Yurt

CHP heyeti Adıyaman’da STK’larla buluştu: “Bu ofis, Türkiye ittifakının ofisidir”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), saha çalışması çerçevesinde Adıyaman’daki STK’larla bir araya geldi. CHP heyeti, ekonomik, politik, siyasi sürece yönelik açıklamalarda bulundu. Heyet adına konuşma yapan Ağbaba, “Geçtiğimiz cumartesi günü de Cumhurbaşkanlığı Ofisimizi açtık. Bu ofisin amacı sadece sorunları tespit etmek değil; aynı zamanda politikalarımızı halkla paylaşmak, halkla birlikte üretmek. Bu ofis yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil; 31 Mart’ta kurulan, rengini al bayrağımızdan ala

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), saha çalışması çerçevesinde Adıyaman’daki STK’larla bir araya geldi. CHP heyeti, ekonomik, politik, siyasi sürece yönelik açıklamalarda bulundu. Heyet adına konuşma yapan Ağbaba, “Geçtiğimiz cumartesi günü de Cumhurbaşkanlığı Ofisimizi açtık. Bu ofisin amacı sadece sorunları tespit etmek değil; aynı zamanda politikalarımızı halkla paylaşmak, halkla birlikte üretmek. Bu ofis yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil; 31 Mart’ta kurulan, rengini al bayrağımızdan alan kırmızı-beyaz Türkiye ittifakının ofisidir.” ifadelerini kullandı.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Hatay Milletvekilleri Nermin Yıldırım Kara, Servet Mullaoğlu ve Mehmet Güzelmansur’dan oluşan heyet, Çelikhan ve Adıyaman’da halkın ve esnafın sorunlarını dinledi. Heyet akşam saatlerinde Abdulhamit Han Kültür Merkezi’nde STK temsilcileri ile bir araya geldi.

Toplantıda konuşan CHP Adıyaman İl Başkanı Engin Doğan, Türkiye’nin uzun süredir olağanüstü süreçlerden geçtiğini, bunun bedelini de halkın ödediğine vurgu yaparak şöyle konuştu:

“Olağan üstün süreçler geçiyor ülkemiz. Peki, bu süreçler bundan önce yok muydu? Vardı. 27 Mayıs’ta vardı, 13 Mart’ta vardı, 12 Eylül’de vardı. Vardı, var oldu. Bu topraklar zaten hep bu süreçlerle acı çekti. Çoğu insanlar bu süreçler yüzünden işsiz kaldı, sürgünler gördü, mahpus damları gördü. Mesela o 12 Eylül süreci de. Ben kendimden söyleyeyim; sürgüne dolanmış, büyümüş bir bu memleketin çocuğu. Yani annemi sürgüne etmişler, Kars’ın Sarıkamış içerisine. Mesela ben de sürgünde büyümüşüm. Yani bu ülkemizde olağan hale geldi maalesef. Lakin en büyük bedeli kim verdi?

Değerli arkadaşlarım, değerli hemşerilerim en büyük bedeli ne siyasisiler, ne ağalar, ne başkası, ne zengini. En büyük bedeli bu memleketin kadını, genci, çocuğu, fukarası verdi kardeşim. Herkes bedel ödedi ama en büyük bedeli bu memleketin halkı ödedi. Şimdi bu bedeller zincirinde Adıyamanımız da halkıyla beraber katıldı. Milletvekilliği süresinde çiğ yememiş, karnı ağrımamış. Bugün o sökülen kelepçede görüyoruz, çiğ yemediğini bu memleketin evladının tek derdi neydi? Aman ha, Abdurrahman Başkan al yapıyı yapıyor. Sonra üstyapıya geçer kadroları yüzlerce binlerce ruhsat vermeye başladı. Çevrede ciddi bir yükseliş var. Ve bunun bedeli zorbalık oldu. Maalesef bunun bedeli zorbalıkla olur.

“Abdurrahman Tutdere’ye vurulan kelepçe, Adıyamanlıya vurulan kelepçedir”

Ama bu kelepçe, bir kere “buradan değerli başkanlarım da söylüyor” sadece Abdurrahman Bey değil, bu memlekete emek veren, alnının terini akıtan, çiftçisine, işçisine, STK temsilcisine, başkanına, siyaset yapması engellenen kadınına, gençliğe vurulan bir kelepçe, sabah beslenme çantasına bir dilim peynir koyamayan o Adıyamanlı anneye; üniversiteyi kazansa da gidemeyen, bitirse de ekmek davasına düşmüş olan Adıyaman’ın gencine; ve en acısı, ‘Ben biraz rahat ederim’ diyen Adıyaman’ın emeklisine, emekçisine vurulan kelepçedir.”

“Türkiye 31 Mart’ta ezberleri bozdu”

CHP heyeti adına konuşan Veli Ağbaba, Türkiye’nin 31 Mart seçimleriyle yeni bir döneme girdiğini belirterek şunları söyledi:

"Türkiye 31 Mart’ta ezberleri bozdu. Genel Başkanımızın önderliğinde, liderliğinde, 47 yıl sonra ilk kez Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’de birinci parti oldu. Bu seçimlerin en çok konuşulan ili ise Adıyaman’dı. Adıyaman adeta bir isyanı, bir haykırışı tüm Türkiye’ye ve arş-ı âlâya duyurdu; sevgili Abdurrahman Tutdere’yi belediye başkanı seçti. Ben Adıyaman’ın bu güçlü iradesini kutluyorum. Çünkü Abdurrahman’dan çok, Abdurrahman’a sahip çıkan Adıyamanlıları daha da çok kutluyorum. Her siyasi görüşten insan destek verdi bu değişime.

