapmak istiyoruz. İzmir Büyükşehir de Sasalı'da tarım enstitüsü açtı. İlçe ve büyükşehir belediyesi olarak aynı noktada bir hedef koymuş durumdayız. Gıda güvenliğinin önemini hepimiz pandemide daha iyi anladık. Çiğli Belediyesi olarak sizden alacağımız görüşlerle tarım çalışması başlatıyoruz. Burada onun startını veriyoruz. Sadece Sasalı, Kaklıç değil, kentin içinde de bazı uygulamaları gelecek yıldan itibaren hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Çiğli Belediyesi Sasalı ve Kaklıç'ı İzmir'in gündemine koyacak."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri