CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 2026 yılı için 28 bin 75 lira olarak belirlenen asgari ücretin hangi resmi veri setlerine dayanılarak hesaplandığını sordu. Açlık sınırının altında kalan rakamın gerekçesini soran Günaydın, “Bu tablo milyonlarca işçi için açlık koşullarının resmen tescilidir” dedi.
Asgari ücret TBMM gündemine taşındı
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Günaydın, 2026 yılı için net 28 bin 75 lira olarak açıklanan asgari ücretin belirlenme sürecini ve kullanılan resmi veri setlerini sorguladı.
“Açlık sınırının altında kalan ücret hangi hesaba dayanıyor?”
Günaydın, 2025 Kasım ayı itibarıyla dört kişilik bir aile için açlık sınırının 29 bin 828 lira olarak açıklandığını hatırlatarak, asgari ücretin neden bu sınırın altında bırakıldığını sordu. Açlık sınırı verilerinin Bakanlık ya da Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na resmi olarak sunulup sunulmadığını soran Günaydın, sunulduysa bile neden 28 bin 75 lira rakamında ısrar edildiğinin açıklanmasını istedi.
“Asgari ücret açlık sınırının dahi altında”
Soru önergesinin gerekçesinde, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasa’nın ilgili maddelerinin devlete, çalışanlara insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlama yükümlülüğü verdiği vurgulandı. Buna karşın Türkiye’de uygulanan asgari ücret politikalarının bu yükümlülüklerle bağdaşmadığı ifade edildi.
Enflasyon vurgusu ve reel kayıp
Gerekçede, 2025 yılı için net asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlendiği, yıl içinde tek artış yapılması nedeniyle yüksek enflasyon karşısında ücretin hızla eridiği belirtildi. CHP’nin TBMM’ye sunduğu kanun teklifine atıfla, 2025 Ocak–Eylül döneminde resmi enflasyonun yüzde yirmi beş virgül kırk üç olduğu, bu nedenle asgari ücretin reel değerinin yaklaşık 16 bin 483 liraya gerilediği kaydedildi.
Açlık ve yoksulluk sınırı rakamları
Aynı metinde, 2025 Kasım ayı itibarıyla dört kişilik bir aile için açlık sınırının 29 bin 828 lira, yoksulluk sınırının ise 97 bin 159 liraya ulaştığına dikkat çekildi. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin dahi 38 bin 752 lira olduğu belirtilerek, mevcut ve yeni asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığı vurgulandı.
“Müjde değil, açlığın tescili”
Günaydın, 1 Ocak 2026 itibarıyla uygulanacak 28 bin 75 liralık asgari ücretin, görünürde yaklaşık yüzde yirmi yedi oranında artış içerdiğini ancak açlık sınırı dikkate alındığında hâlâ yetersiz olduğunu ifade etti. Açlık sınırı baz alındığında yeni asgari ücretin şimdiden yaklaşık bin yedi yüz elli üç lira daha düşük olduğu, bu farkın 2026 yılı boyunca enflasyonla birlikte daha da artacağı kaydedildi. Günaydın’a göre bu tablo, milyonlarca işçi ve ailesi için açlık koşullarının resmen kabul edilmesi anlamına geliyor.
“Sosyal hukuk devletiyle çelişiyor”
Bir yıldır yaklaşık 22 bin lira seviyesinde kalan asgari ücretin, yaşam maliyetleri ve resmi veriler gözetilmeden 28 bin 75 liraya çıkarılmasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal hukuk devleti niteliğiyle ve Anayasa’nın elli beşinci maddesiyle açıkça çeliştiği ifade edildi.
Bakan Işıkhan’a yöneltilen sorular
CHP’li Günaydın, asgari ücret belirlenirken TÜİK verileri, yaşam maliyeti çalışmaları veya ücretlilere özgü geçim endekslerinin dikkate alınıp alınmadığını sordu. Hesaplamada bekar işçi varsayımının esas alınıp alınmadığını, işçilerin aile giderlerinin neden dışarıda bırakıldığını ve asgari ücretle çalışan çocuklu işçi sayısına ilişkin güncel bir çalışma olup olmadığını da gündeme getirdi.
Komisyon yapısı ve şeffaflık eleştirisi
Günaydın ayrıca, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda hükümet ve işveren temsilcilerinin oy çokluğu ile karar almasının işçi temsilcilerinin iradesini etkisizleştirdiğini savundu. Karar alınırken işçi temsilcilerinin oyunun ne yönde olduğu ve varsa karşı oy gerekçelerinin neden kamuoyuyla paylaşılmadığını da sordu.