Biliyorsunuz, erken seçim çağrısı yaptık. Eğer erken seçim olacaksa, adayımızın da erken belirlenmesi gerektiğine karar verdik. Şubat ayında bir süreç başlattık. 23 Mart’ta ön seçim yapma kararı aldık. Ama hiç kimsenin aklına gelmeyen bir şey yaşandı: 18 Mart’ta, tam 34 yıllık Ekrem İmamoğlu diploması iptal edildi! Tüm Türkiye şaşkınlıkla izledi: “Bu nasıl olabilir?” dedi. Ve sadece 12 saat sonra, Ekrem İmamoğlu ve 100 yol arkadaşı gözaltına alındı. Ardından da kaçma şüphesi gerekçesiyle Sayın İmamoğlu ve arkadaşları tutuklandı. 23 Mart adeta bir genel seçim havasında geçti. İnsanlar uzun kuyruklar oluşturdu; saat 19.00’a kadar oy kullanmaya devam ettiler. Tam 15,5 milyon kişi Ekrem İmamoğlu’na oy vererek onu Cumhurbaşkanı adayı ilan etti. Partimiz, grup ve MYK’mız da İmamoğlu’nu resmen aday gösterdi.

“Cumhurbaşkanlığı ofisimiz Türkiye ittifakının ofisidir”

Geçtiğimiz cumartesi günü de Cumhurbaşkanlığı Ofisimizi açtık. Bu ofisin amacı sadece sorunları tespit etmek değil; aynı zamanda politikalarımızı halkla paylaşmak, halkla birlikte üretmek. Bu ofis yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil; 31 Mart’ta kurulan, rengini al bayrağımızdan alan kırmızı-beyaz Türkiye ittifakının ofisidir. Burada sivil toplum kuruluşları, barolar, esnaf odaları, kanaat önderleri görüşlerini bildirecek. Biz de onlara kulak vereceğiz. Bu ofise katkı sunmak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.

“Belediye Başkanlarımıza kefiliz”

Ne diyoruz? Genel Başkanımız da söyledi, biz de söylüyoruz: Buradan Abdurrahman Tutdere’ye bakarak açıkça söylüyorum: Biz, Abdurrahman Tutdere’nin her şeyine kefiliz. Ekrem İmamoğlu’nun her şeyine kefiliz. Bu halkın gözleri önünde yaşayan, çalışan, mücadele eden bu insanların tamamına kefiliz. Ama ne yaptılar? Abdurrahman Tutdere’ye beş gün ceza verdiler. Açığa aldılar. Ayağına kelepçe taktılar. Bu memlekette insanlar inim inim inlerken. Bir tütün pazarında bir yurttaşla karşılaştım: “Yedi torunumu kaybettim,” dedi. “Hiçbir kamu görevlisi cezalandırılmadı,” dedi. Düşünün, dört gün boyunca yardım bile ulaşmadı. Şu ana kadar ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ne de ruhsat veren belediyelerden bir kişiye bile hesap sorulmadı. Kelepçeyi bırakın, ‘ayıp ettiniz’ diyen olmadı. Ama Abdurrahman Tutdere’ye, Adıyaman’a kelepçe taktılar! Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Ama biz mücadele etmeye devam ediyoruz. Her geçen gün kalabalıklaşıyoruz. İttifakımız büyüyor. Her meydanda, her eylemde, her ziyarette gücümüz artıyor. Geçtiğimiz günlerde sabahın dördünde Adıyaman’da bir parti ziyareti yaptık, mitinge dönüştü. Gittiğimiz her ilde bu coşku büyüyerek sürüyor. Bu mücadeleyi asla bırakmayacağız.

“Bugün konuşulmayanı konuşacağız”

Ama arkadaşlar, bugün aslında neyi konuşmamız gerekiyor? Yoksulluğu konuşmamız gerekiyor. Tütünü konuşmamız gerekiyor. Adıyaman’ın susuzluğunu konuşmamız gerekiyor. İşsizliği, emekli maaşlarını, asgari ücreti konuşmamız gerekiyor. Türkiye’de şu an 86 milyon insan yaşıyor. 5 milyon hane sosyal yardımlarla geçiniyor. Bu yaklaşık 20 milyon kişi demek. Bu insanların geliri 10 bin liranın altında. Üstelik yüzde 5’lik bir kesim, yani 4 milyon kişi, aylık 6 bin 500 liranın altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Tekrar ediyorum: 6 bin 500 lirayla hayatta kalmaya çalışıyor. Saha çalışmamıza Çelikhan’dan başladık. Tütün ekmek serbest, pişirmek serbest, satmak yasak. Ama adeta uyuşturucu muamelesi görüyor. Bu konuların gündemde olması lazım. Daha fazla konuşmamız lazım. Türkiye adeta bir uyuşturucu cennetine dönüşmüş durumda. 9-10 yaşındaki çocuklar uyuşturucu kullanıyor. Zengin de fakir de bu batağın içinde. Uyuşturucu yayılıyor, yoksulluk yayılıyor. Cep telefonları kumarhaneye dönmüş. İnsanlar banka hesaplarını sanal kumarlara yatırıyor. Ülkenin gerçeği bu. Biz bunları konuşacağız. Ve bu sorunlara çözüm önerilerini birlikte geliştireceğiz.”