Ensest Vakalarında Vahim Sonuç! Anne Detayı…

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, mahkeme ya da savcılıktan aile içerisinde cinsel istismara uğrayan ve ‘ruhsal durumları’ ile ilgili rapor istenen 18 yaş altı 40 çocuk (36 kız, 4 erkek) üzerinde bir araştırma gerçekleştirdi. ‘Ensest vakaların’ ele alındığı 4 yıllık araştırma 25 çocuğun basit, 15 çocuğun ise nitelikli cinsel istismara uğradıkları tespit edilirken, ortaya vahim bir tablo çıkardı. Celbiş’in yaptığı araştırma, Medıcıne Scıence isimli uluslararası tıp dergisinde de yayımlandı.

Prof. Dr. Osman Celbiş, “Biz, 4 yıllık süreçte mahkeme ve savcılıklardan gelen aile içerisindeki cinsel istismar vakalarını araştırdık. Bu çocukların ruhsal durumlarına ilişkin rapor istendiği için psikiyatr ve çocuk psikolojisinden arkadaşlarla bir heyet oluşturduk. Bu heyet, çocukların ruhsal durumlarını muayene etti” dedi.

“SANILANIN AKSİNE YENİ BİR BULGU ORTAYA ÇIKTI”

4 yıllık süreçte gelen 40 çocukta oluşan ruhsal hasarlara baktıklarını kaydeden Celbiş, “Kanunumuzda cinsel istismarlar, ‘nitelikli’ ve ‘basit’ cinsel istismar olarak ikiye ayrılıyor. Nitelikli cinsel istismarın cezası daha ağır çünkü tam bir cinsel birleşmeyi ifade ediyor. Basit cinsel istismar se tam bir birleşme olmadan çocuğun cinsel istismara uğraması kast ediliyor. Kanunda basit cinsel istismarın cezası daha az. Bizim yaptığımız araştırmada 25 çocuk basit, 15 çocuk ise nitelikli cinsel istismar bulgularıydı. Yaptığımız muayenelerde gördük ki basit cinsel istismara uğrayan çocuklarda daha fazla ruhsal hasar kalmış. Sanılanın aksine daha yeni bir bulgu olarak ortaya çıktı. Bunu makale haline getirdik ve uluslararası bir dergide de yayınladık. Dünyada da farklı bir çalışma oldu çünkü beklediğimizin dışında bir sonuç ortaya çıktı. Ensest vakalarda, kendilerini koruması gereken kişilerden gelen bir cinsel istismar olunca çocuklar üzerindeki etkisinin çok ağır olduğunu gördük” dedi.

“GENELLİKLE BU DURUMU ANNE BİLİYOR AMA DIŞARIYA AKTARMIYOR”

Celbiş, çocuk grubundaki ensest vakaların genellikle en çok baba, sonra ağabey ve erkek kardeş tarafından olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“Bizim incelediğimiz 40 vakanın 36’sı kız, 4’ü erkek çocuktu. Yani cinsel istismar sadece kız çocuklarına değil erkek çocuklarına da oluyor. Yaşanan ensest vakaların hemen hepsini anneler biliyor. Biliniyor gibi görünüyor ama anneler genellikle bunu biliyor. Çocuklar bu durumla ilgili en çok da annelerine kızıyorlar. Çünkü ailede anneye sığınacakken umursamadığı ya da gerekli korumayı sağlamadığı için en çok annelerine kızıyorlar. Aile içerisinde olduğu için dışarıya söylenmiyor, annelerin çok azı bunu söylüyor. Annelerin söylememe gerekçeleri ise farklı; belki reddediyor, kabul etmek istemiyor, belki ekonomik ve sosyal nedenlerle ama bir şekilde gizli kalıyor. Çocukların davranışlarını gören özellikle öğretmenler ortaya çıkıyor. Bu tür çocukların konuşmalarında değişme oluyor, yetişkin kadın gibi davranıyorlar, açık seçik konuşuyorlar, o tür fıkralar anlatıyorlar. Yaş grubuna göre farklı tepkiler gösteriyorlar. Yaşı küçükse anaokulundakiler, yaşı büyükse ortaokul ve lisede genellikle öğretmenleri bu durumu fark ediyor. Ya da yaşı büyükse ve gebe kalırsa doktora gittiğinde ‘Aile içerisinde ne oldu?’ diye ortaya çıkabiliyor. Bunun yanında kız çocukları 14-15 yaşına geldiklerinde kendilerine yapılan kötülüğün farkına varıyorlar ve genellikle evden kaçıyorlar. Polis tarafından yakalandıklarında yaşadıkları ortaya çıkmış oluyor.”

“İÇERİYE DÖNÜK AİLELERDE DAHA FAZLA YAŞANIYOR”

Ensest vakaların her türlü ailede olabileceğini ancak kapalı yani içeriye dönük ailelerde daha fazla yaşandığını kaydederek, “Ensest aile içerisinde olduğunda, cinsel istismar aile içerisinden geldiği için önleme şansı yok. Çocukların odalarının ayrılması, eğitilmeleri ve okullarda eğitim verilerek, fark ettirilmesi gerekiyor. Cinsel saldırıda çocuklarda fiziksel olmakla birlikte en ağır hasar ruhsal olarak ortaya çıkıyor. Psikolojik testlerle çocuklar üzerinde oluşan hasarlar tespit ediliyor. Daha sonrada bu çocukların tedavileri gerçekleştiriliyor. Kanunen bu tedavinin takipleri de gerekiyor” diye konuştu.